GÜNDEM - 10 Temmuz 2019 Çarşamba 14:31

Türk girişimciler dünyaya tanıtılacak

A
A
A
Türk girişimciler dünyaya tanıtılacak

Türk girişimcileri ve markalarını dünyaya tanıtacak "Türkiye'nin Yüzü" kataloğu, Lob'in Türkiye tarafından düzenlenen lansmanla tanıtıldı.

Lob'in Türkiye, gelişen Türkiye'nin büyüyen girişimcilerini 15 Kasım’da Londra’da düzenlenecek olan "Türkiye'nin Yüzü" zirvesinde bir ayaya getirecek. Zirvede yer alan girişimciler kapsamlı bir iş dünyası kataloğu ile dünyaya tanıtılacak. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi'nde (İYYÜ), düzenlenen lansman toplantısında tanıtılan katalog ile Türkiye'nin girişimcilerinin ve markalarının dünyadaki tanınırlığı artırılarak, Türkiye'nin ihracatının yeniden biçimlendirilmesi hedefleniyor.

Katalog 220 ülkede dağıtılacak

Türkçe ve İngilizce hazırlanacak olan "Türkiye'nin Yüzü” kataloğunda İYYÜ akademik kurulunun belirlediği 100 girişimci ve marka yer alacak. Ayrıca katalog, başta Tokyo, Bangkok, New York ve Londra olmak üzere 220 ülkede düzenlenecek lansmanla bu ülkelerdeki sanayi ve iş dünyasının etkin kuruluşları ile paylaşılacak. 10 bin adet basılacak olan katalogda yer alan markaların girişimcileri ile bu ülkelerdeki sanayi ve iş dünyasının etkin kuruluşları arasında işbirlikleri sağlanmaya çalışılacak. 

“Katalog, markalarımızın yurt dışına açılan penceresi olacak”

Katalog hakkında bilgi veren Lob'in Türkiye Başkanı Fahri Ustaoğlu, “’Türkiye'nin Yüzü’ projesi imalat ve hizmet sektöründe farkındalık oluşturan markaları bir araya getiren bir katalogdur. Bu katalog bu zamana kadar hazırlanan kataloglardan çok farklı bir niteliğe sahiptir. Katalogda yer alacak olan kurumlar, akademik bir kurul tarafından incelenerek katalogda yer alabilecekler. Bu katalog 220’ye yakın devletin ticaret bakanlıklarına, iş insanı derneklerine ve o ülkelerin önemli sanayici ve iş adamları derneklerine ulaştırılacak. Dolayısıyla bu katalog, çeşitli sebeplerle yurt dışına açılmamış markaların yurt dışına açılacakları pencere olacak” dedi. 

“Projemiz İhracatı artırmak adına önemli bir adım”

Bu proje ile Türkiye’nin ihracatını artırmayı hedeflediklerini kaydeden Ustaoğlu, “Bu projeyi ihracatı artırmak adına önemli bir adım olarak görüyoruz. Bu katalogla birlikte Türkiye’deki markaları, iş insanlarını merak eden yurt dışındaki kurumlar, çalışabilecekleri kurumları daha hızlı belirleyebilecektir. Zaten bakıldığında Türkiye, dünyada en hızlı büyüyen ve merak edilen ülkelerden biri. Uluslararası arenadaki duruşu dünyanın dikkatini çekiyor. İş dünyamız rakiplerine göre daha hızlı karar verebilme ve çözüm üretebilme yetkinliğine sahip. Bu da dünyada fark ediliyor. Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik krizi aşabilmek için elimizdeki imkânları sonuna kadar kullanıp, daha fazla ihracata yönelik çalışmalar yapmamız lazım. Bu durum istihdamı da artıracaktır. Projemizle ihracat alanındaki payımızı artırmayı hedefliyoruz” diye konuştu. 

