EKONOMİ - 06 Kasım 2022 Pazar 12:30

Türkiye İş Ahlakı Zirvesi’nin 7’ncisi İstanbul’da yapıldı

A
A
A
Türkiye İş Ahlakı Zirvesi’nin 7’ncisi İstanbul’da yapıldı

İGİAD tarafından bu yıl 7’ncisi düzenlenen Türkiye İş Ahlakı Zirvesi ‘Yeşil Ekonomi ve Çevre Ahlakı’ temasıyla gerçekleşti. Zirve, farklı boyutlarıyla iş ahlakı konusuna dikkat çekmeyi ve bu konuda duyarlılık oluşturmayı hedefliyor.

İGİAD tarafından bu yıl 7’ncisi düzenlenen Türkiye İş Ahlakı Zirvesi ‘Yeşil Ekonomi ve Çevre Ahlakı’ temasıyla gerçekleşti. Zirve, her yıl olduğu gibi bu yılda da farklı boyutlarıyla iş ahlakı konusuna dikkat çekmeyi ve bu konuda duyarlılık oluşturmayı hedefliyor. Gerçekleştirilen zirvenin konuk konuşmacısı, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu oldu. Türkiye’nin kamu, özel sektör yöneticileri ve akademisyenler ile konuya ilgi duyan öğrenciler ile katılımcıların ilgi gösterdiği zirveye, İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Atıl Aşıcı, BİM İcra Kurulu Üyesi ve CFO’su Haluk Dortluoğlu, İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi - Çevre Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent İnanç ve İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi - ÇEKUD Akademik Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bekir Kayacan konuşmacı olarak katıldı. İki farklı oturumların moderatörlükleri ise Habertürk Programcısı Mehmet Akif Ersoy ve İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Toprak tarafından gerçekleştirildi.

“İnsan, kendi elleriyle tabiatın düzenini bozmakta ve bunun olumsuz sonuçlarıyla da karşı karşıya kalmaktadır”

Çevre tahribatının en bariz olduğu alanların başında ormanların geldiğini vurgulayan İGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Karahan, “Dünyanın uzaydan çekilmiş görüntülerine bakıldığında, pek çok orman alanının yok edildiği görülür. Şehirleşmenin artması, ormanlık alanların yok edilmesinin önemli bir nedenidir. İstanbul’un uzaydan çekilmiş görüntüleri, bunun çarpıcı bir örneğini sunmaktadır. Madencilik çalışmaları da ormanların yok edilmesinin bir başka nedenidir. Mermer madenciliği, hemen yakınımızda bulunan Marmara Adası’nı âdeta çöle çevirmiştir. İnsan, kendi elleriyle tabiatın düzenini bozmakta ve bunun olumsuz sonuçlarıyla da karşı karşıya kalmaktadır. Soluduğumuz hava, içtiğimiz su, beslendiğimiz bitki ve hayvanlar, faydalandığımız ormanlar sayesinde hayatımızı sürdürebiliriz. Ölçünün bozulması, sadece tabiata değil insana da zarar vermektedir. Tabiata karşı birkaç yüzyıldır sanki bir düşmanmış gibi davranılmakta ve bu nedenle söz konusu tehdit büyümektedir” şeklinde konuştu.

“Tüketim çılgınlığına kapılmak yerine ırmak kenarında olsanız bile suyu israf etmeyiniz diyen bir anlayışa ihtiyacımız var”

