SAĞLIK - 26 Ocak 2021 Salı 14:53

Sağlık Bakanlığı ile DSÖ arasında ‘Covid-19 ile Mücadelede Ulusal Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi’

A
A
A
Sağlık Bakanlığı ile DSÖ arasında ‘Covid-19 ile Mücadelede Ulusal Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi’

Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) kapsamında desteklenen ve Sağlık Bakanlığı ile Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yürütülen “Covid-19 ile Mücadelede Ulusal Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi” açılış toplantısı gerçekleştirildi. Proje ile Avrupa Birliği tarafından Sağlık Bakanlığı’na 5 milyon 300 bin avroluk destek sağlanacak. Proje ile hızlı antijen test kapasitesinin arttırılması hedefleniyor.

Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği (AB) Başkanlığında Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı’nın ev sahipliğinde yapılan toplantıya, Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe, AB-Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Temsilcisi Dr. Batyr Berdyklychev katıldı.

Tüm dünyayla Avrupa kıtasını da derinden etkileyen Covid-19 krizi karşısında Trükiye ve AB örnek bir dayanışma sergileyerek, Sağlık alanındaki iş birliği, katılım sürecinin ayrılmaz bir parçası olan Türkiye-AB mali iş birliği kapsamında da başarıyla devam ediyor. Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı, DSÖ ile yürüteceği “Covid-19 ile Mücadelede Ulusal Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi” hayata geçirildi.

AB fonlarıyla desteklenen ve uygulama süreci 24 ay olan projenin bütçesi 5 milyon 300 bin avro olan proje ile hızlı antijen test kapasitesinin arttırılması ve halk sağlığı laboratuvarlarının hem insan kaynağının hem de teknik kapasitesinin geliştirilmesi planlandı. Açılışı yapılan proje ile Sağlık Bakanlığının başta Covid-19 olmak üzere potansiyel salgın tehditlerine karşı tarama, teşhis ve izleme kapasitesinin artırılması hedeflendi. Bu proje ile ayrıca Covid-19 için yapılan testlerin sonuç alma süreleri de azalacak ve böylece, hastalığın yayılmasını önlemenin daha kolay olacağı hedeflendi. Proje kapsamında gerçekleştirilecek Genom Analizi çalışmaları aracılığıyla virüsteki mutasyon zamanında tespit edilmesi amaçlandı.

“Biz aday ülke olarak IPA fonlarını en verimli şekilde kullanmaya devam ediyoruz"
Toplantıda konuşan Bakan Yardımcısı Kaymakcı, şunları kaydetti:
“Türkiye umarız önümüzdeki dönemde Avrupa Birliği dayanışma fonundan da kaynak sağlayabilir. Çünkü Covid-19 ile mücadele kıtamız Avrupa’da ortak hareketi gerektiriyor. Yine Türkiye ve Avrupa Birliği Covid-19la mücadele bağlamında yeşil hat çerçevesinde mal akışının sağlıklı, hızlı bir şekilde yapılmasını sağladı. Yeşil hatlar sayesinde Türkiye’ye mal girişi ve Türkiye’den yine diğer Avrupa ülkelerine yine normal malları, tıbbi malzemelerin gidişinde hızlı hareket etme imkanına sahip olduk. Biz bugün bahsettiğimiz projeyi aslında 2016 yılı IPA formlarından sağlamış olduğumuz bazı tasarruflar sayesinde gerçekleştiriyoruz. 2020 yılı aslında IPA kullanım açısında rekor kırdığımız bir yıl oldu. Özellikle 2016 yılına ait yıllık programın projelendirilme oranı sözleşmeye bağlanma oranı yüzde 99.2 oranında gerçekleşti. Bu tüm aday ülkelerdeki hatta Avrupa Birliği bütçesinde gerçekleşme oranı en yüksek oran. Dolayısıyla biz aday ülke olarak IPA fonlarını en verimli şekilde kullanmaya devam ediyoruz. Bugün üzerinde çalıştığımız proje Türkiye’nin Covid-19 ile mücadelesinde ulusal kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik, 5.3 milyon avroluk bir proje. Bu projenin gerçekleşmesi gerçekten hem Sağlık Bakanlığımızın doğru bir proje sunması sayesinde, DSÖ’nün bu projede yer alması sayesinde hem de Avrupa Birliği temsilciliğinin gerekli esnekliği göstermesi sayesinde 2020 yılının sonunda gerçekleştirildi. Bundan sonra uygulama dönemine geçeceğiz. Bundan sonra Türkiye’nin Covid-19 ile mücadelesinde gücü daha da artacak. Bu projenin hazırlanmasına ve uygulanmasına katkıda bulunacak herkese ve her kuruma çok teşekkür ediyorum.”

