GÜNDEM - 01 Temmuz 2020 Çarşamba 18:30

Son 24 saatte koronavirüsten 19 kişi hayatını kaybetti

A
A
A
Son 24 saatte koronavirüsten 19 kişi hayatını kaybetti

Sağlık Bakanlığı, son 24 saatte 19 kişinin korona virüsten hayatını kaybettiğini, toplam can kaybının 5 bin 150'e yükseldiğini açıkladı. Bakan Fahrettin Koca: “Hastalığın gündemden düşmesi mevcut şartlarda mümkün görülmüyor" açıklamasında bulundu.

Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, son 24 saatte 19 kişi korona virüsten hayatını kaybetti, toplam can kaybı ise 5 bin 150’e yükseldi. Bugün toplam 52 bin 313 test yapılırken, bin 192 yeni vaka tanısı konuldu, toplam vaka sayısı ise 201 bin 98 oldu. Bugünkü 2 bin 311 kişiyle birlikte toplam iyileşen hasta sayısı da 175 bin 422'ya yükseldi. Toplam entübe hasta sayısının 362, toplam yoğun bakım hasta sayısının ise bin 35 olduğu açıklandı.

Son 24 saatte koronavirüsten 19 kişi hayatını kaybetti

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, “Toplam test sayımız 3,5 milyona yaklaştı. Toplam vaka sayımız 200 bini geçti. Yeni vaka sayılarında istikrarlı bir düşüş sağlayan, tedbirleri uygulamadaki başarısıyla örnek 5 ilimiz: Tekirdağ, Balıkesir, Samsun, Kırşehir, Düzce. Tüm illerde başarabiliriz.” dedi.

Son 24 saatte koronavirüsten 19 kişi hayatını kaybetti

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “6 ayı geride kalan salgın insanlığın gündemindeki ciddiyetini koruyor. Hastalığın gündemden düşmesi mevcut şartlarda mümkün görünmüyor” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığından gerçekleştirilen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı saat 17.00’de başladı. Covid-19 salgınında gelinen son noktanın değerlendirildiği toplantının ardından Bakan Koca, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Virüsün ciddiyetini koruduğunu hatırlatan Bakan Koca, “6 ayı geride kalan salgın insanlığın gündemindeki ciddiyetini koruyor. Bu 6 ay sonunda toplam vaka sayısının 10 buçuk milyonu can kaybının ise 510 bini aştığı bildirilmiştir. Bir günde tespit edilen toplam vaka sayılarında gerileme yerine zaman zaman hayal kırıklığına yola açan artışlar olmuştur. Hastalığın gündemden düşmesi mevcut şartlarda mümkün görünmüyor. Hastalığın bütün hayatını yönetmesi ve aynı şekilde insanlığın kabul edeceği bir sonuç değildir. Bütün dünya için makul ve ortak çözüm yolu günlük hayatı önlemlerle düzene kavuşturmaktır. Zaman kazanmak için kısıtlarla elde edilen sonuçlar bir mücadele üstünlüğü sağlamamıştır” şeklinde konuştu.

“Türkiye 83 milyon nüfusu ile süreç içerisinde tüm dünyada takdir toplamıştır”

Türkiye’nin korona virüsle mücadele konusunda tüm dünyada takdir topladığını belirten Koca, “Türkiye 83 milyon nüfusu ile süreç içerisinde tüm dünyada takdir toplamıştır. İnsan sağlının hak ettiği ve kıymet gördüğü bir ülke olduğunu ortaya koymuştur. Tedavi başarımız yüzde 2.57’ye kadar düşen ölüm oranımız büyüklerimizi ve kronik hastalığı olanları riskten korumamızı tedbirlere uyum kabiliyeti dünyanın takdirle karşıladığı olaylardan bazılarıdır. Dünyaya örnek olan başarıyı kaldığımız yerden sürdürmeliyiz. Yeni vaka sayılarımız da binin altına inme başarısından sonra yakın günlerde ki artışlarla bazı tedirginlikler yaşamaya başladık. Bu artışların dünyadaki gelişmelerle tam olarak paralel olmadığını bilmeliyiz. Vaka sayılarındaki artışta kolaylıkla kontrol altına alınabilecek artıştandır. Riske karşı alınacak tedbirler birazcık çabayla uyulması gereken çoğu kolay tedbirlerdir. Yani yapmamız gereken gündelik hayatımızda tedbirlere uygun seçenekleri aramaktır. Salgınla mücadele bizlerden imkansız olanı istemiyor” ifadelerine yer verdi.

