RAMAZAN - 01 Haziran 2016 Çarşamba 12:08

Ramazanda gıda fiyatları

A
A
A
Ramazanda gıda fiyatları

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Ramazan ayına sayılı günler kala market fiyatlarına baktığımızda; geçen ay sonuna göre 5 üründe fiyat değişimi görülmezken, 8 üründe azalma, 21 üründe ise fiyat artışı oldu.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Bayraktar, Ramazan ayı öncesinde gıda fiyatlarını değerlendirdi. Ramazan’da gıda fiyatlarında bir artış beklemediklerini kaydeden Bayraktar, “Geçen ay sonuna göre 5 üründe fiyat değişimi görülmezken, 8 üründe azalma, 21 üründe ise fiyat artışı oldu. Kuru fasulye, yeşil mercimek, yumurta, kuzu eti ve toz şeker fiyatında değişim görülmezken, fiyat düşüşü yüzde 32,02 oran ile en fazla domateste meydana geldi. Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 37,47 ile yeşil soğanda görüldü. Üretici fiyatlarına baktığımızda ise; geçen ay sonuna göre 13 üründe fiyat değişimi görülmezken, 8 üründe azalma, 9 üründe ise fiyat artışı meydana geldi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 32,53 oran ile yeşil soğanda görüldü. Yeşil soğandaki fiyat artışını yüzde 20,39 ile sivri biber, yüzde 7,33 ile limon, yüzde 5,33 ile yeşil fasulye, yüzde 4,28 ile iç fındık, yüzde 3,91 ile marul, yüzde 1,85 ile dana eti, yüzde 0,98 ile süt, yüzde 0,24 ile kuzu eti takip etti” açıklamasını yaptı.

Geçen aya göre üretici ve marketlerde en fazla fiyatı düşen ürünün domates olduğuna dikkat çeken Bayraktar, “Fiyatı en fazla artan ürün ise yeşil soğan oldu. Rusya’nın ambargo kararı ve hava sıcaklıklarındaki yükselişle birlikte hasat edilen ürün miktarının artmasına bağlı olarak domates, salatalık, kabakta fiyat düşüşleri devam etti. Bu ürünlerin yanı sıra Rusya’nın aldığı ambargo kararının etkilerini gördüğümüz bir diğer ürün kuru soğan oldu. Kuru soğan ihracatında en önemli pazarlarımız Rusya ve Irak’tır. Rusya’ya yapılan soğan ihracatımızın yaklaşık yarısını yeni hasat edilen soğan oluşturmakta idi. Bu duruma komşu ülkelerde yaşanan karışıklıklar da eklenince kuru soğan fiyatları dibe vurdu. Geçen yıl aynı dönemde kuru soğanın kilogramını 43 kuruştan satan üreticilerimiz, bu yıl 20 kuruşa alıcı bulmakta zorlanmaktadır” diye konuştu.

Patateste de üreticilerin sıkıntılarının devam ettiğini belirten Bayraktar, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Bu sezon hava sıcaklıklarının yüksek olması nedeniyle Adana’da patates hasadı 10-15 gün daha erken başladı. Nevşehir ve Niğde’de depolarda ürün olduğu dönemde bir taraftan yeni ürünün hasadının başlaması, komşu ülkelerde yaşanan siyasi karışıklıkların ihracatımızı olumsuz etkilemesiyle birlikte Mart ayı sonunda 38 kuruş olan patates fiyatları, Nisan sonunda 25 kuruşa indi. Nisan ayında Adana’da başlayan taze patates hasadına Mayıs ayında Reyhanlı ve Ödemiş de eklendi. Üreticilerimiz bu koşullar altında taze patatesi 25 kuruştan satmaya çalışmaktadır. Üretimde meydana gelen dalgalanmalar ve pazarlamada yaşanan sıkıntılar üreticiden tüketiciye tüm tarafları derinden etkilemektedir. Ekim ayından bu yana hava sıcaklıkları genel olarak mevsim normalleri üzerinde gerçekleşti. Yağışlar ise üretim döneminde normalin altında kaldı. Buğday ve arpa üretiminin gelişme döneminde istenen yağışların gerçekleşmemesi, 34 ilimizde kuraklık yaşanmasına yol açtı. Kuraklık yaşanan illerde, verim kaybı nedeniyle Türkiye buğday ve arpa rekoltelerinde azalma beklenmektedir.”

