ASAYİŞ - 07 Ocak 2016 Perşembe 19:59

Salih Mirzabeyoğlu: Kumandan benim lakabım

A
A
A
Salih Mirzabeyoğlu: Kumandan benim lakabım

Salih Mirzabeyoğlu olarak bilinen İBDA/C örgütü lideri olduğu iddia edilen Salih İzzet Erdiş, “anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak” ve “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlarından yeniden yargılandığı davada savunma yaptı. Erdiş, örgüt lideri olduğu iddialarını reddederken, kendisine ‘kumandan’ denilmesini ise, “Bu benim lakabım” şeklinde açıkladı.

Kamuoyunda Salih Mirzabeyoğlu olarak tanınan İBDA/C örgütünün lideri Salih İzzet Erciş’in 'Anayasal düzeni silah zoru ile değiştirmeye teşebbüs etmek' suçundan yeniden yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen yeniden yargılama davasında, hükümlü sanıklar Salih İzzet Erdiş ve Sadettin Ustaosmanoğlu ile avukatları hazır bulundu.

Sesli ve görüntülü olarak kayıt altın alınan duruşmada, iddianame, gerekçeli karar ve yargılamanın yenilenmesine ilişkin kararların okunmasının ardından Erdiş’in savunmasına geçildi.
Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar, Erdiş’e İBDA/C örgütü lideri olduğu ve bu örgütün üyelerinin Erdiş’in talimatıyla silahlı eylemler yaptığının iddia edildiğini söyledi. Erdiş’e “Gerekeni gerektiği yerde yapmak” açıklamasının iddianamede yer aldığını kaydeden başkan Rüzgar, bu açıklamasında ne demek istediğini sordu.

“FİKİRLERİMDEN ETKİLENMİŞ OLABİLİRLER”
Erdiş, hiç kimseye bir talimat vermediğini, ortada bir örgüt ve emir verilmesi durumu olmadığını söyledi. Hukuk fakültesi öğrencisi olduğu dönemleri anlatan Erdiş, “Kitaplarımı okuyanlar, fikirlerimden etkilenmiş olabilirler. Ben de İslam gerekliliğini ve etkimi hukuk fakültesinden almışımdır. Eğer bir bağlantı kurulacaksa, benim o dönemki hocalarım da sorumlu o zaman. Bizim fikrimizde sanat, edebiyat, hukuk ve tarih var” dedi.

“İBDA BİR FİKİRDİR”
‘İBDA’ kelimesinin anlamının ne olduğu sorusuna Erdiş, “İBDA benzersiz oluş demektir. Lider olarak görüldüğüm için şahısların yaptığı eylemlerden sorumlu tutuldum. Nasıl ki parti teşkilatlarına üye olanların yaptıklarından parti liderleri sorumlu olmazsa, ben de sorumlu sayılamam. Cephe, partilerin, teşkilatların faaliyet kolu gibidir. Bir binanın cephesinden bahsederken örgüt olmuyor da, İBDA/C'deki cephe niye örgüt sayılıyor. İBDA bir fikirdir. Bunları hep izah ettim. Bu fikir, yapılan işler merkeze sirayet etmesin diye zaten cepheyi kuruyorum” diye konuştu.

“KUMANDAN BENİM LAKABIM”
Yakınındaki kişilerin kendisine neden “Kumandan” diye hitap ettiği sorusuna Erdiş, “Bu kadar insan burada toplanmış, bunlar örgütler mi sempatizanlar mı? Herkesin bir lakabı vardır. Beniki de ‘Kumandan’ . İsmimi terk edemeyeceğim gibi bu lakabı da terk edemem. Ayrıca kumadan lakabını da ben kendime takmış değilim. Mesele Süleyman Demirel'e 'baba' diyorlar, 'Demirel'in çocuğu var mı' diye bakılmıyor. 'Kumandan' çok da yakışıklı bir terim. Çok rahatlıkla nefsime kabul ettiğim bir şeydi, Necip Fazıl'dan geliyor” dedi.