“Kurallara uyum gösteren herkes hayat kurtaran kahramanlardan biridir”

Sağlık çalışanların bu süreçte kahraman olduğunu vurgulayan Koca, “Hastanelerimizde ya da hasta sayısının oldukça yüksek ölüm oranlarının ise bugün ki çok fazla olduğu günlerde hekimlerimizin öz verisinden pek çok kez bahsettim. Onlar bu süreçte hay at kurtaran kahramanlar olarak görev aldılar. Kovid-19 salgınına karşı bilinçli davranan kurallara uyum gösteren herkes bugün şartlarında hayat kurtaran kahramanlardan biridir. Bulaşmanın önünü keserek hayat kurtaran kahramanlar arasında yer almalıyız. Güvence altına alınacak hayatlardan birisi ise kendi hayatımızdır” dedi.

Virüsler ve tedbirler konusunda yanlış bilinen bazı noktalar bulunduğunu dile getiren Bakan Koca, "virüsün yayılma hızının azaldığı" düşüncesinin yanıltıcı, "virüsün hasta etme gücünün zayıfladığı" yönündeki düşüncenin bilimsel dayanaktan yoksun olduğunu vurguladı.

“Günlük maskeler ertesi gün koruyuculuk özelliğini kaybetmektedir”

Maske ve mesafe kuralı konusunda da yanlış kanılar bulunduğuna işaret eden Koca, “Maske mecburiyeti getirdiğimiz il sayısı 60’ın üzerindedir. Uygulama düşünce olarak büyük destek bulmuştur. Uyum ise aynı düzeyde değildir. Maske hayatımıza girmiş olmak birlikte gerekli her durumda kullanılmamaktadır. Maske kullananların bir kısmı ise kullanım koşullarında ise dikkatli olmadığı görülmektedir. Günlük maskeler ertesi gün koruyuculuk özelliğini kaybetmektedir. Tekrar kullanılmamalıdır. Pek çok durumda tek bir tedbir yeterli sayılmaktadır. Maskemizi takarak üstünlüğü mesafeden ödün vererek kaybetmemeliyiz” dedi.

“Korona virüsün hayatımızın tek konusu olmasına izin ise vermemeliyiz”

Bakan Koca, Toplum Bilimleri Kurulu adını taşıyan ikinci bir Bilim Kurulunda çalışmalar yaptıklarını, kurulun salgınla mücadelede olumlu yöndeki veya risk içermesi muhtemel toplumsal eğilimleri anlamaya, mücadele gücünü artırmaya yönelik analizler yürüttüğünü, tedbirlere yeterli uyumun gösterilmediği sosyal grupların koşullarını değerlendirdiğini bildirdi. Koca, "Bu kurulda üzerinde durulan şu düşünce dikkat çekici olmuştur; tüm dünyadaki sonuçlarıyla izlenen salgın toplumumuzda dramatik etkiye yol açmıştır. Psikolojik hayatımız hastalık gündemiyle sınırlanmıştır. Gündelik hayattaki değişme ve izole bireysel yaşam ruhsal gerilimi artırmıştır. Sizin de gözlemlerinizin bu tespitle paralel olduğuna inanıyorum. Kovid-19 ile mücadelenin bu döneminde yapıcılığımızı, iyimserliğimizi, karşılıklı ödev duygumuzu korumalıyız. Sağlığın bir bütün olduğunu, hiçbir yönden ihmal edilemeyeceğini unutmamalıyız. Korona virüsün hayatımızın tek konusu olmasına izin ise vermemeliyiz. Kendi ruhsal hayatımızın da bir normali olduğunu, onu korumak gerektiğini bilmeliyiz” şeklinde konuştu.

“Son iki hafta içinde 5 ilimizin günlük vaka sayılarında dikkat çekici düzeyde artış olmuştur”

1 Mart'tan bu yana Türkiye'deki toplam vaka sayısının 199 bin 906 olduğunu belirten Bakan Koca, “Vakaların yüzde 53,74'ünün tüm şehirlerle irtibat halinde olan İstanbul'da tespit edilmiştir. Son iki hafta içinde 5 ilimizin günlük vaka sayılarında dikkat çekici düzeyde artış olmuştur. Bu iller Ankara, Gaziantep, Bursa, Konya ve Diyarbakır'dır. Salgın boyunca nüfusa kıyasla toplam vaka sayılarının en düşük olduğu 5 il ise şunlardır, Gümüşhane, Tunceli, Kars, Burdur ve Bartın. Vaka sayısında istikrarlı şekilde azalma gösteren, tedbirleri uygulama başarısı ile örnek olan 5 ilimizi de anmak istiyorum, Tekirdağ 2 hafta içinde günlük ortalama vaka sayısını yüzde 31,35, Balıkesir yüzde 21,72, Samsun yüzde 20,42, Kırşehir yüzde 20,27, Düzce yüzde 19,91 oranında azaltmıştır. Gümüşhane'de ise 2 haftadır hiç vaka görülmemiştir. Verdiğim bilgileri tüm şehirlerimizi kapsayacak şekilde diğer bazı kriterleri de içeren ayrıntılarıyla yarından itibaren Bakanlığımızın web sitesinde bulabilirsiniz" dedi.

