KÜLTÜR SANAT - 06 Mart 2019 Çarşamba 16:12

Uluslararası İzmir Tiyatro Günleri başlıyor

A
A
A
Uluslararası İzmir Tiyatro Günleri başlıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 37. kez gerçekleştirilecek Uluslararası İzmir Tiyatro Günleri, 8-28 Mart 2019 tarihleri arasında "Sahneİzmir" sloganıyla izleyiciyle buluşacak. 130 oyunun sahneleneceği Tiyatro Günleri kapsamında ayrıca sergi, söyleşi ve atölye çalışmaları da yer alacak.

İzmir'de, tam 21 gün sürecek tiyatro şenliği için geri sayım başladı. Büyükşehir belediyesi tarafından düzenlenen 37. Uluslararası İzmir Tiyatro Günleri, 8 Mart’tan itibaren 21 gün boyunca kentte sanat rüzgarı estirecek. 

5 uluslararası, 29 ulusal, 42 yerel ve 38 çocuk oyunu ile 16 sokak gösterisinin sahneleneceği İzmir Tiyatro Günleri, 8 Mart Cuma akşamı saat 20.00’de Dokuz Eylül Üniversitesi Özdemir Nutku Sahnesi’nde “Dogville”, Selçuk Belediyesi Kültür Merkezi’nde “Ahududu”, Aziz Vukolos Kültür Merkezi’nde “Sürüm 1984” ve Foça Reha Midilli Kültür Merkezi’nde “Hiç-Kimse” adlı oyunlarla start alacak. 

Ulusal ve uluslararası oyunların bilet fiyatları 10 TL, İzmirli tiyatro gruplarının ve sokak tiyatrolarının gösterileri ise ücretsiz olacak. Biletler İzmir Sanat ve Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi ve www.izmir.bel.tr/kultursanat adresinden temin edilebilecek.

21 günde 130 oyun
İzmir Tiyatro Günleri Kapsamında; Almanya, İtalya ve Polonya olmak üzere 3 ülkeden tiyatro grupları ile İstanbul Halk Tiyatrosu, İstanbul Temaşa Tiyatrosu, Kadıköy Emek Tiyatrosu, Ege Halk Tiyatrosu, Perdeci Oyuncuları ve Ezop Sahne gibi birçok ulusal grup İzmir’de sahne alacak. 

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Tasarımı öğrencilerinin hazırladığı ‘37. Dekor Eskiz Maket Sergisi’, bu yılki Tiyatro Günleri'ne de büyük renk katacak. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Sahne Tasarımı Anasanat Dalı öğrencilerinin; desen, doku, boyut çalışmaları ile çeşitli tiyatro oyunlarının dekor- kostüm eskizleri ve maketleri, set tasarımı maketleri, kostüm uygulamaları ve kukla tasarımları, 12-27 Mart tarihleri arasında Özdemir Nutku Sahnesi fuaye alanında görülebilecek. 

Bu yılki İzmir Tiyatro Günleri'nin en önemli etkinliklerinden biri de, usta tiyatro-sinema sanatçılarının atölye çalışmaları olacak. Altan Erkekli ile Veysel Diker'in katılacağı çalışma, 14 Mart saat 12.00-14.00 saatleri arasında Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi A Salonu’nda gerçekleşecek. 16 Mart’ta Orçun Masatçı Sokak Tiyatrosu, 17-23 ve 24 Mart’ta Vişnecik Kukla Tiyatrosu-Kukla Atölyesi, 19-20-21 Mart tarihlerinde Niebopieklo Tiyatro - Grotowski ve Barba Ekolü atölyesi yapılacak. Usta sanatçı Selçuk Yöntem, "Diksiyon Üzerine" adlı atölyeyi 25 Mart 14.00-15.00 saatl eri arasında İzmir Sanat Büyük Salon Kültürpark’ta gerçekleştirecek. İlker Kılçer ise Mim atölye çalışmasını 25 Mart’ta 10.00-12.00 26 Mart’ta 13.00-15.00 saatleri arasında yapacak. Detaylı bilgi için ise http://kultursanat.izmir.bel.tr adresinden bilgi alınabileceği bildirildi.

