EKONOMİ - 09 Şubat 2021 Salı 13:13

Seramik, çimento ve cam sektörlerinden 21 milyar dolar net döviz kazancı

A
A
A
Seramik, çimento ve cam sektörlerinden 21 milyar dolar net döviz kazancı

Çimento, cam, seramik sektörleri 10 yılda 27,6 milyar dolar ihracat yaparak 21 milyar dolar net döviz kazancı getirdi.

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB), 2020 yılına dair ihracat verilerini ve oluşturulan katma değeri, düzenlediği basın toplantısı ile kamuoyuyla paylaştı. Birlik bünyesindeki sektörlerin 2020 ihracatının pandemiye rağmen yüzde 7,7 büyümeyle 3,9 milyar doları aştığını açıklayan ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, “Çimento, cam ve seramik sektörlerinin oluşturduğu yerli katma değer ise bir yılda 2,5 milyar dolar, son 10 yılda da yaklaşık 21 milyar dolara yükseldi. Sürdürülebilir üretim, tedarik ve lojistikteki gücümüzle pandemi döneminde dünyanın en başarılı ülkelerinden biri olduk. Bu rüzgârla birlikte 2021 yılında yüzde 7,5 büyüme ile 4,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Yeni pazarlara ulaşarak ülkemiz için katma değer oluşturmaya da devam edeceğiz” dedi.

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB), bu sektörlerin 2020 yılına dair ihracat verilerini ve oluşturulan katma değeri, çevrim içi olarak düzenlediği basın toplantısında paylaştı. ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, Başkan Yardımcıları Feyyaz Ünal ve Tansu Kumru’nun katılımıyla düzenlenen toplantıda, Birlik bünyesindeki sektörlerin 2020 ihracatının 4 milyar dolara yaklaştığı açıklandı.

Çenesiz: “İstikrarlı büyüme grafiğimizi sürdürdük”

Birlik bünyesindeki sektörlerin pandeminin zorlu koşullarına rağmen ihracattaki istikrarlı büyüme grafiğini sürdürdüğünü söyleyen ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, “2020 yılında 1,3 milyar dolar ihracat gerçekleştiren seramik sektörü yüzde 6,6 büyürken, 1,1 milyar dolarlık ihracatla yüzde 27,3 büyüme kaydeden çimento sektörü çok önemli bir başarı elde etti. Cam sektörü ise önceliğini iç pazara vermiş olmasına rağmen 865 milyon dolarlık ihracatla bir önceki yıla çok yakın rakamlara ulaştı. Tüm bunların neticesinde, Birlik bünyemizdeki tüm sektörlerin toplam ihracatı 3,9 milyar doları geçerek, 4 milyar dolara yaklaştı” dedi.

“Türkiye ortalamasının üç katı yerli katma değer sağlıyoruz”

Çimento, cam ve seramik sektörlerinin oluşturduğu yerli katma değerin Türkiye ortalamasının üç katı olduğuna dikkat çeken Erdem Çenesiz, “Seramik sektörümüzün yerli katma değer oranı yüzde 82, yani her 100 dolarlık ihracatın 82 doları ülkemize kalıyor. Bu oran cam sektöründe yüzde 79, çimento sektöründe de yüzde 68’i buluyor. Üç ana sektörümüz, 2020 yılında 2,5 milyar dolarlık yerli katma değer oluşturarak bu miktarda net döviz kazancını ülkemize sağlamış oldu. Yine bu üç ana sektörün son 10 yıldaki toplam 27,6 milyar dolarlık ihracatından ülkemize sunduğumuz yerli katma değer ve oluşturulan net döviz yaklaşık 21 milyar dolar oldu” diye konuştu.

