KÜLTÜR SANAT - 30 Ekim 2017 Pazartesi 15:15

Rumeli Hisarı, kapsamlı restorasyon ile geleceğe taşınacak

A
A
A
Rumeli Hisarı, kapsamlı restorasyon ile geleceğe taşınacak

İstanbul’un fethinde önemli rol üstlenen ve 1950’lerde açık hava müzesine dönüştürülen Rumeli Hisarı’nın bütününde yapılması planlanan restorasyon projelerinin kurul tarafından onaylandığını belirten Rumeli Hisarı Sanat Tarihi ve Arkeoloji Uzmanı Ali Zeyrek, “Birkaç yıl içinde uygulamaya geçilecek” dedi.

İstanbul Boğazı, Roma İmparatorluğu’ndan bu yana Anadolu’nun Trakya ile birleşme noktasında bulunan önemli bir su yolu kavşağı. 1452’de yapılan Rumeli Hisarı ise bu su yolunun korunması için tarihte önemli bir işleve sahip. İstanbul Boğazı’na sahip olmak için 1451’de inşa edilen, İstanbul’un fethinde önemli rol üstlenen ve 1950’lerde açık hava müzesine dönüştürülen Rumeli Hisarı, kapsamlı bir restorasyona hazırlanıyor. Rumeli Hisarı Sanat Tarihi ve Arkeoloji Uzmanı Ali Zeyrek, ‘Rumeli Hisarı Restorasyonu’ başlıklı bir söyleşide İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu (ABMYO) Mimarlık ve Şehir Planlama Bölümü Mimari Restorasyon Programı öğrencileri ile bir araya geldi. İAÜ Florya Halit Aydın Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinlikte konuşan tarihi eser uzmanı Ali Zeyrek, İstanbul’un tarihi eser olarak en önemli nirengi noktalarından biri olan Rumeli Hisarı’nın tarihçesi, konumu, mimarisi ve restorasyonu özelinde bir sunum gerçekleştirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir müze olan Rumeli Hisarı’nın inşa edildiği dönemden günümüze kadar nasıl geldiğine ilişkin bilgiler aktaran Zeyrek, Rumeli Hisarı’nın İstanbul’un Fethi’nde ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yükseliş tarihinde önemli bir rol oynadığı mesajı verdi.

Rumeli Hisarı, kapsamlı restorasyon ile geleceğe taşınacak

“İstanbul Boğazı, hem Roma İmparatorluğu döneminde, hem Doğu Roma İmparatorluğu Dönemi’nde, hem Osmanlı Dönemi’nde, hem de günümüzde önemli bir su yoludur. Tarih boyunca su yollarının E-5’i olmuş” diyen Zeyrek, Rumeli Hisarı’nın stratejik olarak önemli bir noktada olduğunu ve su yolunu kontrol etmek için Anadolu Hisarı’nın karşısına Fatih Sultan Mehmet tarafından yapıldığını söyledi. Zeyrek, yapım aşamasındaki detaylara ilişkin şu bilgiyi verdi: “30 bin metrekarelik Rumeli Hisarı hisarın inşasında 300 usta, 700-800 işçi, 2 bin arabacı, kayıkçı, nakliyeci çalışıyor. Fatih Sultan Mehmet her bir burcun inşası için bir vezir görevlendiriliyor. Saruca Paşa, Çandarlı Paşa ve Halil Paşa, kendi adlarıyla anılan büyük burçları inşa ediyorlar. İstanbul’un Fethi için önemli bir rol üstleniyor. 1800’lerin başına kadar aktif olarak su yolunu koruma görevi görüyor. 1960’tan sonra açık hava müzesi olarak işlevlendiriliyor.”

