POLİTİKA - 23 Ağustos 2014 Cumartesi 10:12

Şahin, Suriyeliler konusunda Atalay’ı bilgilendirdi

A
A
A
Şahin, Suriyeliler konusunda Atalay’ı bilgilendirdi

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, kentte yaşayan Suriyeliler ile ilgili Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ı bilgilendirdi. Şahin, Atalay ile yaptığı toplantıda, Suriyeliler ile ilgi Atalay’a bir de geniş kapsamlı bilgilendirici dosya sundu.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın başkanlık ettiği geniş kapsamlı bir toplantıya katılan Şahin, Gaziantep ve bölgedeki Suriyelilerin, ekonomi, eğitim, sağlık, barınma, güvenlik ve sosyal yaşamı ile ilgili bir dosya verdi.

Suriyeli misafirlerin sayısındaki artışın birtakım toplumsal sorunları ve dinamikleri beraberinde getirdiğini belirterek Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “Yeni gelişmeleri değerlendireceğiz. Tespit ettiğimiz sorunlara çözüm önerilerini tartışacağız” dedi.

Atalay başkanlığında Türkiye'de bulunan Suriyelilerle ilgili Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca (AFAD) yürütülen çalışmaların değerlendirildiği toplantı düzenlendi.
Toplantı öncesinde basın mensuplarına açıklama yapan Atalay, Türkiye'deki Suriyelilerle ilgili önemli bir değerlendirme gerçekleştireceklerini söyledi.

Hoşgörü geleneğine sahip bir millet olunduğunu belirten Atalay, bu geleneğin oluşmasında ve yüzyıllar boyunca devam etmesinde Anadolu'nun birbirinden çok farklı etnik köken, din ve kültüre mensup topluluklara ev sahipliği yapmasının etkisinin bulunduğunu anlattı.

Atalay, farklılıkların ve değerlerin kaybolmaksızın bir arada barınabilmesi ve etkileşim halinde bulunmasının Anadolu topraklarını medeniyetlerin beşiği haline getirdiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Birbirini baskılamak, değiştirmeye çalışmak yerine mutlu bir toplum teşkil etmek için farklılıklardan yararlanmak, bu topluluklara ve topraklara sükunet getiren milletimizin adeta temel özelliğidir, niteliğidir. Bu nedenle yüzyıllar boyunca etnik veya dini kökenine bakılmaksızın pek çok grup Anadolu'nun bağrında nefes alma imkanı bulabilmiş ve çok kültürlü yapımızın bir parçası haline gelebilmiştir."

Daha önceki yıllarda da komşu ülkelerden veya Bosna Hersek'ten Türkiye'ye bu şekilde sığınmalar olduğunu anımsatan Atalay, Türkiye'nin daima dışarıdan gelen kardeşlerine iyi bir ev sahipliği yaptığını söyledi.

TÜRKİYE, YÜZ BİNLERCE İNSANI ÖLÜMDEN KURTARDI
Atalay, Suriye'de 2011 baharında başlayan iç savaşın, yaklaşık 10,5 milyon insanı yerinden ettiğini vurgulayarak, "Birleşmiş Milletler verilerine göre 3,5 milyon kişi Suriye'den ülke dışına çıkmıştır. Bu topluluğunun yüzde 90'ı Türkiye, Lübnan ve Ürdün'e yerleşmiştir. İç savaşın başlangıcından beri hükümetimiz tarafından açık kapı politikası uygulanmaktadır" diye konuştu.

Suriye'deki iç savaşın yayılarak ve çok taraflı hale gelerek kitlesel bir nüfus hareketi meydana getirdiğini belirten Atalay, Türkiye'nin yaklaşımı sayesinde yüz binlerce insanın ölümün pençesinden kurtulduğuna işaret etti.