Tabiata yönelmiş olan bu tehdide karşı birtakım tedbirler alınmakta olduğunu ifade eden Karahan, “Bu çerçevede “yeşil ekonomi” kavramı ön plana çıkmaktadır. Yeşil ekonomi, kapitalizmin insana ve doğaya zarar veren saldırgan tutumu yerine çevreye saygılı ve sürdürülebilir bir kalkınmayı öngörür. Sadece kâr ve üretim hesapları yapmak yerine ekonomi, çevre ve toplumu birlikte değerlendirir. Üretimin çevre ve toplumla ilişkisi ve bunlara etkisi de göz önünde bulundurulur. Çevreyi tahrip eden, toplumsal faydayı yok eden bir üretim anlayışını reddeder. Yeşil ekonomi yaklaşımı ve bu çerçevede alınan tedbirler elbette faydalıdır ancak sorunun çok daha derin nedenleri bulunmaktadır. Öncelikle varlık tasavvuru ve insanın anlam dünyası değişmiştir. Artık doğayı bir emanet olarak gören, onda yaratıcının ayetlerini bulan bir kavrayış yerine “her şeye rağmen üretim” ve “ne olursa olsun kâr” anlayışının yol açtığı bir aç gözlülük, sömürme hırsı, sahip olma arzusu geçer akçe olmuştur. Bu anlayış değiştirilmeden teknik tedbirlerle istenen sonuçlara bütünüyle varılamayacaktır. Tüketim çılgınlığına kapılmak yerine “Irmak kenarında olsanız bile suyu israf etmeyiniz” diyen bir anlayışa ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

“Modernizm, insana daha az yorularak daha fazla dinlenmeyi ve bu arada daha konforlu bir hayatı vaat ediyor”

Zirve Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak ise “Modernizm, insana daha az yorularak daha fazla dinlenmeyi ve bu arada daha konforlu bir hayatı vaat ediyor. Elde edilen gelirle daha konforlu bir hayatı yaşama azminde olan birey, modernizmin kendisini yönlendirdiği sınırlar içinde hedeflerine ulaşmaya çalışıyor. Baskın kültürlerin etkisinde modernizm, insanda farklı hayat tarzlarına göre kendi lüksünü yaşama hedeflerini sürekli canlı tutmaya çalışıyor. Böylelikle modern dünyanın insanı, üretirken çok fazla düşünmüyor, tüketirken sembolleri önemsiyor, hedeflerine ulaşırken çevresinde olan biteni çok fazla sorgulamıyor” diye konuştu. Modern bireylerden oluşan modern işletmelerin oburlaşma süreci içinde çoğu kez insan sağlığını yok sayan, toplumsal kaynakları hor kullanan ve çevrenin de bir ahlakı olabileceğini gözetmeyen eylemlerinin artarak karşımıza çıktığını ifade eden Torlak, yeşil işletmecilik ve yeşil pazarlama uygulamalarının yeşili pazarlama biçimine dönüşmemesi gerektiğini vurguladı.

“Dünya yeşil dönüşüme gidiyor bundan kaçış yok”

Zirvenin ilk oturumunda yeşil ekonominin ve sürdürebilirliğin ekonomiye katkısından bahseden İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Atıl Aşıcı, “Global ekonomi son dönemde çok da iç açıcı değil. Yüksek büyüme oranı yerine, sistem tıkandı diyebiliriz. Bununla beraber yoksulluk artıyor. Toplumsal adaletsizliğin arttığı bir ortamda yaşıyoruz. İklim felaketleri eski yıllara göre fazlaca artıyor. Covid-19 salgınının etkileri tam olarak ortadan kalkmamışken arızi olarak da değerlendirilebileceğimiz Ukrayna ve Rusya savaşı ile beraber küresel kriz yaygınlaşmış durumda. Yeşil ekonomilere ilişkin yeni mutabakatlar ortaya çıkmakta ve başta AB olmak üzere, ABD, Çin ve Japonya yeni rejimin kurucu dinamikleri olmaya çalışmakta” diyerek sözlerini tamamladı.