Rumeli Hisarı’nın 1950’lerde yapılan restorasyon çalışmalarının ardından son 60 yıldır herhangi bir restorasyona tabi tutulmadığını belirten Zeyrek, bugün itibariyle Rumeli Hisarı’nın gelecek nesillere aktarılması noktasında ciddi bir restorasyona ihtiyaç duyduğunu belirtti: “Esaslı restorasyon 1953-1957 arasında yapıldı. Tarihi eserlerde ortalama restorasyon döngüsü 40-50 yıldır. Rumeli Hisarı’nın da bugün itibariyle restorasyona ihtiyacı bulunuyor. Yapımında topografyadan çıkan gevşek kayaçlar kullanılmış. Bu taşlar ufalanmış durumda. Rumeli Hisarı’nda bulunan üç büyük kulenin üzerindeki külahlar, 1890’lı yıllardan sonra kayboldu. Dolayısıyla yağmur suları, olduğu gibi kulelerin içine girerek hasarlara yol açmış durumda. Saruca Kulesi’nin en üst katında bulunan Fatih Divanhanesi’nin üstünde bulunan kubbenin üzerinde olması gereken kurşun, 1950’lerde popüler olan çimento ile taklit edilerek tahrip edilmiş.”

Rumeli Hisarı restorasyona hazırlanıyor

Rumeli Hisarı’nın bütününde yapılması planlanan restorasyon projelerinin kurul tarafından onaylandığını belirten Ali Zeyrek, “Aslolan korumaktır, yani konservasyondur. Rumeli Hisarı’nın da pafta pafta röleveleri çizildi, restütisyonu yapıldı, restorasyon projesi onaylandı. Birkaç yıl içinde uygulamaya geçilecek” dedi.

‘Rumeli Hisarı işlevlendirilerek geleceğe taşınabilir’

1452 yılında yapılan Saruca Paşa, Zağnos Paşa ve Halil Paşa Kuleleri ile bir anıt eser olan Rumeli Hisarı’nın Fatih’in İstanbul’u fethi, inşa süreci ve tekniği açısından önem arzeden bir özellik gösterdiğine dikkat çeken ABMYO Mimarlık ve Şehir Planlama Bölümü Mimari Restorasyon Programı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Fatma Sedes, Rumeli Hisarı’nın günümüze kadar ulaşmasında ve bugün müze işlevi olarak kullanılmasında, yakın dönem tarihimizde yapılan restorasyon çalışmalarının da önemli bir payı olduğuna işaret etti. Rumeli Hisarı’nın su yolu yakınında olması nedeniyle fırtına, iyot, nem vs gibi birçok dış etkenin baskısı altında kaldığını ve hem kimyasal hem de fiziksel olarak etkilendiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Sedes, bu tür tarihi eser yapı restorasyonunda işlevlendirme çalışmasının da eserlerin gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli bir rol üstlendiğini söyledi: “1953 yılında Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın de girişimleri sayesinde aralarında Semra Emler, Cahide Tamer ve Mualla Eyüboğlu Anhegger’in başını çektiği üç yiğit mimarın yaptığı restorasyonun, yapının günümüze kadar gelmesinde önemli payı var. Restorasyon olmasa, kuleler de surlar da harap olacaktı. İlk işlevini kaybetmiş olmasına rağmen, Rumeli Hisarı’nın 1950’li yıllarda yapılan restorasyon ile müze işlevini kazanmış olması, gelecek nesillere aktırılması açısından önemlidir. Yapının ömrünü uzatmak, ona işlev vermekle ilintili. Tarihi yapının dokusuna uygun olarak müze, kütüphane, kafeterya gibi sosyal dokuları da ihtiva edecek bir işlevlendirme önemli.”

