GÜNDEM - 08 Mart 2022 Salı 14:14

Ukrayna’da yaralanan Türk öğrenci dehşet anlarını anlattı

A
A
A
Ukrayna’da yaralanan Türk öğrenci dehşet anlarını anlattı

Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan savaşta Harkov kentinden çıkmaya çalışırken yaralanan Şanlıurfalı öğrenci, yaşadığı korku ve dehşeti anlattı. Türkiye’nin gayretleri sonucu kurtarılan oğlu ile buluşan baba ise gözyaşlarına boğuldu.

Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan savaşta Rusya tarafından bombalanan Harkov kentinden çıkmaya çalışırken yaralanan Şanlıurfalı Üniversite öğrencisi Furkan Aslan, yaşadığı korku ve dehşet anlarını anlattı. Babasının gözyaşlarıyla karşıladığı Furkan Aslan, bomba sesiyle uyandığını ve savaşın başladığını o anda anladığını söyledi. Uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra Türkiye’ye ulaştıklarını belirten Furkan Aslan, “Ben gece uyuyordum. Camların titremesiyle uyandım. Bombalar patlamaya başlamıştı. O an savaşın başladığını anladım. Direkt arkadaşıma haber verdim ve stok yapmaya gittik. Marketlere gittiğimde zaten çoğu kişi suları ve gerekli erzakları bitirmişlerdi. Paramız da kısıtlı olduğu için stokumuzu da yaptık. Ondan sonra evimize geldik güvenli bir alan seçmece ve araştırmaya başladık” dedi.

Ukrayna’da yaralanan Türk öğrenci dehşet anlarını anlattı

"Evimizin yakınlarına bombalar düşüyordu"

Dışişleri Bakanlığına ulaşıp tahliye için isimlerini yazdırdıklarını söyleyen Furkan Aslan, ”Ondan sonra Türkiye Cumhurbaşkanlığına, yani Dışişleri Bakanlığı'na ulaşım sağladık ve tahliye için isimlerimizi yazdırdık. Korkulu bir süreçti. Evimizin yakınlarına bombalar düşüyordu. Aynı zamanda panikliyorduk. Ben Harkov’da uçak mühendisliği okuyordum” ifadelerine yer verdi.

Ukrayna’da yaralanan Türk öğrenci dehşet anlarını anlattı

"Siren çalınca panikledik"

Siren sesleri üzerine panikle araca binmeye çalıştıklarını söyleyen Furkan Aslan, bu sırada yaralandığını belirterek, “Devletimiz bizi tahliye ettikten sonra yola çıktık. Harkov’dan yola çıktıktan sonra aracımız bozuldu. Aracı biraz bildiğimiz için tamir etmeye başladık ve siren sesleri çalmaya başladı. Siren sesi çalmaya başladığı gibi panikledik ve kaşımı çarptım, yarıldı. Ondan sonra ilerledik arabayı tam tamir edememiştik. Devam ettik ve yanımızda hemen yine bombalar patladı. Bu şekilde yolculuğumuz devam etti” dedi.

"Türk olduğumuzu söyleyince bize teşekkür ediyorlardı"

Kendilerini durduran Ukraynalı askerlerin Türk olduklarını öğrendiklerinde kendilerine ve Türkiye Cumhuriyetine teşekkür ettiğini belirten Furkan Aslan, “Ondan sonra her ilerlediğimiz zaman da bizleri sürekli durdurdular. Kimsiniz diye her 100 metrede bir 200 metre de bir Ukrayna askerleri tarafından güvenlik soruşturması yapılıyordu. Her indiğimizde ellerimizi kaldırıp bizleri kontrol ediyorlardı. Türkiye'den geldiğimizi söylediğimizde bize, Türkiye Cumhuriyetine teşekkür ediyorlardı. Bu şekilde sıkıntılı bir süreci atlattık. Bir an önce güvenli bölgelere çıktık. Sağ olsunlar Türkiye Cumhuriyeti yanımızda oldu. Hızlı bir şekilde Türkiye vardık” şeklinde konuştu.