“2026 yılında 2019 yılına kıyasla yüzde 20 sera gazını azaltmak istiyoruz”

BİM İcra Kurulu Üyesi ve CFO’su Haluk Dortluoğlu ise Yeşil Ekonomi uygulama örnekleri hakkında açıklamalarda bulunarak, “Şirketler olarak sürdürülebilirlik politikası oluşturduk. Daima ilerleme ve ortak değer üretme gibi tema koyduk. Son bir yılda çevre politikası, insan hakları politikası, uygunsuzluk bildirim politikası gibi politikalar oluşturduk. Bununla beraber sera gazı azalımı hedefimizi gerçekleştirdik. 2021 yılında 2019 yılına kıyasla sera gazımızı yüzde 11 azalttık. 2026 yılına kadar 2019 yılına kıyasla yüzde 20 oranında azaltmayı düşünüyoruz. Şirket olarak çevreye duyarlı işlerde her zaman olmak istiyoruz” dedi. Dortluoğlu, şirketlerinde gerçekleştirdikleri ve yeşil ekonomi ile sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak örnekleri sıralarken yeri geldiğinde ciro azalışını da göze alabildiklerini, bu konuda önemli olanın önemli ve öncelikli olan işlerle sürdürülebilirlik çalışmalarını sürdürmek olduğunu ifade etti.
İlk oturumun kapanışında moderatör Mehmet Akif Ersoy, aslında mikro ölçekte bireylerin duyarlılıkları ile makro ölçekte ilk bakışta anlamsız gibi gözüken çabaların daha anlamlı ve gerçekleştirilebilir olduğunun anlaşılabileceğine vurgu yaptı.

“Biz insanlar da petri kabındaki gibi dünyayı pisliyoruz ve küf tutmasını sağlıyoruz”

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Çevre Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Prof. Dr. Bülent İnanç, çevre ahlakı ve endüstri çevre ilişkisi hakkında açıklamalarda bulunarak, “Çevre mühendisleri olarak bazı deneyler yaparız. Petri kabına su koyarız ve belirli bir süre bekleriz. Beklediğimiz süreler içerisinde bakteriler oluşur. Bu bakteriler önce kendi ortamını değiştirmeye başlıyor. Kendisi de yaşayamıyor bu sefer. Sonrasında ise bakterilerin üzerinde küfler oluşuyor. Bu durumu sürdürebilirliğe katkısı olsun diye anlattım. Nüfus ile alakalı böyle bir durum var. Dünyadaki nüfusu kontrol etmek için birçok senaryolar var. Biz insanlar da petri kabındaki gibi dünyayı pisliyoruz ve küf tutmasını sağlıyoruz. Bunun önüne geçmek zorundayız ve bu sebeple de çevreyi ahlaki değerlerle koruyabiliriz” şeklinde konuştu.

“Tabiata salınan karbon ve gaz salınımın doğaya saldığımız ile aynı olması gerekiyor”

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi ve ÇEKUD Akademik Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bekir Kayacan, sürdürebilir kalkınma ve karbonsuz büyüme ile ilgili açıklamalarda bulunarak, “Bizler bu zamana kadar üretim sürecinde su hiç bitmeyecek, hava her zaman temiz kalacak gibi üretim yaptık. Firmalar üretim sürecinde tabiat kaynakları hiç bitmeyecek gibi davranıyor. Bugün için çok şaşıracağımız durumdur. 200 sene sonra ne olacağını bilemeyiz. Biraz temkinli gitmekte fayda var. Eskiden çevre ekonomisi ile alakalı terimler yoktu. Karbonsuz büyüme hadise özetle şudur. Üretim ve tüketim sürecinde tabiata salınan karbon ve gaz salınımın doğaya saldığımız ile aynı olması gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

