GÜNDEM - 20 Haziran 2021 Pazar 09:37

Türk ve Suriyeli çocuklara baba oldu

A
A
A
Türk ve Suriyeli çocuklara baba oldu

Adana’da 11 yıl önce evlenen ancak çocukları olmayan Sultan-Serkan Bayar çifti, koruyucu aile olarak annesini Suriye’deki savaşta kaybeden bir kız çocuğu ile ailesi tarafından yurda bırakılan bir Türk çocuğa evini açtı. 6 ve 7 yaşındaki kız çocuklarının pastayla Babalar Günü sürprizi yaptığı Serkan Bayar duygusal anlar yaşadı.

Serkan ve Sultan Bayar çifti bundan 11 yıl önce evlendi. Ancak çiftin doktora gidip tedavi olmasına rağmen bir türlü çocukları olmadı. 5 yıl önce çift koruyucu aile olmaya karar vererek Adana Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne başvurdu. Müdürlük gerekli incelemeyi yaptıktan sonra, ailesi tarafından yurda yerleştirilen ve bir daha sorulmayan T.Ş.'yi (7) 4 yıl önce aileye verdi.

Çift kız çocuğunun evlerine gelmesiyle mutlulukları artınca bir çocuk daha almaya karar verip 2 yıl önce tekrar kuruma çocuk başvurusu yaptı. Bu kez de müdürlük çifte 1.5 yıl önce annesini Suriye’deki savaşta kaybetmiş babası ve 4 kardeşiyle Adana’ya gelen H.H. (6) isimli kız çocuğunu verdi. Aile iki kız çocuğu ile mutlu bir şekilde yaşamaya başladı.

İki kız çocuğu babaları Serkan Bayar'a sürpriz yaparak ona yaş pasta alıp Babalar Günü'nü kutladı. Bu durum karşısında Serkan Bayar duygulu anlar yaşadı. Bayar, “Bu durum söylenmez yaşanır, gerçekten mükemmel bir duygu. Bizim çocuğumuz yoktu ama şu an iki kız çocuğum var. Onların baba demeleri beni eritip bitiriyor. Bizler koruyucu aile olarak onları vatana ve millete hayırlı bir insan olarak yetiştirebilirsek ne mutlu bize. Babalar Günümü kutladıklarında tüylerim diken diken oldu, inanın bazı şeyler anlatılmıyor yaşamak lazım.

Bizim çocuğumuz olmuyordu, eşim koruyucu aile ile ilgili çok ısrar etti. İlk başlarda düşünmüyordum çünkü ağır bir sorumluluğu var ve bunun altından kalkabilir miyim diye emin olamadım. Daha sonra kararımızı verdik ve başvurularımızı yaptık. Sağ olsun Şükrü Bey bizimle ilgilendi ve çok mutlu etti, kendinden Allah razı olsun” dedi.

Bayar, birkaç çocuk daha almayı düşündüğünü belirterek, “Şu an iki çocuğum var iyi ki onları almışım diyorum, hatta 3 ve 4’üncü çocuğu bile alırım. Onlardan önce Babalar Günü'nden haberim olmuyordu bu duyguyu tatmamıştım, sadece kendi babamın gününü kutluyordum ama 4 seneden bu yana çok mutluyum. Önceleri işten gelirdim ve yorgun olduğum için direk kendimi yatağa atardım. Ama şimdi kapıdan girerken 'baba hoş geldin' dedikleri zaman üzerimde ne bir yorgunluk ne de stres hiçbir şey kalmıyor. Mükemmel bir duygu, herkese tavsiye ediyorum” diye konuştu.

Kız çocuğu T.Ş. ise “Bugün Babalar Günü, bütün babaların gününü kutluyorum. İyi ki varsın babacığım. Babamı çok seviyorum” dedi. Suriyeli H.H. ise “Bütün babaların gününü kutluyorum. Babacığım seni çok seviyorum. Babalar Günün kutlu olsun” diye konuştu.

Sultan Bayar ise duygularını şöyle aktardı:

“Kızlar artık benim dünyam oldu. Daha önceleri eksiktim ama şu an onlar beni tamamladılar. Herkesin bu duyguyu yaşayıp koruyucu aile olmasını isterim. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız ve devletimizden Allah razı olsun. Maddi ve manevi her konuda yanımızda oluyorlar hiçbir şeyi eksik koymuyorlar. Daha önceleri diyordum ki, anne kelimesini duymadan bu dünyadan göçüp gideceğim. Ama o anne kelimesini duyduktan sonra benim için her şey değişti. Çocukları olsun, olmasın bütün ailelerin koruyucu aile olmalarını tavsiye ederim” dedi.

