GÜNDEM - 13 Kasım 2015 Cuma 09:56

Safiye Sultan kimdir?

A
A
A
Safiye Sultan kimdir?

Safiye Sultan, Osmanlı Padişahı III. Murad'ın eşi ve Sultan III. Mehmed'in annesidir.

Sofia Bellicui Baffo adıyla 1550'de Venedik'te dünyaya geldi. Çok zengin bir ailenin tek çocuğu (babası Leonardo Baffo Korfu adasının Venedik valisiydi) olan Sofia, dönemine göre oldukça iyi koşullarda bir eğitim aldı. Henüz on iki yaşındayken Akdeniz'de gemiyle yapılan bir seyahat sırasında Osmanlı korsanları tarafından kaçırıldı.

Bir yıl sonra ise kendisini İstanbul'daki Pera köle pazarında bulan genç Sofia'nın güzelliği III. Murad'ın annesi Nurbanu Sultan'ın kulağına kadar geldi. Manisa sancağındaki genç veliaht Murad'ın devlet meselelerinden uzak pasif karakteri, annesi Nurbanu Sultan'nı düşündürmekteydi. Nurbanu Sultan, Sofia'yı görür görmez onun oğlu için aradığı kız olduğuna karar verdi ve bir servet ödeyerek kızı satın aldı.

İki yıl süreyle haremde eğitim gören Sofia'nın adı, Safiye, yani arı, duru, saf güzellik olarak değiştirildi. On beş yaşında III. Murad'a sunulan Safiye, beline kadar uzanan sarı saçları, iri gözleri, uzun boyu, beyaz teni ve yürüyüşüyle Murad'ı kendisine âşık etti.

Safiye Sultan, III. Murad tahta geçince baş kadın oldu. Büyüleyici güzelliği ve parlak zekâsı sayesinde büyük bir nüfuz sahibi oldu. Bu nüfuzu yeni Valide Sultan olan Nurbanu Sultan tehdit olarak gördü ve ondan kurtulmak istedi. Bu rekabetin öncüleri Mihrimah Sultan, Esmehan Sultan ve Gevherhan Sultan idi. Sultan Murad'a her gün yeni bir cariye sunuldu ve Safiye Sultan'ın düşmanları onu gözden düşürmek istediler. Ancak III. Murad'ın gözü hep en sevdiği hasekisine baktı.1585'ten itibaren güçlü kadın düşmanları yoktu, ama halen kadın rakipleri vardı. Bunlar Mihriban Haseki Sultan, Şahuban Haseki Sultan, Nazperver Haseki Sultan, Şemşi Ruhsar Haseki Sultan, Fahriye Haseki Sultan ve diğerleridir. İktidar yolunda, önüne çıkan engelleri kaldırma mücadelesi verdi.

Safiye Sultan sadece devletin iç işlerine değil dış işlerine de müdahale etmekteydi. Bu anlamda yabancı hükümdarlarla doğrudan mektuplaştığı ve diplomatik ilişkiye girdiği bilinmektedir. İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth ona 1593'te mücevherlerle işlenmiş bir portresini, o da kraliçeye gümüş işlemeli elbise ve kemerle altın işlemeli iki mendil gönderdi. Bu hediyeleşmeler daha sonra onun vâlide sultanlığı döneminde de sürdü; kraliçenin sunduğu bir arabaya elbise, kuşak, gümüş işlemeli iki havlu, üç mendil, yakut ve inci ile bezenmiş bir taçla mukabele etti. İngiltere elçisi Edward Barton da vâlide sultana verdiği hediyeler sayesinde İstanbul’daki tayinlerde etkin rol oynadı. Nitekim bu ilişkiler ve hediyeler etkisini gösterecek ve Safiye Sultan âdeta kraliçenin saraydaki en büyük destekçisi olacaktı. Kraliçe ona 1599’da süslü bir araba hediye etmiş ve Safiye Sultan da bu araba ile İstanbul’da o zaman için hiç alışılmadık şekilde gezmeye başlamıştır.