“Mecbur kalmadıkça toplu tören ve kutlamalardan uzak kalmalıyız”

Mecbur kalmadıkça toplu tören ve kutlamalardan uzak durulması gerektiğini ifade eden Bakan Koca, "Mecbur kalmadıkça toplu tören ve kutlamalardan uzak kalmalıyız. Düğün törenleri, hasta ziyaretleri, asker uğurlamaları ancak tedbirlere tavizsiz bir şekilde uyularak düzenlenebilir. Alışverişimizi kalabalık ortamlardan yapmak yerine başka seçenekler geliştirilebilir. Tatil için amacına uygun şekilde kalabalıktan uzak yerler seçilebilir" diye konuştu.

Koca, en fazla vakanın 25-45 yaş arasında göründüğünü aktarırken şu ifadeleri kullandı:

"Hareketlilik arttıkça daha fazla gencimizin taşıyıcı olduğu anlaşılıyor. Hastalığı hafif atlatmak bahane olamaz, virüsü bu yolla bir başka yakınına, annesine, babasına taşınmış oluyor. Büyüklerimizi, dün evde izole ederek korumayı başarmıştık. Sabırla, sebatla kurallara uyarak bize destek oldular ancak bugün dünden daha fazla risk altındalar. Salgın boyunca vefat edenlerde 60 yaş üzeri ve en az bir alt hastalığı olanların oranı yüzde 72'ye yakındır. Son günlerde yoğun bakım hastalarımızın sayısındaki artışla birlikte entübe hastaların yaş ortalaması daha da yükselmektedir. Entübe hastalarımızda bir önceki ay 65,2 olan yaş ortalaması, bu ay sonunda 67,4'e yükseldi. Hayatı eve sığdırdığımız, büyüklerimizi korumaya aldığımız günlerin avantajlarını koruyamıyoruz. Bunun sorumluluğu altında tedbirlerimize sıkı sıkıya uymak zorundayız. İçimizi acıtan her kontrolsüz davranış bir yakınımızın, bir büyüğümüzün kaybına yol açacak kadar riskli olabilir. Anlık sevincimize, heyecanımıza, anlık talep ve ihtiyacımıza yönelik kontrolsüz bir hareketimiz, farkında olamadığımız nicelerinin ardından üzüntü duymamıza kaynaklık edebilir."

"Vefat eden vatandaşların yaş ortalaması 74"

Salgının 29 Mayıs-29 Haziran arasındaki seyrine ilişkin tabloları da paylaşan Bakan Koca, bu tabloda vefat eden vatandaşların yaş ortalamasının 74, entübe vatandaşların yaş ortalamasının 67,4, yoğun bakımda yatan hastaların yaş ortalamasının 64,9, hastanede yatan vatandaşların yaş ortalamasının 47,5, evde takip edilenlerin yaş ortalamasının 37,4, iyileşen hastaların yaş ortalamasının ise 36 olduğunu dile getirdi.

Salgının ağırlıklı erkeklerde etkili olduğuna dikkati çeken Bakan Koca, uzun süre kontrol altına alınan 20 yaş altı ve 65 yaş üstü vatandaşlarda hastalığın şu an daha az görüldüğünü vurguladı.

Virüs enfeksiyonunun erkeklerde ve ileri yaşlarda daha ölümcül olduğuna değinen Koca, hastalığa yakalanma riski yüksek olan 20-60 yaş arası grubun iyileşme oranının da yüksek olduğu bilgisini verdi.

Son 24 saatte koronavirüsten 19 kişi hayatını kaybetti

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, okulların açılma durumunun Bilim Kurulunda bugün için gündeme gelmediğini belirterek, “Önümüzdeki haftalar, salgının seyrine göre Bilim Kurulunda tartışılır ve bu anlamda alınması gereken bir yaklaşım olursa bunu paylaşmış oluruz. Şu dönemde okulların açılmamasına yönelik bir yaklaşımımız olmadı” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığından gerçekleştirilen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı bugün saat 17.00’de başladı. Covid-19 salgınında gelinen son noktanın değerlendirildiği toplantının ardından Bakan Koca, basın mensuplarından gelen soruları yanıtladı.