“Üretim, tedarik ve lojistikteki gücümüz kamu ile özel sektörün ortak başarısı”

Türkiye’nin üretim, tedarik ve lojistikteki gücünü pandemi döneminde tüm dünyaya gösterdiğini ifade eden Çenesiz, sözlerini şöyle sürdürdü; “Ülkemiz pandemi döneminde çok önemli bir sınavdan geçerek sürdürülebilir üretimde, tedarikte ve lojistikte dünyanın en başarılı ülkelerinden biri olduğunu ortaya koydu. Zorlu şartlara rağmen üretimimizi aksatmadık; fabrikalarımız çalıştı, limanlarımız faaliyetlerini sürdürdü, tırlarımız Avrupa’ya sevkiyat yapmaya devam etti. Özel sektör ve kamunun ortak başarısı olan bu durum, başta Avrupa ve ABD olmak üzere dünya genelindeki tedarikçiler tarafından da fark edildi, böylece uzak pazarlardaki payımızı daha da artırdık. Birlik bünyesindeki tüm sektörler itibarıyla baktığımızda en fazla ihracat yaptığımız ülkelerin ABD, İsrail, Almanya, İngiltere, İtalya ve Fransa olması da bunu gösteriyor. Bu rüzgârla birlikte yeni pazarlara açılarak büyümeye ve ülkemiz için katma değer oluşturmaya devam edeceğiz. 2021 yılında yüzde 7,5 büyüme ile 4,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Özellikle deniz ve demir yolu taşımacılığını yurt içinde yaygınlaştırır, yurt dışındaki önemli ticaret merkezlerinin veya anlaşmalı lojistik sistemlerinin içinde yer alırsak ihracatımızın daha da artacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

“Tasarım gücümüz sayesinde dünyanın en büyük üreticisi Çin’e seramik ihraç etmeye başladık”

Türkiye’de son yıllarda daha büyük önem kazanan tasarım kültürünün ve geliştirilen yenilikçi ürünlerin ihracata yaptığı katkılara değinen Erdem Çenesiz, “Geçmiş yıllarda Avrupalı tasarımcıların ürünleri bir övünç kaynağı olarak sunulurken günümüzde Türk tasarımcıların işleri ile dünya çapında beğeni kazanıyoruz. Özellikle genç nesil, bilgisi, yeteneği ve öz güveni ile çok başarılı işlere imza atıyor. Bu kapsamda trendleri yakından takip ediyor, hatta pek çok üründe trendleri belirliyoruz. Tasarım gücümüz sayesinde dünyanın en büyük seramik üreticisi Çin’e dahi ürün satmaya başladık. Cam sektöründe ise pandemi sürecinde insan sağlığına katkı sağlamak hedefiyle dünyada bir ilke imza attık ve cam yüzeyler üzerinde virüs ve bakterileri etkisiz hale getiren yüzde 100 yerli bir kaplama teknolojisi olan V-Block Teknolojisini geliştirdik” dedi.

“İhracattaki başarımızı sürdürebilmek için enerji maliyetlerinde rekabetçi olmalıyız”

Enerji maliyetlerindeki rekabetçiliğin ihracata direkt olarak yansıdığına dikkat çeken ÇCSİB Başkanı Çenesiz, şöyle devam etti; “Enerji maliyetlerimiz geçmişte çok rekabetçi değildi ancak özellikle son bir yıldır uygulanan enerji politikaları, rekabetçiliği yavaş yavaş yakalamamızı sağladı. Bu rekabetçiliği koruduğumuz ve artırdığımız sürece ihracat hedeflerimize ulaşabiliriz. Söz gelimi doğal gaz fiyatlarının, spot piyasaların üstünde olmaması çok önemli çünkü dünyada spot doğal gaz fiyatları hızla değişiyor, rakipler yaptıkları anlaşmalarla fiyatları aşağı çekiyor. 2020 yılında dövize bağlı dengelemeden sonra biz de şu anda fiyat olarak çok yukarıda değiliz ama ne kadar aşağıda olursak rekabetçiliğimiz o kadar artar. Benzer şekilde geçen yıl ciddi bir artış görülen kömür fiyatlarının aşağı çekilmesi ve ihracatta sanayici kuruluşların yüksek enerji maliyetini dengeleyecek teşvik uygulamalarının hayata geçirilmesi de rekabet gücümüzü artıracaktır.”

