GÜNDEM - 17 Nisan 2020 Cuma 17:35

Sağlık Bakanı Koca: 'Artan test sayımıza rağmen vaka artış hızımız azalıyor'

A
A
A
Sağlık Bakanı Koca: 'Artan test sayımıza rağmen vaka artış hızımız azalıyor'

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Bugün eklenen 4 bin 353 vaka ile toplam vaka sayısı 78 bin 546’ya ulaştı. Bin 542 hastamız iyileşti. Toplamda Covid-19 hastalığını yenen 8 bin 631 vatandaşımız oldu. Artan test sayımıza rağmen vaka artış hızımız azalıyor" dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu üyeleriyle video konferans yoluyla gerçekleştirdiği toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bu hafta sonu ikinci defa ilan edilecek sokağa çıkma yasağı hakkında da konuşan Bakan Koca, tedbiri elden bırakmamak gerektiğine vurgu yaptı.

Sağlık Bakanlığı Bilkent yerleşkesinde gerçekleştirilen basın toplantısına katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, zorunlu olmadığı halde sokağa çıkmayan vatandaşlara ayrı bir pencere açarak, mücadelenin görünmeyen kahramanları olarak nitelendirdi. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yasalaşan ‘Sağlıkta Şiddetin Önlenmesi Yasası’ hakkında da konuşan Koca, tüm partilere teşekkür etti.

“Sokağa çıkmayanlar bu mücadelenin görünmeyen kahramanlarıdır”

Bakan Koca, virüsün Türkiye’ye girişinden önce filyasyon çalışmalarına başladıklarını hatırlatarak, “Hazır bu mücadele yoluna girmişken, tedbirleri eskisinden çok daha sıkı tutun. Virüsü sokağınızdan alıp evinize taşımayın. Evinizde kalın, kendinizi koruyun, sevdiklerinizi koruyun. Sosyal mesafe ve izolasyon kuralına uyun. Sokağa çıkmayanlar bu mücadelenin görünmeyen kahramanlarıdır. Boş sokaklar, boş meydanlar her gün bu savaşı yeniden kazandığımız alanlardır. Benden en çok duyduğunuz kelime filyasyondu. Tespit edilen vakalar üzerinden hastalığın yayılımını kontrol altına almamızda bize başarı kazandıran yöntem üzerinde durdum.

Temas zincirlerini tek tek gözetim altına aldığımızdan bahsettim. Filyasyon, salgın hastalık tedavisinde öteden beri bilinen bir yöntemin adıdır. Salgın hastalıklarda ilk amaç hastalığın yayılmasının önünü kesmektir. Hekim olarak yayılmanın önünü kesmezseniz sadece tedaviyle sonuç alamazsınız. İlk vakadan beri titizlikle yürüttüğümüz bir uygulama bu. Virüsün ülkemize girişini geciktirdiğimiz süre içerisinde bunun hazırlıklarını tamamladık. Bugüne kadar filyasyon yapılan temaslı kişi sayısı 322 bin 754 oldu. Filyasyon oranımız yüzde 97,5’e ulaştı. Özellikle temaslılara ulaşma oranı ve süreleri yakından izlenmektedir” şeklinde konuştu.

“Erken tedaviye başlamak önemli”

Covid-19 hastalığında erken tedaviye başlanmanın öneminden bahseden Bakan Koca, “Ülkemizin bulaşıcı hastalık mücadelesinde geçmiş tecrübeleri göz ardı edilemez. Bunun gerçekleşmesinde güçlü bir sağlık sisteminin ve gelişmiş sağlık bilgi sisteminin olduğunu söylemek istiyorum. Bunlara sahip olmamız bizim şansımızdır. Bugüne kadar sağlığa yapılan yatırımların ne kadar yerinde olduğunu toplum olarak test ettik. Vakalara erken müdahale mücadele stratejimizin bir diğer yönünü oluşturmaktadır.

Çin’den gelen bilgilerin aksine kendi tedavi algoritmamızı oluşturarak vakalara erkenden ilaç başlattık. Özellikle filyasyon sonrası aile hekimlerimizle takibi yapılan hastalar da başlanan tedavinin etkisini somut olarak gördük. 65 yaş üstü alt hastalığı olup kendisi başvuran hastalarda yoğun bakım ihtiyacı yüzde 11 iken, filyasyon sonrası takip altında olan hastalarda yoğun bakım ihtiyacı yüzde 4 oldu. Erken tedaviye başlamanın bir başka sonucu da hastalığın zatürreye dönüşme hızında gördüğümüz değişmedir. Bu doğal olarak yoğun bakım sayılarımıza da yansımaktadır” şeklinde konuştu.

