SAĞLIK - 19 Nisan 2023 Çarşamba 10:06

Ramazan sonrası diyetisyenden öğün uyarısı: '2 öğün devam etmeli'

A
A
A
Ramazan sonrası diyetisyenden öğün uyarısı: '2 öğün devam etmeli'

Ramazan ayı boyunca sahur ve iftar şeklinde tüketilen 2 öğün alışkanlığının sağlık açısından devam ettirilmesi gerektiğini ifade eden Uzman Diyetisyen Tuğçe Çiçek, “Gerek kronik hastalıklar gerek günlük rutin ve enerji açısından artık günde 6-8 öğünü çok fazla önermiyoruz. Çünkü yapılan son araştırmalara göre sağlık açısından günlük çok sık öğünler tavsiye edilmiyor” dedi.

Ramazan ayında değişen ve belli bir alışkanlığa dönüşen beslenme düzeni artık bayram ile tekrar eski halini alacak. Uzun süre aç kalınan ve beslenmenin sadece belli bir zaman diliminde olduğu oruç sonrası dikkat edilmesi gerekenler hakkında tavsiyelerde bulunan Uzman Diyetisyen Tuğçe Çiçek “öğün” konusuna dikkat çekti. Yapılan son çalışmalara göre artık sağlık açısından günlük öğün sayısının çok fazla olmaması gerektiğini bu yüzden de hazır Ramazan ayında 2 öğüne alışılmışken bu şekilde devam etmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek, “Geç saatte bir kahvaltı ve erken saatte yenilen akşam yemeği ile günü kapatmalıyız” dedi.

Ramazan sonrası diyetisyenden öğün uyarısı: '2 öğün devam etmeli'

“2 ana öğün ya da 2 ana 1 ara öğün şeklinde devam edebilirler”

BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi’nden Uzman Diyetisyen Çiçek, “Ramazan boyunca 2 öğün beslenmeye alıştık, uzun süre açlıklar vücudumuzun alışılagelmiş hali oldu. Bu yüzden de tavsiyem bireylerin Ramazan sonrasında da bu beslenme rutinine devam etmesi. Çünkü kronik hastalıklar açısından da günlük rutin ve enerji açısından da artık 6-8 öğünleri çok fazla önermiyoruz. Hazır Ramazan sürecinde öğün sayımız 2’ye düşmüşken tuttuğumuz oruçları sağlıklı bir hale getirmiş olalım. Ramazan’dan sonrasında 2 öğün yine bizi çok zorluyorsa küçük bir ara öğünle 2 ana 1 ara öğün şeklinde devam edebilirler. Tavsiyem geç kahvaltı birazcık daha erken akşam yemeği. Eğer geç kahvaltı yapılamayacaksa örneğin 11-12 gibi ana yemekle başlayıp akşam yemeği ile kapatabiliriz. İki öğün arasındaki açlığa dayanamayanlar ise küçük bir ara öğün yapabilir” dedi.

“Kilo vermeye de yardımcı olacaktır”

Öğün sayısının düşürülmesi ve karbonhidrat tüketimine de dikkat edilmesiyle bu düzenin kilo vermede de yardımcı olabileceğini söyleyen Çiçek, “Hem kilo vermek için hem de daha sağlıklı beslenebilmek için bir fırsat aslında. Çünkü yapılan son çalışmalar artık günlük çok sık öğünleri önermiyor. Bu yüzden sağlığımız için küçük bir adım da atmış oluyoruz. Bu 2 öğünde tükettiği gıdalarda kalori kısıtlaması yaparsa protein ağırlıklı beslenirse kilo vermek isteyenler de fazlalıklarından kurtulmaya başlayacaktır” şeklinde konuştu.