Geçen yıl Ramazan ayı öncesi ile bu yıl ki market ve üretici fiyatları karşılaştırıldığında market raflarında fiyatı en çok artan ürünün sivri biber, fiyatı en çok düşen ürünün ise havuç olduğunu kaydeden Bayraktar, “Üreticide ise en fazla yeşil soğan fiyatında artış görüldü. Fiyatı en fazla düşen ürün ise üreticide patates oldu. Bu dönemde market fiyatlarında 17 üründe azalma, 19 üründe ise fiyat artışı meydana geldi. Markette en fazla fiyat düşüşü yüzde 48,67 ile havuçta görüldü. Bu yıl ve geçen yıl Ramazan ayı öncesi fiyatlarını karşılaştırdığımızda, üretici fiyatlarında 16 üründe azalma, 16 üründe ise fiyat artışı oldu. Üreticilerde en fazla fiyat düşüşü yüzde 74,49 ile patateste görüldü. Buna karşılık, fiyatı en fazla artan ürün yüzde 139,13 ile yeşil soğan oldu” dedi.

Üreticilerin alın terinin karşılığını alamadığını ve Rusya’nın ambargo kararından en fazla etkilenen kesimin üreticiler olduğunu söyleyen Bayraktar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Rusya’nın 1 Ocak 2016 tarihinde başlayan ambargosu, olgunlaşmanın hızlanması ve arzın artmasıyla birlikte Mart ayından itibaren fiyatları düşürmeye başladı. Nisan ayıyla derinleşen ambargonun etkileri önceki açıklamalarımızda vurguladığımız gibi Mayıs ayında da kendini hissettirdi. Üreticilerimiz her geçen gün daha da büyük kayba uğramaktadır. Kayısı, şeftalide erkenci çeşitlerle birlikte hasat başlamıştır. Önümüzdeki günlerde üzüm hasadı da başlayacaktır. 2015 yılında üzüm ihracatımızın yüzde 68,4’ü, şeftali ihracatımızın yüzde 66,7’si, kayısı ihracatımızın yüzde 56’sı Rusya’ya yapılmıştır. Bu rakamlara bakıldığında üreticilerimizin uğrayacağı kayıp ortadadır. Krizin başında söylediğimiz gibi Rusya, aldığı ve iki ülkeye de zarar veren kararlarını, olgun bir devlete yakışacak şekilde tekrar gözden geçirmeli ve ambargoyu kaldırmalıdır. Acilen gerekli tedbirler alınmalı, üreticimizin mağduriyeti giderilmeli, uğradığı kayıp mutlaka telafi edilmelidir. Beklentimiz sorunların en kısa sürede çözülmesidir. Endişemiz odur ki, talep artışının yoğunlaştığı Mübarek Ramazan ayında Rusya bahane edilerek üretici fiyatları daha da düşürülmemelidir. Sadece üreticilerimiz değil tüketicilerimizin de menfaatleri korunmalıdır.

Ramazan ayı öncesinde üretici ve market fiyatları arasındaki farkın en fazla yüzde 497,50 ile kuru soğanda görüldüğünü belirten Bayraktar, “Kuru soğandan sonra fiyat farkı sırasıyla patateste yüzde 433,07, salatalıkta yüzde 372,19, kuru incirde yüzde 322,38, elmada 320,02, karpuzda yüzde 300 oldu. Fiyat farkı pirinçte yüzde 140,44, baklagillerden nohutta yüzde 153,56, hayvansal ürünlerden sütte yüzde 238,19 oldu.
