POLİTİKA - 15 Ağustos 2024 Perşembe 15:10 | Son Güncelleme : 15 Ağustos 2024 Perşembe 17:25

TBMM'de Filistin özel oturumu

A
A
A

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, "Geçmişte, bugün ve yarın da söylemeye devam edeceğiz: Gazze, Filistin Devleti'nin ayrılmaz, asli bir parçasıdır. Gazze'de bir başka devlet kurulamaz ve Gazzesiz bir Filistin Devleti de olamaz. Halkımız kırılmayacak ve teslim olmayacaktır. Bizler Gazze'nin tekrar imarını gerçekleştireceğiz. Şu an yüzde 70'inden fazlası yıkılsa da yapacağız. Halkımızın desteğiyle, Arap ve İslam milletinin, dünyanın özgür insanlarının desteğiyle gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan devletimizi ne pahasına olursa olsun kuracağız” dedi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, TBMM Genel Kurulu'na hitap etti. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Genel Kurulun açılışını yapması sonrası sözlerine İsrail'in saldırılarında şehit olanları anarak başlayan Abbas, “Sizlere büyük acıyı yaşayan halkımın mesajıyla gelmiş bulunmaktayım. Halkım uluslararası adaletten yoksun olarak toprağına, vatanına, kutsallarına ve değişmez milli haklarına sarılarak işgalci İsrail'in suçlarına karşı büyük bir mücadele yürütmektedir. Allah'ın bir gün bu milli mücadelemizi zafer ve özgürlükle taçlandıracağına ve uzun zamandan beridir devam eden bu belanın sona ereceğine inanmaktadır. İsrail'in saldırıları, cinayetleri ve soykırım suçu nedeniyle Gazze'de, Batı Şeria'da ve Kudüs'te şehit olanları anarak başlamak istiyorum. Ve bunların en sonuncusu da lider İsmail Heniyye'ye karşı suç olmuştur. Şimdi sizleri, çok değerli kardeşlerimi, İsmail Heniyye'nin ve Filistinli şehitlerin ruhuna Fatiha okumaya davet ediyorum” dedi.

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz”

Filistin halkının mücadelesine destek vermesi nedeniyle Türk milletine teşekkür eden Abbas, “Bu Mecliste bununla ilgili tartışmalar yürütmektesiniz ve Filistin halkına karşı işlenen tarihi adaletsizliğe, katliamlara, savaş suçlarına, soykırıma karşı sizler Filistinlilerin yanında makbulsünüz. Zaten bunlar iluslararası mahkemeler ve platformlarda kınanmış durumdadır. Allah aşkına soruyorum; her gün işgal devletinin Gazze'de bulunan özellikle de birkaç gün önce 100'den fazla şehidin verildiği El-Tabiin Okulu katliamı dahil olmak üzere her gün sığınma kamplarına gerçekleştirdiği katliamlara, nasıl oluyor da uluslararası toplum sessiz kalıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz. Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlığa yönelik meşru haklarını savunan cesur ve ilkeli tutumundan dolayı kendisini kutluyoruz. İsrail'in halkımıza, topraklarımıza ve kutsal mekanımıza karşı işlediği iğrenç suçları reddeden Türkiye'nin tüm siyasi partilerini ve sivil toplum kuruluşlarını tutumlarından dolayı kutluyorum” şeklinde konuştu.

“Halkımız, toprağına, vatanına, kutsallarına ve kutsal mekanlarına bağlıdır”