“Değerlerimiz ulusal sınırlarla sınırlanamayacak kadar geniştir”

Lansmanın açılış konuşmasını yapan İYYÜ Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ise, “Türkiye’nin değerlerinin kıymetlendirilmesi olan her türlü buluşma, bizim için çok önemlidir. Olguların çoğu zaman algıların gerisinde kaldığı bir çağın içerisindeyiz. İletişimin stratejik bir değer kazandığı bir çağdayız. O açıdan sadece üretilenle ya da başarıyla yetinmemeliyiz. Bunların iletişim araçlarıyla ortaya konmasına ihtiyaç var. Dolayısıyla biz dünyayı çok büyük olarak görüyoruz ama dünyanın ekonomik ve siyasi ajandası çok dardır. Bunun yanı sıra dünyada jeopolitik açıdan çok kıymetli bir konumdayız. Bu coğrafyadan doğacak her türlü kıymet, etkisini hayata dair kılar. Değerlerimiz ulusal sınırlarla sınırlanamayacak kadar geniştir. Bu açıdan çok kıymetli markalarımızın çok geniz bir tanıtımla uluslararası alana taşınması son derece önemlidir. İnanıyorum ki bu çalışama da buna hizmet edecektir” şeklinde konuştu.

Lansman, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu, Rektör Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ve eski Sağlık ve Turizm Bakanlarından Bülent Akarcalı’nın pasta kesimi merasimi ile son buldu.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bu sütunlar 642 yıllık caminin sigortası Bolu’da 1382 yılında yapılan ve 2 yangın, 3 büyük deprem yaşayan Yıldırım Bayezid Camii’nin sigortası olarak adlandırılan denge sütunları ilk günkü gibi çalışıyor. Bolu’da, Büyük Cami Mahallesi’nde bulunan ve 1382 yılında Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan 642 yıllık tarihi Yıldırım Bayezid Camii, mihrabının her iki yanında bulunan denge sütunlarıyla görenleri hayrete düşürüyor. O yıllarda ahşap olan bu cami 1891 yılında yanmış ve 1899 yılında ise kubbeli olarak yeniden yapılmıştır. 1944 yıllarında hasar görürken orijinali yer yer bozularak onarıldı. Çiftminareli, tek kubbeli olan caminin iç mekanları Türk motifleri ile süslendi. 642 yıldır ayakta kalan Yıldırım Bayezid caminin en büyük özelliği mihrabın her iki tarafında dönen denge sütunları. Sütunlar caminin statik dengesini ve geçirdiği depremlerde herhangi bir hasar alıp almadığını gösteriyor. Yaşanan afet sonrasında eğer sütunlar dönmezse, caminin temelinde veya dengesinde bir bozukluk olduğu anlaşılıyor. “Şu anda 650 yıllık bir yapının içerisindeyiz” Her yıl binlerce yerli ve yabancı ziyaretçiye Bolu’yu tanıtan turist rehberi Levent Kahveci, “Şu anda 650 yıllık bir yapının içerisindeyiz. Yıldırım Bayezid Camii, Bolu’da bilinen ismiyle Büyük Cami’deyiz. Büyük Cami denmesinin sebebini açıklayayım. Osmanlı döneminde hüküm sürülen her yere ‘Cuma Camisi’ yapılırmış. Hanefi mezhebine göre ‘Cuma Camisi’ Cuma namazları en büyük camide ve hep beraber kılınmalıdır. Eğer en büyük cami dolmaz ise diğer camilerde kılınan namazlar geçersizdir. Bu yüzden Cuma namazının sonunda Zuhr-i âhir namazı da kılınır ki Cuma namazı kabul olmazsa o günkü öğle namazının yerine geçsin diye. O dönemde Cuma namazının ana