KÜLTÜR SANAT - 27 Mart 2022 Pazar 13:14

Tarlada bulunan bu bileziğin eşi benzeri bulunmuyor

A
A
A
Tarlada bulunan bu bileziğin eşi benzeri bulunmuyor

Çorum’da tarlasını süren bir çiftçi tarafından bulunan ve Hitit dönemine ait olduğu tespit edilen bileziğin dünyada eşi benzeri bulunmuyor.

Çorum'un Mecitözü ilçesine bağlı Çitli köyünde yaşayan bir çiftçi, tarlasında çalışırken bir bilezik buldu. Tarlada işlerini yarım bırakan çiftçi, bilezik ve parçalarını Çorum Müzesi’ne getirerek teslim etti.

Çorum Müzesi'nde yapılan incelemeler neticesinde bileziğin Hititler dönemine ait olduğu tespit edildi. Müze Müdürlüğü tarafından teslim alınan bileziğin uzmanlar tarafından restorasyonu yapıldı. Envantere kaydı yapılan bilezik, müze koleksiyonuna alındı.

Bronz, nikel, gümüş ve altın gibi değerli madenlerden yapılmış tasvirli bilezik, Hitit takı sanatının önemli bir örneğinin de ortaya çıkmasını sağladı.

Tarlada bulunan bu bileziğin eşi benzeri bulunmuyor

"Daha önce görmediğimiz, benzeri olmayan bir eser"

Çorum Müzesi arkeologlarından Resul İbiş, 2022 yılında gerçekleştirdikleri teşhir tanzim çalışmalarında bu yıl ilk kez literatüre “Çitli bileziği” olarak geçen Hitit bileziğini ziyaretçilerin beğenisine sunduklarını söyledi. Bileziğin 2012 yılında bir çiftçi tarafından tarla sürülürken bulunarak Çorum Müzesi’ne getirildiğini anlatan İbiş, “İlk yapılan değerlendirmede daha önce görmediğimiz, benzeri olmayan bir eser olduğunun farkına vardık. Bu eser milattan önce 13. yüzyıl Hitit İmparatorluğu dönemine ait bir bilezik olduğu ortaya çıktı” dedi.

Tarlada bulunan bu bileziğin eşi benzeri bulunmuyor

"Hitit takı sanatının önemli bir örneğinin ortaya çıkmasını sağlamıştır"

Bileziğin tarla sürülürken bulunduğu için zarar gördüğünü, deforme olduğunu ve bir takım parçalarının kaybolduğunu belirten İbiş, “Kalan parçaları restorasyonla bir araya getirerek üzerindeki figürleri ortaya çıkardık. Bu bilezik bronz, nikel, gümüş ve altın gibi değerli madenlerden yapılmış tasvirli bir Hitit bileziği. Hitit takı sanatının önemli bir örneğinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Anadolu’da milattan önce 2. binde takılar hakkındaki bilgilerimiz fazla değildir. Kazıları yapılan Hitit şehirlerinden ele geçen takıların sayısı da yok denecek kadar azdır. Bu nedenle de özgün olan eserin getirdiği bir diğer yenilik, milattan önce 13. yüzyılda Hitit kaya kabartmaları ve mühür baskılarından tanıdığımız İtar/auka ve yardımcıları Ninatta ve Kulitta betimlerini içermesidir” ifadelerini kullandı.

Muhammed Muttalip Yalçın - Bülent Özkaleli
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Eşini telefonuna "içişleri bakanım" diye kaydetmiş Nevşehir’de 4’üncü kattaki evinin balkonundan düşerek hayatını kaybeden eşinin ölümünden sorumlu tutulan koca, ilk duruşmada yurt dışı yasağı ve konutu terk etmeme tedbiri uygulanarak tahliye edildi. "Eşim balkondan atlarken tutmaya çalıştım ama başaramadım" diyen koca, eşini çok sevdiğini ve telefonuna bile "İçişleri bakanım" diye kaydettiğini söyledi. Olay, geçen Mayıs ayında 350 Evler Mahallesi Ali Dirikoç Bulvarı üzerindeki bir apartmanda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, 35 yaşındaki İ.Ö., henüz belirlenemeyen nedenle 4’üncü kattaki evininin balkonundan düştü. Olayı gören komşularının ihbarı üzerine adrese sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerince yapılan incelemede kadının hayatını kaybettiği belirlendi. Olay yeri ekiplerinin yaptığı çalışmanın ardından İ.Ö.’nün cansız bedeni otopsi için Nevşehir Devlet Hastanesi morguna kaldırılmıştı. "O beni telefonuna ’kral’ ben de onu ’içişleri bakanım’ diye kaydetmiştim" Olay sonrası gözaltına alınan ve çıkarıldığı adli makamlarca tutuklanan M.Ö. bugün ilk defa hakim karşısına çıktı. Nevşehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada sanık M.Ö., son dönemlerde eşi ile sürekli tartıştığını, olayın olduğu gün ise evde alkol aldığını belirterek, "Eşimle bir konuda tartıştık. Tartışma büyümeye başladı. Eşim bana söyledikleri sözlerden dolayı kendisini suçlu hissediyordu. Ben evde alkol alırken geldi. Kendisini suçlamaya devam etti. Ben kendisini çok sevdiğim için onu kaybetmek istemiyordum. Sürekli kendisini teselli etmeye çalıştım. Evimizdeki bir koltuğun üzerinde eşim tarafından yazılmış bir intihar mektubu gördüm. Tartışma nedeniyle mektubu tam okumadım. Mektubu yakarak lavabonun üzerine attım. Eşim bir ara mutfaktan temin ettiğini düşündüğüm bıçakla odaya girdi ve sağa sola sallamaya başladı. Eşimin boynunda kan izi görünce ben de panikledim. Bu panik ile bıçağı elinden almaya çalıştım. Bıçağı almaya çalıştığımda bırakmak istemedi ve ben çekince elinden yaralandı. Beni iterek mutfak tarafına gitti. Ben de tekrar mutfaktan bıçak alacağını düşünerek peşinden gittim. Eşim balkona çıkmış aşağıya atlıyordu. Kendisini tutmaya çalıştım, ancak başaramadım. Bir süre yardım istemek için bağırdım. Alt komşumuz balkona çıktı. O da tutmaya çalıştı, ancak tutamadık. Ben eşimi çok seviyordum. O beni telefonuna ’kral’ ben de onu ’içişleri bakanım’ diye kaydetmiştim" dedi. Sanık avukatı da beyanında, eşler arasında mutlu giden bir evlilikleri olduğunu, olay günü İ.Ö.’nün vücudunda bulunan bıçak darbelerinin öldürücü olmadığını ve İ.Ö.’nün cinnet geçirerek kendisini yaraladığını ve daha önce de intihar girişiminde bulunduğunu söyledi. Mahkeme heyeti tutukluluk halini ve tanık beyanlarını da göz önünde bulundurarak yurt dışı yasağı ve konutu terk etmeme tedbiri uygulayarak sanığın tahliyesine karar verdi. Mahkeme heyeti ayrıca duruşmayı şubat ayına erteledi.