İsrail'in Gazze'deki soykırım suçları karşısında Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan davaya müdahil olan Türkiye'ye teşekkür eden Abbas, “İsrail ile ticareti durdurması, 10 milyar dolarlık bir ticareti Türkiye, Filistin halkına destek için durdurdu. Bizler, Türkiye'deki kardeşlerimize, Kudüs ve Filistin davasını ana meselesi haline getirdiğinden dolayı teşekkür ediyoruz. Çünkü Filistin davası Türkiye'de bir ana mesele haline gelmiştir. İşte bu Türk halkının ahlakının bir göstergesidir. İsrail'in Gazze, Batı Şeria ve Kudüs'te yürüttüğü soykırımın asıl amacı vatan topraklarından Filistin'in varlığını söküp atmak ve Filistinlileri bir kere daha tehcir etmektir. 1948 ve 1967 yılında olduğu gibi aynı tehcir stratejisini tekrardan yaşatmak istiyorlar ama bu asla olmayacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar ve ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bu asla gerçekleşmeyecektir. Zira halkımız, toprağına, vatanına, kutsallarına ve kutsal mekanlarına bağlıdır ve ne pahasına olursa olsun oradaki gaspçıları, işgalcileri oradan defedecektir” diye konuştu.

“Bizler dik durmaya devam ederek topraklarımızdan ayrılmayacağız”

7 Ekim'den bugüne 40 bin Filistinli kadın ile çocuğun şehit edildiğini hatırlatan Abbas, “10 bin kayıp, 80 bin yaralı var. Batı Şeria'da 10 bin şehit var ama bizler dik durmaya devam ederek topraklarımızdan ayrılmayacağız. Bu bağlamda Mısır ve Ürdün'ü İsrail'in tehcir planlarını reddetmeleri sebebiyle takdirle karşılıyoruz. Bu tutumlar bizimle tamamen örtüşmektedir ve tüm platformlarda da destekliyoruz. İsrail'in uluslararası hukuka aykırı planlarına karşı çıkan uluslararası yaklaşımı da takdirle karşılıyoruz. Geçmişte, bugün ve yarın da söylemeye devam edeceğiz: Gazze, Filistin Devleti'nin ayrılmaz, asli bir parçasıdır. Gazze'de bir başka devlet kurulamaz ve Gazzesiz bir Filistin Devleti de olamaz. Halkımız kırılmayacak ve teslim olmayacaktır. Bizler Gazze'nin tekrar imarını gerçekleştireceğiz. Şu an yüzde 70'inden fazlası yıkılsa da yapacağız. Halkımızın desteğiyle, Arap ve İslam milletinin, dünyanın özgür insanlarının desteğiyle gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan devletimizi ne pahasına olursa olsun kuracağız” ifadelerini kullandı.

Katliama sebep olanların hesaba çekileceğini söyleyen Abbas, “Katiller ve savaş suçlularına gelince, onlar işledikleri suçlardan kurtulamayacaklar. Bu işledikleri suçlar zaman aşımıyla düşmez, bunlar şüphesiz hesaba çekilecektir. Bizler uluslararası kuruluşlarla çalışmaya devam edeceğiz. Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi özellikle Netanyahu yargılanıyor. Bununla birlikte Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'yle çalışmaya devam edeceğiz. Bizler Filistin Devleti'ni layık olduğu uluslararası toplumdaki yerini alması için çalışmaya devam edeceğiz. Halkımız 100 yılı aşkın bir süredir devam eden destansı kararlılığı ve direnişiyle sadece anavatanı Filistin'i, ulusal, siyasi, dini ve tarihi kimlik ve haklarını savunmakla kalmıyor. Aynı zamanda tüm bölgeye egemen olmak isteyen yayılmacı ve sömürgeci aç gözlü siyonist harekete karşı Arapları ve İslam ümmetini savunmak adına ön saflarda yer almaktadır. Onlara müsaade etmeyeceğiz” dedi.
İsrail hükümetinin 2 gün önce Mescid-i Aksa'ya girerek kutsal yerlerin tarihi yapısını değiştirmeye yönelik hareket ettiğini ifade eden Abbas, “Bu tür saldırılar, hakaretler hiçbir sonuç vermeyecektir. Orası bizim canımızdır ve oranın kiliseleri bizim kiliselerimizdir. Bugünlerde orada ve şurada savaş sonrası diye bir şeyden bahsediyorlar. Bizler diyoruz ki, çok açık ve net bir şekilde Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs, bağımsız Filistin Devleti'ni oluşturan tek bir meşru hükümet tarafından yönetilen coğrafi bütününün adıdır. Ve tek bir meşru hükümetin yönettiği Filistin topraklarıdır ve bu bölge eğer bu durum gerçekleşmezse istikrar, sukünet ve kalkınma olmaz. Ya bize hakkımızı verirsiniz ya da sizler özgürsünüz.