Kuru soğan 6 kat, patates 5,3 kat, salatalıkta 4,7, kuru incir ve elma 4,2 kat, karpuz 4 kat, pirinçte 2,4 kat, baklagillerden nohutta 2,5 kat, süt 3,4 kat fazlaya tüketiciye satılmaktadır. Bugün üreticide 20 kuruş olan kuru soğan markette 1 lira 20 kuruşa, 25 kuruş olan patates 1 lira 33 kuruşa, 35 kuruş olan salatalık 1 lira 65 kuruşa, 7 lira olan kuru incir 29 lira 57 kuruşa, 68 kuruş olan elma 2 lira 86 kuruşa, 39 kuruş olan karpuz 1 lira 56 kuruşa, 2 lira 45 kuruş olan pirinç 5 lira 89 kuruşa, 2 lira 90 kuruş olan nohut 7 lira 35 kuruşa, 1 lira 3 kuruş olan süt 3 lira 48 kuruşa satılıyor” diye konuştu

Bu yıl Ramazan ayı boyunca kesimlik hayvan sayısında sıkıntı olmayacağını da sözlerine ekleyen Bayraktar, şöyle devam etti:

Fiyatlarda artış beklentimiz yoktur. Fiyatların bu şartlarda mevcut seviyesini koruyacağını düşünüyoruz. Aksi değişimler spekülatif hareketlerin habercisi olacaktır. Kırmızı et üretimi, 2015 yılında yüzde 14, 2016 Ocak-Mart döneminde yüzde 13 büyümüştür. Kırmızı et üretiminde çift haneli büyüme, Ocak-Mart döneminde de devam etmiştir. Ocak-Mart döneminde kırmızı et üretiminin, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 artarak 238 bin tona yaklaşmış, 2015 yılını 1 milyon 149 bin tonla kapatan kırmızı et üretimi, Mart ayı sonu itibarıyla yıllık bazda 1 milyon 176 bin tonu geçmiştir.

Mevcut verilere göre, koyun ve keçi eti üretimindeki artış oranı, sığır etinden fazla olmuştur. Bu bizim açımızdan önemlidir. Türkiye’nin özellikle küçükbaş hayvancılığa ağırlık vermesi gerekmektedir. Çünkü, küçükbaş hayvancılık Anadolu coğrafyasına çok uygun ve kırmızı ette en önemli alternatifimizdir. Kırmızı et üretimimizi 1,5 milyon tonların üzerine çıkarmalıyız. Bunun için de hem üretim hem de üretici desteklenmeye devam edilmelidir. 2015 Ramazan öncesi dana eti market fiyatının kilosu 37 lira 7 kuruşken, 2016 yılında yüzde 6,79 artışla 39 lira 59 kuruşa çıkarken, aynı dönemde üretici fiyatları yüzde 5,88 oranında artarak 23 lira 45 kuruştan 24 lira 83 kuruşa yükselmiştir. Görüldüğü üzere dana etinde üretici fiyatlarında perakende fiyatlara göre daha düşük bir artış gerçekleşmiştir. Dana eti, kilogramda üretici fiyatları 1 lira 38 kuruş, market fiyatları 2 lira 52 kuruş artmıştır. Aynı dönemde kuzu eti fiyatlarına baktığımızda; market fiyatları yüzde 8,41 oranında artışla 41 lira 44 kuruştan 44 lira 93 kuruşa, üretici fiyatları ise yüzde 15,32 artışla 22 lira 19 kuruştan 25 lira 59 kuruşa çıkmıştır. Kuzu etinde üretici fiyatlarında perakende fiyatlara göre daha fazla bir artış söz konusudur. Kilogramda kuzu eti fiyatı, üretici fiyatları 3 lira 40 kuruş, market fiyatları 3 lira 49 kuruş artmıştır. Ramazan ayının başlamasına sayılı günler kala tüm gözler gıda fiyatlarına çevrilmiştir. Beklentimiz bütün kesimlerin sorumlu davranması, artan talebin suistimal edilmemesidir. Tüketicilerimizin yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesi hepimizin dileğidir. Üretimde istikrarın bozulmasına ve spekülasyona fırsat verilmemeli, tedbirler zamanında alınmalıdır. Üretici, esnaf, halk, Ramazan ayını dört gözle beklemektedir. Tüm taraflar Ramazan ayının anlam ve önemine yakışır şekilde hareket etmeli, halkımız mağdur edilmemelidir. Gıda denetimleri artırılmalı, halkın sağlığıyla oynanmasına izin verilmemelidir. Ramazan yaklaşırken üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını takibe devam ediyoruz. Ramazan fırsatçılığı yapılmasın diyoruz.” 

