Ülkemizde yaşanan trafik kazaları ile ilgili sorunların gündeme getirildiği TV programına konuk olan Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Doç. Dr. Mehmet Zeki Avcı, trafik kazalarının önlenebilmesi ile ilgili uyarılarda ve önerilerde bulundu. Ülkemizde önemli bir sayıda öğrencinin varlığıyla, yayalarda ve kiralık arabalarda ciddi bir patlama olduğunu belirten Avcı, bunun için gerekli eğitimin ve polisiye tedbirin alınması gerektiğini, yolların bu yapıyı kaldırabilecek yükte olup olmadığının ve yaya yollarının yetersizliğinin masaya yatırılması gereken önemli konular arasında olduğunu vurgularken; ülkemizdeki sürücü kalitesi, ehliyet sorunları, ağır araç kullanım ehliyetleri ve sağlık kontrolleri konularındaki yetersizlikler, alt yapı sorunları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
‘Sürücü omuzunda devlet ağırlığı hissetmeli.’
Davranış bozukluğu olan sürücülerin trafikteki yanlışlıklarının, polis devriyelerinin artırılması ile çözülebileceği konusunda önerilerde bulunan Avcı, ‘Sürücü yolda giderken omuzunda bir devlet ağırlığı hissetmeli artık. Nasıl olsa zor yakalanırım düşüncesiyle, alkol alıp araba kullananlar var. Bu ülkede bu sorgulanmıyor. İçki satma izni ve ruhsatı dünyanın her yerinde var. Bizde de var ancak dünyada içki satan eğitim alır önce. İçkinin zararlarını, kime satıp satmayacağını da öğrenir. Yedi kişinin öldüğü kazalar var bu ülkede alkolün karıştığı. İzinler verilirken içki rushatını zorlamak önemli’ derken; bunun trafik kazalarının önlenmesinde önemli nokta olduğu konusunda açıklamalar yaptı.
‘Bu ülkede otobüs ve kamyonları muayene edecek alet yok.’
KKTC’de araba, otobüs ve kamyon kalitelerinin tartışılması gerektiği konusuna değinen Avcı, otobüs ve kamyonların muayene edileceği gerekli donanımın olmadığının altını çizerek, ‘Bu ülkede otobüs ve kamyonları muayene edecek alet yok. Devlette olması gerekenler bizde niye yok? Rum tarafına otobüslerimiz geçmekte niye zorlanıyor? Çünkü muayene edilemiyor. Teknik olarak bu otobüsler buradan geçecek kabiliyette değil. Bir otobüs kazası 50 kişinin ölümü demek. Bir kamyonun bir benzin istasyonuna dalması bütün mahallenin yanması demek. Otobüs veya kamyonların güvenli olduğunu söyleyemiyoruz.’ dedi.
‘Sağlık kontrolü yaptırmadan benzin tankeri kullanma hakkı veriliyor!’
Sağlık kontrolleri konusunda da önemli boşlukların olduğu konusuna değinen Avcı, ‘Baktığımızda hiçbir sağlık kontrolu yaptırmadan 60 yaşına kadar benzin tankeri sürme hakkı veriliyor. Bugün 45 yaşında insanların kalp krizinden öldüğünü görüyoruz mesela. Bu kişi benzin tankeri sürerken kalp krizi geçirse ne olacak? Avrupa Birliği (AB) tüzükleri bizde geçti ancak 2 yıl sonra uygulama kararı aldılar. Bu tüzükler der ki normal araba sürücüleri 10 yılda bir ehliyetini değiştirirken sağlık kontrolünden geçecek ve sağlığı tamamsa ehliyeti uzatılacak. Profesyonel sürücüler, 5 yılda bir ehliyet değiştirecek ve sağlık kontrolünden geçecek. Uyuşturucu kullanan kişiler tedavi olana kadar araba kullanamaz diyor. Ancak bizde uyuşturucu kullanıyor diye ceza verilirken ehliyeti cebinde kalıyor. Bu tüzükler mayıs ayında geçti şu anda kasıma giriyoruz. Bir tek virgül konmadı daha üzerine. Paydaşların bunda etkisi var.’ uyarısında bulundu.
‘Trafik dairesi izinlerle anılır oldu.’
‘Trafik 7 bakanlığa bağlıydı. Bu yanlıştı. Hem TC’de bizim yaptığımız protokollerde cümle içinde geçmişti, AB de tek bakanlığa bağlamazsanız trafiği idare edemezsiniz demişti. Tek bakanlığa bağlandı. Tek bakanlığa bağlanmasının en büyük savunucusu bendim, aynaya baktığımda ben bile utanır oldum. Trafik Bakanlığı hepsini, bütün KKTC’deki trafik işlerinden sorumlu dairedir ki halen daha ortada yok. Yanlış bir yönlendirmeyle, izinlerle anılır oldu. Trafik kazalarının önlenmesiyle ilgili Trafik Dairesi’nin yaptığı bir tane beyanat yok. Bir açıklama yok. Bugün ben trafiği savunurken, Trafik Dairesi gelip burada trafik kazalarının nasıl önleneceğini anlatması lazım. İlgili Bakanlığın zaafiyeti çıktı ortaya. Trafik Dairesi görevini yapmıyor ve bunun vebalini de insanlar ölerek ödüyor.’ dedi.
‘Trafik için toplanan para banka kurar!’
Çemberlerle ilgili düzenlemelerin yapılması konusuna da değinen Avcı, ‘Anayollarımız AB yetkilileri tarafından incelenmiştir. Çemberlerle ilgili sorunlar olduğu tesbit edilmiştir., Çemberlerde büyük sorunlar var, ve çemberlerde ölen çok kişi var. Trafikte bilinmeyen birşey yok. Trafikteki eksiklikleri biliyoruz. Birilerinin gelip bize bunu söylemesine gerek yok. ‘Trafik için para yok’ cümlesini kabul etmiyorum. Öncelik verilmiyor. Trafik için toplanan para banka kurar’ dedi.
‘Sahte ehliyet şebekesi KKTC’nin uluslararası ayıbı ve günahıdır.’
Sahte ehliyet şebekesi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Avcı, Türkiye’de araba kullanacak olan kişilere verilen sahte ehliyetlerle Türkiye’nin arkadan vurulduğunu, Elçiliğin dahi gidip siz benim ülkeme virüs katıyorsunuz demesi gerektiğininin altını çizerken, ‘Bu devlet ciddiyeti ile bağdaşmaz. Sahte ehliyet şebekesi KKTC’nin uluslararası ayıbı ve günahıdır’ dedi.
‘Ehliyet verme sisteminin düzeltilmesi gerekiyor.’
Bugün ehliyetlerin sahtelenmesini önlemek için AB ve dünyada kullanılan kodlara değinen Avcı, ‘KKTC ehliyetlerine bakınız, seri numarası yoktur. Seri numarası olmayan resmi evrak olamaz. Peki neden bu böyle? Çünkü çok kolay kopyalanabiliyor. Biz uyarılarda bulunduk. Ehliyetlerde bırakın çipi, içinde hiç bir şey yok. Gidin evinizde basın. Seri numarası yoktur. Kıbrıs’da olmayanlara para karşılığı ehliyet verildi peki Kıbrıs’da olanlara kaç tane verildi? Ondan hiçbir gazete bahsetmiyor. KKTC’de yaşayan ve sınava girene veya girermiş gibi yapana nasıl ehliyet verildiği tartışmaya açılmalı. Ehliyet verme sistemini düzeltilmesi gerekiyor. Yazılı sınava geçilmiyor.’ dedi.