“Tedbirler netice vermektedir”

Evde izolasyonun bazı somut sonuçlarını da paylaşan Koca, “Bu tedbirler netice vermektedir. Kısıtlama sonucunda ileri yaşta pozitif vaka sayısında belirgin bir azalma görülmektedir. 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı öncesi vakaların yüzde 35’i 65 yaş üzeriydi. Kısıtlamadan sonra bu oran yüzde 18’e düştü. Evde kalmaya mecbur bırakılmanın kolay olmadığını biliyorum ama bu tedbirlerin ısrarla uygulanmasını talep ediyoruz. Hastanelerimizde sağlık personelimiz aynı hız ve gayrette çalışmalarına devam etmektedir. Buna rağmen hastanelerimizin üzerine gelen yükte yavaşlama olduğunu görebilirsiniz” şeklinde konuştu.

“Bin 542 hastamız iyileşti”

Türkiye’de halihazırda vaka artışı olduğunu fakat önceki günlere oranla vaka hızının azaldığını açıklayan Sağlık Bakanı Koca, “Vaka sayımızda artış devam etmektedir. Ancak bu artış hızının düşmekte olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki günlerde plato oluşturması şaşırtıcı olmayacaktır. Bu saat itibariyle bugün sonucu çıkan 40 bin 270 test ile toplam test sayımız 558 bin 413 oldu.

Bugün eklenen 4 bin 353 vaka ile toplam vaka sayısı 78 bin 546’ya ulaştı. Bin 542 hastamız iyileşti. Toplamda Covid-19 hastalığını yenen 8 bin 631 vatandaşımız oldu. Artan test sayımıza rağmen vaka artış hızımız azalıyor. Yoğun bakımdaki hasta sayımız azalıyor. İyileşip, taburcu olan vaka sayımız artıyor. Diğer ülkelerden farklıyız. Hastanelerimizin çok yoğun olduğunu düşünüp belirtilerinizi göz ardı etmeyin, başvurun. Size hizmet verecek güce sahibiz. Halen yoğun bakımda olan hastalarımızın şikayeti olduğu halde geç başvurmuş kişiler olduğunu unutmayın. Biz bir İspanya, bir Amerika değiliz. Hastalığa erken müdahale etme imkanlarımız var. Teşhis konan biriyle temasınız olduysa hiç vakit kaybetmeyin” dedi.

Bakan Koca’dan yasa için teşekkür mesajı

Bakan Koca, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu olan tüm partilerin ortak mutabakatıyla yasalaşan ‘Sağlıkta Şiddetin Önlenmesi Yasa Teklifi’ için özel bir parantez açarak, konuşmasının son bölümünde ilgili vekillere teşekkür etti. Koca, “Tedbirlere uyması biraz zor gelebilir ama ödülü büyük olacaktır. Ödül sağlık, ödül sevdiklerimizi hayatta tutmak. Özel bir teşekkürü de sizlerle paylaşmak istiyorum. Sağlıkta Şiddetin Önlenmesi Yasası teklifi yüce meclisimizde grubu bulunan tüm partilerin mutabakatıyla gündeme alınıp yasalaştı. Sağlık çalışanlarını şiddetten korumaya yönelik en kapsamlı yasanın çıkmasına vesile olan tüm vekillerimize, sağlık çalışanlarım adına teşekkür ediyorum” dedi.

“Henüz 23 Nisan’la ilgili karar alınmadı”

Bu hafta ikinci kez uygulanacak olan sokağa çıkma yasağı ile ilgili açıklamalarda bulunan Koca, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın ise önümüzdeki hafta gündeme alınacağını söyledi. Koca, “Salgınla mücadelede temas, mesafe ve izolasyon son derece önemli. Sokağa çıkma yasağının bu amaca hizmet ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bilim Kurulu’nun bir tavsiye kurulu olduğunu unutmayalım. Bir karar merceği değil, tavsiye kararları alan bir kuruldur. Bilim Kurulu’nun 23 Nisan’la ilgili bir karar alınmadı. Henüz gündeme gelmedi, haftaya gündem olabilir” dedi.