İLKER TURAK 
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Yelken kulübüne kaçak tekne operasyonu Kaçakçılık ve Gümrük Muhafaza ekipleri, izini sürdükleri kaçak deniz küreği teknelerine Kocaeli’nin Derince ilçesinde ulaştı. Kulübe yapılan baskında iki tekneye el konuldu, bir tekne de aranıyor. Teknelerin bulunduğu anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı. İddiaya göre, Kaçakçılık ve Gümrük Muhafaza ekipleri, yurda kaçak yollarda sokulduğu belirlenen deniz küreği teknelerinin izini sürdü. Yapılan çalışmalarda deniz küreği tekneleri, Kocaeli’nin Derince ilçesinde bulunan bir kürek ve su sporlarının kıyı alanında tespit edildi. Harekete geçen ekipler, incelemelerin ardından bölgeye gelerek iki tekneye el koydu. Tekneler yediemin otoparkına çekilirken, yaşananlar ise güvenlik kamerasınca da kaydedildi. Öte yandan, diğer teknelerin akıbetinin ise henüz netlik kazanmadığı öğrenildi. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi. "15 yıldır ilk kez böyle bir olay yaşıyoruz" Olayla ilgili konuşan Derince Yelken Kulübü Başkan Yardımcısı Reyhan Güzelgün Yılmaz, "Edirne’den gelen polis ekipleri bizi aradı. Kulüp içinde arama yapacaklarını belirttiler. Konuyla ilgili bir bilgi aldık. Kulübümüze, Derince Belediyesi tarafından yerleştirilen kürek kulübünün kaçakçılıkla bir işleri olmuş. Ekipler geldi, tutanaklarını tuttu, işlemlerini yaptılar ve teknelerini alıp götürdüler. Biz yelken kulübü olarak burada ilk defa böyle bir olayı yaşıyoruz. 15 yıldır buradayız ve bu tarz olayların olabileceğini daha önce yetkili mercilere, Derince Belediyesi’ne, diğer birimlere defalarca anlatmaya çalışmıştık. Şimdi olay resmi şekilde açığa çıkarıldı. Bundan sonraki süreci biz de takip edeceğiz" ifadelerini kullandı.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Dijital İkiz Atölyeleri ile öğrenciler daha okul sıralarındayken ’geleceğin fabrikalarına’ adım atmış olacaklar" Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Dijital İkiz Atölyeleri Projesi’nin tanıtım toplantısı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirildi. Projenin detaylarıyla ilgili bilgiler paylaşan Yılmaz mesleki eğitimin önemine vurgu yaparak, "Bu modelle birlikte öğrenciler daha okul sıralarındayken ’geleceğin fabrikalarına’ adım atmış olacaklar" dedi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Dijital İkiz Atölyeleri Projesi, mesleki eğitimdeki gelişme ve kalkınmayı dijital çağın imkanlarıyla birleştiren bir çalışma olmaya hazırlanıyor. Projeyle birlikte öğrenciler yüksek maliyetli, tehlike içerebilen veya sınırlı erişime sahip üretim ortamlarını dijital olarak deneyimlerken; süreçleri analiz etme, veri okuma ve üst düzey teknolojilere hakim olma gibi pek çok beceriyi de kazanacak. Proje kapsamında İstanbul Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Ankara, Antalya, Bursa, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kocaeli, Sakarya ve Samsun’daki okullar, dijital ikiz altyapısının kurulduğu ve öğretmen eğitimlerinin yürütüldüğü ilk merkezler arasında yer alıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz proje kapsamında gençlere sunulacak mesleki gelişim imkanlarından bahsederken; uygulanacak yeni dijital eğitim modelinin Türkiye’nin kalkınma politikasına sunacağı avantajlarla ilgili konuştu. "Dijital İkiz Atölyeleri nitelikli işgücünün yetiştirilmesi noktasında önemli imkanlar sunacak" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Dijital İkiz Atölyeleri Projesi kapsamında yapılacak çalışmaların gençlere sağlayacağı katkılardan bahsederek, "Genç nüfusumuzun giderek azalması, eğitim politikalarında niceliğin korunması kadar niteliğin artırılmasını da zorunlu kılmaktadır. Dijital İkiz Atölyeleri