“Türkiye’nin AB üyeliğinin Avrupa Birliği’ne en büyük aşı olacağını inanıyorum”
Türkiye ile AB ilişkilerine değinen Bakan Yardımcısı Kaymakcı, ”Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinde de umarız 2021 yılı olumlu gündemin uygulanacağı bir yıl olacaktır. Umarız bunu sağlık alanında da diğer alanlarda da hep birlikte göreceğiz. Ben her zaman şunu söylüyorum, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin üyeliği hem AB için hem Türkiye için hem de üçüncü dünya için bir kazançtır. Ve Türkiye’nin AB üyeliğinin Avrupa Birliği’ne en büyük aşı olacağını inanıyorum. Çünkü Türkiye’nin AB üyeliği aşısı Avrupa’yı daha sağlıklı yapacaktır. Küresel bir aktör yapacaktır. Umarız bu süreci bu amaçla ilerleteceğiz” diye konuştu.

“Kısa bir sürede bu kadar vatandaşımızı aşılayarak bu alanda önde gelen ülkeler arasında yerimizi almış bulunmaktayız”
Tüm dünyanın zorlu bir salgınla mücadelen geçtiğini anımsatan Bakan Yardımcısı Meşe, ”Bildiğimiz gibi tüm Dünya zorlu bir süreçten geçmekte. Ülkemizde bu zorlu süreçten etkilenmektedir. Türkiye olarak salgınla karşılaştığımız ilk andan itibaren pandemi ile etkili ve kapsamlı mücadele edebilmek için bütün kurumlarımızla etkin iş birliği içinde çalışıyoruz. Bu süre zarfında Bakanlığımızla iş birliği içinde çalışan tüm taraflara en içten şükranlarımı sunuyor, bir an önce bu zorlu süreci hep birlikte aşacağımız temennisini iletmek istiyorum. Salgınla mücadelede attığımız yerinde adımlar sayesinde gözle görülür ilerlemeler kaydettik. Etkili test politikası ve kapsamlı filyasyon çalışmalarımız ile sağlık çalışanlarımızın fedakar katkıları sayesinde salgınla mücadelede önde gelen ülkeler arasındayız. Yakın zamanda başlattığımız aşı programımız kapsamında çok kısa sürede 1.3 milyonu aşkın kişi aşılanmıştır. Kısa bir sürede bu kadar vatandaşımızı aşılayarak bu alanda önde gelen ülkeler arasında yerimizi almış bulunmaktayız. İnanıyorum ki aşılamanın da eklenmesiyle salgına karşı süre gelen mücadelemizde yakın zamanda çok daha iyi noktalara ulaşacağız. Sağlık bakanlığı olarak Covid-19 salgını ile mücadelemizde tüm gücümüzle devam ederken ülkemize değer katacak ve iş birliğini geliştirecek her türlü çalışmayı da yakından takip ediyor ve destekliyoruz” şeklinde konuştu.