“Bayramda yoğun çeşitli masalardan biraz uzak durmalıyız”

Önümüzdeki Ramazan Bayramı için de özellikle tatlı tüketimine dikkat çekerek uyarılarda bulunan Çiçek, “Bizim kültürümüzde bayramlar şenlik havasında geçiyor. Öyle sofralar kuruluyor ki doğal olarak bizim de bu sofralar karşısında gözümüz dönüyor. Öncelikle bu kadar yoğun beslenme bu kadar yoğun çeşitli olan masalardan biraz uzak durmalıyız. Sıvı tüketiminde de gazlı, şekerli ve meyve aromalı içeceklerden kaçınmalılar. Ramazan boyunca gün içerisinde su içmeyi unutmuş hale geliyoruz. Artık bireylerin gerekirse kendilerine hatırlatıcı vasıtasıyla saat başı tekrar su içme alışkanlığı geri kazanılmalı. Gün içerisinde su tüketimine kesinlikle geri dönmeliyiz. Çünkü Ramazan boyunca zaten fazlasıyla kısıtlı bir sürede su içmeye çalıştığımız için yeterli sıvı alımımızı karşılayamamış oluyoruz. Ayrıca şerbetli tatlılar ya da ağır çikolatalar yerine sütlü tatlılar tercih edilmeli. Havalar da artık ısınmak üzere o yüzden belki az şekerli dondurmalar ya da meyveli tatlılar birazcık daha serinletici aynı zamanda da hafif olacaktır. Fakat ilk tercihimiz yine de sütlü tatlılar olmalı. Şerbetli tatlıları ise çok minimal düzeyde bayram boyunca en fazla birkaç olmak şartıyla tüketmeye dikkat edelim” dedi.