KAMPLAR DIŞINDA 1 MİLYON 140 BİN SURİYELİ BULUNUYOR
Atalay, bugün itibarıyla yaklaşık 220 bin Suriyelinin kamplarda barındığına işaret ederek, bir kısmı çadır bir kısmı da konteyner kent olmak üzere 22 kampta hizmet sunulduğunu bildirdi.
Nüfusu 35 bine ulaşan kampın bulunduğunu aktaran Atalay, "Tespitlerimize göre, 1 milyon 140 bin civarındaki Suriyeli ise kamplar dışında, çeşitli illerimizde hayatını sürdürmektedir" dedi.

BASINA YANSIYANLAR MEVZİ OLAYLAR
Suriyelilerin yoğunlukta bulunduğu güneydoğu illerinde ve bazı metropollerde şehirlerin ekonomik, kültürel ve sosyal dokularında bazı değişiklikler yaşandığını dile getiren Atalay, şunları kaydetti:

"Bu ortamda göç alan bölgelerde yaşanan bazı adli olaylar ayrımcı bir bakış açısıyla bazen büyütülebilmektedir. Zaman zaman şiddet olayları da yaşanmaktadır. Milletimiz iyi bir ev sahipliği yapmıştır. Basına, kamuoyuna yansıyan olaylar şu anda mevzi olaylardır. Suriyeli sığınmacı kardeşlerimiz de hem sabırlı hem de çok uyumludur."

ÇOK İYİ BİR ÇALIŞMA YÜRÜTÜLÜYOR
Bu gelişen olayları büyük kitlelere mal etmenin yanlış olduğunu belirterek, "Halen bütün illerde, bütün ilçelerde bizim vatandaşlarımız, yerel yönetimlerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız elinden gelen yardımı yapmaya çalışmaktadır" dedi.

Atalay, göç dalgasının başladığı ilk günden itibaren kendisinin sorumluluğundaki AFAD'da bütün devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin işbirliğiyle çok önemli çalışmalar yürütüldüğünü belirtti.

Eğitim, sağlık, psiko-sosyal destek, asayiş güvenlik ve insani yardım alanında bu çalışmaları mümkün kılan tüm kurumlara teşekkürlerini ileten Atalay, "Doğrusu çok iyi bir çalışma yürütülüyor. AFAD'ı biz sistem oluşturma açısından üç yıldır doğrusu çok farklı bir hale getirdik. Şu anda Türkiye'nin acil durumlarda, afet durumlarında çok övüneceği bir kurum haline gelmiştir. İşini iyi yürüten ve koordinasyonu iyi sağlayan, iyi uzman bir kurum haline gelmiştir" diye konuştu.

AFAD'ın en önemli görevinin koordinasyon olduğunu belirten Atalay, insani yardım, eğitim, sağlık, psikolojik destek, sosyal ve kültürel dinamikler gibi pek çok boyutu kapsayan çalışmalar sayesinde Türkiye'ye sığınanların acılarının bir ölçüde giderildiğini söyledi.

Atalay, "Fakat Suriye'de yaşanan krizin 3 yılı aşkın süredir devam ediyor oluşu ve Suriyeli misafirlerin sayısında görünen artış beraberinde farklı birtakım toplumsal sorunları, dinamikleri de getirmiştir. Konuyla ilgili çabalarımıza ek olarak bugün yeni gelişmeleri değerlendireceğiz. Tespit ettiğimiz sorunlara çözüm önerilerini de burada tartışacağız" dedi.

TEKNİK HEYET ÇALIŞMASINI TAMAMLADI
Konuyu 16 Temmuz'da dar bir kapsamda değerlendirdiklerini anımsatan Atalay, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile kendisinin başkanlığında uzun bir toplantı yaptıklarını söyledi.

Gelişmeleri değerlendirdiklerini ve konuya ilişkin rapor hazırlanmak üzere bürokratlardan bir teknik heyet kurduklarını aktaran Atalay, "Teknik heyet çalışmasını tamamladı. Bugün, daha geniş çapta bu toplantımızda o çalışmaları masaya yatıracağız" diye konuştu.