“TELEGRAMLA İŞKENCE YAPTILAR”
Erdiş, mahkeme heyetinin “Cezaevinde darp edildiğiniz, işkence gördüğünüz, saçlarınızın zorla kesildiği iddiaları var. Bunlar doğru mu?” sorusuna da yanıt verdi. Erdiş, “Bunlar fantezi. Bana değil ama orada solcu bir çocuk vardı, onu feci yaptılar. Vücudumda telegram uyguladılar. Şu anda vücudumda telegram'ın yüzde 85'i yok ama hala etkileri devam ediyor. Şu anda dinlemedeler” dedi.
Erdiş, İBDA/C bayrağının da dava dosyasına olduğunu, bu bayrağın ne anlama geldiği sorusuna, Erdiş parmaklarını gösterdi. Erdiş, bu bayrağın yayınevinin arması olduğunu ve kitaplarında da kullandığı kaydetti.

“ERDİŞ VE KISAKÜREK’İN KİTAPLARINI SATIYORDUM”
Erdiş’in ardından diğer hükümlü sanık Saadettin Ustaosmanoğlu savunma yaptı. Ustaosmanoğlu, Cağaloğlu’nda açtıkları bir yayınevinde Erdiş ve Necip Fazıl Kısakürek’in kitaplarını sattığını ve bunun suç olmadığını söyledi. Ustaosmanoğlu, İBDA fikrini benimsediğini ve fiziki işkenceye maruz kalmadığını kaydetti.

“BİRAHANELERE MOLOTOF ATMAKTAN YARGILANDIM”
Duruşmada daha sonra, İBDA/C soruşturmalarından gözaltına alınanların da bulunduğu 5 kişi tanık olarak dinlendi. Birahanelere molotof attığı iddiasıyla 1994 yılında yargılandığını ve işkence gördüğünü söyleyen tanık Ali Osman Zor, “Mirzabeyoğlu’dan bir talimat almadım. Kitaplarını o zaman da okuyordum hala da okuyorum. Kitaplarını okuduğumda yasa dışı bir eylem yapmak çıkarımı yapmıyorum” dedi.

YURT DIŞI YASAĞI KALDIRILDI
Duruşmada daha sonra diğer 4 tanık dinlendi. Tanık dinlemelerinin ardından Erdiş’in avukatı Hasan Ölçer, müvekkili hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının kaldırılarak, duruşmaya gelme zorunluluğunun kaldırılmasını istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme, savunması alındığı gerekçesiyle hükümlü Salih İzzet Erdiş’in yurt dışına çıkış yasağını kaldırdı. Erdiş ve Ustaosmanoğlu’nun duruşmaya katılma zorunluluğunu da kaldıran mahkeme, duruşmayı erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ
Dönemin İstanbul 6 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), 1999 yılında İBDA-C lideri Salih Mirzabeyoğlu’nu "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak" suçundan, idam cezasına çarptırmıştı. Erdiş hakkında verilen idam cezası, 23 Eylül 2002 tarihinde uyarlama yapılarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilmişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de Erdiş’e verilen cezayı onamıştı.

16 YIL SONRA TAHLİYE EDİLMİŞTİ
Salih Mirzabeyoğlu'nun avukatları, geçtiğimiz yıl İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak, yeniden yargılama ve hükmün infazının durdurularak tahliyesine karar verilmesini talep etmişti. Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, Mirzabeyoğlu'nun yeniden yargılama talebini kabule değer görerek 22 Temmuz 2014’te tahliyesine kararı vermişti. Kararın ardından Mirzabeyoğlu, yaklaşık 16 yıl tutuklu kaldıktan sonra Bolu F Tipi Cezaevinden tahliye edilmişti. 