Safiye Sultan, Valide Sultan'lık döneminde etkin bir rol oynadı.[1] 1595 yılında III. Murad’ın vefatı ve oğlu III. Mehmed’in tahta geçmesiyle birlikte vâlide sultan olarak devlet içindeki konumu daha da güçlendi. Kocasına ve onun ölümünden sonra çevresindeki diğer tehlikelere karşı oğlunu korumaya çalıştı. Nitekim III. Mehmed’in büyük oğlu Mahmud’un annesinin girişimiyle tahta geçme planları yaptığı gerekçesiyle hem onun hem annesinin öldürülmesini sağlamıştı. III. Mehmed önemli konularda kendisine danışırdı. Nurbânû Vâlide Sultan günlük 2000 akçe alırken oğlu onun maaşını günlük 3000 akçeye çıkardı ve bu maaş oğlunun ölümünden sonra gönderildiği Eski Saray’da da kendisine ödendi. Devlet adamlarından rüşvet ve hediyeler alarak memuriyetlere tayinlerinde başrolü oynadı. Halk ve memurlar devlet işlerindeki bu etkin rolünü bildiği için işlerini gördürebilmek amacıyla ona başvurur, hatta bazan arabasının önünü kesip bu gibi konularda isteklerde bulunurdu. Sadrazamdan şeyhülislâma kadar bütün azil ve tayinlerde, devlet işlerinin yürütülmesinde birinci derecede etkili oldu. 1596 yılında Eğri seferine çıkan III. Mehmed, 1 milyar akçelik bir hazineyi annesinin kullanımına verdi. Bu sırada İstanbul’daki azil ve tayinlerle devlet işleri onun doğrudan müdahalesine daha açık bir duruma geldi. Ancak söz konusu müdahaleler onun sevilmeyen bir insan olmasına ve merkezde pek çok düşman kazanmasına sebep oldu. Eğri Kalesi’nin fetih haberinin İstanbul’a ulaşması üzerine fakirlere, yetim ve dullara sadaka dağıttı.

Dış politikada kayınvalidesi Nurbânû gibi Venedik yanlısı bir tutum izledi. Şüphesiz bu siyasette Venedik elçilerinin kendisine sunduğu zengin hediyelerin payı vardır. Safiye Sultan’ın Venedik’e desteği, kendisine verilen rüşvet ve hediyeler dönemin İstanbul elçilerinin raporlarına kadar yansımıştır. Onun sözünü tutan güvenilir bir kadın olduğunu ifade eden Venedik elçisi Matteo Zane, elçilerin kendisine hediye vermesini beklemeden kendisinin almak istediği şeyi onlardan talep ettiğini belirtir. Venedik, Safiye Sultan sayesinde ikili ilişkilerde ortaya çıkan pek çok tehlikeyi büyümeden atlattı. Vâlide sultan, elçiliklerle olan irtibatını yakın hizmetkârı, kirakadın, yahudi Esparanzo Malchi vasıtasıyla sağlamaktaydı. İşleyen rüşvet çarkının da merkezinde olan Esparanzo, bu sayede büyük bir servete sahip oldu; İstanbul Gümrüğü’nü iltizamla aldı ve karşılığında verdiği kalp akçe yüzünden 1 Nisan 1600 tarihinde hassa sipahilerinin çıkardığı bir isyanda oğluyla birlikte feci şekilde öldürüldü. Âsilerin bu işte büyük payı olduğunu düşündükleri Safiye Sultan ise bu bâdireden zorlukla yakasını kurtardı. Zira padişah annesini uyaracağını söyleyerek isyancıları ancak yatıştırabildi.

1587'de doğan Şehzade Mahmud ve annesi Mahpeykar Sultan, Safiye Sultan'ın iktidarının geleceğini tehdit ediyorlardı. Bu yüzden gelininin ve torununun ortadan kalkması gerekiyordu. Oğlu III. Mehmed'i dolduran Safiye Sultan amacına ulaştı. 1603'de Şehzade Mahmud sessizce sarayda boğduruldu. Annesi ise sürgün edildi. Böylece Safiye Sultan için ortadan bir engel daha kalktı.