Toplantıda AFAD Başkanı Fuat Oktay'ın bilgilendirme sunumu yapacağını, yerel yöneticilere, valilere de söz verileceğini söyleyen Atalay, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın bir araştırma takdim edeceğini, ilgili bakanların ve diğer katılımcıların da görüşlerinin, sunumlarının dinleneceğini kaydetti.
Toplantının önün açık olduğunu, zaman sınırlaması bulunmadığını belirten Atalay, "Önümüzdeki konuyu bütün boyutlarıyla en iyi en verimli şekilde değerlendireceğiz" dedi.

TÜRKİYE 3.5 MİLYAR DOLAR HARCADI
Konuyla ilgili sayısal verileri de paylaşan Atalay, 2014 Küresel İnsani Yardım Raporu'na göre Türkiye'nin dünyada en büyük üçüncü insani yardım bağışçısı konumunda olduğunu söyledi.
Rapora göre, ilk sırada ABD'nin, ikinci sırada İngiltere'nin olduğunu belirten Atalay, Türkiye'nin 2013'te 1.6 milyon dolar insani yardım yaptığını kaydetti.

Bütün bu çalışmaların da bu değerlendirmelerin içinde olduğunu ifade eden Atalay, şöyle devam etti:
"Suriyeli sığınmacılar için şu ana kadar BM'in teknik yardım, insani yardım hesaplama kriterlerine göre, Türkiye 3.5 milyar dolar harcama yapmıştır. STK'lar 635 milyon dolar harcama yapmıştır. Bize uluslararası yardım olarak BM'nin kuruluşları veya ikili bazı ülkelerden 233 milyon dolar destek gelmiştir. Şu anda 10 ilde 22 geçici barınma merkezimiz vardır. Şu anda kamplarımızda 69 bin öğrenci eğitim görmektedir. Suriyeli öğrencilerin sene kaybı olmasın diye Milli Eğitim Bakanlığının koordinasyonunda çok büyük bir çalışma yürütülmektedir ve bu şimdi kamp dışındakilere de yaygınlaştırılacaktır."

İLERİ DEĞERLENDİRMELERE İHTİYAÇ VAR
Atalay, 5 milyon 400 bin Suriyelinin tedavi gördüğünü belirterek, Sağlık Bakanlığının büyük bir çalışma yürüttüğünü söyledi. Türkiye'nin neresinde olursa olsun Suriyeli sığınmacının bir devlet hastanesine başvurduğunda ücretsiz tedavisinin yapıldığını ifade eden Atalay, ücretin AFAD tarafından hastaneye yatırıldığını hatırlattı.

Bütün bu çalışmaların büyük bir koordinasyonla yürütüldüğünü vurgulayan Atalay, şunları kaydetti:
"Kamplarımız, 4 yıla yakın bir sürede uluslararası standartların üzerinde bir hizmet sunmaktadır. Bunlarla övünüyoruz. Suriyeliler bizim kardeşlerimizdir, onlara ev sahipliği yapmaya devam edeceğiz ama 4 yıla yaklaşan bu sürede şehirlerimizdeki yapılar ve yeni gelişmeler sebebiyle daha ileri değerlendirmelere ihtiyaç vardır. Biz AFAD olarak da bunu hissettik. Onun için bugünkü toplantıyı daha ileri değerlendirmeler için yapmış oluyoruz."