“Projemiz kapsamında halk sağlığı viroloji laboratuvarımızda ileri düzey moleküler tekniklerin altyapısının oluşturulmasına katkı sağlanacak”
Proje hakkında bilgiler aktarmak istediğini belirten Bakan Yardımcısı Meşe, ”Bu proje bizlere zor zamanlarda uluslararası iş birliğinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha göstermiştir. Salgının başından beri DSÖ ve AB ile bilgi ve tecrübe paylaşımına önem veren bakanlığımız ilgili paydaşların katkısıyla bu projeyi hazırlamıştır. Projemiz başta Covid-19 olmak üzere potansiyel halk sağlığı tehditlerine karşı Sağlık Bakanlığı’nın laboratuvar altyapısının ve acil duruma hazırlık kapasitesinin geliştirilmesini sağlayacaktır. Bu kapsamda projemiz bulaşıcı hastalıkların sürreansı ve erken uyarı kapasitesini daha güçlendirilmesi amacıyla AB ile iş birliği içerisinde bugüne kadar yaptığımız çalışmaları da destekler niteliktedir. Çok kısa bir zaman zarfında yoğun çalışmalar sonucu kabul edilen projemiz kapsamında halk sağlığı viroloji laboratuvarımızda ileri düzey moleküler tekniklerin altyapısının oluşturulmasına katkı sağlanacak ve bulaşıcı hastalıkların izlemi ve salgınlarda büyük önemi olan erken uyarı kapasitesini daha da güçlendirecektir. Projemizin Covid-19 ile mücadelemizde sağlık sistemimize önemli katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum. Ayrıca pandemi ile etkili ve kapsamlı mücadelenin başarıya ulaşmasında uluslararası alanda iş birliği ve dayanışmanın daha da önem kazandığı bu günlerde AB, DSÖ ve Bakanlığımız iş birliğinde hazırlanan ve önümüzdeki 2 yıllık süreçte uygulanacak projemizin iyi bir örnek teşkil edeceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Mustafa Cenik - Bayram Türüdü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Niğde’de baharın gelişini müjdeleyen Hıdırellez düzenlenen etkinlikle kutlandı Tabiatın canlanması, toprağın bereketlenmesi ve Hazreti Hızır ile İlyas peygamberlerin buluştuklarına inanılan ’Hıdırellez’ Niğde’nin Yeşilburç Köyü’nde düzenlenen etkinlikle kutlandı. İl Kültür Müdürlüğü ve Yeşilburç Muhtarlığı işbirliğinde organize edilen Hıdırellez Şenliği renkli görüntülere sahne oldu. Şenliğe, Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik, Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürü Elif Belkıs Baştürk, Yeşilburç köyü sakinleri ve il merkezinde yaşayan vatandaşlar katıldı. Köy sokaklarında temizlik yapılması ile başlayan kutlama programında köydeki evlerin kapılarına çiçekler asıldı, köy halkı tarafından misafirlere ikramlarda bulunuldu. Şenlik alanında bir araya gelen köy sakinleri müzik eğlence eşliğinde sohbet edip renkli yumurta tokuşturdular, ateş üzerinden atladılar. Şenlikte konuşan Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik burada yaptığı konuşmada şunları söyledi; "Bilindiği üzere Hıdrellez, dünya tarihinin en eski mevsimlik bayramlarından biri olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde de bu bayram, baharın başlangıcının kutlatması ve doğanın uyanışını, canlanışının simgelenmesi olarak değerlendirilmektedir. Hıdrellez, aynı zamanda hoşgörü, yardımlaşma ve doğa sevgisi gibi değerleri pekiştirmek için önemli bir fırsattır. 2017 yılında ülkemiz tarafından UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesine kaydettirilerek insanlığın ortak mirası ilan edilen ’Bahar Kutlaması Hıdrellez’ her yıl 6 Mayıs’ta yurt genelinde kutlanmaktadır. Bugün bizler de kültürel faaliyetleri ve tarihi dokusuyla ön plana çıkan Şehrimizin güzide köyü Yeşilbuç’ta kıymetli hemşerilerimizle Baharın gelişini müjdeleyen Hıdrellez etkinliklerine katılmanın mutluluğunu paylaşıyoruz. Hıdrellezin, doğanın uyanışıyla birlikte insanların da ruhsal ve fiziksel olarak yenilenmeye ihtiyaç duyduğu bir döneme denk gelmesi, bu tür etkinliklerin önemini daha da arttırmaktadır. Bu vesileyle, geleneksel kültürümüze sahip çıkmak ve doğayı koruma bilincini yaygınlaştırmak adına düzenlenen Hıdrellez’ in anlam ve önemini vurgulayan bu programa katılmaktan memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum."