Oğlu sultan III. Mehmed'in vefatından sonra valide sultanlığı bitip Büyük Valide Sultan makamına geçti. Handan Sultan'ın oğlu I. Ahmed tahta çıkmasına rağmen Harem'i hala babaanne Safiye Sultan yönetiyor ve Valide Sultan olan Handan Sultan'dan daha fazla maaş alıyordu. Bu gücü uzun sürmedi. I. Ahmed'in eşi olan Kösem Sultan'ın Haseki Sultan olmasıyla gözden düştü ve eski saraya sürgün edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Veysel Bilen: "Musaba’nın transferi etik açıdan doğru değil ama Samsunspor yönetiminin başarısıdır" Samsunspor Başkan Vekili Veysel Bilen, Anthony Musaba transferinin etik açıdan doğru olmadığını ancak kulüp adına bir yönetim başarısı olduğunu söyledi. Bilen, Samsunspor’un yaklaşık 20 yıl sonra ciddi bir gelirle oyuncu satmasının kulüp adına önemli bir kazanım olduğunu belirtti. Trendyol Süper Lig’de ara transfer dönemine günler kala dikkat çeken gelişmeler yaşanmaya devam ederken, Fenerbahçe Samsunspor’un 25 yaşındaki sol kanat oyuncusu Anthony Musaba için devreye girdi. Musaba’nın sarı-lacivertlilerin ile anlaşmasının ardından Karadeniz temsilcine karşı tutumu kulüp tarafından tepki toplamıştı. Samsunspor Başkan Vekili Veysel Bilen, konuyla alakalı basın mensuplarına kapsamlı bir açıklama yaptı. Musaba’nın sözleşmesinde sezon başında yurt içi ve yurt dışı transferler için serbest kalma maddesi bulunduğunu hatırlatan Bilen, "Buraya kadar her şey normal. Oyuncunun belirlenen bedel ödendiğinde serbest kalma hakkı vardı. Ancak normal olan, böyle bir talep geldiğinde menajerin ya da oyuncunun kulübü bilgilendirmesidir. Bu yapılmadı" şeklinde konuştu. "Bu durum hem menajer hem de oyuncu açısından ciddi bir eksikliktir" Transfer görüşmelerinin perde arkasında yürütüldüğünü ve Samsunspor yönetimi ile teknik heyetin bu süreçten haberdar edilmediğini belirten Bilen, "Birkaç maç öncesinden sözlü bir anlaşma yapılmış, resmiyeti beklenmiş. Bu durum bizim nezdimizde hem menajer hem de oyuncu açısından ciddi bir eksikliktir. Oyuncunun hocasına, futbol direktörüne ya da yöneticilerine bunu paylaşması gerekirdi" diye konuştu. "Sorumlular; menajer, oyuncu ve bu işten sorumlu olan kulüp yöneticisidir" Sosyal medya ve ulusal basında yer alan haberlerin ardından transfer sürecinin ortaya çıktığını aktaran Bilen, görüşmeleri yürüten kulübün o ana kadar Samsunspor’a herhangi bir resmi bilgilendirme yapmadığını söyledi. Bilen, "Bu davranış etik değildir. Eksik ve hatalıdır. Bu hatanın sorumluları menajer, oyuncu ve bu işten sorumlu olan kulüp yöneticileridir" ifadelerini kullandı. Fenerbahçe camiasıyla ilgili tepkileri de değerlendiren Bilen, yanlışların camialara mal edilmesinin doğru olmadığını dile getirerek, "Bir kulübün yöneticileri hata yaptığında bunun bedelini tüm camiaya yüklemek doğru değil. İki büyük camiayı karşı karşıya getirecek bir dil kullanılmasını biz de doğru bulmuyoruz" dedi. Kırmızı-beyazlı kulübün transfer