"Bütün hislerimiz gitti"

O anda hiçbir şey hissetmediklerini söyleyen Furkan Aslan, “Şöyle bir şey oldu. Bütün hissiyatımız gitti. Yani hiçbir şey anlamıyorduk, ne açlık, ne susuzluk. Yani benim kaşım patladığında bile kaşımın patladığını anlamadım, bana başkaları söyledi. Öyle bir hissizlik geldi ama şunu diyorduk yani biliyoruz ki bir an önce ailemize kavuşacağız. Türkiye’nin bize yardım etmesiyle içimiz rahatladı. Ondan önce çok korkuyorduk çünkü ne yapacağımızı bilmiyorduk. Buradan Türkiye Cumhuriyeti'ne çok teşekkür ediyorum, yanımda olan arkadaşlarıma, aileme ve beni destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum. Allah kimseye bunu yaşatmasın, oradakilere de Allah sabır versin” dedi.

"Staj yapacağımız yerler bombalandı"

Hocalarına ulaşamadıklarını söyleyen Furkan Aslan, “Şu an hocalarımla iletişime geçtiğimde hocalarım da sığınaktalar. Hiçbir şekilde onlardan da haber alınamıyor. Okul ile ilgili bir şey yok. Staj yapacağımız yerler bombalandı. Okulumuz için şu anda CİMER’e bitirdik. Bunun için haber bekliyoruz. Normalde ben üç ay sonra mezunum ama şu an ne yapacağımı bilmiyorum” ifadelerine yer verdi.

Yolculuk 30 saat sürdü

Normal şartlarda 12 saatlik bir yolu köprüler yıkıldığı için 30 saatte tamamlayabildiklerini söyleyen Furkan Aslan, ”Normalde Harkov şehrinden Moldova’ya direkt gittiğimde 12 saat, 14 saat arası bir şey sürüyor ama biz 30 saatten fazla bir yolculuk yaptık. Çünkü güvenli yerleri tercih ettik ve yollar kötüydü. Hatta birçok yerden bizi askerler çevirdi çünkü köprüleri yıkmışlardı. Bundan dolayı evlerin ve köylerin içerisinden devam ettik, 30 saat sonra Romanya’ya vardık. Romanya'da da biraz bekledikten sonra Türkiye’ye yolculuğumuz başladı. Biz hiç uyumadık. Toplam 4-5 gün yolda geçti” dedi.

"Türkiye’ye gelene kadar yaramın acısını hissetmedim"

Yaralandığını anlamadığını belirten Furkan Aslan, “Hiç anlamadım. Oradakiler zaten beni uyardı. Bana dediler ki kaşın patladı. Pansuman yapmaya başladılar. Ondan sonra ben fark ettim. Türkiye’ye gelene kadar o acıyı hissetmedim çünkü ne açlık, ne susuzluk hiçbir şey yoktu. İnsan ben buradan bir an önce çıkayım da rahata kavuşayım diyor. Taki bu Türkiye’ye gelene kadar bu şekilde oldu” şeklinde konuştu.

Gözyaşlarına boğuldu

Oğluna kavuşurken gözyaşlarına boğulan baba Sait Aslan, ”Devletimize teşekkür ederim, Allah razı olsun. Milletimize hamdü senalar olsun. Çok mutlu oldum. Oğlumu bir daha göremeyeceğimi düşündüm” dedi.

"Türkiye’nin büyüklüğünü tecrübe ederek gördük"

Türkiye’nin büyüklüğünü Ukrayna’da da tecrübe ederek gördüklerini söyleyen ağabey Kadir Aslan, “Devletimizin büyüklüğü her yerde görüldüğü gibi bizim soğukkanlı ve metanetli olmamıza sebep olan devlet büyüklerimize, Harkov konsolosluğuna, kardeşimizi bizlere sağ salim ulaştırdığı için teşekkür ediyoruz. Devletimizin büyüklüğü her yerde görüldüğü gibi burada da yaşayarak görmüş olduk” diye konuştu.