‘Restorasyonda çimento asla kullanılmamalı’

Yrd. Doç. Dr. Sedes, her tarihi eser için koşullara uygun bir restorasyon uygulaması yapmanın önemli olduğuna dikkat çekti: “Tarihi yapılarda yapılan birçok koruma amaçlı çalışmaları ‘restorasyon’ üst başlığı altında tanımlıyoruz. Özgün tarihi eseri fazla yapılmış eklerden arındırmaya ‘liberasyon’ diyoruz. Yapıda yıkılma tehdidi varsa sağlamlaştırmak için ‘konsolidasyon’ yaparız. Yapının ömrünü uzatmak için işlevini yitirmiş olan alanlara, modern eklerle destekleyerek yeni işlevler kazandırmak için ‘renovasyon’ yapılır. Olduğu gibi muhafaza etme çalışmasına ise ‘konservasyon’ diyoruz. Aykırı müdahalede bulunmadan o eserin ömrünü uzatmak için yapılan minimum müdahaledir. Burada kullanılması gereken malzemelerin geri dönüşümlü olması önemli. Asla çimento kullanılmamalı. Çimentonun artık taşa bile zarar verdiği tespit edilmiş durumda.”

Tarihi eserleri geleceğin restorasyon uzmanları kurtaracak

Gerek restorasyon ve konservasyon çalışmaları, gerek tuval üzerine replika çalışmaları, gerek bezeme çalışmaları, gerekse tarihi eser maket çalışmaları ile kültürel değerlerimizin geleceğe taşınmasına katkı sunan önemli bir alan olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Fatma Sedes, Türkiye’de bilimsel restorasyon konusunda bir takım bilinçli çabaların olduğunu ifade etti. Ancak uygulama noktasında istenilen bir seviyenin halen yakalandığını söylemenin zor olacağına vurgu yapıyor ve uygulama sıkıntısının had safhada olduğu tarihi eser restorasyonu konusunda yeni yetişen restorasyon öğrencilerinin kurtarıcı bir rol üstleneceğine vurgu yaptı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Bu müzede 250 bin böcek ve 20 bin kurutulmuş bitki örneği sergileniyor Atatürk Üniversitesi’nde kurulan Biyoçeşitlilik Bilim Müzesi’nde, yaklaşık 60 yılda toplanan 250 bin böcek örneği, 20 bin kurutulmuş bitki çeşidi bulunuyor. Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, üniversitede yapılması planlanan çalışmaları değerlendirmek ve gündem maddelerini görüşmek üzere rutin olarak gerçekleştirdikleri Senato ve Yönetim Kurulu Toplantısının bu haftaki oturumunu, Biyoçeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezimizde gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “Toplantı öncesinde ise Biyoçeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezimiz bünyesinde kurulan ve yaklaşık bir yıldır misafir kabul eden Biyoçeşitlilik Bilim Müzemizin resmi açılışını yönetim ekibimiz, senato ile yönetim kurulu üyelerimiz ile birlikte yaptık. Doğu Anadolu başta olmak üzere Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından 60 yılda toplanan 250 bin birey, 10 bin türden oluşan ve özenle muhafaza edilen koleksiyonumuzu ziyaret etmeye tüm vatandaşlarımızı yanlarına minik yavrularımızı da alarak bekliyoruz.” şeklinde konuştu. “Aynı zamanda araştırma merkezi” Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, "Uluslararası iş birliğiyle ülkemize ait bilimsel materyalleri, Atatürk Üniversitesinin sahip olduğu koleksiyonlarla bir araya getirerek merkezimizi hayata geçirdik. Göreve geldiğim ilk günden itibaren kurulması yönünde yoğun bir gayret gösterdiğimiz bu merkezin bugün geldiği nokta bizler için gurur vesilesine dönüştü. Türkiye’de alanında bir ilk olan müzede aynı zamanda araştırma merkezi de bulunuyor. Müzede binlerce numune var. Burada bölgemiz ve ülkemiz için hayırlı çalışmalar olacaktır" dedi.