Tatlı tüketiminde özellikle şeker hastalarının ve hamilelerin dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek son olarak, “Şeker hastaları, üç aylık kan şekeri yüksek ve insülin direnci olanlar, gebelik şekeri yüksek olanlar hatta gebe olan bireylerimiz keza aynı şekilde hem karbonhidrat tüketimine hem de tatlılara dikkat etmeliler. Sadece bu kategoride olanlar değil aslında tüm bireylerin sağlık açısından her zaman dikkat etmesi gereken bir tüketim tarzıdır. Çünkü hepimiz her zaman bir hastalığa adayız” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Hacı adayları dualarla kutsal topraklara uğurlandı Hac mevsiminin yaklaşması ile bu yıl kurada ismi çıkan hacı adaylarına kutsal topraklara yolculuk heyecanı sardı. Aydın ve çevresinden hacca gidecek olanlar, İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan uğurlandı. Kutsal topraklara gidecek olan hac kafilesi, yolculuklarına dualarla başladı. Yolculuk öncesi havalimanında dua edip yakınları ile vedalaşan hacı adayları oldukça heyecanlı olduklarını belirterek duygusal anlar yaşadılar. “Baba-oğul birlikte gittiler” Aynı kafilede hacca giden Ahmet Yaban ve oğlu Nebi Yaban, kutsal topraklara birlikte gitmek için çok dua ettiklerini belirterek, duydukları heyecanın tarifinin mümkün olmadığını söylediler. Hz. İbrahim ile Hz. Hacer Validemiz ve oğlu Hz. İsmail’in hikayelerinin oldukça etkili olduğu kutsal mekanları baba-oğul ziyaret edecek olmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Nebi Yaban, “Allah murat eden herkese nasip eder inşallah. Babamla birlikte Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’e ve Kabe’ye selam götürüp kendimiz ve tüm İslam Alemi için dua edip hacı olma niyetiyle yola çıktık” diye konuştu. Baba-oğul hac vazifesini yerine getirmek istediklerini belirten Ahmet Yaban ise “Böyle bir niyetimiz vardı. Rabbim nasip etti. İnşallah Kabe-i Muazzam’a oğlumla birlikte tavaf edeceğiz. Çok mutluyuz” diyerek yaşadıkları manevi duygunun kelimelerle tarif edilemeyecek kadar farklı olduğunu belirtti.
Düzce Hipertansiyon tedavisinde en önemli adım yaşam tarzı değişikliği DÜZCE(İHA) – Prof. Dr. Metin Güçlü, hipertansiyonun tüm dünyada sıklığı giderek artan önemli bir sağlık sorunu olduğunu söyledi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Güçlü, her yıl 17 Mayıs, Dünya Hipertansiyon Günü nedeniyle hipertansiyonu anlatarak, dikkat edilmesi gerekenler hakkında önemli bilgiler paylaştı. Damarlardaki kanın tüm vücudumuzda dolaşabilmesi için kalbimiz tarafından düzenli olarak pompalanması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Metin Güçlü, “Kalbin her atışı ve pompalama işlemi sırasında damarlarda bir küçük bir de büyük tansiyon denilen iki farklı basınç dalgası gelişir. Sağlıklı insanlarda genellikle büyük tansiyon 120 mmHg küçük tansiyon ise 80 mmHg düzeylerinde ölçülür. Ancak her insanın normal kan basıncı değerleri kişiye özeldir ve yaşlanmayla birlikte özellikle büyük tansiyonda hafif bir yükseklik görülebilir. Bir kişide oluşan basıncın normalin üzerinde olmasına hipertansiyon denilmektedir ve bu ölçümün 140-90 mmHg’nın üzerinde olması hipertansiyon olarak kabul edilmektedir. Bu tanımdan da anlaşılabileceği gibi, damarlarda dolaşan kan ve sıvı miktarının artması, kalbin normalden hızlı pompalama işlemi veya damarların sertliğinde veya çapında daralma olduğunda kan basıncı artarak hipertansiyon gelişir” dedi. Hipertansiyon en fazla kimlerde görülür? Altta yatan sebebe göre hipertansiyonun primer ve sekonder olarak iki gruba ayrıldığını ifade eden Güçlü, “Primer veya esansiyel hipertansiyon denilen grup tüm dünyada en yaygın görülen hastalık tipidir ve hastaların yüzde 85-90’ı bu grupta yer alır. Sekonder hipertansiyon ise kan basıncı artışına yol açan başka bir hastalık varlığında ikincil olarak hipertansiyon geliştiğini gösterir. Hastaların yaklaşık olarak yüzde 10-15’i ise bu grupta yer alır. Primer hipertansiyon nedeni tam olarak bilinmeyen, yaşam boyu devam eden ve