İkinci oturumun kapanışında moderatör Prof. Dr. Metin Toprak, piyasa ekonomisinin kendi içinde refahı artıran bir yanı yanında eşitsizlik de oluşturabilen yönüne dikkat çekerek bugün yaşanan eşitsizliklerin geçmişte yaşananlardan fazla olmadığını, yani aslında piyasa ekonomisinin refahı artıran özelliğinin yadsınmaması gerektiğini belirtti. Toprak, sürdürülebilirlik ve yeşil ekonomi konusunda Avrupa Birliği müktesebatı ya da küresel ölçekteki doğru ve iyi olan tespitler ile ilke ve düzenlemelerin esas alınmasının yanlış olmayacağını belirtti. Toprak, "Sonra bunlar üzerine bizler bir Müslüman olarak ve halkı Müslüman olan ülkeler olarak ahlaki değerlerimizi bu açıdan zenginleştirici bir değer olarak işin içine katmalıyız" dedi.
Zirve, katılımcılara hediye takdimi ve hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Vali İlhami Aktaş, Avustralya ve Yeni Zelanda’da bir dizi ziyaretlerde bulundu Vali İlhami Aktaş, Avustralya ve Yeni Zelanda’da bir dizi ziyaret ve temaslarda bulundu. Avustralya ziyaretleri kapsamında Vali İlhami Aktaş ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ile birlikte ilk olarak Melbourne Başkonsolosu Doğan F. Işık’ı ziyaret etti. Ardından Viktorya Eyalet Parlamentosunu ziyaret eden Vali İlhami Aktaş ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Viktorya Eyaleti Gaziler, Küçük İşletmeler ve Gençlik Bakanı Nazlı Süleyman ile bir araya geldi. Avustralya Melbourne ziyaretleri kapsamında Çanakkale Muharebelerinin de anlatıldığı Shrine Anıtı ve Avustralya-Türkiye Dostluk Anıtını ziyaret eden Vali İlhami Aktaş, Avustralya-Türkiye Dostluk Anıtına çelenk sundu. Avusturalya Melbourne ziyaretinin ardından Yeni Zelanda’ya geçen Vali İlhami Aktaş ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Yeni Zelanda Türkiye Büyükelçisi Ömür Ünsay ile bir araya gelerek Türkiye-Yeni Zelanda ilişkilerine katkılarından ötürü Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir’e verilecek olan 2024 yılı Yeni Zelanda Liyakat Nişanı Onursal Üyeliği ödül törenine geçtiler. Törende, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir’e Liyakat Nişanı Yeni Zelanda Genel Valisi Cindy Kiro tarafından takdim edildi. Ödül törenin ardından Vali İlhami Aktaş ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Yeni Zelanda Genel Valisi Cindy Kiro’yu ziyaret ederek bir görüşme gerçekleştirdi. Yapılan görüşmelerin ardından Vali İlhami Aktaş ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Türkiye Yeni Zelanda Kültürel Topluluğunu ziyaret etti. Yeni Zelanda ziyaretlerinin ardından Avustralya Sidney’e geçen Vali İlhami Aktaş, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ile birlikte Sidney Başkonsolos Muavini Mehmet Er’i ziyaret etti. Ziyaretin ardından Vali İlhami Aktaş ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ile birlikte Avustralya Yeni Güney Galler Eyalet Valisi Margaret Beazley ile görüşme gerçekleştirdi. Vali İlhami Aktaş ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir; Opera sanatçısı Ayşe Göknur Şanal, Auburn Gelibolu Yaşlı Bakım evi, Gençlik Merkezi ve Camii, Türk Dayanışma Derneği ve Türk Evi yetkilileri ile bir araya gelerek sohbet ettiler. Başta turizm olmak üzere ticari ilişkileri geliştirmek üzere ortak hareket etmek için Avustralya ve Yeni Zelandalı temsilcilerle bir araya gelen Vali İlhami Aktaş, Avustralya ve Yeni Zelanda’da yaşayan Çanakkaleli vatandaşlarla da irtibat sağlayarak görüşmeler yaptı. Yapılan görüşme ve ziyaretlerde gösterilen misafirperverlikten duyduğu memnuniyeti dile getiren Vali İlhami Aktaş, bundan sonraki süreçte sektör temsilcileri ile bu tür görüşmelerin olumlu ve uygun olacağını belirterek teşekkürlerini iletti.