tam da bu noktada mesleki ve teknik eğitimin standartlaştırılması, beceri kazanımlarının veri temelli olarak izlenmesi ve nitelikli işgücünün yetiştirilmesi noktasında önemli imkanlar sunmaktadır. Geçmişte ideolojik nedenlerle geri planda kalan mesleki eğitimin yeniden güç kazanarak işgücü piyasasıyla uyumlu hale gelmesi öncelikli politikalarımız arasındadır. Bugün tanıtımını gerçekleştirdiğimiz proje, mesleki eğitimde yakaladığımız ivmeyi dijital çağın imkanlarıyla birleştiren ve bu alanda yürüttüğümüz reform sürecine güçlü bir yön tayin eden öncü bir uygulama niteliğindedir. Dijital ikiz teknolojisi, üretim süreçlerinin dijital ortamda birebir simülasyonunu mümkün kılan, riskleri azaltan, karar mekanizmalarını güçlendiren üst düzey bir teknoloji olarak geniş bir kapı aralıyor" dedi. "Bu model, yeni nesil iş gücünün yetiştirilmesi bakımından stratejik bir öneme sahip" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Dijital İkiz Atölyeleri’nin mesleki eğitim alanında yeni ve güçlü bir karşılık bulacağını dile getirerek, "Bu projeyle öğrencilerimiz yüksek maliyetli, tehlike içerebilen veya sınırlı erişime sahip üretim ortamlarını dijital olarak deneyimleyebilecekler. Öğrencilerimizin, makineleri işletebilen, süreçleri analiz edebilen, veriyi okuyabilen, problem çözme kabiliyeti yüksek, üretim süreçlerinin arkasındaki mantığı kavrayabilen bireyler olmasını amaçlıyoruz. Bir anlamda bu projeyle, daha okul sıralarındayken ’geleceğin fabrikalarına’ adım atmış olacaklar. Bu yaklaşım öğrenmeyi güvenli, tekrarlanabilir ve tüm bölgelere eşit şekilde erişilebilir kıldığı için, özellikle dezavantajlı bölgelerdeki öğrenciler açısından da kritik bir fırsat sunmaktadır. Türkiye’nin kalkınma politikasının temel yapı taşlarından biri olan fırsat eşitliği, bu proje ile mesleki eğitim alanında yeni ve güçlü bir karşılık bulmaktadır. Bugün hayata geçirdiğimiz bu model, Sanayi 4.0’ın ihtiyaç duyduğu yetkinliklere sahip yeni nesil iş gücünün yetiştirilmesi bakımından stratejik bir öneme sahip" ifadelerine yer verdi. "Öğretmenlerimizin eğitimleri projenin merkezinde yer alıyor" Sürecin eğitimcilerle birlikte ilerleyeceğinin altını çizen Cevdet Yılmaz, "Bu süreç yalnızca bir teknoloji kurulumundan ibaret değildir. Çünkü mesleki eğitimde kalıcı etkiyi sağlayan asıl unsur, öğretmenin dokunduğu yerdir; bu nedenle öğretmenlerimizin eğitimleri projenin merkezinde yer alıyor. 2026 yılı boyunca proje kapsamında yürütülen çalışmalar ülke geneline yayılacak ve Ülkemiz, dijital ikiz teknolojisini mesleki eğitimde sistematik biçimde kullanan sayılı ülkeler arasına girecek güçlü bir altyapıya ulaşacak" dedi. Mesleki ve teknik eğitim gençleri değişen dünyanın ihtiyaçlarına hazırlayan önemli bir imkandır" Gençlere mesleki eğitimin önemini fark ettirme noktasında ailelere de büyük bir görev ve sorumluluk düştüğünü dile getiren Yılmaz, "Ailelerin desteği bu süreçte büyük önem taşıyor; çocuklarımızın mesleki eğitimin sunduğu imkânları tanımaları ve ilgi duydukları alanlara yönelmeleri konusunda göstereceğiniz rehberlik onların yolunu açacaktır. Mesleki ve teknik eğitim gençlere hem güçlü bir meslek becerisi kazandıran hem de onları değişen dünyanın ihtiyaçlarına hazırlayan önemli bir imkandır. Bu vesileyle, projenin hayata geçirilmesinde büyük emeği geçen başta Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin olmak üzere Bakanlığın değerli mensuplarına ve projeye katkı sunan tüm paydaşlara teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