ALPER KORKMAZ - BAŞAK AKBULUT - SADIK KAHRAMAN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul TFF Tahkim Kurulu, Abdullah Kavukcu’nun 45 gün hak mahrumiyeti cezasını 15 güne indirdi Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Tahkim Kurulu, Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Abdullah Kavukcu’ya verilen 45 gün hak mahrumiyeti ve 3 milyon TL para cezasını kaldırarak, yerine 15 gün hak mahrumiyeti ve 2 milyon TL para cezası verildiğini açıkladı. Konuyla ilgili Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, "Galatasaray’ın İdarecisi Abdullah Kavukcu’nun PFDK’nın 11.12.2025 tarih ve E.2025-2026/2021 - K.2025-2026/1885 sayılı kararına itirazı incelendi. Yapılan müzakere neticesinde; - Galatasaray A.Ş.’nin İdarecisi Abdullah Kavukcu’nun 04.12.2025 tarihinde Kulüp resmi sosyal medya hesabından (YouTube) yayınlanan açıklamalarında yer alan Futbolun ve Kurumların İtibarını Zedelemeye Yönelik Açıklamaları nedeniyle FDT’nin 38/1-a maddesi uyarınca 45 gün hak mahrumiyeti ve 3.000.000,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına dair PFDK kararının kaldırılmasına, oybirliğiyle, - Galatasaray A.Ş.’nin İdarecisi Abdullah Kavukcu’nun 04.12.2025 tarihinde Kulüp resmi sosyal medya hesabından (YouTube) yayınlanan açıklamalarında yer alan Futbolun ve Kurumların İtibarını Zedelemeye Yönelik Açıklamaları nedeniyle alt sınırdan ayrılmayı gerektiren bir hal olmadığı kanaatiyle, FDT’nin 38/1-a ve 25/2. maddeleri uyarınca 15 gün hak mahrumiyeti ve 2.000.000,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına, oyçokluğuyla, karar verilmiştir" denildi.
Edirne Trakya Üniversitesi’nin tarihi tren garına ücretli giriş kararı yargıdan döndü Trakya Üniversitesi Karaağaç Yerleşkesi’nde Lozan Anıtı, tarihi tren garı ve kara tren lokomotifinin bulunduğu alana ücretli giriş uygulaması yargı kararıyla durduruldu. Edirne Barosu tarafından açılan dava sonucunda Edirne Bölge İdare Mahkemesi, Trakya Üniversitesi Senatosu’nun Karaağaç Yerleşkesi için aldığı ücretli giriş kararını hukuka aykırı bularak, yürütmenin durdurulmasına hükmetti. Mahkeme kararında, söz konusu uygulamanın gecikmesinde sakınca bulunan bir durum oluşturduğuna da dikkat çekildi. Konuyla ilgili açıklama yapan Edirne Baro Başkanı Avukat Gökhan Karakoç, Karaağaç Yerleşkesi’nin tarihi ve toplumsal açıdan büyük önem taşıdığını belirtti. Karakoç, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu anlaşması olan Lozan Antlaşması’nın simgesi niteliğindeki Lozan Anıtı’nın da yer aldığı alanın ücretli hale getirilmesinin doğru olmadığını ifade ederek, "Bu alanı gezmek isteyen öğrencilerimiz, yurttaşlarımız ve Edirne’ye gelen misafirlerimiz ücret ödemek zorunda bırakılmıştı. Oysa tarih bilincinin ve toplumsal farkındalığın güçlenmesi için bu tür alanların ücretsiz olması gerektiğini düşünüyoruz. Herkesin bu alanlardan serbestçe faydalanabilmesi gerektiğine inanıyoruz" dedi. Edirne Barosu yönetimi ve Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu aracılığıyla Edirne İdare Mahkemesi nezdinde dava açtıklarını belirten Karakoç, mahkemenin üniversite yönetiminin kararını hukuka aykırı bularak, yürütmeyi durdurduğunu söyledi. Uzun süredir devam eden uygulama kapsamında Karaağaç Yerleşkesi’ne girişlerde öğrencilere 40 TL, yerli ziyaretçilere 80 TL, yabancı turistlere ise 120 TL ücret uygulandığı, yalnızca pazartesi günleri girişlerin ücretsiz olduğu öğrenildi. Mahkeme kararıyla birlikte Karaağaç Yerleşkesi’ndeki ücretli giriş uygulaması şimdilik durdurulmuş oldu.