“Önümüzdeki haftalarda okulların açılmasıyla ilgili konu gündeme gelebilir”

Okulların yüz yüze telafi eğitimlerine başlamalarıyla ilgili gelen soruya Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Önümüzde okulların açılmasına daha zaman var. Bilim Kurulunda bugün için bu konu gündeme gelmedi. Bunu salgının seyri belirler. Önümüzdeki haftalar, salgının seyrine göre Bilim Kurulunda tartışılır ve bu anlamda alınması gereken bir yaklaşım olursa bunu paylaşmış oluruz. Şu dönemde okulların açılmamasına yönelik bir yaklaşımımız olmadı” diye konuştu.

“Büyüklerimizle ilgili kısıtlamanın devam etmesini öneriyoruz”

65 yaş üstü vatandaşların sokağa çıkabildikleri 10.00-20.00 saatleri arasındaki dilimde şu an için bir esneklik düşünülmediğini belirten Koca, “Büyüklerimizle ilgili özellikle kısıtlamanın devam etmesi gerektiğini Bilim Kurulu öneri olarak söylüyor. Özellikle vefat edenlerin, yoğun bakım ve entübe olan hasta sayımızın giderek arttığını görüyoruz. Bizim şu dönemde, normalleşmeyle birlikte gençlerin de serbestliğiyle virüsü kolay ve belirtisiz taşıdığını görüyoruz. Bu kısıtlamanın şu an için devamından yanayız. Düğünler için de bir genelge yayınlandı; takı takılmaması, sayının dörtte bire kadar düşürülmesi, oyun ve benzeri etkinliklerin yapılmaması gibi. Bu kurallara bağlanan düğünü, vatandaşımız kurallar çerçevesinde yapsın. En çok bulaşın bu tip bir araya gelmelerde olduğunu biliyoruz” dedi.

“Taşıyıcılığın ve koruyuculuğun yüksek olmadığını söyleyebiliriz”

PCR ve Antikor testiyle ilgili gelen soruya ise Koca, “Toplam 153 bin kişi üzerinde bu çalışma yapılıyor. Şu an çalışmanın yapıldığı kişi sayısı 132 bine ulaştı. Bu sayının artışıyla birlikte toplam taşıyıcılık oranı yüzde 0,24. Bununla birlikte biz aynı kişilere antikor taraması da yapıyoruz. Antikor taramasıyla ilgili de koruyuculuk yüzde 0,81. Bu 132 bin kişide olan son durum. 153 binle ilgili sanıyorum haftaya çalışma bitmiş olur, daha kesin ve net sonuçları vermiş oluruz. Taşıyıcılığın ve koruyuculuğun yüksek olmadığını söyleyebiliriz. Toplumsal bir bağışıklığın olmadığını ve beklenti içine girmememiz gerektiğini rahatlıkla söyleyebiliriz” ifadelerine yer verdi.

“Şeffaf olmaya gayret gösteriyoruz”

Türkiye’de virüsle mücadele kapsamında yapılanların Avrupa’ya anlatılması gerektiğine vurgu yapan Bakan Koca, “Avrupa’nın yapmaya çalıştığıyla bizim vatandaşımıza uyguladığımız yaklaşım aynı değil. Avrupa, sadece hastanelerinde solunum sıkıntısı veya semptomu olan vatandaşlarına test yapıyor. Biz, havaalanlarında, sınır kapılarında, askerimizin celp dönemi geldiğinde ve benzer alanlarda taramaları yapıyoruz. Test sayımızda, vaka sayımız düşmesine rağmen 50 binin altına düşmedi. Avrupa’nın da test sayısının da altında olmadığımızı biliyoruz. Günlük verilerimizi açıklamaya çalışıyoruz. Şeffaf olmaya gayret gösteriyoruz. Vatandaşlarımızın tedavilerini de ücretsiz yapmak istiyoruz. Avrupa’da olduğu gibi hastane yükümüzün de olmadığını söylüyoruz” dedi.

Bilim Kurulunun bugünkü gündeminde Bakan Koca, vaka sayılarının istenilen düzeye inmemesi doğrultusunda kongrelerin ötelenmesi gerektiğini açıkladı.