Toplantıya, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç'ın yanı sıra Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar, Jandarma Genel Komutanlığına atanan Orgeneral Abdullah Atay, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile Suriyelilerin yoğun olduğu diğer illerin valileri ve belediye başkanları da katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Uğur Okulları’dan MEB müfredat değişikliğiyle ilgili ilk değerlendirme MEB Müfredat değişikliğiyle hakkında değerlendirme yapan Uğur Okulları Genel Müdür Yardımcısı Adil Kurt, ilkokullarda çocukların okuma ve yazma sürecini hızlandıracak değişiklikler, ortaokul ve liselerde ise teoriden çok uygulamaya yönelik içerikler ile bilgiye ulaşacak becerilerin kazandırılmasının hedeflenmesinin önemli olduğunu söyledi. Millî Eğitim Bakanlığı 2024-2025 Eğitim - Öğretim Dönemi’nde okul öncesi, ilkokul birinci, ortaokul beşinci ve lise dokuzuncu sınıflardan itibaren kademeli şekilde uygulanacak yeni öğretim programını kamuoyuyla paylaşılmak üzere askıya çıkardı. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" adını taşıyan yeni öğretim programları konusunda Uğur Okulları Genel Müdür Yardımcısı Adil Kurt, ilkokul, ortaokul ve liselerdeki yeni öğretim programlarıyla ilgili ayrı ayrı değerlendirmelerde bulundu. Adil Kurt, ilkokul müfredatında kapsamlı bir değişikliğe gidildiğini, birinci sınıflarda gerçekleşen ses grupları değişikliğiyle dilimizde daha fazla kullanılan seslerle okuma yazma sürecine başlanacağını söyledi. Bu durumun çocukların okuma ve yazma sürecini hızlandıracağını belirten Kurt “Ses grupları ile kılavuz çizgiler üç aralıktan iki aralığa indirildi. Yine tüm sınıf kademelerinde kazanımlar yerine öğrenme çıktıları belirlendi. Kazanımların sayıları seyreltilerek daha fazla beceri temelli ve uygulamaya yönelik çıktılara yer verildi. Öğrencilerin farklılıklarını gözetmek, dersi farklılaştırmak amacıyla zenginleştirme ve destekleme çalışmaları ve örnekleri müfredata eklendi” dedi. Yeni müfredatta sosyal, duygusal beceriler ile okuryazarlık üzerine açıklamalara yer verildiği ve becerilere yoğunlaşıldığını gördüklerine dikkat çeken Kurt, uygulama ve zenginleştirmeye dayalı programlar oluşturulduğunu belirtti. Kurt, ölçme değerlendirme ile ilgili de; ilkokulda sınavların kaldırılması ile birlikte farklı ölçme araçları kullanılmaya başlandığını ancak ölçeklerde belirli bir çerçeve çizilmediğini vurgulayarak, yenilenen programda her çıktının hangi ölçme aracı kullanılarak ölçüleceği ile ilgili bilgilerin yer aldığını söyledi. Teoriden çok uygulamaya yönelik içerik Adil Kurt, ortaokullar için yaptığı değerlendirmede tüm dersler özelinde bakılarak 5. Sınıf 2019 öğretim programları ile 2024 yılındakiler karşılaştırıldığında dersin kazandırması gereken değerlerde değişiklik yapıldığının görüldüğünü söyledi. Bunun yanı sıra Türkçe, sosyal bilgiler, fen bilimleri gibi derslerin kazanımlarında da azalma olduğunun göze çarptığını vurgulayan Kurt “ Bu durum ünite ve konularına da yansımıştır. Müfredatta tamamen çıkarılan konular dışında eski müfredattan gelen veya kademe geçişleri yapılan konular da dikkat çekmektedir. Bazı branşlar özelinde tema, ünite veya konu isimlerinde de değişiklik yapılmıştır. Müfredatların genelinde yenilikçi, geliştirmeye açık, öğrenci merkezli, sezdirme ve hissettirmeye dayanan, teoriden daha çok