Eğer bu yapılmazsa işte bu şiddet sarmalı devam edecektir ve barış ile güvenliğe giden yol Filistin'de başlar ve biter. Bu bağlamda İsrail'in barbar saldırısına karşı mücadelemiz gerçekte tüm dünya kıtalarında adaletsizliğe karşı duran insanları da harekete geçirmiştir” şeklinde konuştu.

İnsanların yüksek sesle İsrail'in işlediği soykırımı kınadığını vurgulayan Abbas, Amerika'daki Yahudilerin yüzde 40'ının İsrail'i suçlu gördüğünü belirtti. İnsanlığın ırkçı düşmanlığa karşı dik duruş gösterdiğini söyleyen Abbas, İsrail'in yapmakta olduğu işkencelere karşı ve orada işledikleri aç bırakma politikalarına karşı uluslararası kuruluşların sessiz kalamayacağını dile getirdi. Türkiye'ye sunduğu insani yardımlardan dolayı teşekkür eden Abbas, “Türkiye Gazze Şeridi'ne on binlerce ton insani yardım gönderdi. Türkiye hastanelerinde yaralıları kabul etti ve sokaklarında dayanışma gösterilerinde bulundu. Türk kardeşlerimiz her alanda siyasi, diplomatik, parlamento ve hukuki alanlarda varlık göstererek bizim yanımızda yer aldılar. Filistin halkının haklarını savundular ve hikayemizi anlatarak dezenformasyona karşı durdular. Her türlü tahrifata karşı mücadele ettiler ve özellikle Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde yaptığı yalanlar ne ilk olmuştur ne de son olmuştur” dedi.

Genel Kurula Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, bazı ülkelerin büyükelçileri, Sayıştay Başkanı Metin Yener, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olağanüstü toplantıyı locadan izledi. Genel Kurulda AK Parti Grup sıralarında İran'ın başkenti Tahran'da suikasta uğrayan Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin fotoğrafı yer alırken, başkanlık divanı ve milletvekillerinin oturduğu sıralara Filistin ve Türk bayraklarının yer aldığı atkılar bırakıldı.