toplumda en yaygın görülen hastalık tipidir. Sebebi tam olarak bilinmese de bu hastalık, genetik olarak riskli bireylerde, aşırı tuz tüketimi olanlarda, yaşlılarda, hareketsiz yaşayanlarda, şişman ve aşırı kilolu bireylerde, stresli yaşayanlarda, şeker hastalarında, sigara ve alkol kullanan bireylerde sık olarak görülmektedir. Sekonder hipertansiyon altta yatan hastalığın tedavisi sonrasında ortadan kalkabilir. Başta böbrek hastalıkları olmak üzere, çeşitli hormon bozuklukları ve bazı ilaçların kullanımı sonucunda gelişir” ifadelerini kullandı. Hipertansiyonun yol açtığı zararlar “Hipertansiyon kronik, tedavi edilemediği sürece ilerleyici komplikasyonlara yol açabilen bir kalp damar sistemi hastalığıdır” diyen Metin Güçlü, hem akut, hem de kronik olabilen bu komplikasyonları; Kalp damarlarında daralma, kalp kaslarında kalınlaşma, kalp kapaklarında ve kalbin bütününde yetmezlik, kalp ritim bozuklukları. Böbrek yetmezliği. Görme kaybına ilerleyebilen göz damar hastalığı. Beyin dolaşımında bozulma ve inmeler. Vücudumuzun ana damarlarında tıkanma ve yırtılma sorunları. Özellikle ileri yaşlarda beyin fonksiyonları ve algılamada bozukluklar şeklinde sıraladı. Hipertansiyonla mücadelede kalıcı tedavi mümkün mü? Primer veya esansiyel hipertansiyon denilen ve toplumda yaygın olarak görülen hastalık tipinin tamamen ortadan kaldırılamasa bile hastalığın kontrol altında tutularak ilerlemesi ve komplikasyonlara yol açmasının önlenebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Güçlü, bunun için yapılması gerekenleri ve tedavi adımlarını ise; “Hipertansiyon tedavisinde en önemli adım yaşam tarzı değişikliğidir. Bu adım tüm bireylerin yapması zorunlu olan sağlık yaşam koşullarını içermektedir. Hareketli yaşam ve günlük fiziksel aktivite. Sağlıklı ve dengeli beslenerek, yeterli vitamin ve mineral almak. Düzenli sebze ve meyve tüketimi. Et ve et ürünlerinin tüketimini azaltarak, katı hayvansal yağlardan uzak durulması. Kilo kontrolü ile ideal vücut ağırlığını sağlamak. Tuz tüketiminin kısıtlanması. Alkol ve sigara kullanımının bırakılması. Düzenli ve yeterli miktarda gece uyku düzeni sağlanması. Stresten uzak durabilmek” şeklinde sıraladı. Yeterli yaşam tarzı değişikliklerine rağmen kan basıncı kontrol altına alınamayan bireylerde ise ilaç tedavisine başlanacağı bilgisini veren Metin Güçlü, “Günümüzde hipertansiyon tedavisinde kullanılan çok sayıda ilaç bulunmaktadır. Her hastaya ve hastalığa özgü ilaç farklıdır ve bu ilaçlar rastgele kullanılmamalıdır. Hastanın yaşı, vücut tipi, hipertansiyonun şiddeti ve diğer faktörler ilaç seçiminde belirleyici olmaktadır. Benzer hastalığı nedeniyle ilaç kullanan birinin ilacının alınarak kullanılması ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bazı hastalarda tek bir ilaçla hastalık kontrol edilebilirken, bazı hastalarda daha fazla sayıda ilaç birlikte kullanılarak hastalık kontrol altına alınabilmektedir. İlaç sayısındaki artışa rağmen yeterli kan basıncı kontrolü sağlanamayan hastalarda altta yatan ikincil bir hastalık olabileceği akılda tutulmalı ve bu konuda uzmanlaşmış merkezlere başvurulmalıdır” dedi. Beslenme, genetik ve yaşam şeklinin hipertansiyonla ilişkisi Hipertansiyonun beslenme ve yaşam tarzı ile doğrudan ilişkili bir hastalık olduğunun altını çizen Prof. Dr. Metin Güçlü, “Genetik olarak yatkınlığı olan ve ailesinde hipertansiyon öyküsü bulunan birisi yaşam tarzına ve beslenmesine dikkat etmediği sürece hipertansiyon, diyabet ve obezite gibi hastalıklara yakalanması kaçınılmazdır. Bu nedenle genetik yatkınlığı olan bireylerin yukarıda özetlediğimiz yaşam tarzı değişikliklerini daha dikkatle uygulaması gerekmektedir” ifadelerini kullandı. En önemli sebebi hareketsiz yaşam Hipertansiyonun tüm dünyada sıklığı giderek artan önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Güçlü, “Bu artışın en önemli sebepleri hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme, aşırı tuz tüketimi, stres ve zararlı maddelerin kullanımıdır. Ölümcül ve sakat bırakıcı kronik komplikasyonları olabilen bu hastalıktan korunmanın en temel yolu ise yaşam tarzı değişiklikleri ile bu risk faktörlerini elimine etmekten geçmektedir. İlaç tedavisi ikinci basamakta yer almaktadır, hekim kontrolünde başlanmalı ve yakın takip altında sürdürülmelidir. Tüm dünyada hızla yayılan bu hastalığa dikkat çekmek, farkındalık oluşturarak, hastalıktan ve komplikasyonlarından korunmak amacıyla her yıl 17 Mayıs günü dünya hipertansiyon günü olarak değerlendirilmektedir” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