Çocuklar unutulmadı
Tiyatro Günleri kapsamında çocuklar da unutulmadı. Etkinlik kapsamında; Urla, Foça, Bornova, Çiğli, Aliağa, Kiraz, Seferihisar, Menemen, Mordoğan, Torbalı, Karaburun, Dikili, Güzelbahçe, Beydağ, Tire ve Selçuk’ta, çocukların ücretsiz olarak izleyebileceği 38 çocuk oyunu sergilenecek. Karşıyaka İZBAN girişi, Bornova Küçükpark, Göztepe Denizatı Heykeli önü, Alsancak Sevgi Yolu, Gündoğdu Meydanı, Çiğli Kasaplar Meydanı, Konak Meydanı, Bayraklı Sevgi Yolu, Alsancak Kıbrıs Şehitleri ve Üçyol Metro çıkışında ise tiyatro, dans ve müzik gösterileri sahnelenecek.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’da selin neden olduğu hasar günün aydınlanması ile ortaya çıktı Ankara’da gece sağanak sonrası meydana gelen selin yol açtığı hasar havanın aydınlanması ile ortaya çıktı. Meydana gelen sel nedeniyle yollarda göçükler oluşurken, su basan birçok ev ve dükkan kullanılamaz hale geldi. Sel sularına teslim olan birçok otomobilde de hasar oluştu. Ankara’da günlerdir etkisini sürdüren kuvvetli sağanak ve fırtına, dün gece de kentte yaşamı olumsuz etkiledi. Şehrin birçok noktasında yollar sular altında kaldı. Durma noktasına gelen trafik sebebiyle uzun araç kuyrukları oluştu. Sağanağın bilançosu ise havanın aydınlanması ile belli oldu. Yenimalle ilçesi Detevler Mahallesi’nde saatlerce süren yağış nedeniyle evleri ve dükkanları su basarken, içerideki eşyalar kullanılamaz hale geldi. Otoparklarda mahsur kalan otomobillerin birçoğunda da hasar oluştu. Çöken yollar sebebiyle sürücüler alternatif güzergahları tercih etmek zorunda kalırken, yayalar ise su basan yollarda güçlükle ilerledi. Ekipler tarafından geceden itibaren çalışmalar aralıksız sürdürülürken, vatandaşlar da kendi imkanları ile ev ve iş yerlerindeki suları tahliye etmeye çalıştı. “Ortalık su içerisindeydi” Ayhan Özenç adlı vatandaş, “Yağmur başlamıştı, fırtına ile birlikte hızlandı. Çok şiddetliydi. Yollar su içerisindeydi. Aşağıya indiğimde ortalık su içerisindeydi. Arabalar suya batmıştı. Kapıcımız su baskınından dolayı canını zor kurtardı. Eşyaları mahvoldu. Otomobiller motorlarına kadar ıslandığı için pert hale geldi. İtfaiye ve belediye ekipleri geldi, suları çektiler” dedi. “Afet durumuna gelecek kadar hasara neden oldu” Mağdurlardan Kenan Çiftçi, “Yağmurun bu kadar şiddetli olacağını düşünmüyorduk. 10 saniye içerisinde bütün otoparkımız sular içerisinde kaldı. Afet durumuna gelecek kadar hasara neden oldu. Araçlar kullanılamaz hale geldi. Apartman görevlimizin evi kapı boyuna kadar suya battı, eşyaları kullanılamaz hale geldi. Dükkanlar da aynı şekilde oldu. İtfaiye ekipleri tespit çalışmalarını yapıyor. Şu an için beklemedeyiz” diye konuştu. “Tesisatın tamamen yenilenmesi gerekiyor” Aracı kullanılamaz hale gelen Mevlüt Tutuş, “Arabam suyla dolmuştu. Araçlar garajda olduğu için mahsur kaldı. Yollardan tahliye edilen sular buraya doldu. Aracım şu anda kullanılamaz halde. Hiçbir aksamı çalışmıyor. Motoru tamamen su almış. Tesisatın tamamen yenilenmesi gerekiyor. Sular motor seviyesini geçmiş. Şimdilik beklemedeyiz. Gelişen durumlara göre hareket edeceğiz” diye konuştu.