uygulamaya yönelik içeriklere yer verildiği gibi ölçme-değerlendirme, performans oluşturma, geliştirme ve takibi ile atölye çalışması üzerinde de fazlasıyla durulmuştur” şeklinde konuştu. Bilgiye ulaşacak becerilerin edinilmesi hedeflendi Adil Kurt, liselerin yeni öğretim programlarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede ise matematik dersinde, öğrencilerin daha çok bilgi edinmesi yerine matematiksel bilgiye ulaşmasını sağlayacak becerileri edinmesi, bu beceriler sayesinde edindiği bilgiler arasındaki ilişkileri sorgulamasının hedeflendiğini söyledi. Türk Dili ve Edebiyatı dersinde de beceri odaklı bir yaklaşım benimsendiğini ve dört tema üzerinden düzenleme yapıldığını belirten Kurt, şunları söyledi: “Bu anlayış ile öğrencinin okuması, okuduğunu ve dinlediğini anlaması, duygu ve düşüncelerini yazı ile aktarması hedeflendiği görülmektedir. Fizik ve kimya derslerinde, bazı konuların sadeleştirilerek farklı sınıf düzeylerine kaydırıldığı görülmekte; biyoloji dersinde ise bütüncül bir yaklaşım benimsenerek öğrencilerin genel bir biyoloji anlayışı geliştirmesi amaçlanmıştır. Coğrafya dersinde, Coğrafi Bilgi Sistemleri’nin önemi vurgulanmış ve öğretmenlerin bu alanda yetkinleşmesi gerektiği belirtilmiştir. Bilgi aktarımı odaklı tarih öğretiminden beceri temelli tarih eğitimine geçilmiş. Siyasi tarih yerine insanı öne çıkaran, sosyal tarih konularının önemsendiği görülmekte. 11. sınıf felsefe dersinde; çevre sorunları, teknoloji-hayat ilişkisi, edebiyat-felsefe ilişkisi, hukukun doğası gibi konularda öğrencinin felsefi görüş geliştirmesini ve metin yazabilmesini amaçlayan bir müfredat tasarlanmış. Güncel konuları felsefi bir yaklaşımla değerlendirebilen, fikir ve çözüm geliştirebilen öğrenci kimliği amaçlandığı görülüyor.”
Kocaeli Sahte ilanlarla 52 milyonluk vurgun yapan 44 şüpheli tutuklandı Kocaeli merkezli 11 ilde sahte ilan ve çağrı merkezleri aracılığıyla ürün satma vaadinde bulunup çok sayıda vatandaşı 52 milyon TL dolandıran şüphelilerden 44’ü tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin, siber suçların men ve takibine yönelik yürüttüğü soruşturmada, liderliğini Serkan Kınalı isimli şahsın yaptığı suç örgütü üyelerinin E-ticaret ve ilan platformlarına sahte ilanlar koyarak, kurulan çağrı merkezine ait açık hatlar üzerinden müştekiler ile güven verici ve aldatıcı görüşmeler yaptıkları belirlendi. Kaparo, kargo bedeli, nakliye bedeli ve sigorta bedeli gibi bahanelerle para alan örgüt üyelerinin elde ettikleri parayı kripto para platformlarına aktardıkları ve sanal kripto para birimlerine çevirerek izini kaybettirmeye çalıştıkları tespit edildi. Belirtilen yöntemlerle aralarında deprem mağduru aileler ile engelli vatandaşların da bulunduğu 37 şahsın dolandırıldığı, suç örgütü üyesi şahısların hesaplarına 52 milyon 675 bin 400 TL para giriş çıkışı olduğu tespit edildi. 5 ayrı bölgede çağrı merkezi oluşturan suç örgütü üyelerinden üçünün toplam 23 ayrı suçtan 25 yıl kesinleşmiş cezalarının bulunduğu belirlendi. Kocaeli merkezli 11 ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonda 56 şüpheli yakalandı. 5 şüphelinin değişik suçlardan cezaevinde olduğu, 2 şüphelinin ise ifadelerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldığı bildirildi. Adliyeye sevk edilen 49 şüpheliden 44’ü tutuklanırken diğerleri ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.