Ağrı Ağrı İl Müftüsü Şafak: “İsrail bir avuç Müslümana karşı zulmediyor” Ağrı İl Müftüsü Necati Şafak, Gazze’de yaşanan soykırım nedeniyle, İsrail’i güçlü kılan süper güçler değil Müslümanların duyarsızlığıdır, açıklamalarında bulundu. Gazze’de yaşanan zulümden dolayı üzüntüsünü dile getiren Ağrı İl Müftüsü Şafak, " İsrail 7 milyon yahudi nüfusa sahip. Halbuki müslümanlar 2 milyar nüfusa sahip. Bugün müslümanlar tükürseler İsrail’i tükürüğünde boğar" ifadelerini kullandı. Müftü Şafak, “Gazze’de ki müslüman kardeşlerimiz zulüm altındadır. Şu zamanlarda da bu zulüm o kadar artmıştır ki artık insanlar açlıktan, susuzluktan, sefaletten ölmeye hastalıktan ölmeye başlamışlar. Bundan dolayı biz oradaki kardeşlerimizin üzüntüsünü sıkıntısını paylaşıyoruz. Onlara gerekli desteği, yardımı zulmü durduracak desteği sağlayamamanın da üzüntüsü içerisindeyiz. Ama bu acıyı hissediyor olmak ondan sonra en azından duamız da destek olmak da önemli bir destektir bizim açımızdan. Şu mübarek günlerde duaların kabul edildiği mübarek zamanlarda duamız, yalvarışımız, yakarışımız Gazze’deki kardeşlerimiz için. İsrail zulmünü durdursun az olmalarına rağmen dünyanın en süper güç diye ifade edilen Amerika’sından, İngiltere’sinden ve en iyi donanımlı silahlarla bir avuç müslümana karşı zulmeden İsrail’i de Rabbim kahrı perişan eylesin duamız budur” dedi.
Samsun Samsun’a alınacak 10 yeni tramvayın ihalesi 7 Mayıs’ta Samsun raylı sistem hattına alınacak 10 yeni tramvayın ihalesi 7 Mayıs Salı günü yapılacak. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından 2023 yılı Ekim ayında, Samsun’da kullanılmak üzere 10 adet tramvay alınacağı açıklanmıştı. 40-42 metre uzunluğundaki 10 adet tramvayın temin edilmesi için yapılacak ihalenin tarihi belli oldu. İhalenin 7 Mayıs Salı günü yapılacağı öğrenildi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü ihale komisyonu, “Samsun Raylı Sistem Hatları 10 Adet Tramvay Aracı Temini ve İşletmeye Alma İşi” başlıklı ihale için 7 Mayıs Salı günü Ankara’da toplanacak. Burada saat 10.30’da yapılacak ihale ‘açık ihale usulü’ şeklinde gerçekleştirilecek ve e-teklifler de alınacak. İhaleyi kazanacak yüklenici firma tramvayları 22 ay içerisinde teslim edecek. Alınacak 10 tramvayla birlikte Samsun’daki tramvay sayısı 39’a yükselecek. Yeni tramvaylar ile yoğunluğun azaltılması hedefleniyor. Cumhurbaşkanı 17 Ekim’de onaylamıştı Samsun raylı sistem hattı günde yaklaşık 90 bin kişiye ulaşım hizmeti veriyor. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde tramvaylarda yoğunluk yaşanıyor. Yolcu talebini karşılamak için Samsun Büyükşehir Belediyesinin girişimleri sonucu Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından geçen yıl 10 yeni tramvay alımı kararı verilmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 17 Ekim 2023’te Resmi Gazete’de yayımlanan kararla birlikte Ulaştırma Bakanlığı tarafından Samsun’a 1 milyar liralık yatırımla 10 yeni tramvay alınacağı duyurulmuştu.