Adana Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Nevzat Özer ise, “Adana Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü bakanlığın, devletin hem şefkat, hem de merhamet yüzü. Adana Koruyucu Aile Birimi kayıtlarında 214 koruyucu aile yanında 291 çocuğumuz kalmaktadır.

Koruyucu ailelerimiz çocuklarımıza sıcak yuvalarını açtılar. Ülke genelinde koruyucu aile yanında kalan çocuk sıralamasında 5. sıradayız. 291 çocuğumuz emin ellerde ve sıcak yuvalarında aileleriyle birlikte yaşamlarını sürdürmektedirler. Biz buna sadece nicel olarak değil, nitel olarak da önem vermekteyiz. Gerçek şefkati, merhameti ve sevgiyi yaşayabilecek ve yaşatabilecek ailelere vermek birinci amacımızdır. Koruyucu aile olmak kalbe ve gönüle dokunma sanatıdır” dedi.

Fatih Keçe - Serkan Çetinkaya
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye Devlet desteğiyle üretmeyi başaran annelerin elinden çıkan fıstık helvasının ünü sınırları aştı Osmaniye’de depremzede kadınlar, devletten aldıkları desteklerle kurdukları kooperatif çatısı altında ürettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri gelirle aile bütçelerine katkı sağlıyor. Kadınlar tarafından üretilen fıstık helvası, Dubai ve Kazakistan’a da satılmaya başlandı. Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde kooperatif aracılığıyla coğrafi işaret tescili bulunan Osmaniye yer fıstığı helvası ve yöresel ürünleri de kooperatif çatısı altında üreten kadınlar, elde ettikleri gelirle aile bütçelerine katkı sağlıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının SOGEP programı çerçevesinde depremden önce, 1 milyon 400 bin Türk lirası bütçeli proje ile fıstık helvası üretim kapasitesini artıran ve üretim şartlarını iyileştiren Düziçi Kadın Kooperatifi, deprem sonra bölgede yaşanan ekonomik zorluklara karşı dayanıklılığını artırdı, bölgede ortak paylaşım kültürü ve kadın istihdamı konusunda rol model oldu. Kadınlar tarafından üretilen fıstık helvası, Dubai ve Kazakistan’a da satılmaya başlandı. Kooperatif çatısı altında bir araya gelen kadınlar, Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansının aracı olduğu SOGEP desteği ile kurdukları butik mandırada da süt, peynir ve tereyağı üretimi ve satışı yapıyor. "Bizim hikayemizin başlangıcı DOĞAKA oldu" Kadınların istihdamı konusunda ilçede çok büyük sıkıntı olduğu için kooperatif kurduğunu söyleyen Başkan Rahime Yüksel, "Bizim hikayemizin başlangıcı aslında Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı, DOĞAKA ile oldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü ve Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın katkılarıyla biz buralara geldik. Biz Osmaniye’nin yer fıstığını işliyoruz çünkü yer fıstığı buranın coğrafi işaretli bir ürünü ve hep kuruyemiş olmuş, kuruyemişin ötesine geçememiş bir üründü. Biz bunu mutfağa nasıl daha fazla girdirebiliriz, nasıl daha fazla kazanç elde edebiliriz ve bundan kadına katkı ne olabilir düşüncesiyle yer fıstığını işledik. Kendi çabamızla üretmiş olduğumuz yer fıstığından bir helvamız var, helvamızı kadın kooperatifimizin ortaklarına tattırdık, çeşitli fuar ve festivallerde sunduk, beğeni kazandı, dedik biz bu ürünle yola çıkalım. Yer fıstığı helvamızı gördüğünüz gibi üretmeye başladık" diye konuştu. "Bakanlığımızdan aldığımız destekle bize sadece helva yapsana kısmı kaldı" Eskiden sadece pazarlara götürecek kadar ürün yaparken Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteğiyle yurtdışına ürün yolladıklarını söyleyen Başkan Yüksel, "İmkansızlık sebebiyle seri bir üretim yapamıyorduk, sadece pazarlarda ve panayırlarda satabilecek kadar 20 kavanoz, 30 kavanozun ötesine gidemiyorduk. Makineleşmemiz gerekiyordu Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının SOGEP çağrısını duyduk. DOĞAKA Osmaniye Yatırım Destek Ofisi yetkilileri bizlere yardımcı oldular. Projemiz yazıldı, onaylandı ve seri bir şekilde makinelerimiz gelmeye başladı. Fıstık