Hidayet Türkyılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta tarihi evlerin akıbeti merak konusu Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesinde yer alan, tarihi dokusuyla bilinen mahallelerde hanlar ve tarihi evlerin akıbeti merak konusu oldu. Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesindeki Divanlı Mahallesi Bahtiyar Yokuşu çevresinde bulunan eski evler, konaklar ve hanlardan bazıları, 6 Şubat depremlerinde hasar almış, bazıları da yıkılmıştı. Şehre hakim bir tepe üzerinde konumlanan Bahtiyar Yokuşu’nda yer alan çok sayıda tarihi yapı, depremlerde farklı seviyelerde zarar gördü. Bazı yapıların tamamen yıkıldığı bölgede enkaz kaldırma çalışmaları peyderpey sürdürülürken, ayakta kalan ancak hasarlı durumda olan evler ve konaklar için teknik incelemeler devam ediyor. Bölgede, tarihi yapıların aslına uygun şekilde yeniden inşa edilmesi gerektiğini savunanlar olduğu gibi, mevcut yapıların tamamen kaldırılarak yeni ve farklı yapılaşmaya gidilmesi gerektiğini dile getiren görüşler de bulunuyor. Mahalle sakini Yaşar Kara, "Burada tarihi evlerimiz vardı şuanda görüldüğü gibi yıkık durumda. Aslıda gelip gidiyor yetkililer yapılacağını söylüyorlar ama şuan için enkazların bazıları duruyor, bazıları kaldırıldı. Eğer yapılacaksa bir an önce yapılmasını bekliyoruz" diye konuştu. Mahalle sakinlerinden Recep Kaplan ise, "İkide bir tamir yapılıyor olmaz ki, yıkılsın yeniden yeni evler yapılsın. Masraf yapılmasın. Zaten eski ev" diye konuştu.
Ankara Dünya Ahileri Ödülleri açıklandı Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği-Ahi Enstitüsü tarafından geleneksel hale getirilen Dünya Ahileri Ödülleri sahiplerini buldu. 2025 yılında 6 farklı kategoride toplam 12 esnaf ve sanatkara ‘Dünya Ahisi Ödülü’ verildi. Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği -Ahi Enstitüsü tarafından yürütülen ve İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen ‘Anadolu’nun Ahisiyiz, Türkiye’nin Ailesiyiz’ projesi kapsamında verilen ödüller, esnaf ve sanatkarlar için önemli bir yere sahip oldu. Ödüller, Unutulmaya Yüz Tutmuş 3 Nesil Mesleğini Yaşatanlar, Mesleğini Sanatla Buluşturanlar, Başarı Öyküleri, Afet’in Esnafları, Medya Tanıtım ve Aktivite Alanları olarak 6 ana kategoride dağıtıldı. "Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları takdim ettiğimiz ödüller ile omuzlama gayretindeyiz" Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği -Ahi Enstitüsü Başkanı Gazeteci Yazar Fehmi Çalmuk, yaptığı açıklamada esnaf ve sanatkar kesiminin oda, birlik, federasyon seçimlerinin yaşandığı bir süreçte adayları değişik sektörler ve demografik dağılım göz önüne alınarak belirlendiğini belirterek, "Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılara karşı inatla ayakta kalmaya, üretmeye, istihdam oluşturmaya devam eden esnaf ve sanatkarın yükünü yönetim kurulumuzca takdim ettiğimiz ödüller ile omuzlama gayretindeyiz. Bizim hayallerimizi, kültürümüzü çaldırmadan yarınlarla buluşturma gayretinde olan tüm Dünya Ahilerini yürekten kutluyor, yüreklerinden öpüyorum" ifadelerine yer verdi. Unutulmaya Yüz Tutmuş Meslekler Kategorisi Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği Ahi Enstitüsü’nden yapılan açıklamaya göre, bu yıl ‘Unutulmaya Yüz Tutmuş Meslekler’ kategorisinde üç farklı esnaf ödüle layık görüldü. Bunlar, Hamdi Gaspar (Edirne): Yüzyıllardır yaşatılan süpürge