EKONOMİ - 12 Ocak 2021 Salı 16:51

Unilever, Yarının Gıdaları İnisiyatifi'ni başlattı

A
A
A
Unilever, Yarının Gıdaları İnisiyatifi'ni başlattı

Unilever, besleyici ve sürdürülebilir gıdaların herkes için erişilebilir olması hedefiyle yarının gıdaları inisiyatifini başlattı. Unilever Türkiye Gıdadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Kölükfakı, “Dünyanın en büyük gıda üreticilerinden biri olarak, adil bir küresel gıda sisteminin şekillenmesi için taşıdığımız sorumlulukla Yarının Gıdaları İnisiyatifini başlatıyoruz" dedi.

Unilever, besleyici ve sürdürülebilir gıdaların herkes için erişilebilir olması hedefiyle yarının gıdaları inisiyatifini başlattığını duyurdu. Toplantıda açıklamalarda bulunan Unilever Türkiye Gıdadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Kölükfakı, "Unilever, 10 yıl önce Sürdürülebilir Yaşam Planı ile yola çıkarken temel hedeflerinden biri, insanları ve gezegeni yok saymadan büyümenin sağlanabileceğini ve tüm paydaşlarımızla birlikte uzun vadeli sürdürülebilir değer oluşturabileceğini kanıtlamaktı. Şirket, ‘Daha iyi bir gelecek üretmek’ için sürdürülebilirliği işinin merkezine koydu. 1 milyardan fazla insanın sağlık ve esenliğini iyileştirmek, çevresel etkisini yarıya indirmek ve milyonlarca insanın geçim kaynaklarını iyileştirmek için uzun dönemli bir plana odaklandı. Nitekim Unilever, geçtiğimiz on yılda önemli adımlar attı, başarılar elde etti. Sadece sözlerle değil, eylemlerle iyiliğin itici gücü olabileceğini ispatladı" ifadelerini kullandı.

Kölükfakı, dünyanın gıda sisteminde ciddi aksaklıkların olduğunu ve bu durumun, herkesi değişim için zorladığına işaret ederek sözlerine şöyle devam etti: "Dünyada 2 milyar insan fazla kilolu, buna karşın 1 milyar insansa açlık sınırında yaşam mücadelesi veriyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, dünyada hala 2 milyar insan vitamin ve mineral eksikliği yaşıyor. Gıda sistemi çevreye büyük zarar veriyor. Küresel sera gazı salımının yüzde 20'sinden fazlası gıda endüstrisi tarafından gerçekleştiriliyor, buna karşılık üretilen tüm gıdaların üçte biriyse çöpe gidiyor. Dünya genelinde yiyeceklerimizin yüzde 75’i 12 bitki ve 5 hayvan türünden geliyor. Bitkisel gıda tüketiminin yüzde 60’ı sadece buğday, pirinç ve mısırdan elde ediliyor. Dünya, önümüzdeki yılarda 10 milyar insanın nasıl besleneceğine sorusuna yanıt bulmaya çalışıyor.

Dünyanın en büyük gıda üreticilerinden biri olarak, adil bir küresel gıda sisteminin şekillenmesi için taşıdığımız sorumlulukla Yarının Gıdaları İnisiyatifini başlatıyoruz. Bu kapsamda 4 temel taahhütte bulunuyoruz:

Ürünlerimizde sürdürülebilir tarımsal ham maddeler kullanımını ve bitkisel temelli gıda seçeneklerini artırmak.
Besleyici gıdaları herkes için erişilebilir kılmak. 2025 yılına kadar yeterli ve dengeli beslenmeye katkı sağlayan ürünlerimizi iki katına çıkaracağız.

Tüm ürün gruplarımızda kalori, tuz ve şeker miktarını azaltmaya devam edeceğiz.

Gıda atığını yarıya indirmek. 2025’e kadar üretimden, ürünlerimizin raflara ulaşmasına kadar olan süreçteki doğrudan faaliyetlerimizde gıda atıklarını yarıya indireceğiz".