amacı, yöneticiler namazı kıldırır, minbere çıkarak hutbeyi okurlar. Duyurulması gereken ne varsa halka duyururlar” ifadelerini kullandı. “Buradaki sütunlar eğer hareket edebiliyorlarsa temelleri sağlam demektir” Caminin çevresine yapılan hamamlar ve dükkanlara da değinen Kahveci, “Bu camiyi Yıldırım Bayezid, şehzadeliği döneminde yaptırmıştır. Bayezid, camiyi yakınında bulunan orta hamamla birlikte yaptırmıştır. Eskiden camiler külliye şeklinde yapılırdı. Yani caminin yanında mutlaka ya hanlar yapılır ya da dükkanlar yapılırdı. Oranın geliriyle cami kendini idame ettirirmiş. Bu cami 2. Abdülhamit döneminde bir tadilat geçirmiştir. Camiye birkaç ekleme de yapılmıştır. Bu caminin en güzel özelliklerinden bir tanesi mihrapta bulunan deprem sütunları. Anadolu’da birkaç camide daha bunların örneğini görmekteyiz. Buradaki sütunlar eğer hareket edebiliyorlarsa temelleri sağlam demektir” diye konuştu. “Bu sütunlar, aslında camimizin sigortası” Caminin mihrabında bulunan 2 sütunun, caminin sigortası olduğunu dile getiren Levent Kahveci, “Bu sütunlar, aslında camimizin sigortası olarak da adlandırılabilir. Temelinde herhangi bir kayma veya hasar oluştuğunda bu sütunlar dönmez hale gelir. Sütunlar dönmez hale geldiğinde de mimarlar anlarlar ki caminin temeli bakıma ihtiyacı vardır” dedi.
Adana Pembe Zakkum çiçeklerinden görsel şölen Adana’nın Kozan ilçesinde her yıl nisan ve mayıs ayında açmaya başlayan zakkum çiçekleri dağlarda görsel bir şölen oluşturuyor. Memi Mahallesi’nde dağ yamaçlarını saran zakkumların çiçek açmasıyla kartpostallık görüntüler ortaya çıktı. İlçede açık hava stüdyosuna dönen yamaçlar fotoğraf ve doğa tutkunlarının akınına uğruyor. Dağ yamacında ormanlık alanda yetişen zakkum çiçekleri pembe ile yeşilin buluşmasıyla farklı bir güzellik ortaya çıkarıyor. Çocukları ile birlikte fotoğraf çekimi ve öz çekim için bölgeye geldiklerini aktaran Bestami Akgöç, "Her yıl baharda bu güzel şöleni izlemeye geliyoruz. Türkiye’nin dört bir yanından buraya fotoğraf çektirmeye geliyorlar. Bu çiçek zehirli ama görüntüsü çok güzel. Kuran’da da ismi geçen bir çiçek. Ölüm çiçeği, cehennem çiçeği olarak biliniyor. Bunu koparmıyoruz ve sadece görsel güzelliği ile fotoğraf çektirmeye geliyoruz. Doğa harika herkesi buraya bekliyoruz. Belediyemizde destek verirse burası doğa turizmine kazandırılır diye düşünüyoruz” dedi. Ailesi ile bölgeye gelen Reyhan Akgöç ise, "Babam ile fotoğraf çekimi için geldim. Her yıl buraya geliyorum ve pembe çiçekler çok güzel" diye konuştu. Doğaya hayran kaldığını ve Mersinden bölgeye geldiğini söyleyen Seda Can Ulaş, “Fotoğraf çekimine geldik. Harika bulduk. Keşfedilmeye değer" ifadelerini kullandı.