Uşak Başkan Yalım’dan Tarhana Festivali ve Murat Dağı ile ilgili açıklama Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım, Gediz Belediye Başkanı Necdet Akel’in açıklamalarına karşılık olarak sosyal medya hesaplarından açıklamalarda bulundu. Bu karara istinaden Gediz Belediye Başkanı Necdet Akel gerçekleşen toplantıda alınan karara yönelik sosyal medya hesaplarından kamuoyuna açıklamalarda bulundu. Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım’da yapılan açıklamaya karşılık olarak sosyal medya hesaplarından bir açıklama yayınladı. İşte Özkan Yalım’ın açıklamaları; "Komşu ilçemizin Belediye Başkanı Sayın Necdet Akel, hem Murat Dağına hem de tarhanaya sahip çıkması sevindirici olduğu kadar bizi bu kadar yakından takip ve taklit etmesi de işi ehlinden öğrenme gayreti içerisinde olduğunu göstermektedir ki bu da bizim açımızdan sorun teşkil etmemektedir. Uşak Tarhanamız coğrafi işaret olarak 209 Tescil numarası ile; 31.07.2016 tarih ve 29787 sayılı Resmi Gazetede ilan olunup, 21.03.2017 tarihinde coğrafi işaret olarak tescil edilmiştir. Dolayısıyla coğrafi işaret olarak tescil ettirdiğimiz bir değerimizle ilgili festival yapmamız sizleri neden rahatsız etmiştir anlamış değiliz. Temmuz ayında yapacak olduğumuz Tarhana festivalimizde stant talebiniz olursa da yardımcı olacağımızdan şüpheniz olmasın. Keşke el birliği güç birliği ile ortak değerlerimizi nasıl tanıtabiliriz bununla ilgili ortak ne gibi çalışmalar yapabiliriz kaygısı gütmeniz memleket namına daha faydalı olabilirdi. Ayrıca Yine ortak değerimiz olan Murat dağının Uşak ilimiz sınırları içerisinde etekleri bulunmaktadır. Bizde ilimizin bir doğal güzelliği olan Murat dağının yok olmaması talan edilmemesi ile ilgili maddi manevi katkılar sunarken eylemler yaparken sizi yanımızda göremedik. Uşaklı ve Gedizli hemşerilerimiz bu eylemlerimizde bize destek olurken Murat Dağına sahip çıkmak şimdi aklınıza gelmiş olmalı. Yine de bu açıklamanız talihsiz ve acemice bir açıklama olarak görerek ortak değerlerimizle ilgili yapılacak her türlü çalışma ve işbirliğine açık olduğumuzu bildiriyor kolaylıklar diliyorum." ifadelerini kullandı.
Gümüşhane Türkiye’nin 33. Fabrika Voleybolu Gümüşhane’ye açıldı Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) tarafından 6-12 yaş çocukların voleybol ile tanıştırılması ve lisanslı sporcu sayısının artırılması amacıyla kurulan voleybol okulu Fabrika Voleybol’un 33.’sü Gümüşhane’de açıldı. Yaz aylarında yüksek rakımlı yaylalarında ve kış mevsiminde de köylerinde kar üstünde voleybol oynanan, bir zamanlar voleybol süper liginde ve birinci ligde hem erkek hem de kadın takımları olan Gümüşhane’de Fabrika Voleybol düzenlenen törenle faaliyetlerine başladı. Aydın Doğan Spor Salonu’nda gerçekleştirilen program, saygı duruşunda bulunulması İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. “Bu bizler için, Gümüşhanemiz için çok önemli bir proje” Türkiye Voleybol Federasyonu tarafından gönderilen tshirt, file, top gibi malzemelerin dağıtıldığı törende konuşan Gümüşhane Gençlik ve Spor İl Müdürü Mücahit Atalay, “Fabrika Voleybol 2013 yılında federasyonumuz tarafından başlatıldı. 6-12 yaş grubundaki çocuklarımız hedef kitlemizdi. Türkiye’de 33. okul Gümüşhane’mizde açıldı. Bu bizler için, Gümüşhanemiz için çok önemli bir proje. Milli takımımıza bu çocuklarımızdan sporcular kazandırmış, iyi voleybolcular yetiştirmiş olacağız, sporu hayat tarzına dönüştüren bireyleri de yetiştirmiş olacağız. Türkiye’nin birçok yerinde bu okullar ücretli olarak açılırken federasyonumuz bize jest yaptı ve Gümüşhane’de sosyal sorumluluk projesi kapsamında ücretsiz oldu. Federasyonumuza bu konuda teşekkür ediyorum. Projemiz hayırlı