imalatının son ustalarından biri olarak ilk ödülün sahibi oldu. Muzaffer Demir (Gaziantep): Sedef ustası olan Demir, aynı zamanda Devlet Sanatçısı unvanına sahip. Yusuf Bayyiğit (Malatya): Türkiye’nin ender Şam Çeliği (Damascus) ustası olan Bayyiğit aynı zamanda 3. Kuşak olarak mesleğini sürdürüyor. Bayyiğit Devlet Sanatçısı unvanını taşıyor. Üç Nesil Mesleğini Yaşatanlar Hamdi İncegül (Ankara): 1922 yılından bu yana Ankara Hacı Bayram’da faaliyet gösteren Gül Kurukahve işletmecisi. İncegül, mesleğini dördüncü nesil olarak sürdürüyor. Mustafa Gençcan (Çorum): Yüzyıllardır süregelen düğün yemek kültürünün en önemli örneklerinden biri olan İskilip Dolması geleneğini açtığı lokanta ile kitlelerle ulaştıran Gençcan kız kardeşiyle birlikte büyük amcadan mirası 3. Nesil olarak yaşatıyor. Abdullah & Yunus Bağışkan (Gaziantep): 1930 yılından bu yana Gaziantep’te nam salmış Halil Usta’nın Fırınlı Et Lokantası geleneğini Bağışkan kardeşler 3. Nesil olarak sürdürüyor. Mesleğini Sanatla Buluşturanlar Bahri İlhan (Elektrik Ustası/Türk Halk Müziği Sanatçısı) (Keskin/ Kırıkkale): Kamuoyunun "Bir Yiğit Gurbete Gitse Gör Başına Neler Gelir" ve "Entarisi Morumuş Yar Sevmek De Zorumuş Sunayı Da Deli Gönül Sunayı" gibi türkü sözleriyle yakından tanıdığı, efsane saz ustalarından ve aynı zamanda elektrik ustası olan İlhan, bu kategorinin sahibi oldu. Başarı Öyküleri Avni Ongurlar: Uzun yıllar tekstil alanında esnaflık yaptıktan sonra, Türkiye’nin 1 buçuk asırlık şekerleme kuruluşu Hafız Mustafa 1864 firmasını satın alarak işletmeyi dünya çapında tanınan bir markaya kavuşturdu. Hayrullah Türker: Garsonlukla başladığı esnaflık mesleğini beyaz eşya satarak devam ettirdi. Daha sonra plastik, makine üretiminden sonra savunma sanayinde faaliyet gösteren Zeki Bey Şirketler Grubunu kurarak girişimcilik öyküsünü sürdürdü. Afetin Esnafları Bu kategori, 6 Şubat depremlerinde gösterilen direnişi onurlandırdı. Mahmut Yücel (Adıyaman): Adıyaman Madeni Sanatkârlar Esnaf Odası Başkanı ve aynı zamanda oto elektrikçi Mahmut Yücel 6 Şubat Depreminde 7 saat enkaz altında kaldı. Depremde, eşini, abisini ve yeğenlerini kaybetti. Kasım Eren (Hatay/İskenderun): Taksici esnafı olarak çalışan Kasım Eren, 8 gün hastanede yatan ancak taburcu olacağı günün sabahı meydana gelen 5 Şubat depreminde annesini ve refakatçi olan babasını kaybetti. Medya Tanıtım ve Aktivite Faruk Küçük (Ankara): Ankara’nın At Pazarı’nda Dericizade namıyla ün salmış, üç kuşaktır dericilik yapan aile geleneğini yaşatan Faruk Küçük; aynı zamanda Ankara fotoğrafları koleksiyoneri. Kaleme aldığı eserleri, sergileri kamuoyunda ve geniş yankı buldu. Ahilik geleneğini geniş kitlelere tanıttı.
Ankara Sincan’da düzenlenen Kadın Kadına Aile Sohbetleri aralıksız devam ediyor Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan’ın destekleri ve eşi Emine Ercan’ın öncülüğünde yürütülen, birbirinden uzman isimlerle hanımların hayatlarına dokunan ‘Kadın Kadına Aile Sohbetleri’ programı bu ay Vaiz Fatma Şener’i ağırladı. Sincan Belediyesi, ilçedeki vatandaşlara yönelik hizmetlerine devam ediyor. Bu kapsamda her ay Sincanlı kadınlara yönelik Kadın Kadına Aile Sohbetleri programının bu ayki konuğu Vaiz Fatma Şener oldu. Program, Fatma Şener’in üç ayların manevi değerlerini anlattığı sohbetiyle başladı. "Sincan’a bu güzel Anadolu havasını sizler katıyorsunuz" Programın açılış konuşmasını