Sürdürülebilir bir gıda sistemine geçişe öncülük etmek için ölçeklerini, markalarını ve yeteneklerini kullanacaklarını söyleyen Kölükfakı, "Ayrıca, önümüzdeki beş ila yedi yıl içinde, et ve süt ürünlerine seçenek olarak bitkisel temelli gıdalardan oluşan global büyüklüğü 1 milyar Euro’ya ulaşacak yeni bir gıda iş kolu geliştirmeyi planlıyoruz. Yıllardır hayata geçirdiğimiz iyi uygulamaları, gıda kategorimizin yeni taahhütleriyle birlikte daha ileriye taşıyacağımız için çok heyecanlıyız. Önümüzde uzun bir yol var. Ancak ortak çabalar ile daha sağlıklı bir dünya oluşturup daha sürdürülebilir ve besleyici gıdaları beslenmeye dahil edebileceğimize inanıyoruz. Gıda sistemini değiştirmek, ekonomik büyüme açısından da önemli. Dünya genelinde 80 milyon istihdam oluşturabilir ve üretimdeki büyümeye 2030 yılı itibarıyla 2 trilyon euro oranında bir katkı sağlayabilir. Eyleme geçmemenin maliyeti, aslında eyleme geçmenin maliyetinden çok daha yüksek. Çalışmalar, beslenmeye harcanan her 1 dolar karşılığında ekonomik fayda açısından en az 16 dolar oranında geri dönüş sağlandığını gösteriyor" açıklamalarında bulundu.

Kölükfakı, toplantıda öne çıkan diğer detayları şöyle aktardı:

"Sürdürülebilir yaşam yolculuğunda neler başardık?

Sürdürülebilir tarımsal ham maddeler kullanmak
2010 yılından bu yana sürdürülebilir kaynaklar kullanan tarımsal ham maddelerimizin miktarını yüzde 14’ten yüzde 62’ye yükselttik; öncelikli 13 sebze ve baharatımızın yüzde 86’sini sürdürülebilir kaynaklardan elde etmeyi başardık. Türkiye’de domateslerimizin yüzde 100’ünü Bursa, Karacabey’den geleceğe dost tarım yapılan tarlalardan sağlıyoruz. Nanemiz, Manisa Salihli ve Gaziantep Nizip’ten gelen yüzde 100 sürdürülebilir ürünler.

2012 yılında WWF ile başlattığımız ‘Sürdürülebilir Tarım Programı’ ile bugüne kadar birlikte çalıştığımız 4 bin çiftçiye geleceğe dost tarım uygulamaları konusunda eğitimler verdik. Türkiye, Lipton çayın hem üretilip hem tüketildiği ilk ve tek Yağmur Ormanları Birliği Sertifikası (RA) alan ülke oldu. Lipton Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi kapsamında 2011 yılından beri her sene 35 bin kişiye toplamda 100 bin saat doğru tarım uygulamaları hakkında eğitim verildi. Magnum kakao çekirdeklerinin yüzde 98’inden fazlası sürdürülebilir şekilde Rainforest Alliance Certified çiftçilerinden temin ediliyor. Türkiye’de gıda, içecek ve dondurma işimizde, hammadde ve ambalaj malzemelerinin yüzde 72’sini sürdürülebilir kaynaklardan elde ediyoruz; harcamalarımızın yüzde 81’ini yerel kaynaklara yapıyoruz.