“Bu virüsün insandan insana geçtiğiyle ilgili şu anda bir veri yok”

Çin’de domuzlarda tespit edilen ve pandemi potansiyeli taşıyan yeni bir virüs hakkında gelen soruya ise Bakan Koca, şu yanıtı verdi:
“Çin’de, domuz gribi soyundan olduğu bilinen GH1N1 olarak adlandırılan, insana bulaşma potansiyeli olan bir virüsten bahsediliyor. Bu virüsün insandan insana geçtiğiyle ilgili şu anda bir veri yok. Ama mutasyonla insandan insana geçme potansiyelinin olduğu biliniyor. Bununla ilgili Çin’le bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Yakın takip içindeyiz. Farklı bir durum olursa bunu da açıklarız.”

“Var olan kısıtlamaların yeterli olduğunu düşünüyoruz”

65 yaş üzeri vatandaşların korunmasıyla ilgili yeni bir kısıtlama önerisinin olmadığını yineleyen Koca, “Var olan kısıtlamanın yeterli olduğunu düşünüyoruz. Özellikle büyüklerimizin dışarıda mutlaka maskeli olması gerektiği, mesafeyi koruyamayacakları alanlara girmemeleri gerektiğini söyleyebiliriz. Maskenin sadece kendimizi korumak için değil, karşımızdaki kişiyi de koruduğunu bilmeliyiz” ifadelerine yer verdi.

“Cizre özelinde şahsen takipteyim”

Cizre ilçesinde vakaların kontrolden çıktığı ve sağlık hizmetlerinin yetersiz kaldığı yönünde çıkan iddiaları da yanıtlayan Koca, “Cizre özelinde, ben şahsen çok yakın takipteyim. İstismar edilme konusunun açık olduğunu düşünerek, sorunun olup olmadığı konusunda yakın takipteyim. Sağlık kuruluşlarımızın da bu anlamda eksiklerini tamamlama noktasında gayret içinde olduğumuzu, sağlık kuruluşlarımızın da ihtiyaçları karşılayamayacak durumda olmadığını söyleyebilirim. Daha yakın birlikteliklerin, sosyal ve kültürel etkinliklerle vaka sayılarının daha da arttığını görüyoruz. Endişe edildiği gibi bir durum yok” diye konuştu.