kavurma makinemiz geldi. Artık kendi fıstığımızı kendimiz kavuruyoruz çiftçiden aldığımız kuru kırımlı fıstıklarımızı kendimiz kırmaya başladık. Zarını kendimiz soyup şak fıstık haline getirebiliyoruz, susamımızı kendimiz çekiyoruz, tahin haline getiriyoruz. Susam, fıstık, tahin derken bize sadece helva yapsana boyutu kaldı ve biz helvamızı yapmaya başladık. Ulusal marketlere ürün veriyoruz, yerel marketlere ürün veriyoruz, yurt dışı satışlarımız oldu. Yurt dışında helvamız çok beğenildi ve ilk defa Dubai’ye ve Kazakistan’a mal vermeye başladık. Kooperatif bünyesinde kadın arkadaşlarla beraber çalışıyoruz. Bunlar anneler, her birinin çocukları var, onların geleceklerine dair endişeleri vardı. Kadınlar üretimde kendilerini çok mutlu hissediyorlar mutlu kadınlar da mutlu yarınlar getiriyorlar açıkçası. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının desteğiyle de biz kadın kooperatiflerinin üretimleri arttı. İstihdam sağladığımız kadın sayımız arttı ve kadının hakikaten üretimde olmasını sağlayan bir Bakanlığımız var. Teşekkür ediyorum" dedi. Ürettikleri tereyağının Osmaniye yer fıstığı helvası yapımında da kullandığını söyleyen Hüsne Soy, "DOĞAKA’nın sunduğu imkanlarla butik mandıramızı kurduk, burada ürettiğimiz tereyağlarını da fıstık helvamızın yapımında kullanıyoruz. Katkısız ve doğal olduğu için güzel oldu. Buradan kazandığım ücretle 3 çocuğumun eğitim masraflarını karşılıyorum, aileme de katkıda bulunuyorum. Devletimizin verdiği katkılarla biz buradayız, ondan önce evde oturuyordum. Üretiyoruz, ürettikçe de mutlu oluyoruz" dedi.
Diyarbakır Diyarbakır’da dezavantajlı gruplara ücretsiz ulaşım hizmeti Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, sosyal belediyecilik anlayışı çerçevesinde dezavantajlı halkın şehirler arası ulaşımını ücretsiz sağlıyor. Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı bünyesinde hizmet veren ’Diyar Masa’ ve ’Alo153’ destek hattı üzerinden gelen talepler doğrultusunda çözüm üretiliyor. Ekipler, ulaşım problemleri ile ilgili yoğun taleplerin olduğu 15 Nisan tarihinden itibaren farklı konularda her kesimden yurttaşın sıkıntısına çözüm üretme gayreti içinde oldu. Hasta ve hasta yakınlarının taşınmasından üniversite öğrencilerinin okudukları şehre gitmesine, taziye ziyaretlerinden sporcuların ulaşım taleplerinden yolda kalan işçilerin iş yerlerine ulaştırılmasına kadar geniş bir kesimin bireysel taleplerini değerlendiren ekipler; Kadın Sığınma Evi ve Çocuk Esirgeme Kurumundan gelen kurumsal taleplere de hızlıca çözüm üretti. Büyükşehir Belediyesi, gelen talepler doğrultusunda dezavantajlı vatandaşların şehirler arası otobüs bileti bedellerini karşıladı. 25 günde 166 kişi uygulamadan yararlandı Bu doğrultuda 15 Nisan-10 Mayıs tarihleri arasında 166 dezavantajlı kişinin talebi sonuçlandırılarak ücretsiz ulaşımdan yararlandırıldı. Büyükşehir Belediyesi, ’Diyar Masa’ ve ’Alo 153’ destek hattı üzerinden gelen talepler doğrultusunda vatandaşlara yardımcı olmaya devam edecek.
Eskişehir OEDAŞ ‘Can Dostlar’ projesinin kapsamını genişletti Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş. (OEDAŞ), sokak hayvanlarının hayati ihtiyaçlarını karşılamak üzere sürdürdüğü Can Dostlar sosyal sorumluluk projesinin kapsamını göçmen kuşları dahil ederek genişletti. Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Uşak’ta elektrik dağıtım hizmeti sağlayan OEDAŞ, ana faaliyet alanındaki çalışmaların yanı sıra biyoçeşitliliğin korunması ve artırılması amacıyla çeşitli adımlar atıyor. Kuşların göç rotasında yer alan bir bölgede hizmet veren ve bu çerçevede kuşların korunmasına yönelik çeşitli çalışmalar yürüten şirket, bu alandaki çalışmalarını artık sosyal sorumluluk projesi Can Dostlar çatısı altında yürütecek. “Elektrik hat güzergahlarımızı habitata göre belirliyoruz” Göçmen kuşlara yönelik çalışmaları hakkında bilgi veren OEDAŞ Direktörü Muzaffer Yalçın, “Bölgede faaliyet gösterdiğimiz 2017 yılı itibarıyla 5 ildeki biyolojik çeşitliliğin ortaya konulması ve bu doğrultuda elektrik dağıtım hatlarının ekosistem üzerine etkilerinin ve potansiyel risklerin detaylandırılmasına yönelik çalışmalara başladık. İlk etapta uzmanlar tarafından ekolojik ve ornitolojik (kuş bilimi ile ilgili) araştırma ve değerlendirme raporları hazırlandı ve bu kapsamda çeşitli aksiyonları hayata geçirdik. 