olsun” dedi. Federasyon temsilcileri, antrenörler ve velilerin de katıldığı programda daha sonra çocuklar tarafından çeşitli gösteri antrenmanları ve maçlar yapıldı. Gümüşhane Voleybol İl Temsilcisi Atilla Ayvaz da Fabrika Voleybol’un 1 Temmuz 2013 tarihinde Türkiye Voleybol Federasyonu bünyesinde faaliyetlerine başladığını ve 6-12 yaş grubundaki çocukların sporla tanışmalarını ve sporu severek yaşamlarının bir parçası haline getirmelerini sağlamayı amaç edindiğini söyledi. “Gümüşhane Fabrika Voleybol, 33. fabrika voleybol okulu olarak faaliyetlerine başlamıştır” Fabrika Voleybol Okullarının eğitim sisteminin uygulanan çalışma planlarının yaşa özgü olması ve her öğrencinin kendi yaş grubundaki bireyler ile çalışmasına yönelik hayata geçirilmiş bir eğitim sistemi olduğunu ifade eden Ayvaz, “6-12 yaş gurubundaki çocukların voleybol ile tanışmalarını sağlamak, sporu severek hayatlarının bir parçası haline getirmelerine yardımcı olmak ve sporcu sayısını arttırmak amacıyla Türkiye Voleybol Federasyonu bünyesinde hayata geçirilen Fabrika Voleybol Okulları 32 merkezde faaliyetlerini sürdürmektedir. Fabrika Voleybol projesinin uygulamaya konulması hazırlanmış modüller aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Fabrika Voleybol modülleri çocukların farklı yaş ve gelişim özelliklerine (6-7 Yaş Temel Hareket Eğitimi, 8-9 Yaş Mini Voleybola Geçiş, 10-12 Yaş Mini Voleybol) göre gelişimsel ve bütüncül olarak üç düzeyde hazırlanmıştır. 32 ayrı merkezde faaliyet gösteren Fabrika Voleybol Okullarının bünyesinde özenle ve bölgesel olarak seçilmiş toplamda 114 antrenör görev yapmaktadır. Fabrika Voleybol okullarında 2024 yılı itibariyle aktif olarak çalışmalarına devam eden yaklaşık 4 bin 100 öğrenci bulunmaktadır. 5 Mayıs 2024 tarihi itibariyle Gümüşhane Fabrika Voleybol 33. Fabrika Voleybol okulu olarak faaliyetlerine başlamıştır” ifadelerini kullandı. “Bu proje Türkiye’de çeşitli illerimizde var fakat biz bunu sosyal bir proje olarak aldık” Gümüşhane’nin voleybol duayenlerinden, Fabrika Voleybol proje koordinatörü ve Beden Eğitimi öğretmeni Ümit Terzi de, “Fabrika Voleybol projesinin asıl amacı Türkiye’de voleybol oynayan oyuncu sayısını artırmak. Bu proje Türkiye’de çeşitli illerimizde var fakat biz bunu sosyal bir proje olarak aldık. Bizim ilimizde 7. sosyal proje olarak açıldı. Daha önce ücretli olan bu projeyi biz Gümüşhane’ye federasyon başkanımızın ve İl Müdürümüzün çabasıyla tüm öğrencilere fırsat eşitliği doğması için ücretsiz olarak getirdik” dedi. “Fabrika Voleybol projesi bizim için voleybol geliştirilmesi için iyi bir fırsat olmuş oluyor” Tecrübeli antrenörlerle amaçlarının Gümüşhane’de yıllardır var olan erkek voleybolunun yanında kadın voleybol oynayan sayısını artırmak olduğunu kaydeden Terzi, “Onun için de Fabrika Voleybol projesi bizim için voleybol geliştirilmesi için iyi bir fırsat olmuş oluyor. Projeye baktığımızda Gümüşhane için en önemli güzelliği ise 2006 yılında başlayan voleybol marka olma yönünde çalışmalarımız oldu. Daha önce efeler liginde oynayan kulüplerimiz vardı. Şimdi birinci ligde 2 tane kulübümüz var Gümüşhane’de. Bunun gururunu yaşıyoruz. Bunun gururunu yaşarken de gelecek nesillerin de voleybola devam etmesi için Fabrika Voleybol projesini de başlatmış olduk. İnşallah nesillere daha iyi ve hayırlı olacağını düşünüyorum” diye konuştu. Sporculardan 6. sınıf öğrencisi Berra Turgut ise “Voleybolu çok seviyorum. Gümüşhane’ye Fabrika Voleybol açıldığı için çok mutlu olduk. İlerde de voleybolcu olmayı hedefliyorum” ifadelerini kullanırken Öykü Okumuş ise “Gümüşhane’ye voleybol okulu açıldığı için mutluyum. Fabrika Voleybol inşallah bize katkılar sunar. Büyüdüğümde voleybolcu olmak istiyorum” dedi.