Elazığ Aytar, kabri başında anıldı Elazığ’ın yetiştirdiği milli atlet merhum Ahmet Aytar, vefatının 32. yıldönümünde Asri Mezarlıkta kabri başında, Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdulsamet Eren, kurum müdürleri ve personelin katıldığı törenle anıldı. 1922 yılında Elazığ’da dünyaya gelen ve 1951 yılında Mısır’ın İskenderiye kentinde yapılan Akdeniz Oyunlarında Türkiye’ye maraton dalında ilk altın madalyayı kazandıran milli atlet Ahmet Aytar, vefatının 32. yılında kabri başında dualarla anıldı. Kariyerinde 8 defa Türkiye Maraton Şampiyonluğu bulunan Aytar, 1 Mayıs 1992 yılında vefat etmişti. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdulsamet Eren yaptığı açıklamada, ’’Uzun yıllar boyunca ilimizi atletizm alanında gururla temsil edip, ülkemize Akdeniz Oyunları Şampiyonasında atletizm alanında ilk altın madalyayı getiren sporcumuz Merhum Ahmet Aytar aynı zamanda, ilimizi temsilen katıldığı 1944, 1948, 1949, 1951, 1952, 1954, 1956 ve 1960 yıllarında yapılan Türkiye Maraton Şampiyonalarında birincilik elde ederek, 8 defa Türkiye Maraton Şampiyonu olmuştur. Ahmet Aytar ismi daha önce merkezdeki salonumuza verilmişti, salonun yıkılmasıyla bir müddet Ahmet Aytar meydanı olarak anıldı. Belediyemizin Kent Meydanı Projesi devam ettiğinden Belediye Başkanı Şahin Şerifoğluları spor kamuoyuna yaptığı açıklama ile stadyum yanında yapılan 3000 kişilik spor salonuna isminin verileceğini açıkladıktan sonra Valimiz Dr. Ömer Toraman’ın onayı ile Ahmet Aytar ismi Bakanlığımıza teklif edildi ve şu anda salonumuza yeniden Ahmet Aytar ismi verildi. Vefatının 32. yıl dönümünde kabri başında dualarla andığımız milli atletimize Allah’tan rahmet yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum’’ dedi.
Erzurum Vali Çiftçi’den 1 Mayıs mesajı Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, 1 Mayıs Emek Ve Dayanışma Günü vesilesiyle bir mesaj yayınladı. Vali Çiftçi, mesajında emeğiyle varlık bulan, maddi ve manevi değer üreten, alın teri döken ve helal kazanç peşinde koşan tüm çalışanların "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü"nü kutladığını ifade ederek, “Hayatın dengesi olarak sayabileceğimiz emek; alın teri döken, helal kazanç ile hem kendi geçimini sağlayan hem de milletimizin kalkınması ve refahı için çalışan emekçi kardeşlerimizin temel hayat prensibini oluşturmaktadır. Çünkü bizim inancımızda ve medeniyetimizde çalışmak; bir işe emek vermek, müstesna bir yere sahiptir. Zahmet çekmenin rahmete işaret olduğuna inanılarak, "Emek olmadan yemek olmaz." anlayışıyla hareket edilir. Nitekim Peygamber Efendimiz (S.A.S.) "Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir kazanç yememiştir." buyurmaktadır. Bu anlayışla bizler de çalışanlarımızın mutluluğunu, ülkemizin müreffeh geleceğini aydınlatan bir meşale olarak görüyoruz. Devlet olarak çalışanlarımızın ve işçi kardeşlerimizin emeklerinin karşılığını tam almaları, çalışma şartlarının daha da iyileştirilmesi, hak ettikleri yaşam standardına kavuşmaları, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için var gücümüzle çalışıyoruz. Üreten elleri ve çalışkan yürekleriyle milletimiz ve devletimiz için çok büyük bir değere sahip olan emekçi kardeşlerimiz, dayanışmanın ve birlikte çalışmanın timsalidir. Çalışanlarımızın fedakârlıklarıyla maden ocaklarından atölyelere, tarlalardan fabrikalara, kooperatiflere kadar icra edilen her faaliyette el emeği, göz nuru, alın teri ile hizmet ederek Türkiye’mizin ekonomik alanda büyümesine katkı sağlamaktadır. Daha müreffeh bir ülke olma yolunda işçinin alın teri kurumadan hakkını veren, işçi kardeşlerimizin özverili çalışmalarını takdir