GÜNDEM - 07 Eylül 2012 Cuma 23:02

Ulla Gemisi deniz altında 8. yılını doldurdu

A
A
A
Ulla Gemisi deniz altında 8. yılını doldurdu

İskenderun Körfezi'nde 6 Eylül 2004'te 2 bin 200 ton toksik atıkla batan 'M/V Ulla' adlı gemi, denizin altında 8. yılını doldurdu.

AHMET SEHER
HATAY

İskenderun Körfezi'nde 6 Eylül 2004'te batan M/V Ulla gemisinin batışının ardından konu Türkiye ve Dünya gündeminde haftalarca konuşulmuş, eylemler yapılmış ve davalar açılmıştı. Bu davalardan biri de İskenderun ve Dörtyol su ürünlerine bağlı olarak körfezde balıkçılık yapan esnafın açtığı tazminat davasıydı. 70 balıkçının ve kooperatifin müdahil olduğu davanın avukatı Maruf Kaymaz, 2009 yılında balıkçı esnafının husumet ehliyetlerinin olmadığına yönelik aleyhte verilen kararın temyize gönderildiğini ve 3 yıldan bu yana temyiz davasının görüşülmesi için duruşma tarihinin verilmesini beklediklerini söyledi. Kaymaz, dava ilgili şu açıklamalarda ulundu:

“Geminin batışı sonrası biz hemen tazminat davası açtık. Bu dava, 2009 yılında balıkçı esnafının husumet ehliyetinin olmadığı yönünde karara bağlandı. Bu karar 'siz balıkçı değil, patates üreticisisiniz' demek gibi bir şeydi. İspanya devleti yönünden de görev yönünden ret kararı verildi. Ortada haksız fiil uygulaması varken İspanya devleti hakkında görevsizlik kararı vermek kadar hukuk katliamı bir karar olamaz. Biz bu nedenle davayı 2009 yılında temyiz ettik; maalesef 2009 yılından bu yana da Yargıtay'dan duruşma tarihi bekliyoruz. Ben ve 70 müvekkilim Ankara’ya duruşmaya gitmeyi planlıyoruz.

Biliyorsunuz Ulla gemisinin yükünün bir kısmı güya götürüldü denmişti. Biz o tarihte tespit davası açıp mahkeme heyetiyle sözde yükü çıkartıp götürdüğü iddia edilen gemiyi yakalayıp içinin boş olduğunu tespit etmeseydik; geminin yükünün çıkartılıp götürüldüğü söylenecekti. Malesef yük de deniz altında. Dava 8 senedir sürüyor, 3 yıldır duruşma günü bekliyoruz. Biliyorsunuz Anayasa mahkemesine başvurunun yolu 23 eylül tarihinde açılıyor. O yolu da tükettikten sonra bir sonuç alamazsak, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacağız. Balıkçıların zararının olduğu her türlü delillerle ortadayken bu davanın daha fazla geciktirilmemesi gerekiyor.”

Bilimsel olarak geminin yükünün körfeze ve deniz canlısına zararı noktasında ise bir çok üniversite tahliller yaptığını hatırlatan Maruf Kaymaz, "Yük içerisinde insan sağlığına zararlı olan ve yıllar sonra ortaya çıkan zararlar olduğu tespit edilmişti. Bu raporlar elimizde var, mahkeme heyetine de sunulmuştu. Umut ediyoruz bugüne kadar kimse zarar görmemiştir bundan sonrada görmez" dedi.

M/V ULLA GEMİSİNİN İSKENDERUN KÖRFEZİNDEKİ TARİHÇESİ

İçinde 2 bin 200 ton atık madde olduğu belirtilen gemi, yükünü Cezayir'e boşaltamayınca 2000 yılının Mayıs ayında İsdemir Limanı'na gelmişti. Greenpeace, 2000 yılının Haziran ayında yaptığı eylemle kamuoyunu geminin zararlı yükünden haberdar etmişti. ODTÜ tarafından yapılan analiz, atığın Türk yasalarına göre; geminin, ülkeye girmesi yasak olan ''Kromuyum VI'' taşıdığını ortaya çıkardı. Çevre Bakanlığı, gemiyi mühürledi.

