KÜLTÜR SANAT - 06 Ocak 2022 Perşembe 11:39

Sanatın kalbi, Beyoğlu’nda Pera Sahne’de atacak

A
A
A
Sanatın kalbi, Beyoğlu’nda Pera Sahne’de atacak

Pandemi kısıtlamalarında ekonomik zorluklar yaşayan sanat gruplarını ve özellikle alternatif tiyatroyu destekleyecek olan BAU Pera Sahne, perdelerini açtı. Beyoğlu’nda sanatseverleri buluşturacak olan sahnede ayrıca konserler, dans gösterileri, dinletiler, atölyeler ve workshoplar da yer alacak.

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Konservatuvar’ın Galata’daki tarihi yerleşkesinde yer alan BAU Pera Sahne, Kayhan Berkin’in uyarlayıp, yönettiği Tolstoy’un Kreutzer Sonat oyunu ile perdelerini açtı. Her ay dört oyunun sanatseverlerle buluşacağı sahnede aynı zamanda konserler, dans gösterileri, dinletiler, atölyeler ve workshoplar da olacak. Sosyal sorumluluk alanında da önemli bir görev üstlenen Pera Sahne, alternatif tiyatronun da en büyük destekçisi olacak. Özellikle pandemi sürecinde büyük sıkıntınlar yaşayan sanatçılara katkı sunacak olan sahne, ağırladığı tiyatro ve müzik ekiplerinden hiçbir ücret almayacak.

Tüm teknik donanımlara sahip, kara kutu formunda olan sahne 100 kişi kapasiteli. Ayrıca modüler panel sistemleri olan sahnede, hem İtalyan düzende hem de hem de farklı yerleşimlerde oyunlar oynanabilecek.

Farklı sanat dalları tek çatı altında toplanacak
“Özlediğimiz Beyoğlu yeniden” mottosuyla yola çıktıklarını ifade eden BAU Pera Sahne Koordinatörü Buket Çelik, “O Beyoğlu’nu yeniden inşa etmek için bu sahneyi hareketin başlangıcı gibi düşünüyoruz. Seçici kurulumuz tarafından belirlenen oyunlar, sahnemizde sanatseverlerle buluşacak. Her ay dört oyun ağırlayacağız. Bununla birlikte sadece profesyonel ekiplere ev sahipliği yapmıyoruz. Burası bir eğitim yuvası ve öğrenci odaklıyız. Çıkış amacımız öğrencilerimiz. Aynı zamanda öğrencilerimizin resitalleri de olacak. Öğrencilerimizin seyirciyle buluşmadan önce hem prova alabildiği hem de seyirci karşısına çıkıp, ilk heyecanlarını yaşayacakları bir alan olsun istedik. Bunun dışında burada yalnızca tiyatro oyunları sahnelenmeyecek. Aynı zamanda konserler, dans gösterileri, dinletiler, atölyeler ve workshoplar da olacak. “Okulumuzun mottolarından biri “yerelden evrensele”. Bu bakış açısıyla Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği, Klasik Batı Müziği ve caz konserleri de yer alacak. Çeşitli dinletileri sanatseverlerle buluşturacağız” dedi.

Alternatif tiyatro desteklenecek
Alternatif sahnelerin özellikle pandemi sürecinde çok büyük yara aldığını ve çoğu sahnenin kapanmak zorunda kaldığını belirten Çelik, “Alternatif ekipler Avrupa yakasında oynayabilecek mekan bulamıyorlar. Biraz da bunu gözeterek yola çıktık. Onlara ev sahipliği yapalım ve üretimin devamlılığını sağlayalım istiyoruz. Yurt dışındaki ekiplere de ev sahipliği yapıyoruz. Yurt dışından da atölyeler geliyor” diye konuştu.