“İlaç ve aşı işi milli ve stratejik bir iştir. Sosyal medya üzerinden yapılamaz”

Prof. Dr. Ercüment Ovalı tarafından sosyal medya hesabı üzerinden yapılan açıklamayla ilgili sorulan soruya ise Bakan Koca, “Sözü edilen ilaç, uluslararası bir ilaç firmasının patentli ilacı. Cümlelerimi özellikle seçerek kullanıyorum. Türkiye’de ruhsatlı bir ilaç. Akciğerde tıkaç olan hastalara uygulanan bir ilaç. Burada Covid-19’la ilgili bu ilacın faydalı olduğuna dair laboratuvar ve klinik çalışmaların başladığını biliyoruz.

Biz Türkiye’de hem aşı hem de tedaviyle ilgili bütün çalışma yapan üniversite ve kurumlara çağrıda bulunduk. Bununla ilgili, ilgili merkeze de 23 Mart’ta, ‘Aşı ve tedaviyle ilgili herhangi bir çalışmanız varsa bunu projelendirip bize başvurun’ dedik. Oradan böyle bir cevap gelmedi. Dünyada araştırmanın nasıl yapılacağı bellidir. Sosyal medya üzerinden insanların umudu ile oynanamaz. Klinik araştırma için bizim çağrımıza cevap verilebilirdi. İlaç ve aşı işi hem milli hem stratejik bir iştir. Sosyal medya üzerinden yapılmaz. Uluslararası bir firmanın ilacı böyle umutlar tüketilerek ifade edilemez” şeklinde konuştu.

“Tedbiri asla elden bırakmamalıyız”

Türkiye’de hayatın ne zaman normale döneceği konusunda ise Bakan Koca, “Biz tedbiri asla elden bırakmamalıyız. Biz süreci şeffaf bir şekilde aktarmaya devam ediyoruz. Rakamları hepimiz biliyoruz. Önümüzdeki günler, 1 hafta 10 gün içerisinde pik noktasına erişeceğimizi görüyoruz. Dünya örneklerinden edindiğimiz tecrübeyle 2 haftalık plato dönemi olduğunu biliyoruz. Ama bütün bunlar bizi asla rahatlatmamalı” cevabını verdi.

Sağlık Bakanı Koca: 'Artan test sayımıza rağmen vaka artış hızımız azalıyor'