Araştırmalar ve belgeler, toksik atığın İspanya kökenli olduğunu ortaya çıkardı. Türkiye'nin de taraf olduğu Basel Sözleşmesi'ne göre atıkların İspanya'ya gönderilmesi kararlaştırıldı.
Ancak gemi, 6 Eylül 2004'te 40 metre derinliğe battı. Ulla'nın geri gönderilmesi konusunda yapılan yazışmalar sonrasında La Farge firması, yükün kendisine ait olduğunu kabul ederek, çıkarılması için 1,5 milyon dolarlık bütçe ayırdığını açıkladı.

Geminin batmasından sonra, çıkarma gayretleri de sonuçsuz kaldı. Özel bir kuruluşun yaptığı çalışmalar, yükün taşlaştığını, çıkarılmasının çok uzun zaman alacağını ortaya koydu.
İskenderun Körfezi'nde batan M/V Ulla gemisinin tehlikeli atıkları nedeniyle bölgede avladıkları balıkları satamayarak maddi zarara girdiklerini belirten İskenderun ve Dörtyol ilçelerindeki balıkçı esnafının ilgili firmalar aleyhine açtıkları tazminat davaları hala sürüyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul RTÜK’ten Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri’nde yaşayan vatandaşlar için iftar Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri’nde yaşayan vatandaşlar için iftar programı düzenledi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın da katıldığı programda RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, bazı medya kuruluşlarına yapılan uyarılar hakkında konuştu. Darülaceze’nin Arnavutköy Yassıören Mahallesi’nde bulunan Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri’nde RTÜK, tesiste yaşayan vatandaşlar ve basın mensuplarına yönelik iftar programı düzenledi. Kur’an-ı Kerim tilavetinin yapıldığı iftar öncesi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin tesiste yaşayan vatandaşları ziyaret etti. Ardından kürsüye çıkan Bakan Göktaş, Darülaceze’nin geçmişine ve misyonuna vurgu yaptı. Bakan Göktaş, "Burası biliyorsunuz ki cennet mekan Sultan Abdülhamit Han’ın bizlere bıraktığı mirasların en kıymetlilerindendir. Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri ile bu köklü kurumu yeni bir kimliğe kavuşturduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla dünyanın en güzel şehri İstanbul’da dünyanın en güzel sosyal yaşam şehrini hayata geçirmek nasip oldu. İnsan odaklı hizmetlerimizi ileri teknoloji ve yeni fikirlerle birleştirdik, çok güzel bir eseri hayata geçirdik. Dünyada uluslararası boyutuyla, mimarisiyle de çok özel ödüllere, çok özel eserlere de sahip olan bu mekan hem yaşlılarımız hem de çocuklarımız bir şefkat kapısıdır" dedi. İftar programının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, "Biz dün akşam televizyonlarımıza uzmanlarımız üzerinden bir uyarı gönderdik. Bu uyarı hata yapmamaları, yayınlarında dikkat etmesi gereken kuralları unutmamaları, kanunda yer alan her şeyi açık olan, o dikkat edilmesi gereken maddeleri bir an olsun akıldan çıkarmamaları, ilke kararlarını, özellikle altına imza attıkları yayın ilkelerini unutmamaları için yaptık. Bu konuda çok eleştiri aldık. Yani şöyle mi yapsaydık; herhangi bir uyarıda bulunmadan hata yapmalarına izin vererek toplumu kin, nefret ve öfkeye sevk etmelerine izin mi verseydik. Özellikle toplumun yatıştırılması gereken, sağduyulu bir şekilde açıklama yapması gereken insanların bu açıklamaları yapmadığı, bir yerde belki de çok zor şartlarda oradaki güvenliği sağlamaya çalışan kamu görevlileri hedef gösterilerek günlerdir her türlü tahriklere aldırmadan, her türlü nefret söylemlerine karşı dimdik ayakta durarak görevlerini yapmaya çalışan kolluk kuvvetlerimizi hedef gösteren, bunu canlı yayın şeklinde veren televizyonlarımızı uyarmamalı mıydık?" ifadelerini kullandı.