“Amacımız sanata ve sanatçıya destek olmak”
Pera Sahne’yle birlikte sosyal sorumluluk misyonu da üstlendiklerini aktaran BAU Konservatuar Dr. Öğretim Görevlisi Ömer Vatanartıran, “Burada sadece öğrencilerimizle eğitim alışverişi yapmıyoruz. Esas misyonumuz bu sahneyi sanatçılara çok uygun bir şekilde düzenlemektir. Bugünden itibaren, sanatçılarımızdan hiçbir ücret almadan ve geliri tamamen onlara kalacak şekilde düzenlememizi yaptık. Buradaki tiyatro grupları, kumpanyalar, müzisyenler, resitaller tamamen pandemi sonrası gördükleri zararı karşılamak üzere hiçbir ücret ödemeden kendi ekonomilerini döndürecek şekilde performanslarını sergileyecekler.

Yeni sanatçılar, deneysel ekipler, daha avangard içerikler peşinde koşan kumpanyalar sahne bulma konusunda zorluk yaşayabiliyorlar. Buranın hocaları, öğrencileri ve idari kadrosu bu şevkle yaşayan insanlar oldukları için sahneyi seve seve onlara açıyorlar. Dolayısıyla o özgür ruhu buraya taşıyabilmeleri ve bunu yaparken, lojistik zorlukları düşünmek zorunda kalmamaları, ekonomik bazı gerilimlere düşmek zorunda kalmadan sadece sanatlarına odaklanacak şekilde bu sahnenin tadını çıkartmaları bize ayrıca keyif veriyor” ifadelerinde bulundu.