Trabzon Yeni Zigana Tüneli 4 mevsim sürücülere kesintisiz ulaşım sağlıyor Türkiye ve Avrupa’nın en uzun, dünyanın ise 3. en uzun tüneli olan Trabzon-Gümüşhane karayolu üzerindeki Yeni Zigana Tüneli hizmete girmesinin üzerinden geçen 1 yılda kesintisiz ulaşım imkanı sağlarken, 15 binin üzerinde araç tüneli kullanarak geçiş yaptı. Yapımına Nisan 2016’da başlanan tünel, 3 Mayıs 2023’te hizmete girmişti. Sürücülerin korkulu rüyası haline gelen Zigana Geçidi’nde keskin virajlar ve rampaların yanı sıra kar, sis, taş düşmeleri gibi risklerin bulunduğu Trabzon-Gümüşhane karayolu Zigana Tüneli’nin hizmete girmesiyle sorunları ortadan kaldırmış oldu. Doğu Karadeniz ve Kafkasları, Ortadoğu ve İran’a bağlayan Trabzon-Gümüşhane karayolu üzerinde bulunan Tarihi İpek Yolu güzergahındaki Yeni Zigana Tüneli açılışının ilk senesinde 15 binden fazla aracın geçişine ev sahipliği yaptı. Gümüşhane’nin Torul ilçesi Köstere köyü mevkisi ile Trabzon’un Maçka ilçesi Başarköy köyü arasında her biri 14,5 kilometre uzunluğunda inşa edilen çift tünelle Türkiye ve Avrupa’nın en uzun, dünyanın ise 3. en uzun tüneli olan Yeni Zigana Tüneli ile Trabzon-Gümüşhane arasında mesafe yaklaşık 30 dakika azaldı. Zamandan 60 milyon TL’ye yakın, akaryakıttan 150 milyon TL’ye yakın olmak üzere 200 milyonun üzerinde tasarruf da sağlayan tünel, ayrıca karbon salınımının da azaltılmasına katkı verdi. Keskin virajlar ve rampalar projeyle ortadan kalktı Türkiye’nin en uzun karayolu tüneli olan Zigana Tüneli hizmete girmesiyle Gümüşhane, Trabzon Limanı’na daha da yaklaştı ve yolun geometrik standardı daha da yükselmiş oldu. 100 kilometre olan güzergah 10 kilometre kısaltarak 90 kilometreye düşürülürken, özellikle kış aylarında yağışın ve karın yoğun olduğu geçitte keskin virajlar ve rampalar da bu projeyle ortadan kalktı. Zigana Tüneli ile birlikte sürücülere konforlu, güvenli ve ekonomik bir ulaşım imkanı sağlanırken, dik yamaçlardan taş düşmesi gibi olayların da yaşandığı Trabzon-Gümüşhane karayolunda yeni Zigana Tüneli ile bu problemler tarih oldu. Yeni Zigana Tüneli’nin hizmete açılmasıyla binlerce aracın geçiş sağladığı Zigana Geçidi artık sessizliğe bürünürken, sürücüler Zigana Tüneli ile 4 mevsim rahat ve konforlu ulaşım yaşamaya başladı. “Çok çilemiz vardı” Zigana Tüneli ile artık rahat bir ulaşım sağladıklarını belirten Okay Reis, “Güzel bir tünel oldu. Önceden Zigana Dağını kullanıyorduk. Zorlu bir yoldu. Şimdi ise duble yolda gidiyoruz” derken, Yunus Ayar ise Trabzon-Gümüşhane karayolunun tünel ile kısaldığını kaydederek “Zaman zaman tüneli kullanıyoruz. Yolumuz kısaldı. Daha rahat bir yolculuk yapıyoruz. Zorluk kalmadı. Eski Zigana yolunda zorlu çekiyorduk. kardan dolayı buz oluyordu. Sürekli inip çıkamıyorduk. Şimdi çift şeritli yok. Hem biz hem araçlarımız rahatladı” şeklinde konuştu. Özellikle kış aylarında zorluk yaşadıklarını vurgulayan Erkan Yılmaz da “Çok güzel bir yol oldu. Hem yolumuz kısaldı hem de kış aylarında zorluk çekiyorduk. Araçlarımız kardan dolayı kayıyordu. Artık tünele giriyorsun 10 dakikada Torul’dan çıkıyorsun” diye konuştu. Zigana Geçidi’nde kış aylarında araçlarına zincir bağlayarak yola çıktıklarını dile getiren Abdurrahman Köprü ise “Gümüşhane Zigana dağı yolunu çok kez kullandım. Artık çok rahat. Önceden zincir bağlayıp yola çıkıyorduk. Yapanlardan Allah razı olsun. Önceden çok çilemiz vardı” ifadelerini kullandı.