Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Ziya Sözen ile 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri, Gazileri ve Terör Mağdurları Derneği Genel Başkanı Abbas Gündüz, Kobani olaylarına ilişkin başlayan davayla ilgili ortak açıklamada bulundu. Sözen ve Gündüz, ortak yaptıkları açıklamada, “Bilindiği üzere Suriye’nin kuzeyinde yer alan Kobani bölgesinde sözde Kürt halkını savunan ve şehitlerimizin kanı eline bulaşmış, ölen vatandaşlarımızın azmettiricisi olan kravatlı terörist Selahattin Demirtaş ve HDP milletvekillerinin ‘sokağa çıkın’ çağrısıyla başlayan olaylarda 37 vatandaşımız katledilmiş, 300’ün üzerinde güvenlik görevlimiz yaralanmış, devlet daireleri, okullar ateşe verilmişti.
Bu olaylar İŞİD terörünü bahane eden, PKK teröristlerin şehitlerimizin asil kanlarıyla sulanmış bayrağımızı yakarak, devletimize başkaldırısının en somut örneğidir. Adı geçen HDP’li vekiller o gün can veren vatandaşlarımızın azmettirici katilleridir. Bizler bu vatana bedel ödeyen gaziler ve şehit yakınları olarak bu azmettirici katillerden hesap sormak için buraya geldik. Bizim için içeride dava edilenler ile dağdaki teröristler arasında fark yoktur. İçeride devletimize hesap verenler ile bu olayları bahane ederek terörün siyasi uzantılarına arka çıkanlar arasında fark yoktur. Devletimize başkaldıran herkes elbette bedelini ödeyecektir” dedi.
“Bu dava terör eylemini azmettirenlerin yargılanma sürecidir”
Kobani olaylarının da kendilerine terör örgütünün siyasi uzantısı olan HDP’nin Kürtlerin temsilcisinin olmadığını gösterdiğini dile getiren Sözen ve Gündüz, “HDP, Kürt kardeşlerimizi kullanarak terör suçu işleyen bir suç makinesi haline gelmiştir. HDP ile bağlantılı olan vekilleri gazi meclisimizin çatısı altında görmek istemiyoruz. Çünkü onların elinde Yasin Börü ve arkadaşlarının kanı vardır. Kobani’de uzun namlulu teröristlerce katledilen 37 vatandaşımızın kanı vardır. Bizler inanıyoruz ki devletimiz orada can veren vatandaşlarımızın hesabını soracaktır.
Bu hesap sadece teröristlerden değil, terör destekçilerinden de sorulmalıdır, terör sevicilerden de sorulmalıdır. Burada başlayan davayı ‘Kürt siyasi hareketinin yargılanması’ olarak gören ve bu şekilde anlatan herkes bilsin ki, bu dava onlarca vatandaşımızın katledildiği, binaların ve bayrağımızın yakıldığı, devletimizin milyonlarca lira zarara uğratıldığı bir terör eyleminin azmettiricisi olanların yargılandığı davadır” diye konuştu.
“İdam yasasını gündemimize alalım”
Kendilerini Kürt halkının temsilcisi olarak adlandıran HDP yöneticilerinin çoğunluğu Kürt olan kardeşlerinin ölüm emrini verdiğini vurgulayan Sözen ve Gündüz, “Bunlar yetmezmiş gibi devlete başkaldırı çağrısı yapanlar bebek katilinin ‘heykelini dikeceklerini’ söyleyerek halkımızı galeyana getirmişlerdi. Kobani olayına salt gözlükle bakanlar elbette bu sürecin hendek ve çukur olaylarının fitilini ateşlediğini göremeyeceklerdir. Bizler sadece Kobani’de öldürülen vatandaşlarımızın değil, bir Kurban Bayramı yardım dağıtan Yasin Börü ve arkadaşlarının hesabını sormak için buradayız.
Biz hendek ve çukur olaylarında şehit edilen kahramanlarımızın hesabını sormak için buradayız. Buradan devlet büyüklerimize sesleniyoruz terör ile bağlantısı tespit edilen kişilerin bir kere daha milletvekili olamayacak şekilde milletvekilliğini düşürün, partilerini kapatın. Düşünce özgürlüğü adı altında devletimizi bölmek isteyen bu hainlere destek olanlara şehitlerimiz adına gereken cezayı verin. Terör suçu işleyen, teröre yardım ve yataklık eden kim varsa müebbet ile yargılayın. Devletimizin terör örgütleriyle vermiş olduğu etkin mücadeleye gölge düşürmeyin. Gazi meclisimizin gündemine tekrar idam yasasını alın ve bir referandum kararıyla Milletimize başvurun. Terör ile mücadelede teröriste verilecek cezanın hükmünü aziz milletimiz versin” şeklinde konuştu.
Muhammet Romedi Yılmaz