Aydın Başkan Günel, restorasyonu tamamlanan tarihi evleri ziyaret etti Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, restorasyon çalışmaları tamamlanan tarihi Kuşadası evlerini ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Kuşadası Belediyesi tarafından aslına uygun olarak restore edilen tescilli yapıların bir an önce turizme kazandırılması için çalışmaların sürdüğünü belirten Başkan Ömer Günel “Bu yapıları kısa süre içerisinde kültür, sanat ve turizm rotası haline getirerek kentimize armağan edeceğiz” dedi. Başkan Ömer Günel’in Yıldırım Caddesi ziyaretine Kuşadası Eğitim ve Geliştirme Vakfı (KEGEV) Başkanı Şefik Sözer ve Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Nuri Özdoğan ile birim amirleri eşlik etti. Kuşadası Belediyesi tarafından kısa süre içerisinde restore edilerek kente kazandırılan tarihi evlere düzenlenen inceleme gezisinde kente kazandırılacak yeni kültür rotaları ile ilgili fikir alışverişinde bulunuldu. Bölgeye Mineral ve Fosil Müzesi’nin ardından yeni bir müze daha kazandırmak için çalışmaların başladığını ifade eden Başkan Ömer Günel, “Kuşadası’nın tarihine ışık tutan bu önemli bölgeyi kentimize kazandırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu bölgede bir etnografya müzesi kurmak amacıyla çalışmamız başladı. Yine aynı bölgede Halk Eğitim Merkezi’ne ait binamızı da iş birliği protokolüyle yeniledik. Bu yapıları kısa süre içerisinde kültür, sanat ve turizm rotası haline getirerek tıpkı Çalıkuşu Evi ve Efe Suphi Yazar Konuk Evi gibi kentimize armağan edeceğiz. Bizlere fikirsel destekleri için KEGEV Başkanı Şefik Sözer ve ADÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Nuri Özdoğan’a teşekkür ediyorum” dedi.
Erzurum ETSO, TOBB genel kurulunda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) 80. Mali Genel Kurulu TOBB İkiz Kuleler’de yapıldı. Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın başkanlığındaki ETSO heyeti de, TOBB’un 80. Genel Kurulu’na iştirak etti. Heyette Başkan Özakalın’ın yanı sıra Meclis Başkanı Gökhan Yılmaz, TOBB Üst Kurul Delegeleri; Kadir Ovat, Mehmet Melik Kaya, Arif Köksal Yılmaz, Ali Yılmaz ve Haktan Ömeroğlu, TOBB İl Genç Girişimciler Kurulu Başkanı İsmail Suci, TOBB İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Kübra Alioğulları, Genel Sekreter Osman Ömeroğlu ve ETSO Arabuluculuk ve Tahkim Merkezi (ETSOTAM) Koordinatörü Av. Yakup Nuroğlu yer aldı. Genel kurul programı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Genel Kurul Divanı, TOBB Yönetim Kurulu Üyeleri, Konseyler, oda, borsa başkanları ve delegelerin katılımıyla Anıtkabir’e yapılan ziyaretle başladı. Anıtkabir programının ardından genel kurul kapsamında Hizmet Şeref Belgesi Plaket Töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Oda/Borsa Başkanlarının katılımıyla TOBB İkiz Kuleler’de gerçekleştirildi. Programa, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala da katıldı. Hisarcıklıoğlu; “Kamuda tasarruf paketini olumlu karşıladık” TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu törende yaptığı konuşmada, ekonomide başlatılan yeni politikaları desteklediklerini, kamuda tasarruf paketini de olumlu karşıladıklarını söyledi. Hisarcıklıoğlu, TOBB’un odalar ve borsaların emekleri ve gayretleriyle reel sektörün hizmet merkezi haline geldiğini belirtti. Birliğin dünyanın örnek aldığı bir yapıya dönüştüğünü dile getiren Hisarcıklıoğlu, bunların, el birliği, gönül