Bakan Koca, son olarak dezenfektanlar konusunda da vatandaşı uyardı. Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen ve önerilen ürünlerin kullanılması gerektiğine dikkat çeken Koca, cilt sorunu olan kimselerin de dezenfektan kullanmaması gerektiğini önerdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Buldukları 1.3 milyonluk altını sahibine teslim eden çocuklar ilk kez konuştu Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Bağcılar’da yolda buldukları ve içerisinde 1 milyon 300 bin lira değerinde altın olan çantayı sahibine ulaştıran çocuklarla ailelerini ziyaret etti. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Bağcılar’da yolda buldukları ve içinde 1 milyon 300 bin lira değerinde altın olan çantayı sahibine ulaştıran çocukları ve ailelerini ziyaret etti. Çocuklar yaşadıkları olayı Bakan Kacır’a anlattı. Bakan Kacır da, "Maalesef hep olumsuz şeyler haber oluyor. Böyle güzel bir şeyin olması, duyulması olması benim çok hoşuma gitti" dedi. Bakan Kacır, sosyal medya hesabından, ziyarete ilişkin görüntüleri paylaştı. Kacır, İstanbul Bağcılar’da yolda buldukları içi altın dolu bir çantayı, sahibine ulaştıran 13 yaşındaki Samir Hasanova ile 12 yaşındaki Selim Bayhan’ı ve ailelerini tebrik etti. İki çocuk yaşadıkları olayı Bakan Kacır’a, "Elimize aldığımızda ağırdı. İçerisine baktık, altın doluydu, kuyumcunun kartı da vardı" dedi. Bakan Kacır ise, "Biz sizi internette gördük. Maalesef hep olumsuz şeyler haber oluyor. Böyle güzel bir şeyin olması, duyulması olması benim çok hoşuma gitti. Böyle pırıl pırıl gençlerin olmasından çok mutlu olduk. Biz de sizinle gurur duyduk. Hayat boyu doğru dürüst şekilde yola devam edersiniz inşallah" temennisinde bulundu. Sıcak diyalogların geçtiği evde Bakan Kacır çocuklara diz üstü bilgisayar ile TEKNOFEST montu hediye etti. Bakan Kacır’a Bağcılar Belediye Başkanı Yasin Yıldız da eşlik etti. İstanbul Bağcılar’daki Kemalpaşa Mahallesi’nde yolda yürüdükleri sırada içinde altın olan çantayı bulan 2 çocuk, çantayı çevredeki bir esnafa götürmüştü. Esnaf çantanın içinde bulunan kartvizitten altınların alındığı kuyumcuyu tespit etmiş, esnaf ve 2 çocuk, kuyumcuya giderek altınları sahibine teslim etmişti. Öte yandan, çocukların ve esnafın çantanın sahibini bulmak için bir kuyumcuya girmesi iş yerinin güvenlik kamerasınca kaydedilmişti.
Kocaeli 7 kez üst üste Türkiye şampiyonu olmuştu, bugün sporu bıraktı Artistik Buz Pateni’nde üst üste elde ettiği başarılarla piste imzasını atan ve uluslararası organizasyonlarda Türkiye’yi başarıyla temsil eden milli sporcu Burak Demirboğa kariyerini noktaladı. Alkışlar arasında son kez piste çıkan başarılı sporcu, "25 yılın ardından sporculuğumu sonlandırdığım için mutlu, huzurlu ve hüzünlüyüm. Geriye bakınca pişman olmayacağım. Başardıklarım için mutluyum" dedi. 18-21 Aralık tarihleri arasında Kocaeli’de düzenlenen Artistik Buz Pateni Türkiye Şampiyonası son günkü büyükler kategorisi performanslarıyla tamamlandı. Kocaeli Olimpik Buz Sporları Salonu’ndaki şampiyonanın son gününde Buz Pateni Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Derya Aksoy, Kocaeli Gençlik ve Spor İl Müdürü Gökhan Yavaşer de takip etti. Şampiyonanın son gününe, 7 yıl üst üste Türkiye şampiyonu olan ve 235 puanlık rekoru elinde tutan milli sporcu Burak Demirboğa’nın son kez piste çıkarak veda etti. Son şampiyonada sporculuk kariyerini 186.77 puanla ikinci olarak noktalayan başarılı milli sporcuya gösterilen yoğun ilgi, sevgi ve saygı zaman zaman duygusal anların yaşanmasına neden oldu. "25 yılın ardından sonlandırdığım için mutlu ve hüzünlüyüm" Kariyerine antrenör olarak devam etmeyi planlayan başarılı sporcu Burak Demirboğa, duygularını İHA mikrofonuna paylaştı. Demirboğa, "Ağabeyimin başlamasının ardından onu takip ederek buz sporculuğuna başladım. Burada başladık. 