Manisa Bülent Arınç, 2 hemşehri derneğini ziyaret etti TBMM eski Başkanı Bülent Arınç, Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde 2 hemşehri derneğinin etkinliğine katıldı. TBMM eski Başkanı Bülent Arınç, Manisa Sancaklı Yörükleri Derneği Başkanlığı tarafından Alaybey Mahallesinde gerçekleştirilen geleneksel iftar yemeği programına katıldı. Programa ağabeyi Prof. Dr. Ümit Doğay Arınç ile birlikte giden Bülent Arınç’ı, Manisa Sancaklı Yörükleri Derneği Başkanı Kerim Gümüş karşıladı. Etkinliğe AK Parti İl Başkan vekili Mecit Osmanlı, AK Parti Şehzadeler İlçe Başkanı Ahmet Nalbant, AK Parti Şehzadeler İlçe Kadın Kolları Başkanı Tülay Şentürk ile dernek üyeleri katıldı. İftar yemeği ardından konuşma yapan Dernek Başkanı Kerim Gümüş, katılımlarından dolayı Bülent Arınç’a teşekkürlerini iletti. Derneğin Şehzadeler ilçesinde 9 köy ve merkezdeki 5 mahalleden yaklaşık 30 bin üyesi olduğunu belirten Başkan Gümüş, dernek üyelerinin katkılarıyla geleneksel hale getirdikleri iftar yemeğine 3 bin kişinin katıldığını söyledi. Yemeğe katılanlara hitap eden TBMM eski Başkanı Bülent Arınç, konuşmasında birlik ve beraberliğe vurgulayarak şunları söyledi: "Sizlerin arasında bulunmaktan keyif aldım. Rahatsız olmama rağmen geldim. Çok şükür çok geniş katılımlı bir iftar yapıyoruz. Allah kabul etsin. Allah oruçlarımızı, iftarlarımızı, ibadetlerimizi hayır hasenatımızı kabul eylesin. Kadir Geceleri’ndeyiz. Allah kadir gecemizi de mübarek etsin. Hepinizin duaları kabul olsun. İşimize, eşinize, ailenize, evlatlarımıza Rabb’im bereketler versin. Hayırlı ömürler versin. Hastalarımıza şifa versin. Geçmişlerimize rahmet etsin. Bu duaları beraberce amin demek üzere bir araya geldik. Güzel bir iftar yaptık. Manisa milletvekilimiz Mücahit Arınç ile birlikte gelecektik. O Alaşehir’de görevli ama hepinize çok selamları var. Sancaklı Yörükleri arasında büyük bir dayanışma, dostluk ve arkadaşlık var. Buradan da görüyorum ki Manisa’mızın nüfusunun da çok önemli bir kısmı köylerimizden gelen kardeşlerimiz de oluşuyor. Sizlerin de duasına, desteğine her zaman ihtiyacımız var. Manisa’mızda ve ülkemizde huzur içerisinde yaşamak istiyoruz. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin." Yapılan konuşmaların ardından dernek başkanı Gümüş tarafından Bülent Arınç ve ağabeyine Yörük Türkmen Yağlığı hediye edildi. Selendililer Derneğine ziyaret Arınç, Manisa Sancaklı Yörükleri Derneğinin iftar yemeği ardından, beraberindeki heyet ile birlikte Şehitler Mahallesinde Selendililer Derneğini ziyaret etti. Manisa’daki Selendililer Dernek Başkanı Emrah Yıldırım, Selendi’nin AK Partili Belediye Başkanı Murat Daban ve Selendi Belediyesi eski Başkanı Muharrem Kaya, AK Parti Selendi İlçe Başkanı Şafak Aydoğuş ve dernek üyeleriyle bir süre sohbet etti. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Arınç, bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.