2020 yılında yayımladığımız ‘Osmangazi Dağıtım Hatları Kuş İzleme Raporu’ ile bölgemizdeki kuş gözlem sahaları ile enerji üretimi ve dağıtımının gerçekleştiği sulak alanlarda yaşayan canlı türlerini gözlemleyerek kayıt altına aldık. Yürütülen çalışmalar çerçevesinde, 4 bin 592 hektarlık korunan alan ve yüzey alanı değişen birçok gölet ve sulak alanı detaylı bir şekilde inceleyerek tehdit altındaki türleri tespit ettik. Ayrıca kritik habitatların listesini oluşturarak elektrik hat güzergahlarımızı buna göre belirlemeye başladık. Kuşların çarpılmasını önlemek için yaptığımız nakil hatlarında izolatör, flexiglass kaplama gibi çalışmalarla da kuşların zarar görmesinin büyük ölçüde önüne geçtik” dedi. “Göçmen kuşların korunması ekosistem açısından kritik bir konu” Yalçın, göçmen kuşlara yönelik çalışmalarının Can Dostlar sosyal sorumluluk projesine dahil olmasıyla ilgili olarak ise, “Can Dostlar sosyal sorumluluk projemizi, pandemi dönemindeki kısıtlamalarda sokak hayvanlarının temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını gözlemleyen saha çalışanlarımızın önerisiyle 2021 yılında hayata geçirdik. O tarihten bu yana STK ve yerel yönetimlerin de desteğiyle sokak hayvanlarının beslenme, barınma, kısırlaştırma, bakım ve tedavi ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Uluslararası ödüllü bu projemizi şimdi de yine çalışanlarımızın önerisiyle başta göçmen kuşlar olmak üzere bölgemizdeki tüm kuşları kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Böylece hem sokak hayvanlarına hem de göçmen kuşlara yönelik çalışmalarımızı birbirini destekleyecek şekilde, daha bütüncül bir yaklaşımla ele alacağız. Ayrıca Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda ekosistemi korumaya ve iyileştirmeye devam edeceğiz. Projemizin yeni fazına geçiş için 11 Mayıs Dünya Göçmen Kuşlar Günü’nü seçtik, bu da bizim için çok anlamlı oldu. Çünkü göçmen kuşların korunması tüm dünyanın ortak konularından biri, ekosistem açısından son derece kritik. Biz de kendi bölgemizde yaptığımız çalışmalarla bu konuya katkı sağladığımız için mutluyuz” ifadelerini kullandı. “Hurda malzemelerimizden kuş yuvaları yapacağız” Projenin yeni fazında ilk olarak göçmen kuşlar için hurda malzemelerden yuva yapacaklarını açıklayan Muzaffer Yalçın, konuşmasına şöyle devam etti: “Can Dostlar projesi çerçevesinde bu zamana kadar sokak hayvanlarının yaşam şartlarını iyileştirmek için depolarımızdaki hurda malzemelerden barınaklar yapmıştık. Şimdi yine bu malzemelerle göçmen kuşlar için de yuvalar yaparak güzergahlarındaki uygun yerlere yerleştireceğiz. Hurda malzemeleri dönüştürerek hem hayvanlara katkı sağlıyor hem de çevresel etkilerimizi azaltıyoruz. Bu çalışma, 2030 yılına kadar atıklarımızı yüzde 50 azaltma, 2050’ye kadar ise sıfırlama vizyonumuzu da destekliyor.” “20 kilometrelik hatta izolasyon çalışması yaptık” Göçmen kuşların konduğu ve bazen yuva da yaptığı hatlarda izolasyon çalışmalarının sürdüğünü de ifade eden Direktör Yalçın, “Bölgemizdeki tüm arıza kayıtlarımızın yüzde 3’ü kuş kaynaklı. Biz de özellikle kuşların güzergahında olan ve sık kondukları hatlarda izolasyon çalışmaları yapıyoruz. Şu ana kadar 20 kilometrelik hatta izolasyon çalışmamızı tamamladık. Bölgede çalışmalarımız devam ediyor. Bu sayede hem kuşların çarpılmasının hem de kuşlardan kaynaklanan arızaların önüne geçiyoruz. Kuşların daha yoğun olduğu bölgelerde ise hatların enerji geçen bölümlerini flexiglass malzeme ile kaplayarak kuşların enerjisiz bölümlere yuva yapmasını sağlıyoruz” şeklinde konuştu.