25 yılın ardından bu buzda sporculuğumu sonlandırdığım için hem mutluyum, huzurluyum, biraz da hüzünlüyüm. Ama başardıklarım ve yaptıklarım için mutluyum. Geçmişe baktığımda pişman da olmayacağım. Emekleri ve destekleri için aileme, hocalarıma, federasyonumuza, herkese teşekkür ederim" dedi. "Olimpiyat kotası için beklemiştim. Bu sene sonlandırmam planlanan bir şeydi" Burak Demirboğa, sporu bırakma kararını ve kariyerinin devamıyla ilgili şunları söyledi: "Uzun yıllardır bu seneye göre kendimi planlamıştım. Olimpiyat kotası almak için beklemiştim. Onu da kaçırdık, alamadık. Bu sene sonlandırmam planlanan bir şeydi. Bundan sonra antrenörlük kısmında devam edeceğim. Kendi antrenörümün yanında yeni sporcular yetiştirmek için mücadelemize devam edeceğiz. Bundan sonra buzdan kopamam. Doğduğumdan, gözümü açtığımdan beri buzun içindeyim. Yine buz pistinde bu sefer pistin dışında devam edeceğim." "Benden iyi sporcular yetiştirmeyi hedefliyorum" Başarılı sporcular yetiştirmeyi hedeflediğini sözlerine ekleyen Demirboğa, "7 kere Türkiye şampiyonu oldum. 6 kere Avrupa ve Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi temsil ettim. Avrupa Şampiyonası’na finallere kalmayı 4 kere başardım. Bir de challenger seride tek madalya sahibiyim. Bu şekilde kariyerimi sonlandırmış oldum. Benim yaptığımın daha iyisini yapacak sporcular yetiştirmek hedefindeyim. İnşallah gelecek sporcular çok daha üstünü başarabilir" temennisinde bulundu. "Antrenörüm şansımdı. İlk Avrupa şampiyonamda finallere kaldığım anı hiç unutamıyorum" 25 yıllık süreçte unutamayacağı olay ve kişileri de paylaşan Demirboğa, "Kişi kesinlikle antrenörüm. Çok şanslıyım o konuda. Allah bana böyle bir antrenör nasip etti. Onun sayesinde, buz içinde ve buz dışında, her yerde yanımdaydı. Sürekli beni motive etti. Bu konuda çok şanslıydım. Unutmadığım olaylar ise; ilk Avrupa şampiyonasında finallere kaldığım anı hiç unutamıyorum. Benim için de, Türkiye için de çok mutluluk vericiydi. Bir de challenger seride tek madalya olduğum ilk yarışmada da çok farklı duygular hissetmiştim. Bu iki anım mutluluk ve gurur vericiydi" diye konuştu. "Aileler çocuklarını güvenle buz pistine gönderebilir. Korkuları olmasın" Son olarak çocuklarını buz sporlarına göndermek isteyen ailelere mesaj veren milli sporcu Burak Demirboğa, "İnsanlar buzu duyunca tedirgin olabiliyor. Ayaklarını kırarım ya da kafamı vururum korkusu falan oluyor. Ama diğer sporlara göre çok daha az riskli bir spor. Çünkü sakatlık oranına baktığınızda hiç korkulacak düzeyde değil. Tabii ki sakatlık da oluyor. En bilindik spor olan futbolda çok daha fazla sakatlık yaşayabiliyorlar. Buz pistine çok rahat bir şekilde, güvenle gönderebilirler. Akıllarında soru işaretleri olmasın" ifadelerini kaydetti. Antrenör Rana Belkıs Göçmen: "Birlikte bir devri kapattık" 25 yıl boyunca Burak Demirboğa’yı çalıştıran, önemli müsabakalarda kürsüye taşıyan antrenör Rana Belkıs Göçmen, "Burak ile beraber bir çeyrek asrı, bir devri kapattık. 6 yaşında teknik olarak çalışmaya başladık ama ben onu 4 yaşından beri tanıyorum. Çalıştırmak için çok peşinden koştum. ‘Asla bir kadın hoca ile çalışmam’ diyerek ağladığı günlerden bugünlere diyebilirim. 25 senedir hiç ayrılmadan; iyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla büyük bir savaşın içinden geçerek 25 seneyi tamamladık. Hala çok formda. Çok formda ama zamanı gelmişti, tatlı bitirmek istedik. Bundan sonra Burak ile beraber çok daha iyi sporcular yetiştirip olimpiyatlara hazırlanmaya çalışacağız. Çok büyük ihtimalle beraber çalışacağız. Kocaeli’de çok yetenekli sporcular var. Bugünün junior şampiyonu keza yine Kocaeli’den. Bundan sonra yola beraber devam edeceğiz" şeklinde duygularını paylaştı. Gökhan Yavaşer: "Türk sporuna verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ederim" Kocaeli Gençlik ve Spor İl Müdürü Gökhan Yavaşer, ise başarılı kariyere sahip sporcu hakkında şöyle konuştu: "Burak Demirboğa güzel bir kariyerin ardından sporu bıraktı. Türk sporuna ve özellikle Kocaeli’mize ve milli takıma verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Kocaeli birçok branşta şampiyon sporcular yetiştiriyor. Olimpiyat ve Avrupa şampiyonları yetiştiriyor. Bu sporculardan biri de Burak. İnşallah Burak teknik adam olarak ülkemize hizmet edeceğini düşünüyorum. Daha birçok şampiyon sporcular yetiştirecek. Emeği geçen anne ve babasına, ailesine, antrenörüne, tüm ekibe, gençlik ve spor ekibine, bakanlığımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Kocaeli’nin ve ülkemizin sporcu için çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Yeni Türkiye şampiyonu en güçlü rakibine duygusal veda etti Son olarak bu yıl kürsünün en tepesine çıkan ve ikinci kez Türkiye şampiyonluğunu elde eden Alp Eren Özkan, buza veda eden güçlü rakibiyle ilgili değerlendirmede bulundu. Alp Eren Özkan, "Burak abiyi çok uzun zamandır tanıyorum. 