Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun aldığı kararla 1993 yılından bu yana küresel ölçekte su ile ilgili konulardaki gelişmelere dikkat çekmek, insanların temiz ve güvenilir suya erişimi konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla kutlanan 22 Mart Dünya Su Günü için her yıl farklı bir tema belirleniyor. BM, 2019 yılı için Dünya Su Günü temasını 'kimseyi arkada bırakmamak' olarak belirledi. BM’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin 6’ncısı "2030 yılında herkes için suyun erişilebilirliğinin ve sürdürülebilir yönetiminin güvence altına alınması" ile ilgili olduğu bildirildi.
Ambalajlı Su Üreticileri Derneği’nin de (SUDER) üyesi olduğu Avrupa Şişelenmiş Su Üreticileri Federasyonu (European Federation of Bottled Waters - EFBW), BM tarafından bu yıl için belirlenen 'gelecek nesiller için suyu korumak-kimseyi arkada bırakmamak' temasıyla kutlanan 22 Mart Dünya Su Günü’ne destek veriyor. Avrupa’da yaklaşık 600 bölgesel ve yerel üreticiyi temsil eden EFWB’nin Başkanı Jean-Pierre Deffis, bu yıl Dünya Su Günü’nün, Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi'nde de altı çizilen suyun önemine odaklandığını kaydetti.
SUDER Başkanı Seyhanlı: "Sektör, su kaynaklarını korumakta da hassas"
22 Mart Dünya Su Günü mesajında sektör olarak doğal su kaynaklarımızın korunmasına ve çevreye hassasiyetlerine vurgu yapan SUDER Başkanı S. Serdar Seyhanlı, şunları kaydetti: "Türkiye ambalajlı su sektöründe faaliyet gösteren üreticiler, dünyada ve ülkemizde bulunan suyun miktarının ve kalitesinin korunmasının öneminin farkında olarak, sahip olduğumuz su varlığının gelecek nesillere aktarılması için kaynaklarını heba etmeden, en verimli şekilde kullanmaya özen göstermektedir. Sektörümüzün bu yaklaşımı, BM tarafından bu yıl Dünya Su Günü’nün teması olarak belirlenen 'kimseyi arkada bırakmamak' temasıyla da birebir örtüşmektedir.
Derneğimize üye ambalajlı su üreticileri, yeraltı su kaynaklarını çevreleyen alanları da hassasiyetle korumakta, böylece suyun kaynağa ulaşmak için geçtiği doğal ekosistemlerin korunmasına yardımcı olmaktadırlar. Doğal su kaynaklarının kullanımında sürdürülebilir üretim adına kamu otoriteleri, üniversiteler ve yerel topluluklar ile kurulan işbirlikleri, sadece kaynakların, biyoçeşitliliğin ve doğal yaşam ortamlarının korunmasını değil, aynı zamanda bölgenin sosyal ve ekonomik açıdan gelişimini de desteklemektedir. Bu bağlamda, faaliyet gösterdikleri bölgelerde çevrenin korunması için kamu ve üniversite işbirliği içinde yürütülen çalışmalara da destek vermektedirler".
Yapılan bilgilendirmede; Dünyada yaşamın devamı için vazgeçilmez olan doğal su kaynakları, iklim değişikliğinin de etkisiyle giderek azalmakta; temiz suya erişimdeki sorunlar daha da artmaktadır. BM verilerine göre, küresel ölçekte 1 milyar insan evinde içilebilir su olmadan yaşıyor; her gün 5 yaşında altındaki 700’den fazla çocuk güvenilir olmayan su kullanımı ve kötü hijyen koşullarına bağlı olarak, her gün 800 kadın ise komplikasyonlar nedeniyle hamilelikte ya da doğum sırasında hayatını kaybediyor. Halen dünya nüfusunun üçte ikisine denk gelen 4 milyar insan yılın en az bir ayında ciddi su kıtlığı çekerken, 2030 yılına gelindiğinde su kıtlığı nedeniyle 700 milyon insanın yaşadığı yerden ayrılmak zorunda kalacağı tahmin ediliyor.