Isparta Isparta’da art arda yaşanan köpek ölümlerine valilik inceleme başlattı Isparta’nın Yalvaç ilçesine bağlı Hisarardı köyünde art arda yaşanan köpek ölümlerinin ardından Isparta Valiliği konuyla ilgili inceleme başlattı. Isparta’nın Yalvaç ilçesine bağlı Hisarardı köyünde geçtiğimiz günlerde art arda yaşanan köpek ölümleri, köyde büyük tedirginlik oluşturdu. Konuyla ilgili konuşan köy muhtarı Hasan Aydın, uzun süredir sahipsiz köpekler konusunda yardım istediğini ifade ederek, "Köyümde son günlerde art arda köpek ölümleri yaşanıyor, zehirlenme iddiaları var. Bu durumla ilgili 3 ay önce resmi başvurumu yaptım. Köyümüzde çok sayıda sahipsiz köpek bulunuyor. İlçeden gelenler, tarladan dönenler, yolda yavrulayanlar derken sayı her geçen gün arttı. Yolda yavrulu köpeklerin araçlara ve motosikletlere yönelme riski olduğunu daha önce yetkililere defalarca bildirdim. Yavruların ve annelerinin toplanmasını istedim" dedi. Aydın, Yalvaç Belediyesi dahil herkesin ’Aracımız yok, imkânımız yok’ dediğini anlattı. "Köpekleri toplasınlar, barınaklara yerleştirsinler" 37 köyde köpeklerin toplandığını fakat kendi köyünde durumun bu şekilde olmadığını aktaran muhtar Aydın, "Köyümüzden bir tane bile köpek alınmadı. 37 köyün köpekleri toplandı, bir tek bizim köy kaldı" ifadelerini kullandı. Aydın, "Bu yavruların ve annelerinin toplanıp güvenli bir barınağa götürülmesini istiyoruz. Orada bakılsınlar, beslensinler. Aksi halde bugün birkaç köpek öldüyse yarın 400’den fazlası ölebilir. Gelsinler, köpekleri toplasınlar, barınaklara yerleştirsinler. Şu anda köyün 4–5 farklı noktasında hem yetişkin köpekler hem yavrular bulunuyor" dedi. Valilik şüpheli hayvan ölümleri için inceleme başlattı Konu ile ilgili inceleme başlatan Isparta Valiliği’nden yapılan açıklamada, "Yalvaç ilçemize bağlı Hisarardı köyümüzde meydana geldiği iddia edilen şüpheli sahipsiz hayvan ölümleriyle ilgili valiliğimiz tarafından inceleme başlatılmıştır. İnceleme kapsamında ilgili kurum personelinden oluşturulan heyetin bahse konu köydeki çalışmaları devam etmektedir. Konu valiliğimizce yakından takip edilmekte olup, inceleme sonucuna göre gerekli işlemler yapılacaktır" ifadeleri yer aldı.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Dijital İkiz Atölyeleri ile öğrenciler daha okul sıralarındayken ’geleceğin fabrikalarına’ adım atmış olacaklar" Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Dijital İkiz Atölyeleri Projesi’nin tanıtım toplantısı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirildi. Projenin detaylarıyla ilgili bilgiler paylaşan Yılmaz mesleki eğitimin önemine vurgu yaparak, "Bu modelle birlikte öğrenciler daha okul sıralarındayken ’geleceğin fabrikalarına’ adım atmış olacaklar" dedi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Dijital İkiz Atölyeleri Projesi, mesleki eğitimdeki gelişme ve kalkınmayı dijital çağın imkanlarıyla birleştiren bir çalışma olmaya hazırlanıyor. Projeyle birlikte öğrenciler yüksek maliyetli, tehlike içerebilen veya sınırlı erişime sahip üretim ortamlarını dijital olarak deneyimlerken; süreçleri analiz etme, veri okuma ve üst düzey teknolojilere hakim olma gibi pek çok beceriyi de kazanacak. Proje kapsamında İstanbul Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Ankara, Antalya, Bursa, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kocaeli, Sakarya ve Samsun’daki okullar, dijital ikiz altyapısının kurulduğu ve öğretmen eğitimlerinin yürütüldüğü ilk merkezler arasında yer alıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz proje kapsamında gençlere sunulacak mesleki gelişim imkanlarından bahsederken; uygulanacak yeni dijital eğitim modelinin Türkiye’nin kalkınma politikasına sunacağı avantajlarla ilgili konuştu. "Dijital İkiz Atölyeleri nitelikli işgücünün yetiştirilmesi noktasında önemli imkanlar sunacak" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Dijital İkiz Atölyeleri Projesi kapsamında yapılacak çalışmaların