EKONOMİ - 02 Eylül 2014 Salı 09:00

Türk kadını modayı sıkı takip ediyor

A
A
A
Türk kadını modayı sıkı takip ediyor

Kreatif drektör Serpil Özerden Türk kadınının modayı eskiye göre daha sıkı takip ettiğini belirtti.

Serpil Özerden, “Dünya modasında ne etkinse Türk kadını da onu giyiyor. Ama önceliği her zaman rahatlığa veriyor. Kadınımız; tüm dünyadaki kadınlar gibi şık ve kadınsı olmak istiyor” dedi.

Kasha Kreatif Direktörü ve Kurucu Ortağı Serpil Özerden Türk kadınının moda eğilimleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Günlük koşturmacanın içinde bile Türk kadınının modayı önemsediğini belirten Özerden,
“Kadınımız her koşulda moda giymeyi önemsiyor. Hem eşi hem arkadaşı hem de bulunduğu toplum tarafından daha iyi fark edilmeyi amaçlıyor. Geleneksel yaşam biçiminden kendine değer veren yaşam biçimine doğru ilerliyoruz. Çilekeş kadın tipinin yerini birey kadın alıyor” dedi.

Türk kadınının kendini yeniden keşfettiğini belirten Özerden, “İki tip Türk kadını var. Biri şehirde yaşayan, diğeri de Anadolu’da. Bu iki kadın tipinin tarzları ayrışsa da iki taraf da modern ve trend giyinmek istiyor. Artık Anadolu ya da İstanbul olarak ayırmaksızın tüm Türkiye modaya dahil oldu. Ama moda anlayışını biraz da toplumsal baskı şekillendiriyor. Yani demode olana tepki doğuyor. Kadın, bu baskıyı da üstünde hissediyor. İşte bu yüzden kadınlar kendini iyi hissetmeye ve moda giymeye eğilim gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Türk kadınının tarzının oturduğunu vurgulayan Özerden, “Artık daha bilinçliyiz. Moda, şık ve güzel giyiniyoruz. Genel trendleri de çok iyi takip ediyoruz. Çünkü eskiye göre giyim tarzı özgürleşti. Büyük modacıları takip eden gençlerimiz var. Zıtlıkların uyumu adı altında bir trend var. Bunları daha çok yeni nesil takip ediyor. Uyumsuzlukta uyum yakalayarak modaya dâhil oluyorlar ve bunu çok iyi başarıyorlar” diye konuştu.

Kasha Tekstil olarak stratejilerini butikler üzerine kurduklarını belirten Özerden, kısa zamanda olumlu dönüşler aldıklarını önümüzdeki günlerde bayiliklerle daha çok tüketiciye ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”