yapan Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan, Kadın Kadına Aile Sohbetlerinin her ay aralıksız devam edeceğini belirterek, "Hamdolsun Rabbim Sincan’a hizmet etme fırsatı verdi. Bu büyük bir onur. Sizler hizmetin en iyisine layıksınız. Sincan’a bu güzel Anadolu havasını sizler katıyorsunuz. Hanımlar aslında şehirlerin gerçek mimarlarıdır. Ailelerin mimarı kadınlardır. Bu imar ve ihya işi manevi iletişimle ruhla inşa edilir. Bunu sizler en güzel şekilde yapıyorsunuz. Bizim ecdadımız hep cihana örnek olmuş, çok büyük medeniyetler kurmuştur. Dünyada bir numaralı güç olmamız lazım, o zaman dünyaya sulh, selamet, adalet gelecek. O zaman mazlumların yüzü gülecek. Bu misyon için bir araya geleceğiz, fitneden uzak duracağız, bu iklimde çocuklarımızı yetiştireceğiz. Çocuklarımız bu sancağı zirveye dikecek, bunun derdindeyiz. Sizler o çocukları yetiştiren annelersiniz. Bu etkinliklerle ruh ikliminize bir nebze dokunabilirsek ne mutlu bize. Organizasyonda emeği geçenlere çok teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.
Ankara TZOB Başkanı Bayratkar: "Çiftçi Kayıt Sistemi başvuruları 31 Aralık tarihinde sona erecek" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "1 Eylül tarihinde başlayan 2025-2026 tarımsal üretim dönemi Çiftçi Kayıt Sistemi başvuruları 31 Aralık tarihinde sona erecek" dedi. TZOB Başkanı Bayraktar, Türkiye’de meydana gelen zirai don sebebiyle mağdur olan ve yanlış yönlendirme sonucu başvuru yapmadığı için desteklemelerden yararlanamayan çiftçilerin destekleme kapsamına alınmasıyla ilgili ve 31 Aralık tarihinde sona erecek olan Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvurularına yönelik görüntülü basın açıklaması yaptı. "Başvuramayan çiftçilerimiz mağdur edilmemeli ve onlar da kapsama alınmalıdır" Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Bu yıl 65 ilimizde etkili olan zirai don nedeniyle çiftçilerimizin ürünlerinde önemli ölçüde kayıplar meydana geldi. 14 Eylül tarihinde ‘2025 Yılında Meydana Gelen Zirai Don Nedeniyle Ürünleri Hasar Gören Çiftçilere Destekleme Ödemesi Yapılmasına İlişkin Cumhurbaşkanı Karar’ı yayımlandı. Alınan Karar’a göre sigortası olmasa da Çiftçi Kayıt Sistemi yani ÇKS’ye kayıtlı çiftçilerin girdi maliyetleri, hasar alanları ve oranları nispetinde karşılandı. Fakat birçok çiftçimiz yanlış yönlendirmeler ve bilgi eksikliği neticesinde hak etmiş olduğu bu desteklere, 24 Temmuz olarak belirlenen son başvuru tarihine kadar başvuramadı. Başvuramayan çiftçilerimiz mağdur edilmemeli ve onlar da kapsama alınmalıdır." "Çiftçi Kayıt Sistemi başvuruları 31 Aralık tarihinde sona erecek" ÇKS başvurularına dair konuşan Bayraktar, "1 Eylül tarihinde başlayan 2025-2026 tarımsal üretim dönemi Çiftçi Kayıt Sistemi başvuruları 31 Aralık tarihinde sona erecek. ÇKS yönetmeliğinde yapılan değişiklikle miras ve intikal sorunları nedeniyle kayıt yapılamayan arazilerin kayıt altına alınmasının önü açıldı ve ÇKS kayıtlılığı arttı. 