birliği ve akıl birliğiyle başarıldığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her zaman Türk iş dünyasına desteğini gösterdiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Sizin liderliğinizde, iş ve yatırım ortamını kolaylaştıran, üzerimizdeki yükleri azaltan çok sayıdaki düzenleme hayata geçti. Tarihi bir başarı elde ettiğimiz Türkiye’nin Otomobili hayalimiz, yine sizin vizyonunuz ve himayenizde gerçeğe dönüştü." dedi. Reel sektörün çözüm ve önerilerine dair devamlı istişare yapıldığını kaydeden Başkan Hisarcıklıoğlu, iş ortamını kolaylaştıran, rekabet gücünü artıran ve böylelikle büyümeye ivme kazandıran adımların atıldığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan iş dünyasına seslendi Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın da bir konuşma yaptığı genel kurulda Cumhurbaşkanı Erdoğan iş dünyasına seslendi. Son bir yıl içinde ardı ardına yaşanan üç seçimin iş dünyasını çok yorduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023’ün Türkiye ekonomisi açısından çok meşakkatli bir yıl olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Ülkemiz maalesef seçim atmosferinden bir türlü kurtulamadı. Yine bu dönemde başta Gazze krizi olmak üzere bölgemizde, ülkemizi de doğrudan etkileyen çatışmalar patlak verdi. Tek başına seçim gündeminin bile bürokrasi, yatırımları, iş dünyamızın gelecek planlarını yavaşlattığı hakikattir. 31 Mart Seçimlerinin de geride bırakılmasıyla inşallah dört yıllık seçimsiz döneme girmiş bulunuyoruz. Bundan sonra asıl meselelerimize daha fazla odaklanabilecek, milletimizin gerçek gündemine daha fazla vakit ve kaynak ayırabileceğiz." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tasarruf tedbirlerine istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak zorundadır. Harcanan her kuruşun hesabını soran bir bakış açısını egemen kılıyoruz. Böylece ülkemizin kaynaklarını çok daha verimli ve öncelikli alanlarda kullanabileceğiz." dedi. Konuşmaların ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB üyesi 58 kişiye "Hizmet Şeref Belgesi" takdim etti. Erzurum’un yörsel tadları katılımcılardan tam not aldı TOBB Genel Kurul programı kapsamında yöresel lezzetler de katılımcıların beğenisine sunuldu. Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO), Erzurum Ticaret Borsası (ETB), Oltu Ticaret ve Sanayi Odası ile Pasinler Ticaret ve Sanayi Odası tarafından ortaklaşa hazırlanan Erzurum standında, coğrafi tescilli yöresel lezzetlerden Cağ Kebabı, Pasinler Yaprak Döneri, Su Böreği, Kadayıf Dolması ve Pekmezli Kadayıf genel kurul katılımcılarına ikram edildi. Dadaş bar ekibinin de gösterileriyle renk kattığı Erzurum standını ziyaret eden, TOBB Yönetim Kurulu Üyelerini, Oda/Borsa Yönetim Kurulu Başkanları ve Meclis Başkanlarını ve üst kurul delegelerini ETSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, ETB Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Oral, Oltu TSO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Karaca ve Pasinler TSO Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Taşbaşı ağırladı. İş dünyası, kabine üyeleri ve siyasi parti temsilcileriyle yemekte buluştu Genel kurulun gündüz programının ardından iş dünyası, kabine üyeleri ve siyasi parti temsilcileri TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde, ATO Congresium’da gerçekleştirilen TOBB 80. Genel Kurulu akşam yemeğinde bir araya geldi. Yemeğe, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, STK Başkanları, üst düzey yargı mensupları, milletvekilleri ve bürokratlar katıldı. Başkan Özakalın yemeğin düzenlediği salonunda girişinde TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte davetlileri karşıladı. Yemekte ETSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, Meclis Başkanı Gökhan Yılmaz, üst kurul delegeleri ile TOBB İl Genç ve İl Kadın Girişimci Kurullarının başkanları, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile bir araya gelerek sohbet edip günün anısına fotoğraf çektirdiler.