“Eğitimi performansla ve seyirciyle buluşturan bir kurum olduk”
Sahneyi sanatseverlerin hizmetine açtıklarını belirten BAU Konservatuar Direktörü Aslıhan Umar,” Hocalarımızın ve çok kıymetli sanatçıların destek verdiği hem müzik hem de sahne sanatları alanında bir danışma kurulumuz var. Oyunlarımız ve seçkilerimiz onların destekleriyle belirleniyor. Bizim arzumuz buradan yeni sanatçıların yetişmesi, onların ve bizim hatıralarımızda bu sahnenin olması. Konservatuarımız ve BAU Pera Sahne üniversitemizin uzun yıllara dayanan, sanata yaptığı hizmetin bir yansıması. Üniversitemiz orkestralarla, korolarla ve atölyelerle sanata destek veriyor. Son iki yıldır konservatuarımızın da varlığıyla daha disiplinli ve sistematik bir şekilde hem sanat eğitimi veren, hem de bu eğitimi performansla ve seyirciyle buluşturan bir kurum olduk” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Neden olmasın" dedi, 45 yaşında üniversite hayaline kavuştu Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitim gören 45 yaşındaki Gönül İnan, yıllar boyunca içinde büyüttüğü üniversite hayalini ertelemesine rağmen vazgeçmedi. 3 çocuk annesi İnan, 45 yaşında girdiği sınavı kazanarak üniversite sıralarındaki yerini aldı. Trabzon’da yaşayan 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Gönül İnan, bir arkadaşının "Neden olmasın" sözüyle cesaret buldu. Bu teşvikle üniversite sınavına girmeye karar veren İnan, zorlu hazırlık sürecini ev ve çocuk sorumluluklarıyla birlikte yürüttü. "Kadın isterse her yaşta başarır" sözünü yaşayarak gösteren Gönül İnan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandı. Birinci sınıfta eğitime başlayan Gönül İnan, genç arkadaşlarıyla aynı sırayı paylaşmaya başladı. Derslere olan ilgisi, disiplini ve kararlılığı takdir toplayan İnan, yarım kalan hayalini tamamlayarak pek çok kadına umut oldu. Yıllarca çocuklarının okul heyecanını yaşayan Gönül İnan, şimdi kendi sınav stresini, ders telaşını ve başarı sevincini yaşıyor. "Çocuklarım çok büyük destekçim oldu" Çocuklarından birinin Ankara’da psikoloji, diğerinin Samsun’da makine mühendisliği en küçük çocuğunun ise ilkokulda eğitimine devam ettiğini belirten Gönül İnan, "Televizyonda yaşı büyük hanımların bir girişimde bulundukları gördüğüm zaman hayranlık duyuyordum. Tekrar üniversite sınavlarına girmeme vesile olan aslında arkadaşım Gülcan. Deneyelim bence yapabiliriz dedi. Bende çok ümitle olmayarak deneyelim dedim. Sonuçlar açıklandığında kazandığımı gördüm. Asıl hedefim aslında Almanca öğretmenliğiydi. Almanya geçmişim olduğu için bir şeyler başarırım diye düşündüm. Maalesef Trabzon’da Almanca öğretmenliğine dair bir bölüm olmadığı için İngilizce’yi tercih ettim. Bir baktım ki sıradayım. Nasip oldu şu anda İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyorum. Çocuklarım çok büyük destekçim oldu. Kızım Ankara’da psikoloji okuyor, oğlum Samsun’da makine mühendisliği okuyor. Onlarla istişare ediyorum. Aslında onlar biraz benim velim gibi oldular. Kayıt işlerini hep kızım yaptı. Normalde veliler çocuklarını kaydeder bizde ters oldu. Artık üniversite hayatından bahsediyoruz. Vizyonu açık gençlerle tanışmak benim için çok güzel bir duygu. Hep çok saygılılar. Güzel anlaşıyoruz, ben hepsini ayrı ayrı seviyorum. Çocuklarım uzakta olduğu için hepsini evladım yerine koydum. Onların da beni sevdiğini görüyorum" dedi. "Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum" Sınıf arkadaşlarının motive edici cümleler kurduğunu kaydeden İnan, "İlk sınıfa girdiğim an biraz sessizdim analiz ettim ama sonra günler geçtikçe baktım gençlerde benim için ‘Bu yaştan sonra nereden geldi’ şeklinde bakmadılar. Bir ara ümitsizliğe kapıldım; ’Acaba yapabilecek miyim?’ ’Her şeyi unuttum tekrar baştan hatırlayamıyorum’ gibi baktım motive edici cümleler kurdular. ’Olur mu abla devam et iyi gidiyorsun’ şeklinde bu bana çok iyi geldi. Benim de çocuklarım uzakta olduğu için empati yapıyorum. Bir anne olarak düşünüyorum. Her zaman bir sıkıntınız olduğunda beni arayabilirsiniz diyorum. Öğrenmenin ve eğitimin yaşı yoktur. Hiçbir zaman geç değil. Ev hanımlarına sesleniyorum tabii ki evi toparlamak düzeltmek güzel şey ama her gün aynı iş aynı hiç kimse madalya takmıyor. Bu işler bitmiyor, kendi kültürünüzü geliştirin. Mutlu olduğunuz şeyleri yapın. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır derler en azından çabalıyorum. Henüz bir plan yapmadım ama tercümanlık veya öğretmenlik yapabilirim. Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum. Benim için bu bile yeterli" şeklinde konuştu. "İyi ki benim annem" Gönül İnan’ın Ankara’da Psikoloji eğitimi gören kızı Cemre İnan ise "Çok gururlu ve mutluyum. İyi ki benim annem. Başaracağını biliyordum. Güveniyordum o yüzden şaşırmadım. Her zaman yanında bulunacağım. Sınıf arkadaşları ile diyaloglarına şahit oldum. Bu beni çok mutlu etti. Hepsi çok değerli ve kıymetli insanlar. İyi ki annemin yanındalar. Aynı sınıfta annemle eğitim görseydik eğlenceli olabilirdi" diye konuştu. "Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor" Gönül İnan’ın sınıf arkadaşı Arda Akgün de, "Bu kadar genç öğrencinin arasında bizim iki katımız yaşa sahip bir öğrencinin olması elbette alışagelmiş bir durum değil. Hepimiz bu duruma şaşırmıştık ancak Gönül ablanın bize olan tutumu, bize yaptığı ablalık görevi gerçekten bizim için çok değerli. Kendisi tüm sınıf tarafından sevilen çok önemli bir insan. Kendisini çok seviyoruz. Derslerde de çok aktif. Buraya bir öğrenci bilincinde gelmiş. Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor. Öğrenme hırsı bizimki gibi kendisini çok taktir ediyorum" ifadelerini kullandı.
Samsun Dünya halıları bu koleksiyonda Samsun’da görev yapan bir öğretmen, 25 farklı ülkeden topladığı 150 duvar halısından oluşan koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Müzik öğretmeni olarak görev yapan Seçkin Esen (55), şimdiye kadar edindiği kazanımını farklı bir amaç uğrunda kullanıyor. Dünyanın birçok kıtasına giderek kültürel değeri olan duvar halılarını toplayan Esen, 25 farklı ülkeden onlarca halı satın aldı. Halıları koleksiyon hâline getiren Seçkin Esen, yurt içi ve yurt dışından topladığı 150 halıdan 40’ına hikâye yazarak proje oluşturdu. Geçen yıl 120 halısını Mersin’de sergileyen Esen, koleksiyonuna dünyadan birçok halı daha ekledi. Esen ayrıca göz bebeği olarak gördüğü halıların satılık olmadığını ancak sürekli olarak koleksiyonunu genişlettiğini sözlerine ekledi. Müzik Öğretmeni Seçkin Esen, "Koleksiyonumuzu imkânlar dâhilinde genişletmeye çalıştık. Yine yurt dışından bulduk, yurt içinden bulduk, yurt dışından gelenleri bulduk ve koleksiyonumuz genişledi. 25 tane daha koleksiyonumuza halı kattık. 150’ye yakın halımız var. Çok değerli duvar halılarımız mevcut. Bu halıları ülkemize yakışan bir şekilde sergiye çıkaracağız. Koleksiyonu gelecek kuşaklara aktarılacak bir miras olarak değerlendiriyoruz. Yani bir araba olsa, ev olsa, tarla olsa değer verebiliriz. Bizim için ülkemizde böyle bir çeşitliliğin olması, böyle bir koleksiyonun olması her şeyden daha değerli" dedi. "Japonya’dan Almanya’ya, Çin’den İspanya’ya birçok ülkenin halısı bu koleksiyonda" Doğudan başlayarak birçok kıtadan o yöreye ait duvar halılarını topladığını dile getiren Esen, "Halı koleksiyonuna doğudan başladık biz. Öncelikle Türk cumhuriyetlerinden, Çin’den, Japonya’dan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan oralardan duvar halıları aldık. Daha sonra İran, Irak kısmından aldık. Savaştan önce gittiğimizde Ukrayna’dan aldık. İtalya’dan var, İspanya’dan var, Hindistan’dan var, Almanya’dan var. Yaklaşık 25 ülkeden halı topladık. Koleksiyondaki halılarda değişik güzellikte ve ender olan halılar var. Türkmenistan’dan ipek dokuma halılar ender halılardır. Bizi bilenler çeşitli ülkelerden önce halının fotoğrafını atıyor. Kriterlerimize uyuyor mu, ender mi bunlara bakıp sonra da gidip alıyoruz" diye konuştu. "Koleksiyondaki tüm halılar benim göz bebeğim" Tüm halılarını göz bebeği olarak gördüğünü de sözlerine ekleyen Esen, "Tüm halılar benim göz bebeğim. Oğlum da tüm bu eserlere, mirasıma sahip çıkacak" dedi. Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda lisans, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde de yüksek lisans yapan Seçkin Esen, en büyük hobisinin duvar halılarını izlemek olduğunu sözlerine ekledi.