Ülkemizin rekabetçiliği ihracatı destekleyen bir kur politikasıyla mümkün”

Türkiye’nin ihracattaki küresel payının artması için rekabetçi bir kur politikasına ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Erdem Çenesiz, “Genç nüfusa sahip bir üretim ve ihracat ülkesi olarak, her sektörde dünyayla rekabet edebilmemizin en önemli koşullarından biri, ihracatı destekleyen bir kur politikasıdır. Bunu sağladığımız takdirde, üretmeye, ihraç etmeye ve küresel pazarda üst sıralarda yer almaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Ceylanpınar Belediyesi koruma memurlarından kadrolu mühendise darp iddiası Şanlıurfa Ceylanpınar Belediyesi’nde görevli bir mühendisin, koruma memurları tarafından darp edildiği iddia edildi. Yaşanan darp anları cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Edinilen bilgiye göre olay, Ceylanpınar Belediyesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, belediyede kadrolu mühendis olarak görev yapan Halil Y., bir süre önce belediye yönetimi tarafından fen işleri müdürlüğündeki görevinden alınarak zabıta müdürlüğüne görevlendirildi. Halil Y.’nin bu görevlendirmeye itiraz ederek idare mahkemesinde açtığı davanın lehine sonuçlandığı, mahkemenin Halil Y.’nin asli kadrosunun bulunduğu fen işleri müdürlüğüne iadesine karar verdiği öğrenildi. Mahkeme kararının ardından belediyenin ana hizmet binasına giderek görevine başlamak isteyen Halil Y.’nin, Belediye Başkanı Uğur Kahraman’ın korumaları ile bazı yakınları tarafından binaya alınmadığı öne sürüldü. Yaşanan tartışmanın büyümesi üzerine Halil Y.’nin darp edildiği ve başından yaralandığı bildirildi. Olayı duyan Halil Y.’nin bazı akrabalarının belediyeye gelmesi üzerine arbede yaşandığı, bu kişilerin de darp edildiği ileri sürüldü. Darp sonucu yaralanan Halil Y. ile yakınlarından oluşan toplam 5 kişi, ambulanslarla Ceylanpınar Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Çıkan olayda Halil Y. ile 4 yakını yaralandı. Yaralılar, hastaneden aldıkları darp raporları ile birlikte polis merkezine giderek koruma memurlarından şikayetçi oldu. Öte yandan, darp olayının yaşandığı sırada belediyenin ana hizmet binasındaki güvenlik kameralarının kayıt dışı olduğu iddia edildi. Olayla ilgili inceleme çalışması başlatıldı.
Antalya ASAT’tan Muratpaşa İçme Suyu Terfi İstasyonu’na 201 milyon TL yatırım Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü, Muratpaşa İçme Suyu Terfi İstasyonu’nda 201 milyon TL yatırımla kapsamlı yenileme ve kapasite artırımı gerçekleştiriyor. Çalışmalarla birlikte istasyonun üretim kapasitesi iki katına çıkarılarak Antalya’nın artan içmesuyu ihtiyacına önemli katkı sağlanacak. Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, saniyede 600 litre olarak tasarlanan Muratpaşa İçme Suyu Terfi İstasyonu’nun kapasitesi saniyede bin 200 litreye yükseltilecek. Bu sayede kentin büyüyen nüfus ve turizm yoğunluğuna daha güçlü şekilde cevap verilirken, yeni pompa ve motor sistemleri sayesinde enerji verimliliği artırılarak yılda milyonlarca liralık tasarruf elde edilecek. Yenilenen pompa ve elektrik sistemleri Mevcut pompa, elektrik motorları ve tesisatın ekonomik ömrünü doldurması nedeniyle başlatılan yenileme çalışmaları kapsamında tüm ekipmanlar modern ve verimli hale getirilecek. Bu sayede hem su üretim kapasitesi yükseltilecek hem de enerji sarfiyatında ciddi bir düşüş sağlanacak. Pompa odasında teknik iyileştirme Çalışmalar kapsamında tesisin basma kotunun depo kotunun üzerinde olması sebebiyle sık sık arızalara neden olan pompalara kalıcı çözüm üretildi. Sorunun önüne geçmek için pompa odası kotu yaklaşık 3 metre aşağıya indirilecek. Böylece hava yapma ve fan aşınmaları ortadan kalkacak. Enerji kesintilerine karşı jeneratör desteği Tesisin en önemli eksiklerinden biri olan jeneratör ihtiyacı da proje kapsamında giderilecek. 