Emin Kuvat
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Eski belediye başkanına suikast davasında itiraf: "Ben bu olayı 175 bin TL için yaptım ama parayı alamadım" Sakarya’nın Ferizli ilçesinde geçtiğimiz yıl aracında seyir halindeyken uğradığı silahlı saldırı neticesinde hayatını kaybeden eski Ferizli Belediye Başkanı Ahmet Soğuk’un öldürülmesine ilişkin görülen davada tutuklu sanık suçunu itiraf ederek, "Ben bu olayı 175 bin TL için yaptım ama parayı alamadım. Ben kişiyi tanımam ve öldürmeyi asla düşünmedim, sadece korkutacaktım" dedi. Olay, 27 Temmuz 2024 Cumartesi günü Yeni Mahalle’de meydana gelmişti. Evinden ayrılarak 54 UB 554 plakalı otomobiliyle seyir haline geçen Ahmet Soğuk, kısa süre sonra silahlı saldırıya uğradı. Saldırıda 8 el ateş edilirken, mermilerden ikisi Soğuk’a isabet etti. Kontrolden çıkan araç tarlaya girerken, 2009-2019 yılları arasında Ferizli Belediye Başkanı olarak görev yapan Soğuk olay yerinde hayatını kaybetti. Soruşturma çerçevesinde yakalanarak gözaltına alınan M.F.Ö. (29), N.E. (39), O.E. ve M.G.(40) çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Sanıklar huzurda savunma verdi Silahlı saldırı neticesinde hayatını kaybeden eski belediye başkanı Ahmet Soğuk’un öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma 17 Temmuz 2025 yılında tamamlandı. Olayla bağlantılı olarak tutuklanan 4 sanık hakkında "iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilen iddianame kabul edildi. Tutuklu 4 sanık, Sakarya Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmada, söz hakkı verilen sanıklar, savunmalarını mahkeme huzurunda yapmak istediklerini ifade etti. Mahkeme ise duruşmayı ertelemişti. Davanın ikinci görülen duruşmasında sanıklardan M.F.Ö, M.G. ve O.E. huzurda hazır bulunurken N.E. bulunduğu cezaevinden SEBİS aracılığıyla katıldı. "Ben bu olayı 175 bin TL için yaptım ama parayı alamadım" Söz hakkı verilen sanık M.F.Ö., Ahmet Soğuk’u tanımadığını belirterek, "Sanıklardan sadece M.G.’yi felç geçirdiği zaman Düzce’de yattığı hastaneden tanıyorum. Ben de o dönem hastane de güvenlik görevlisiydim. Çok fazla para sıkıntısı yaşıyordum. Parasızlık yüzünden çocuklarımın beni sevmediğini, benden uzaklaştığını düşündüm. Hastanede yatarken para konusunda yaşadığım sıkıntıları M.G.’ye anlatmıştım. M.G. bana tetikçilik yaptığını, uyuşturucu yaptığını anlattı. Bunlarda çok para olduğunu söyledi. M.G. bana, ‘Bir yeri kurşunlarsak çok para alırız’ dedi. Ben olayı sadece korkutma ve yaralama olacağı niyetiyle kabul ettim. M.G, biriyle konuşuyordu, ben tanımıyorum. M.G. olaydan üç gün önce bana silahı getirdi. Bana, ‘Silahı eldiven ile tut olayı başkasına yıkacağım’ dedi. Olaydan bir gün önce de Ferizli’ye gittik bana evi gösterdi. Olayı nasıl yapacağımızı konuştuk. Ben sadece korkutmak gayesiyle ateş edeceğiz diye kabul ettim. M.G. ‘Olay yaşandıktan sonra bungalovda saklanır dikkat çekmeyiz’ dedi. Olay günü M.G. beni ablasının telefonundan aradı ve benim ödünç aldığım araçla Ferizli’ye doğru yola çıktık. Olay yerine giderken alkol aldık. Olayın olacağı yere geldik ve uzun süre beklemeye başladık. Ahmet Soğuk’un geldiğini görünce ben silahla arabanın altına doğru ateş ettim. Ahmet Soğuk arabayı durdurunca arabanın camı açıktı ve oradan silahına davrandığını gördüm ve ateş ettim tekrar. Kaçarken M.G.’ye, ‘Söyle olay yerine ambulans göndersinler’ dedim. Kaçarken silahı yol kenarına atmamı M.G. söyledi. Araçla Düzce’ye döndük ve ben internete baktığımda Ahmet Soğuk’un eski belediye başkanı olduğunu öğrendim. M.G. beni aradı, ‘Başımız belada İstanbul’a gitmemiz lazım’ dedi. Bana saç, sakal tıraşı yaptırdı. Beni bir yere bıraktı, telefonumu da aldı. ‘Ben abilerle görüşüp geleceğim’ dedi. Ben bu olayı 175 bin TL için yaptım ama parayı alamadım. Ben kişiyi tanımam ve öldürmeyi asla düşünmedim, sadece korkutacaktım" dedi. "Ben bu olaya karışmak istemedim. N.E. ailemle tehdit etti" Tutuklu sanık M.G., "Ahmet Soğuk’u tanımıyorum. Olayla alakalı hiçbir şekilde bağlantım yok. Ben 2023 yılında felç geçirdim. Haziran 2024 yılında bir fabrikada işe başladım. Doktorun tavsiyesiyle bungalov, sıcak su yerleri gibi mekanlara gitmemi önerdi. Ben N.E. ile görüşüp onunla bungalova gittim. Bir zaman sonra N.E.’nin yanına gittiğimde bana birinin vurulacağını söyledi. M.F.