11-14 Eylül tarihleri arasında CNR Expo Yeşilköy’de düzenlenecek olan emlak fuarında yerli ve yabancı çok sayıda ziyaretçinin Türkiye’nin büyük gayrimenkul ve yatırım projelerini ziyaret etmesi bekleniyor. Fuara Türk şirketlerle işbirliği ve ortaklık geliştiren bazı Arap şirketler de iştirak ediyor.
Fuarın açılışı Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin açılış konuşmasıyla başladı. Bakan Zeybekci, Türkiye’nin ekonomik büyümesiyle ve istikrarlı büyüyen yatırım ortamıyla yabancı sermayeyi çektiğini ve böylece çekici bir ülke haline geldiğini söyledi.
Fuar, Körfez’in en büyük guruplarından bir şirketi de misafir ediyor. Yönetim Kurulu Başkanı Majdi Muhammed Hariri’nin kurucusu olduğu Maknoon Grup, 11-14 Eylül CNR emlak fuarına katılıyor. Suudi şirketin Türkiye’deki yatırımlarını ve yeni projelerinin Türk ekonomisine katacağı değeri değerlendirecek olan Maknoon Grup CEO’su Muhammed Alalyani, Suudi yatırımcıların dikkatle izlediği bir şirket olan Maknoon Grup’un Türkiye’ye gelecek olan Suudi yatırımcıların önünü açacağını ifade etti. Şirket, Türk-Arap işbirliğine imza attı. Türkiye’den MHM Yapı ile işbirliği anlaşması imzalayan Suudi Arabistanlı Maknoon Şirketi, fuara bu işbirliği ile iştirak ediyor. Suudi şirketi aynı zamanda İstanbul’da Arap yatırımcılara yatırım danışmanlığı yapan emlak şirketi Al-Tilal ile çözüm ortaklığı geliştirdi.
Maknoon’un Genel Müdürü Muhammed El-Ulyani, Türkiye’nin son yıllarda hızla yükselen ekonomik değerleri ve süregelen istikrarının Arap ülkelerindeki yatırımcıların dikkatini çektiğini ve bu yüzden Türkiye’de gayrimenkul yatırım projeleri için çalışmalar hazırladıklarını kaydetti. İstanbul’da MHM Yapı ile işbirliği imzaladıklarını ifade eden El-Ulyani, “Bizim için istikrar önce gelir. Türkiye’nin gayrimenkul sahasındaki istikrarlı gelişimi bizi bu ülkede yatırım hesapları yapmaya teşvik etti” dedi.
Al-Tilal’in sahibi Ali Al-Bayati ise Arap yatırımcının niçin Türkiye’yi tercih ettiğini şu sözlerle ifade etti:
“Türkiye’nin son yıllarda Araplar nazarındaki kıymeti çok yükseldi. Bunun sebepleri hem siyasi hem de ekonomik. Türkiye’de son bir iki sene içerisinde hareketli bir siyasi ortama şahit olduk. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen siyaset ve ekonomi bu sarsıntıları atlatmayı başardı. Bu da Arap yatırımcının gözünde Türkiye’nin her türlü şartlar karşısında istikrarını korumayı başarabildiği şeklinde kabul gördü. İstikrar devam ettikçe ve Arap yatırımcının önü açık bırakıldığı sürece Türkiye’ye Arap sermayesi gelmeye devam edecektir.”