politikasını nasıl şekillendirdiklerini anlatan Bilen, "Biz bugüne kadar etik dışı bir transfer sürecinin içinde olmadık, olmayız. Bir oyuncuyla ilgileniyorsak önce kulübünün kapısını çalar, izin isteriz. Futbolun marka değerini korumak bunu gerektirir" dedi. "Yaklaşık 20 yıl sonra ilk kez ciddi bir bedelle oyuncu satıyoruz" Musaba transferinin kulüp için ciddi bir ekonomik getiri sağladığını vurgulayan Bilen, "Altı ayda Samsunspor, oyuncusunu vitrine koyup satabilecek bir noktaya geldi. Yaklaşık 20 yıl sonra ilk kez ciddi bir bedelle oyuncu satıyoruz. Bu, yönetimimizin ve başkanımızın başarısıdır. Samsunspor yeniden sahnelere döndü" ifadelerine yer verdi. "Musaba’ya da yeni takımında başarılar diliyoruz" Samsunspor’un bundan sonra da oyuncular için cazip bir vitrin olmaya devam edeceğini ve bu doğrultuda transfer politikasını kararlılıkla sürdüreceklerini ifade eden Bilen, "Oyunculara ‘gel, oyna, Samsunspor’da vitrine çık’ diyebileceğimiz bir noktadayız. Bu kulübümüzün imajı açısından çok değerlidir. Musaba’ya da yeni takımında başarılar diliyoruz. Biz kendi yolumuza bakacağız" sözleriyle açıklamasını tamamladı.
Bingöl Bingöl’de depremlere karşı konteyner kent hazırlıkları sürüyor Bingöl’de muhtemel bir deprem riskine karşı konteyner kent hazırlıkları sürüyor. . Üç büyük fay zonunun kesişim noktasında bulunan Bingöl’de muhtemel depremlere karşı hazırlıklar hız kesmeden sürüyor. Bingöl Valisi Dr. Ahmet Hamdi Usta öncülüğünde merkez başta olmak üzere ilçelerde konteyner kentler sürüyor. Merkezde Mehmetçik Konteyner Kent alanı hazır hala getirilirken Yedisu ilçesinde ise 2 adet konteyner kriz ve idare merkezi ile 42 konteyner kullanıma hazır duruma getirildi. Diğer ilçelerde de hazırlıkların yapılacağı bildirildi. Vali Usta, "Muhtemel bir depreme hazırlık anlamında Bingöl merkezde Mehmetçik Konteyner Kent alanını hazır hale getirmiştik. Benzer şekilde ilçelerimizde de konteynır kent alanları yapıyoruz. Bu kapsamda Yedisu Kaymakamlığımız tarafından Yedisu ilçemizde kurulan konteyner kentte, afetlere hazırlık kapsamında altyapı ve üstyapı çalışmaları tamamlanmıştır. Mevcut durumda 2 adet konteyner kriz ve idare merkezi, 42 konteyner ise vatandaşlarımızın kullanımına yönelik olmak üzere 44 konteyner İhtiyaç olduğu anda kullanıma hazır durumdadır. Tamamlanan bu alana ilaveten; ikinci bir yedek konteyner toplama alanı oluşturulmuştur. Köylerde boş, kullanılmayan ve konutları teslim edilen vatandaşlarımızdan konteynerler toplanmıştır. Toplanan konteynerler toplama alanında nizami şekilde depolanmıştır. Afet durumunda hemen kuruluma geçilebilecek şekilde alan planlanmıştır. Arazi; altyapı ve üstyapı açısından kaba hazırlıkları yapılmış ve kuruluma uygun olarak seçilmiştir. Bu şekilde toplanan 40 yedek konteyner ihtiyaç duyulması halinde hızla kurulum yapılabilecek durumda bekletilmektedir. Kalan 6 ilçemizde de benzer hazırlıkları yapacağız" dedi.