Ahmet Kolsuz - Bekir Şeyhanlı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta çocuk parkının istinat duvarı çöktü, alanda boşluk oluştu Bayburt’ta çocuk oyun parkı içerisindeki istinat duvarı çöktü. Çökme sırasında çıkan ses vatandaşlarda korku ve paniğe neden oldu. Yaşanan olayda can kaybı yaşanmazken, toprak zeminin kayması sonucunda alanda büyük bir boşluk oluştu. Bayburt’un Zahit Mahallesi, Çil Çil Konutları önündeki çocuk oyun parkının istinat duvarı göçtü. Alt toprak zemini kayan istinat duvarının bulunduğu alanda koca bir boşluk oluşurken, duvardan kopan büyük taş parçaları, istinat duvarının altında bulunan 2 katlı müstakil eve çarptı, evde maddi hasar meydana geldi. Çocukların, konut sakinlerinin şans eseri parkta bulunmaması facianın önüne geçti. Çevredeki vatandaşlardan edinilen bilgilere göre bir anda korkunç bir patlama sesi duyuldu. Patlama sesine koşan Çilçil konut sakinleri, istinat duvarının çöktüğünü gördüler. Çocukların her zaman oyun oynamaya gittikleri parkta böylesi bir manzarayla karşılaşan ve şaşkınlıklarını gizleyemeyen vatandaşlar, belediyenin ihmalkar davrandığını belirterek, belediyeye sert tepki gösterdiler. Yaşanan olayda can kaybı yaşanmazken, vatandaşlar yetkililere sorumsuzluklarından dolayı sitem ettiler. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, mahalle sakinlerinin güvenliği için park girişine şerit çektiler. Zeminin kayma tehlikesi olduğunu belirten ekipler, alandan uzak durulması uyarısında bulunarak, çevredeki vatandaşları park ve çevresinden uzaklaştırdı. Olay yerine gelerek incelemelerde bulunan Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, vatandaşların sert tepkisiyle karşılaştı. Belediyenin ilgili birimlerinin konuyla ilgileneceğini belirten Memiş, birim müdürlerine de sorumsuz davrandıkları gerekçesiyle sert çıkıştı. Evde bulunduğu sırada patlama sesini duyan konut sakinlerinden Samet Kelleci isimli vatandaş, duvarın yıkıldığını park çevresindeki çocuklardan öğrendiğini belirterek, "Patlama sesi duyduk, sesin nerden geldiğini anlamaya çalışırken çocuklar duvarın yıkıldığını söylediler. Biz de panikle parka doğru geldik ve duvarın çöktüğünü gördük. Çocuklar burada oynuyorlar diye bizler de bir hayli telaşlandık, çok şükür kimseye bir şey olmadı. Tam olarak biz de ne oldu, ne etti bir şey bilmiyoruz. Sadece korkunç bir patlama sesi duyduk" dedi.
Tokat Tokat’taki patlamada bir kişi hayatını kaybetti Tokat’ın Erbaa ilçesindeki bir bağ evine bırakılan sandığın açılması sırasında içine tuzaklanan el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu 5’i jandarma 7 kişinin yaralandığı olayda yaralılardan bağ evi sahibinin oğlu Muhammet Sefa Can Karaçoban (29), tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Olay, 18 Mayıs günü saat 21.00 sıralarında ilçeye bağlı Karayaka Beldesi Hürmüzlü Mahallesi’nde meydana geldi. Ahmet Karaçoban (63) ile oğlu Muhammet Sefa Can Karaçoban, cep telefonuyla beldede devriye görevi yürüten jandarmaların komutanını arayıp, bağ evlerine zorla girilmeye çalışıldığını, ayrıca içeride kendilerine ait olmayan kilitli bir sandık bulunduğunu belirtti. İhbar üzerine jandarma ekipleri, belirtilen adrese gitti. Ahşap sandığın kapağı açıldığında, içinde piknik tüpüne bağlı, 8 ila 10 santimetrelik inşaat demirleri ve 10’luk çivilerle parça tesirli hale getirilen el yapımı patlayıcı infilak etti. Patlamada, bağ evi sahibi Ahmet Karaçoban ve oğlu Muhammet Sefa Can Karaçoban ile askerler Uzman Çavuş Muhammed Avcı (25), Jandarma Astsubay Mustafa Evkay (32), Uzman Çavuş Burak Muslurget (30), Uzman Çavuş Alperen Songül (28) ve Uzman Çavuş Sezer Ertürk (28) yaralandı. Yaralılardan Sefa Can Karaçoban, tedavi gördüğü Tokat Devlet Hastanesinde hayatını kaybetti. Olay sonrası aralarında eşiyle yasak ilişki yaşadığı için husumet bulunan İsmail G. ve ona yardım ettiği düşünülen Turgay Ö. şüpheli olarak yakalanarak adliyeye çıkarılmıştı. Şüpheliler çıkarıldıkları mahkemede iddiaları reddetmişti. Olayla ilgili inceleme devan ediyor.