SAĞLIK - 12 Mayıs 2021 Çarşamba 09:19

Sinop’ta yoğun bakım doluluğu yüzde 20 düştü

A
A
A
Sinop’ta yoğun bakım doluluğu yüzde 20 düştü

Vaka sayılarının yüz binde 445,35'ten 167,34'e gerileyerek hızlı bir azalış gösterdiği Sinop’ta yoğun bakım doluluğu da düşmeye başladı. Doluluk ilk aşamada yüzde 20 düşerken, tablolar devamının da habercisi oldu. Düşüşler en çok sağlık çalışanlarını sevindirdi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 12 Nisan’da yaptığı açıklamada Sinop, yoğun bakım doluluk oranlarının yüzde 80'in üzerinde olduğu 5 il arasında gösterilmişti. Aradan geçen zamanda alınan tedbirler galip geldi. En yaşlı nüfusa sahip olan Sinop, aşılamada verilen öncelikle birlikte nüfusuna oranla en çok aşı yapılan iller arasında 4. sırada yer aldı. Kentte yaşlı nüfusun yüzde 83’ü aşılandı.

17-23 Nisan tablosunda kent ulaştığı en yüksek seviye olan yüz binde 445,35'i görmüştü. 24-30 Nisan tablosunda ise bir önceki haftaya göre yüzde 231,91 oranında düşüş yaşandı. Yüz binde 213,43 vaka oranıyla Sinop vaka sayılarının en çok azaldığı 9. il olduğu görüldü. Yaşanan azalma bu hafta da devam etti. 1-7 Mayıs tablosunda vaka oranı 167,34'e geriledi.

Tam kapanma süreci yoğun bakım doluluğuna henüz tam olarak yansımasa bile bu tedbirler yoğun bakım doluluğunu yüzde 20 düşürmeye yetti. Vaka sayılarındaki azalma, ilerleyen haftalarda da yoğun bakımdaki düşüşün devam edeceğine olan inancı artırdı. En çok sağlık çalışanlarını bu düşüşe sevindi.

Düşüşün artarak devam edeceğine inandığını belirten Sinop Sağlık Hizmetleri Başkanı Uzm. Dr. Yalçın Atlı, “Sağlık Bakanımızın açıkladığı süreçte yüzde 80’in üzerinde bir, yoğun bakım doluluk oranımız vardı ama biz yaşlı bir nüfusuz. Bizim pandemi olsa da olmasa da zaten yoğun bakım doluluklarımız yüksek seyretmekte. Ama şu anda bakanımızın söylediği süreçten bugüne kadar gelinen süreçte yüzde 20’lik bir düşüş oldu. Şu anda yoğun bakım doluluk oranlarımız yüzde 60’lar civarında. Vaka sayılarının düşüşünün yoğun bakıma yansıması veya servise yansıması biraz daha zaman alacaktır. Bir iki hafta içerisinde yoğun bakım seviyelerimizi eğer bir dikkat etmeye devam edersek, aşılamamız olmaya devam ederse düşeceğine çok daha azalacağına inanıyorum” dedi.

Yoğun bakım oranları yüksek seyretse dahi Sinop’un bunu karşılayabilecek fizik şartları ve dinamik imkanları bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Yalçın Atlı, “Biz pandemiye dinamik bir şekilde yoğun bakım yatakları ayırıyoruz. Bizim yoğun bakımlarımızın yataklarımızın kapasitesi, fiziki şartları çok mükemmel, en son donanım halinde oluşturulmuş yoğun bakımlar. Her hastaya ayrı izole oda oda yapıldığı için çok rahat. Biz dinamik bir şekilde, pandeminin gidişatına göre, vaka sayılarının gidişatına göre yoğun bakım yatak sayılarını azaltabiliyoruz da, anında artırabiliyoruz da. Temiz yoğun bakımlara da kaydırabiliyoruz” diye konuştu.
Vaka sayıları ve yoğun bakım doluluklarındaki düşüşün en çok sağlık çalışanlarını mutlu ettiğini belirten Yalçın Atlı, “Vaka sayıları düştükçe sağlık çalışanları çok mutlu oluyor. Çünkü onlarda bir yıldan uzun zamandır pandemiyle mücadele içerisindeler. Ailelerinden uzak kaldılar. Sürekli sahada dinamik bir şekilde çalışıyorlar. Vaka sayıları düştükçe bizler sağlık çalışanı olarak gerçekten çok çok mutlu oluyoruz. Çok seviniyoruz. Vatandaşlarımıza halkımıza buradan tekrar tekrar sağlık çalışanları adına da seslenmek istiyorum. Muhakkak tedbirlere kurallara riayet etsinler. Bireysel anlamda daha titiz, daha sağlıklı, daha hassas bu konuda davransınlar” şeklinde konuştu.

Ünsal Karka
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”