2025 yılında da ÇKS yönetmeliğinde değişiklik yapılarak, kayıtlı üretim bilgilerinin güncellenmesi ve ikinci, üçüncü ekim dikim bilgilerinin bildirilmesi işlemleri, başvuru sahibinin talebi üzerine üretim yılı sonuna kadar tespit komisyonu marifeti ile yapılabilecek. Ayrıca, beyan edilen üretim bilgilerinde Bakanlık tarafından farklılık olduğunun tespiti halinde, üretim yılı boyunca re’sen düzeltmeler yapılabilecek. Yine yapılan değişiklikle hazine adına tespit ve tescil edilmiş ve/veya devletin hüküm ve tasarrufu altında olan tarım arazilerinde kira sözleşmesi bulunmaması durumunda taahhütname ile başvurabileceklerdir. Yapılan düzenlemelerle ÇKS kayıtlılık oranları artıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği arasında 9 Eylül 2024 tarihinde; ‘Çiftçi Kayıt Sistemi Başvurularının Alınması ve Veri Girişi Yetkisi Devrine İlişkin Protokol’ imzalandı. Protokol kapsamında 2024 yılında Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) veri girişleri 3 pilot ilde Ziraat Odaları tarafından yapıldı" şeklinde konuştu. "Uygulamanın 81 ili kapsayacak şekilde yaygınlaşması için çalışmalarımıza devam ediyoruz" Söz konusu protokolün kapsadığı il sayısının bu yıl 21’e çıkarılmış olup bu illerde ÇKS veri girişlerinin Ziraat Odaları tarafından yapıldığını belirten Bayraktar, "Önümüzdeki 2 yıl içerisinde uygulamanın 81 ili kapsayacak şekilde yaygınlaşması için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Üstlendiğimiz bu görev ve sorumluluğun başarı ile yürütülmesinde emeği geçen Ziraat Odalarımıza ve bu süreçte teknik desteğini esirgemeyen Bakanlığımızın merkez ve taşra teşkilatı çalışanlarına teşekkür ediyorum. Birliğimizin ÇKS veri girişlerini üstlenmesi ile birlikte, Bakanlığımızın il ve ilçe müdürlüklerinde bu görevi yapan teknik personel çiftçimize daha fazla zaman ayırabilecek, çiftçimize daha iyi hizmet sunabilecektir. Çiftçi Kayıt Sistemi başvurularının bitmesine kısa bir süre kaldığı için bugünlerde yoğunluk daha da arttı. Yılsonuna kadar ÇKS işlemlerinin bitmesi için Ziraat Odalarımız büyük gayretle çalışmalarını sürdürüyor. Yaşanabilecek sorunların önlenmesi için son başvuru tarihi olan 31 Aralığa kalmadan başvuruların yapılması büyük önem taşıyor" diye konuştu.
Adana Evleri soyan 2 kadın yakalandı: 700 bin TL’lik vurgun yapmışlar Adana’da iki kadın hırsız misafir süsü vererek girdikleri 5 apartman dairesinden 700 bin TL değerinde altın ve döviz çaldı. Yakalanıp tutuklanan iki şüphelide "Eski bir arkadaşımızı ziyarete gitmiştik, hırsızlık yapmadık" savunması yaptıkları öne sürüldü. Olay, 29 Kasım’da Seyhan ilçesine bağlı Mithatpaşa Mahallesi’nde meydana geldi. İ.G.(32) ve İ.Y. (26) yüzlerini eşarp ve güneş gözlüğü kullanarak gizledi. Ardından iki kadın misafir gibi bir apartmandan içeri girdi. Ardından 7’inci kata çıkan iki kadın, U.Ş.’ye ait evin kapısını zorlayarak içeri girdi. Kadınlar burada 5 bin TL ve 3 bin TL değerinde 2 kol saati çalarak çıktı. Bir alt kata inen şüpheliler bu seferde K.K.’ın evine girdi. Şüpheliler buradan 50 bin TL değerinde altın çalarak kaçtı. Aynı kadınlar farklı tarihlerde 3 ayrı apartman dairesinden daha aynı yöntemle hırsızlık yaptı. Kadınlar yaptığı 5 farklı hırsızlık olayında 700 bin TL değerinde; altın, döviz ve ziynet eşyası çaldı. İhbarlar üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık ve Yankesicilik Büro Amirliği ekipleri harekete geçti. Söz konusu 2 kadın şüpheli saklandıkları adreslerde yakalandı. Şüpheliler emniyetteki ifadelerinde, "Eski bir arkadaşımızı ziyarete gitmiştik, görüntülerdeki biziz ama hırsızlık yapmadık" dedikleri öne sürüldü. Binada arkadaşları olmadığı da tespit edilen, yaptıkları hırsızlıkların ardından bir sokak satıcında basküle çıkıp tartıldıkları güvenlik kamerasına yansıyan 2 şüpheli sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.