Erzurum 11. Yeşilay bisiklet turu 5 Mayıs Pazar günü düzenleniyor Yeşilay’ın 2011 yılından bu yana organize ettiği Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu’nun 11’incisi, 5 Mayıs 2024 Pazar günü “Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim” sloganıyla düzenlenecek. Gençlik ve Spor Bakanlığınca Türkiye’nin tüm şehirlerinde eş zamanlı düzenlenecek Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu, 10 bini aşkın bisikletseveri bir araya getirerek bağımlılıkların zararlarına dikkat çekecek ve sağlıklı yaşam bilincinin artmasına katkıda bulunacak. Spor yaparak bağımlılıklarla mücadelenin önemini vurgulamak ve sporu daha geniş kitlelere yaymak için yıl boyunca bisiklet turları düzenleyen Yeşilay’ın bu yıl 11’incisini düzenleyeceği Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu için geri sayım başladı. Türkiye’nin en büyük bisiklet organizasyonlarından biri olan ve Ziraat Katılım, Kahve Dünyası, Bisan ve Türkiye Sigorta’nın katkılarıyla düzenlenen Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu’nun 11’incisi, 5 Mayıs Pazar günü yapılacak. Yeşilay şubeleri, Yeşilay Spor Kulüpleri, gönüllüler ve bisiklet severlerin katılımıyla 81 ilde eş zamanlı yapılacak etkinlik, Erzurum’da Erzurum Kalesi’nden başlayıp güzergâh üzerindeki caddelerden geçilerek başlangıç noktasında sona erecek. “Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim” sloganıyla düzenlenen tur, diğer illerde de şehrin önemli merkezlerinden geçerek Türkiye genelindeki bisiklet severleri bir araya getirecek. Erzurum Yeşilay Şube Başkanı Emirhan Tanay her yaştan profesyonel ve amatör bisiklet severin katılımına açık olacak etkinlikle ilgili şunları söyledi: “Hareketli yaşamı desteklemek ve bağımlılıkla mücadele amacıyla bu yıl on birincisini gerçekleştireceğimiz Yeşilay Bisiklet Turu’nda hep birlikte pedal çevirerek bağımlılıklara karşı farkındalık oluşturacağız. Tüm bisiklet severleri, katılımın her yıl giderek arttığı turumuza bekliyoruz.”
Çanakkale Çanakkale’ye 12 hekim daha atanıyor Çanakkale’ye Sağlık Bakanlığı’nın atama kurası kapsamında 12 hekim kadrosu daha tahsis edildi. AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, 40 gün öne gerçekleşen atamalarla birlikte Çanakkale’nin 26 hekimle sağlık kadrolarını güçlendirdiğini duyurdu. AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Çanakkale merkez ilçe, Gelibolu, Yenice ve Bozcaada’ya yeni hekim kadroları açıldığını duyurdu. Gider, yaptığı açıklamada Sağlık Bakanlığı’nın 116’ncı dönem atama kurasında Çanakkale’ye 12 hekim kadrosu ihdas edildiğini belirterek; “Son olarak yaklaşık 40 gün önce 14 hekim ve 2 eczacı ataması gerçekleştirilmişti. Çanakkale’nin ihtiyaçlarını daha iyi bir şekilde karşılayabilmek adına, taleplerimiz doğrultusunda 12 hekim kadrosu daha şehrimize tahsis edildi. Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’ne 2 Acil Tıp Uzmanı, 1 Göz Hastalıkları Uzmanı ve 2 Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Gelibolu Şehit Koray Onay Devlet Hastanesine; 1 İç Hastalıkları Uzmanı, Yenice Devlet Hastanesine; 1 Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı, 1 Pratisyen Hekim, Bozcaada Toplum Sağlığı Merkezine; 1 Pratisyen Hekim Askeri Birliklerin Emrine ise; 3 Pratisyen Hekim olmak üzere toplam 12 hekim münhal kadrosu tahsis edilmiştir. Çanakkaleli hemşehrilerimizin en rahat şartlarda sağlık imkanlarından yararlanmalarını ve görev yapan mevcut hekimlerimizin de iş yükünü azaltmak adına bu atamaları son derece kıymetli buluyoruz. Çanakkale’ye desteklerinden dolayı Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’ya teşekkür ediyorum” dedi.