2 adet 1000 KVA jeneratörün montajı tamamlanmasıyla birlikte artık oluşabilecek enerji kesintilerinde tesis tam kapasiteyle çalışabilecek ve vatandaşların su ihtiyacı kesintisiz karşılanacak. SCADA sistemi ile akıllı yönetim İstasyonda kurulan SCADA otomasyon sistemi sayesinde pompalar depo seviyesine göre otomatik olarak devreye girip çıkacak. Böylece hem suyun kesintisiz iletimi sağlanacak hem de anlık üretim-tüketim takibi yapılarak kayıp-kaçakla mücadele daha etkin hale getirilecek. Depolama kapasitesi artırıldı Çalışmalar kapsamında istasyonun mevcut depolama hacmi bin 500 ton artırılarak 3 bin tona çıkarılacak. Ayrıca mevcut haznelerde yapılan izolasyon sayesinde su kaçaklarının önüne geçilerek, sağlıklı, hijyenik su iletimi sürdürülebilir hale getirilecek.
Sinop Sinop’ta üreticiye yüzde 100 hibeli makine desteği Sinop’ta tarımsal üretimi güçlendirmek ve kırsalda refahı artırmak amacıyla yürütülen "Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi" kapsamında üreticilere yüzde 100 hibe destekli makine ve ekipman teslimi yapıldı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde düzenlenen Makine ve Ekipman Teslim Programı, saygı duruşu yapılması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programda konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Fatih Önlem, projenin yalnızca bir destek programı olmadığını, üreticilerin sahadaki ihtiyaçlarını esas alan bütüncül bir kalkınma modeli olduğunu vurguladı. Önlem, Sinop’ta tarımsal üretimi artırmaya ve sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik çalışmaların valilik desteği ve bakanlığın vizyonuyla kararlılıkla sürdürüldüğünü söyledi. Proje kapsamında 2020 yılından bu yana 762 üreticiye yaklaşık 88 milyon lira hibe desteği sağlandığını belirten Önlem, hayvan pazarı, güneş enerjili sulama sistemi ve basınçlı sulama sistemi gibi altyapı yatırımları için de 25 milyon liralık harcama yapıldığını kaydetti. 2026 yılı için Sinop’a tahsis edilen bütçenin 65 milyon lira olduğunu aktaran Önlem, bu kaynakla üretim maliyetlerini düşüren, iş gücünü hafifleten ve modern tarım tekniklerini yaygınlaştıran projelerin hayata geçirileceğini ifade etti. Teslim programı kapsamında Ayancık, Dikmen, Erfelek, Gerze ve Saraydüzü ilçelerinde faaliyet gösteren üreticilere tamamı hibe olmak üzere 17 adet çapa makinesi ile 13 adet süt sağım makinesi verildi. Küçük ölçekli işletmeler için önemli katkı sağlayacak makinelerin, iş gücü tasarrufu sağlamasının yanı sıra üretimde kalite ve hijyen standartlarını da yükselteceği belirtildi. Konuşmaların ardından makineler üreticilere teslim edilirken, program toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. Programa Sinop Valisi Mustafa Özarslan, İl Genel Meclis Başkanı Ersin Yaman, AK Parti İl Başkanı Yakup Üçüncüoğlu ve vatandaşlar katıldı.
