ASAYİŞ - 19 Aralık 2018 Çarşamba 09:45

Sarıyer'de dere taştı, mahalleyi su bastı

A
A
A
Sarıyer'de dere taştı, mahalleyi su bastı

Sarıyer'de Ayazağa Deresi taştı. Taşkın nedeniyle su basan evde mahsur kalan 6'sı çocuk 12 vatandaşı itfaiye ekipleri kurtardı.

Akşam saatlerinde başlayan şiddetli yağışın ardından Ayazağa Deresi taştı. Taşkın nedeniyle Sarıyer Ayazağa Mahallesi'ni su bastı. Evlerini su basan 6'sı çocuk 12 vatandaş evde mahsur kaldı. Vatandaşları olay yerine gelen itfaiye ekipleri kurtardı. Ekipler, evde mahsur kalan vatandaşları kucaklarında taşıdı.  

Su basan evlerde mahsur kalanları itfaiye kurtardı

Sarıyer Ayazağa Mahallesinde aşırı yağış nedeniyle dere taştı. Dere kenarında kalan 4 evi su bastı, 6’sı çocuk 12 kişi mahsur kaldı. Mahsur kalan vatandaşları itfaiye ekipleri sırtında taşıyarak kurtardı.

İstanbul’da dün akşamdan beri etkisini sürdüren yağış nedeniyle birçok ev su altında kaldı. Sarıyer Ayazağa Mahallesindeki Ayazağa Deresi, aşırı yağış nedeniyle taştı. Evin kenarındaki 4 ev gece geç saatlerde su almaya başladı. Bazı evlerde yaklaşık bir metreye kadar su doldu. Yataklarından uyanan vatandaşlar durumu itfaiyeye haber verdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri vatandaşları kurtarmak için çalışma başlattı. İtfaiye ekipleri önce çocukların bulunduğu evlere giderek kurtarma çalışmalarına başladı. Ekipler daha sonra kimi yetişkin vatandaşları sırtına alarak, kimisini ise iki er taşıyarak kurtardı. 

Evinden kurtarılan bir kadın ise sinir krizi geçirerek, ‘her şeyim gitti’ diyerek feryat etti. 

Evi su altında kalan ve itfaiye erleri tarafından sırtında taşınarak kurtarılan vatandaş, “3-4 saattir içerideyiz, her yer berbat durumda” dedi. 

Saat 5’ten beri mahsur kaldığını dile getiren genç, “Dere taşmış, geçen hafta da böyle olmuştu. Kepçe gelmişti buraları temizledi. Şu ilerisi tıkalı bir adam var izin vermiyor” diye konuştu.
Bir başka vatandaş ise, "Saat 04.30 sularından beri ayaktayız, itfaiyeyi aradık sağ olsun geldiler. 4 ev mağdur durumda eşyalar olduğu gibi gitmiş. Yıllardır bu çileyi çekiyoruz. İnsanlar çok mağdur, evleri olduğu gibi bırakıp gidecekler, gidecek yerleri de yok” şeklinde konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”