Ö. gece vardiyasındayken N.E.’nin söylediklerini söyledim. Hemen kabul etti. Ben bu olaya karışmak istemedim. N.E. ailemle tehdit etti. O.E. beni aradı ve daha sonra yanına gittim. N.E. de oradaydı ve Ferizli’ye gideceğimizi söyledi. Gittiğimizde bana olay yerini gösterdi burayı M.F.Ö.’ye göstermemi istedi. Orada sonra devam ettik onu bıraktım ve beni bu işe karıştırmamalarını söyledim. Olay günü öncesi M.F.Ö. gelip beni evimden aldı ve Ferizli’ye doğru yola çıktık. M.F.Ö.’ye olay yerini gösterdim ve geri dönerek Sapanca’da bir bungalova gittik. M.F.Ö. birileriyle görüştü kim olduklarını bilmiyorum ama mekan N.E. ve O.E.’ye aitti. Daha sonra eve gittim ve ablam beni uyandırarak M.F.Ö.’nün aşağıda beklediğini söyledi. Yanına gittiğimde bana mekanı tekrar göstermemi istedi ben kabul etmeyince tehdit etti. Daha sonrasında Ferizli’ye doğru yola çıktık. M.F.Ö. gittiğimizde olayı gerçekleştirdi. Benim olayla ilgim sadece tehditlerle olay yerini göstermem ve tehditlerle araç kullanmam. Azmettiren başka isimlerinde olduğunu düşünüyorum. N.E.’nin ihale yüzünden öldürtmek istediğini biliyorum. Kollukta verdiğim ifadeleri kabul etmiyorum. Yolda telefon konuşmaların hepsini M.F.Ö. yaptı. Tehdit edildiğimi söyledim ama polis yazmadı. Cezaevindeyken beni tehdit ettiler. Bu işi üstlen yoksa aileni öldürürüz dediler. Ben böyle bir olay yapmadım, bu kişililerle hareket etmediğim için bir pişmanlığım yok" diye konuştu. "Ben para için kan akıtmam sadece namus için akıtırım" Tutuklu sanık N.E. ise, "Ahmet Soğuk’u tanımam. M.G.’yi bir arkadaş aracılığıyla 4-5 sene önce tanıştım. Olayla ilgili hiçbir bağlantım yoktur. Olayın azmettiricisi değilim. M.F.Ö.’yü tanımam, M.G. onu tehdit ettiğimi söyledi böyle bir şey söz konusu değil. Ben olayın olduğu günün öncesi Balıkesir’e gitmiştim, olayın olduğu gün ise dönüyordum. Ben M.G. ile görüştüğümü hiç bir zaman itiraz etmedim. Ben bungalov işletmeciliği yapıyorum o aracılık ile görüştüm. Biz uzun süredir görüşmüyorduk M.G. ile cezaevinde olan bir arkadaşın paraya sıkıştığını ve para istediğini söyledi. Ben de cezaevinde olanların arkadaşı sevdiğim için para gönderdim. M.G. ile iki kere Ferizli’ye gittim birincisi ev bakmak istediğini söyledi, ikincisi ise cezaevinde olan arkadaşla görüşecekti ben de doğru söyleyip söylemediğini anlamak için gittim ama görüşmeden geri döndük. M.G. bana sürekli Ahmet Soğuk’u soruyordu tanıyor musun diye ben de tanımadığımı söyledim. M.G.’yi birileri maşa olarak tuttu. Suçu benim üzerime atıyorlar. Ahmet Soğuk ve Ferizli ile hiçbir bağlantım yok. Ben para için kan akıtmam sadece namus için akıtırım. Suçsuz yere 17 aydır cezaevinde yatıyorum, beraatımı istiyorum" şeklinde konuştu. "Ben 17 aydır suçsuz yere cezaevindeyim" Tutuklu sanık O.E., "Ahmet Soğuk’u tanımıyorum. M.G.’yi abimin anlattığı kadar tanırım M.G. ile benim sadece bir kere yüz yüze görüşmüşlüğüm var. Abim bana, ‘eğer üzerinde 5 bin TL var ise M.G.’ye ver’ dedi. Bir tek görüşmem orada vardır. Olaydan bir gün önce M.G. beni bungalov için aradı. Ben 17 aydır suçsuz yere cezaevindeyim, eşim ve çocuklarım tek kaldılar. Beraatimi talep ediyorum" ifadelerini kullandı. "Ben N.E.’nin öldürdüğünü sadece duydum" Mahkemede tanık olarak dinlenen C.D., "N.E.’ yi cezaevinden tanırım bunun dışında başka bir tanıdıklarım yok. Ben N.E.’nin öldürdüğünü sadece duydum ve azmettirici olarak biliyordum ama öyle değilmiş. Dava ile bildiğim tek şey budur" dedi. cumhuriyet savcısı sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Mahkeme heyeti ise sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.