eden, çalışanlarının sorunlarını dile getirmesini sağlayan ve bu sorunların çözümüne ışık tutarak İşçi-işveren kaynaşmasına vesile olan işverenlere de ihtiyacımız olduğunun bilincindeyiz. Hakkaniyetli bir çalışma ortamı sunarak çalışanlarının emeğini karşılıksız bırakmayan işverenlerimizin artması temennisiyle devletimiz, helal kazanç politikasıyla sermayesini yöneten işverenlerimizi de göz ardı etmemekte, çeşitli desteklerle onlara kol kanat germektedir. "Ekmeği, öğrendim, sonra ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini, sonra da ekmeği hakça bölüşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim." diyen Hz. Mevlana’nın anlayışıyla bir araya gelerek iş bölümüne bağlı olarak çalışıp, refah ve bolluğumuzun artmasına vesile olan tüm emekçi kardeşlerimiz, üretimin en önemli unsurudur. Tüm dünyada işçi ve emekçiler tarafından kutlanan 1 Mayıs’ın birlik ve beraberliğimizi pekiştirmesini, hakkaniyetli bir çalışma ortamına vesile olmasını ve kardeşçe uzak bir bayram havasında geçmesini temenni ediyorum. Bu vesileyle tüm emekçi kardeşlerimize aileleriyle birlikte sağlıklı, huzurlu, mutlu bir yaşam diliyor, çalışma hayatlarında başarılar niyaz ediyorum.” dedi.
Van Van’da 1 ton 800 kilo kaçak avlanılan inci kefali ele geçirildi Van’ın Muradiye ilçesinde jandarma ekiplerinin çalışması sonucu 1 ton 800 kilo inci kefali ele geçirildi. Van Gölü’nde yaşayan endemik tür olan ve üreme dönemine girmesi nedeniyle avlanması yasak olan inci kefali balığını korumak için çalışmalar devam ediyor. Kontrol çalışmaları çerçevesinde Muradiye İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, dün gece ilçenin Yalındüz bölgesinde yapılan çalışmalar sonucunda 1 tonu canlı, olmak üzere 10 çuval içine konulmuş yaklaşık 800 kilo ölü inci kefali balığı ele geçirildi. Canlı balıklar tekrar dereye bırakırken, el konulan ölü balıklar imha edilmek üzere Muradiye İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Olayla ilgili 1 kişiye 67 bin 558 TL para cezası uygulanırken, kaçakçılıkta kullanılan kamyonet ise 15 gün trafikten men edildi. "İnci kefallerinin tarihte olmadığı kadar bizim yardımımıza ihtiyacı var" Konuyla ilgili açıklamaya yapan Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, "İnci kefali Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı sularından üremek için tatlı sulara göç ediyor. Nu göç sırasında inci kefalleri, martılarla, yılanlarla ve bir çok canlıya mücadele ediyor. Akıntıyı yeniyor fakat, inci kefalleri yenemediği tek canlı oda insanoğlu. Üremek için derelere giren balıklar, maalesef kaçak avcıların hedefi oluyor. Bu sebepten dolayı Van İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, 7/24 dere kenarında üreme döneminde nöbet tutuyor. Jandarma ekipleri, bu akşam da yine kaçak avcılığı önlemiş oldu. Yaklaşık 1 ton canlı balığı kurtarıp tekrar suya bırakırken, kaçak avlanmış balıklar da el koydu. Bu aslında bize şunu gösteriyor. Koruma çalışmaları varsa balığın geleceği var. Şayet koruma çalışmaları sekteye uğrarsa maalesef inci kefalinin geleceğinden bahsetmemiz mümkün değil. Ümit ediyoruz ki bu koruma çalışmaları önümüzdeki günlerde de hız kesmeden devam eder. Çünkü inci kefallerinin tarihte olmadığı kadar bizim yardımımıza ihtiyacı var. Bu sebepten dolayı Muradiye İlçe Jandarma Komutanlığı ile Muradiye İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerine teşekkür ediyoruz" dedi.