gençlere sağlayacağı katkılardan şu sözlerle bahsetti: "Genç nüfusumuzun giderek azalması, eğitim politikalarında niceliğin korunması kadar niteliğin artırılmasını da zorunlu kılmaktadır. Dijital İkiz Atölyeleri tam da bu noktada mesleki ve teknik eğitimin standartlaştırılması, beceri kazanımlarının veri temelli olarak izlenmesi ve nitelikli işgücünün yetiştirilmesi noktasında önemli imkanlar sunmaktadır. Geçmişte ideolojik nedenlerle geri planda kalan mesleki eğitimin yeniden güç kazanarak işgücü piyasasıyla uyumlu hale gelmesi öncelikli politikalarımız arasındadır. Bugün tanıtımını gerçekleştirdiğimiz proje, mesleki eğitimde yakaladığımız ivmeyi dijital çağın imkanlarıyla birleştiren ve bu alanda yürüttüğümüz reform sürecine güçlü bir yön tayin eden öncü bir uygulama niteliğindedir. Dijital ikiz teknolojisi, üretim süreçlerinin dijital ortamda birebir simülasyonunu mümkün kılan, riskleri azaltan, karar mekanizmalarını güçlendiren üst düzey bir teknoloji olarak geniş bir kapı aralıyor." "Bu model, yeni nesil iş gücünün yetiştirilmesi bakımından stratejik bir öneme sahip" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Dijital İkiz Atölyeleri’nin mesleki eğitim alanında yeni ve güçlü bir karşılık bulacağını dile getirerek, "Bu projeyle öğrencilerimiz yüksek maliyetli, tehlike içerebilen veya sınırlı erişime sahip üretim ortamlarını dijital olarak deneyimleyebilecekler. Öğrencilerimizin, makineleri işletebilen, süreçleri analiz edebilen, veriyi okuyabilen, problem çözme kabiliyeti yüksek, üretim süreçlerinin arkasındaki mantığı kavrayabilen bireyler olmasını amaçlıyoruz. Bir anlamda bu projeyle, daha okul sıralarındayken ’geleceğin fabrikalarına’ adım atmış olacaklar. Bu yaklaşım öğrenmeyi güvenli, tekrarlanabilir ve tüm bölgelere eşit şekilde erişilebilir kıldığı için, özellikle dezavantajlı bölgelerdeki öğrenciler açısından da kritik bir fırsat sunmaktadır. Türkiye’nin kalkınma politikasının temel yapı taşlarından biri olan fırsat eşitliği, bu proje ile mesleki eğitim alanında yeni ve güçlü bir karşılık bulmaktadır. Bugün hayata geçirdiğimiz bu model, Sanayi 4.0’ın ihtiyaç duyduğu yetkinliklere sahip yeni nesil iş gücünün yetiştirilmesi bakımından stratejik bir öneme sahip" ifadelerine yer verdi. "Öğretmenlerimizin eğitimleri projenin merkezinde yer alıyor" Sürecin eğitimcilerle birlikte ilerleyeceğinin altını çizen Cevdet Yılmaz, "Bu süreç yalnızca bir teknoloji kurulumundan ibaret değildir. Çünkü mesleki eğitimde kalıcı etkiyi sağlayan asıl unsur, öğretmenin dokunduğu yerdir; bu nedenle öğretmenlerimizin eğitimleri projenin merkezinde yer alıyor. 2026 yılı boyunca proje kapsamında yürütülen çalışmalar ülke geneline yayılacak ve Ülkemiz, dijital ikiz teknolojisini mesleki eğitimde sistematik biçimde kullanan sayılı ülkeler arasına girecek güçlü bir altyapıya ulaşacak" dedi. Mesleki ve teknik eğitim gençleri değişen dünyanın ihtiyaçlarına hazırlayan önemli bir imkandır" Gençlere mesleki eğitimin önemini fark ettirme noktasında ailelere de büyük bir görev ve sorumluluk düştüğünü dile getiren Yılmaz, "Ailelerin desteği bu süreçte büyük önem taşıyor; çocuklarımızın mesleki eğitimin sunduğu imkânları tanımaları ve ilgi duydukları alanlara yönelmeleri konusunda göstereceğiniz rehberlik onların yolunu açacaktır. Mesleki ve teknik eğitim gençlere hem güçlü bir meslek becerisi kazandıran hem de onları değişen dünyanın ihtiyaçlarına hazırlayan önemli bir imkandır. Bu vesileyle, projenin hayata geçirilmesinde büyük emeği geçen başta Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin olmak üzere Bakanlığın değerli mensuplarına ve projeye katkı sunan tüm paydaşlara teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. (BAK-