10-12 yaşındayken onun ilk Türkiye şampiyonluğunda bende minikler kategorisindeydim ve ailesiyle birlikte onun şampiyonluğunu kutlamıştım. Kendisiyle çok iyi bir ilişkimiz var. Bana çok iyi rol model oldu. Onunla mükemmel zamanlar geçirdik. Buz patenini bana çok iyi anlattı, tanıttı. Onunla buzu paylaşmak benim için gurur verici. Sporu inanılmaz derecede ilerleten, bir önceki nesil için imkansız görünen şeyleri norm haline çeviren ve çocuklar için çok güzel yol açan bir sporcumuz. Burak ağabey onu ne kadar çok sevdiğimi biliyor. Onunla son kez buzu paylaşmak benim için de gurur vericiydi. Onu çok seviyorum" ifadelerini kaydetti. "Umarım benim yaptığımın çok üstünde başarılar elde edecektir" Türkiye şampiyonluğunda birincilik kürsüsünü devrettiği Alp Eren Özkan’ın kendisiyle ilgili değerlendirmesi üzerine Burak Demirboğa, "Geçen sene de Türkiye şampiyonu o olmuştu. Ben ondan önceki 7 yılın şampiyonu oldum. Onun için çok gururlu ve mutluyum. Umarım benim yaptığımın çok daha üstünde başarılar elde edecektir. Yolu açık olsun. Hep destekçisiyiz ve bundan sonra takipçiyiz. Elimizden ne geliyorsa ona yardımcı olacağız" diye karşılık verdi.
Muğla MTO, kapanma riski bulunan oteller için ek süre talep etti Marmaris Ticaret Odası (MTO), "Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik" kapsamında mevcut konaklama tesislerinin uyum sürecine ilişkin ek süre talebini ilgili kurumlara iletti. Mevcut takvime göre, gerekli düzenlemelerini 31 Aralık 2025 tarihine kadar tamamlayamayan tesisler, faaliyetlerini durdurma riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Bolu Kartalkaya’da geçtiğimiz Ocak ayında yaşanan yangın faciasının ardından ülke genelinde hız kazanan yangın denetimleri, Marmaris’te de yoğun şekilde yürütülmüş; denetimler sonucunda eksikleri tespit edilen tesislere eksikleri tamamlamaları için süre tanınmıştı. Sürenin bitimine kısa bir zaman kala, sahada uygulamaya dönük güçlükler ve sektörün operasyonel takvimi nedeniyle otel işletmecilerinden ek süre beklentisi gündeme geldi. MTO Yönetim Kurulu Başkanı Mutlu Ayhan, sürecin önemine vurgu yaparak yangın güvenliğinin tartışmasız bir öncelik olduğunu belirtti. Ayhan, mevcut binaların yönetmeliğe uyumunda teknik, idari ve uygulama kaynaklı aksaklıkların yaşandığını; turizm bölgelerinin kendine özgü şartlarının, özellikle de zaman kısıtının uyum takvimini zorlaştırdığını ifade etti. Ayhan, yüksek maliyetlere rağmen otellerin eksiklikleri tamamlamak için gayret gösterdiğini ancak, turizm bölgelerinde uygulanan inşaat yasakları ve Mart-Kasım döneminde yoğunlaşan sezon operasyonlarının, tesislerin kapsamlı tadilat ve iyileştirmeleri gerçekleştirebileceği süreyi ciddi ölçüde daralttığını kaydederek, uyum süresinin uzatılmasının hem güvenlik hedefleri hem de sektör sürdürülebilirliği açısından kritik olduğunu dile getirdi. Başkan Ayhan değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi: "Misafirlerimizin can güvenliği elbette birinci önceliğimiz ve yangın güvenliği konusunda hiçbir taviz söz konusu olamaz; ancak uyum sürecinin sahadaki gerçeklikle örtüşen, uygulanabilir bir takvimle yürütülmesi gerekir. Mevcut yönetmeliğe tabi olan konaklama tesislerimizin önemli bir kısmı, bugüne kadar uluslararası tur operatörlerinin güvenlik denetimlerinden geçmiş ve sözleşmelerle çalışan büyük ölçekli işletmelerdir. Muhtemel kapanmalar konaklama kapasitesinde ani daralmaya, rezervasyon iptallerine ve destinasyon güvenilirliğinin zedelenmesine yol açarak, Marmaris ve ülke turizmi açısından telafisi güç sonuçlar doğuracaktır." Başkan Ayhan ayrıca, "15 Ekim’de sona eren inşaat yasaklarının akabinde ilçemizdeki birçok tesis hızlı bir şekilde tadilata başlamıştır. Ancak gerek tedarikte yaşanan aksamalar, gerek tadilat başvuru ve onay süreçlerindeki yoğunluktan kaynaklı gecikmeler nedeniyle çoğu konaklama tesisimizin eksiklerini zamanında tamamlaması mümkün değil. Son 10 günde TOBB bünyesinde gerçekleştirdiğimiz toplantılarda bu durumu ve 2026 sonuna kadar süre uzatım talebimizi Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz’a ve ilgili Bakanlık yetkililerine ilettik. Üyelerimiz adına talebimizin olumlu sonuçlanmasını diliyoruz" şeklinde konuştu.