Eskişehir ESO model fabrika ile firmalarda yüzde 200 verimlilik artışı sağlandı Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı iş birliğinde sanayide verimliliği artırmak ve dijital dönüşümü hızlandırmak amacıyla kurulan ’ESO Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezi-Model Fabrika’nın 1’inci Öğren-Dönüş Programı Sonuç Toplantısı gerçekleştirildi. ESO Model Fabrika projesi çerçevesinde ilk Öğren-Dönüş Pilot Uygulaması, farklı sektörlerden gelen 4 katılımcı firmayla Nisan 2024’te tamamlandı. Proje çerçevesinde, 4 aylık süreçte firmalar, yüksek verimlilik oranlarını, program sayesinde kazandıkları yalın üretim yetkinliklerini Eskişehirli firmalar ile paylaştı. "Öğren-Dönüş kazanımlarını değerlendireceğiz" Toplantının açılışında konuşan ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, “Pilot uygulama programına katılan 4 firmamız, yaklaşık 4 ay süren program boyunca yalın üretim ve kaynak verimliliği alanlarında yoğun bir eğitim danışmanlık sürecine dahil oldular. Bugün elde edilen sonuçları ve verimlilik artışlarını bizzat kendilerinden dinleyeceğiz. Kazanımları siz değerli sanayicilerle paylaşmak, vermiş olduğumuz bu hizmeti sizlerden gelecek tavsiyelerle ileriye taşımak ve sonuçları yaygınlaştırmak ESO olarak en temel vazifemiz” dedi. "Kalkınma için verimlilik şart" Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürü Abdullah Başar, yaptığı konuşmada Öğren-Dönüş programı hakkında bilgi vererek, “Verimlilik bir ülkenin kalkınması adına oldukça önemli, hatta şarttır. Ülkemiz olduğu kadar firmalarımız için de önem arz etmektedir. İsrafın önlenmesi, zamanın doğru kullanılması ve verimliliğin artırılması adına büyük kazanımlar sağlayan bu programa katılan, Eskişehir Sanayi Odası üyesi 4 firma, 4 aylık edindikleri tecrübeleri paylaşacak ve sizlerin daha sağlıklı değerlendirme yapmanıza katkı sunacaklar. Tüm katılımcılarımıza şimdiden teşekkür ediyor, verimli bir toplantı olmasını diliyorum” diye konuştu. "Yüzde 200 verim artışı" Açılış konuşmalarının ardından programı başarıyla tamamlayan firma temsilcileri, Yalın Liderler tarafından elde edilen kazanımlar anlatıldı. Firmalarda program sonucuna göre, yüzde 200’e varan üretkenlik artışları, fazla mesai ihtiyacında yüzde 99 azalma ve zamanında teslimat oranlarında yüzde 40 iyileşmeler ile yüzde 50’ye varan makina ekipman verimliliği (OEE) artışı, Model Değişim (setup) sürelerinde yüzde 90 azalma sağlandı ve firmalar üretim alanlarından yüzde 40 tasarruf elde etti. Toplantı sonunda düzenlenen törenle katılımcı firmalara plaketleri ve katılım belgeleri takdim edildi. ESO Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya; Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürü Abdullah Başar, Verimlilik Uygulamaları Daire Başkanı Dr. Yücel Özkara, ESO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Fatih Düş, Sinan Özeçoğlu, Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Korkmaz, Meclis Üyeleri Mehmet Eren, Evren Şahin, ESO Model Fabrika Direktörü Sema Şahin, Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Muhammet Taha Güven, KOSGEB İl Müdürü Tarık Yılmaz, sanayici ve iş insanları katıldı.