Bilecik Cumhurbaşkanı Erdoğan Osmaneli’nin yöresel ürünlerini tattı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bir programda Bilecik’in Osmaneli ilçesine ait yöresel ürünlerin tadına baktı. Osmaneli Kadın Girişimciler Kooperatifi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın katılımıyla Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması’na katıldı. Kooperatif üyeleri, Osmaneli’nde üretilen ‘Osmaneli Ayva Lokumu’, ‘Nar Lokumu’, ‘Süt Reçeli’, ‘Salça’ ve kadın girişimciler tarafından üretilen ‘Tarhana’ ve ‘Lefke Bezi’ ürünlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a birebir tanıttı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmaneli ürünlerinden övgüyle bahsederek, "Osmaneli’nin yöresel ürünlerinin lezzeti ve kalitesi beni her zaman etkilemiştir. Bu ürünlerin daha geniş kitlelere ulaşması için hep birlikte çalışmalıyız. Kadın girişimcilerimizin ürettiği ürünler de son derece özgün ve değerli. Bu tür girişimleri desteklemeye devam edeceğiz" dedi. "Cumhurbaşkanımızın Osmaneli ürünlerine gösterdiği ilgi bizi mutlu etti" Osmaneli Belediye Başkanı Bekir Torun ise yaptığı açıklamada, "Osmaneli’nin yöresel ürünlerinin tanıtımı ve pazarlanması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu etkinlikler, bu ürünlerin daha geniş kitlelere ulaşması için önemli bir fırsat sunuyor. Cumhurbaşkanımızın Osmaneli ürünlerine gösterdiği ilgi bizi mutlu etti. Bu ilgi, ürünlerimiz için büyük bir motivasyon kaynağı olacak" diye konuştu. Osmaneli Kadın Girişimciler Kooperatifi’nin katılımı, Osmaneli’nin yöresel ürünlerinin ve kadın girişimciliğinin tanıtımı açısından önemli bir başarı olarak değerlendirildi.
Samsun Lisede Gençlik Şenliği Samsun’un Vezirköprü ilçesinde, Köprülüler Anadolu Lisesi’nde 2024 Gençlik Şenliği yapıldı. Köprülüler Anadolu Lisesi Müdürü Uğur Karabulut koordinesinde, öğretmen ve öğrencilerin hazırladığı 2024 Gençlik Şenliği, davetlilerin beğenisi topladı. Etkinliğe İlçe Kaymakamı Özgür Kaya, Belediye Başkanı Av. Murat Gül, İlçe Jandarma Komutanı J.Bnb. Ümit Çetinkaya, İlçe Milli Eğitim Müdürü Resul Özata, Şube Müdürü Burak Akça, davetliler ve çok sayıda öğrenci velisi katıldı. Programda il bazında düzenlenen voleybol turnuvasında Vezirköprü’ye birinciliği getiren Vezirköprü Köprülü Anadolu Lisesi Kız Voleybol Takımı öğrencilerine ve öğretmenlerine Vezirköprü Kaymakamı Özgür Kaya tarafından başarı plaketi verildi. Şampiyon olan takımı tebrik eden Kaymakam Kaya, Türkiye çapında düzenlenecek olan müsabakalara Vezirköprü Köprülü Anadolu Lisesi öğrencilerini göndereceklerini ifade etti. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Erasmus Okul Eğitimi Akreditasyonu kapsamında yurt dışında Vezirköprü’yü temsil eden Köprülü Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencilerine teşekkür belgesi İlçe Jandarma Komutanı J.Bnb. Ümit Çetinkaya tarafından verildi. Çetinkaya, bu tarz organizasyonda Vezirköprü’yü temsil eden öğrencilere ve liderlik yapan öğretmenlere teşekkür ettiğini belirtti. Daha sonra şenlikte Köprülü Anadolu Lisesi öğretmenlerinin oluşturmuş olduğu koro sahneye çıktı. Koro şarkılarını çalıp söylerken, etkinliğe katılan davetliler de koroya alkış tutarak eşlik etti. Okul öğrencileri şarkılar eşliğinde dans ederek ders yılının stresini attı. Son olarak şenlik kapsamında kurulan "Anadolu Motifleri Resim Sergisi" ve serginin açılışı yapıldı. Protokol üyeleri tarafından açılış kurdelesi kesilen resim sergisi gezildi ve motifler hakkında bilgi alındı.