İstanbul ’’KOBİ’lerin yükselişi Agentik AI ile olacak’’ Küresel iş dünyası, uzun süredir aynı sorunla karşı karşıya: Artan iş yükü, karmaşık süreçler ve geciken kararlar. Şirketler daha fazla çalışıyor ama aynı oranda karşılık alamıyor. Bu tabloyu tersine çevirmesi beklenen yeni kırılma noktası ise agentik yapay zekâ olarak öne çıkıyor. Verimsiz süreçlerin maliyeti yalnızca operasyonel aksaklıklarla sınırlı değil; kalite problemleri, plansız duruşlar, stok ve tedarik hataları, gereksiz toplantılar ve bilgiye erişimde harcanan zamanın toplam etkisiyle ölçülüyor. Global denetim şirketi McKinsey raporlarına göre, bu yapısal kayıpların şirketler için yıllık maliyeti 10 trilyon dolar seviyesine ulaştı. ’’Temel problem, şirketlerin dijitalleşmemesi değil, dijitalleşmenin hâlâ parçalı, pahalı ve sürdürülemez şekilde ilerlemesi’’ Yapay zeka şirketi Cognera Kurucusu Dr. Anıl Öztekin, agentik yapay zekâyı yalnızca bir teknoloji başlığı olarak değil, ekonomik verimliliği yeniden tanımlayan bir çalışma modeli olarak ele almak gerektiğini vurguladı. Öztekin’e göre, bugünkü temel problem, şirketlerin dijitalleşmemesi değil, dijitalleşmenin hâlâ parçalı, pahalı ve sürdürülemez şekilde ilerlemesi. Öztekin, "Bugün şirketlerin en büyük sorunu teknoloji eksikliği değil; dağınık, manuel ve kişilere bağlı iş akışları. Agentik yapay zekâ bu noktada tek tek işleri otomatikleştirmekten ziyade, sürecin tamamını yöneten dijital bir iş gücü modeli sunuyor" dedi. "Türkiye’deki işletmeler dönüşüme kapalı değil; maliyet ve risk konusunda çekinceleri var. Agentik yapılar, kullandığın kadar öde gibi modellerle bu bariyeri ortadan kaldırıyor. Bu da KOBİ’ler için oyunu değiştiriyor" diyen Öztekin, özellikle üretim ve operasyon ağırlıklı sektörlerde ciddi bir sıçrama potansiyeline işaret etti. Öztekin sözlerine şöyle devam etti: ’’Bu potansiyel, ihracatçı sektörler için daha da kritik. Küresel pazarlarda rekabet artık yalnızca fiyatla değil; teslimat süresi, operasyonel tutarlılık ve standartlara uyum üzerinden şekilleniyor. Agentik yapay zekâ, siparişten sevkiyata kadar olan süreçleri daha izlenebilir ve hataya kapalı hale getirerek Türk şirketlerinin uluslararası arenada daha güvenilir bir oyuncu olmasını sağlıyor. Bu dönüşümün sahadaki karşılığını üretmek üzere konumlanan Cognera’nın geliştirdiği yaklaşımın merkezinde ise, işletmeler için tasarlanmış agentik dijital çalışma arkadaşı EtraBot yer alıyor. EtraBot, agentik yapay zekâ altyapısını RPA (robotik süreç otomasyonu) ve doküman işleme (IDP) teknolojileriyle bir araya getirerek işletmelerde uçtan uca, akıcı bir iş akışı oluşturmayı hedefliyor. Böylece süreçler yalnızca hızlanmıyor; aynı zamanda daha görünür, izlenebilir ve yönetilebilir hale geliyor.’’ Öztekin, EtraBot’un çıkış noktasını şöyle özetledi: "KOBİ’lerin yüksek lisans bedelleri ödemeden, geliştirici ekip kurmak zorunda kalmadan ve sadece kullandığı kadar ödeyerek dönüşüm yaşayabilmesi gerekiyordu. Arka planda Microsoft, UiPath, Automation Anywhere, Abbyy gibi pek çok global oyuncunun yazılım robotlarıyla çalışan EtraBot’u tam da bu ihtiyaçtan doğan bir dijital çalışma arkadaşı olarak tasarladık. İşletmelerin süreçlerine hızla entegre oluyor; operasyon yükünü sadeleştiren, daha akıcı ve verimli bir iş ortamı oluşturuyor. Bu yapı, özellikle Türkiye gibi operasyon yoğun ekonomiler için kritik bir avantaj sunuyor. Türkiye’de işletmelerin önemli bir bölümü hâlâ manuel süreçlerle çalışırken, yüksek yatırım gerektiren dijital dönüşüm projeleri uzun süredir erteleniyor. EtraBot, düşük riskli, hızlı devreye alınabilen ve ölçeklenebilir bir model sunarak bu bariyeri ortadan kaldırmayı hedefliyor.’’