Besleyici gıdaları erişebilir kılmak
Gıda çeşitliliğimizi artırarak yeme alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Knorr ve WWF bu amaçla, globalde farklı üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile çalışarak, ‘Geleceğin Gıdası’ olarak tanımlanan 50 ham maddenin yer aldığı bir rapor hazırladı. Geleceğin 50 Gıdası listesinde Türkiye’de kolayca bulabileceğimiz gıdalar var: Kabak çiçeği, bamya, bakla, börülce, mercimek, maş fasulyesi, soya fasulyesi, karabuğday, horasan buğdayı, kinoa, kavuzlu buğday, kırmızı lahana, ıspanak, keten tohumu, kenevir tohumu, susam tohumu, ceviz, fasulye filizi, nohut filizi gibi. Bu gıdaların besin değerleri de oldukça yüksek. Kadim Anadolu, tüm bu leziz ve besleyici gıdalar açısından tam bir cevher. Biz de tüketicilerimize en lezzetli ürünleri sağlamak amacıyla bu ham maddeleri kullanıyoruz, kullanmaya da devam edeceğiz.

Tuz, şeker, kalori ve plastik kullanımını azaltmak
2019 sonu itibarıyla, gıda ürünlerimizin yüzde 70'i, küresel olarak günlük 5g olan bu tuz alımı standartlarını karşılamaktadır. Portföyümüz genelinde bir yandan mükemmel lezzete sahip ürünler üretmeye devam ederken, tuz miktarında da halihazırda önemli oranlarda azaltma gerçekleştirdik. Knorr tarafında, özellikle çorbada yüzde 5 ila yüzde 20 oranında tüketici tercihlerine göre tuzu azalttığımız ürünlerimiz var. Salata soslarımızda, bazı harçlarda, çeşni ürünlerimizde, makarna soslarımızda tuz azaltılarak Unilever’in en yüksek beslenme standartlarına (HNS) ulaşıldı.

Dondurma kategorisinde şekeri azaltma konusunda aldığımız çok ciddi aksiyonlar var. Son 3 yılda ortalama yüzde 10-15 oranında şeker azaltımı gerçekleştirdik. Tüm ürün gruplarında programlı olarak şeker azaltma çalışmalarımız devam sürmektedir ve yalnızca bu yıl Carte D’or ürünlerinde ortalama yüzde 6 Algida Keyif ürünlerinde ortalama yüzde 9 şeker azaltıldığını belirtmek isteriz. Daha az şeker ve daha düşük kalorili ancak yine mükemmel bir lezzete sahip seçenekler sunmak üzere kalori kontrollü dondurmaları piyasaya sürdük. Algida ürün portföyümüzde son yıllarda artan tüketim trendleri göz önünde bulundurularak geliştirilen şeker ilavesiz ve tatlandırıcı içermeyen; şekeri meyveden gelen Frootie yüzde 100, Frootie Super gibi ürünlerimiz bulunuyor. Global olarak 2015 itibarıyla ambalajlı dondurma ürünlerimizin kalorisinin porsiyon başına 250 kcal seviyesini aşmayacağına karar verdik ve bunu başardık. 2019 yılında global portföyümüz, yüzde 93 oranında bu hedefi tutturdu. Şu an kalori kararımızı, 2025 itibarıyla ambalajlı dondurma portföyümüzün yüzde 95'ini kapsayacak şekilde genişletmiş bulunuyoruz. Bu karar doğrultusunda ambalajlı dondurma portföyümüzün yüzde 95’i, 2025 itibariyle en fazla 22 gram şeker ve 250 kcal içerecektir.

Farklı kalori seviyelerindeki ürünlerden oluşan bir yelpaze sunarak tüketicilere tercih hakkı tanıyoruz. Aynı zamanda da mevcut ürün gruplarımızda yaptığımız çalışmalar ile de kalori azaltma ajandamıza uygun olarak ürünlerimizi iyileştiriyoruz. Carte D’or Light yüzde 35 daha az enerji, yüzde 45 daha az şeker, yüzde 50 daha az yağ içeren bir seçenek mevcut ürünlerimizde yürüttüğümüz programla da sadece bu yıl Carte D’or ürünlerinde ortalama yüzde 10 Algida Maraş Usulü ürünlerinde ortalama yüzde 5 Algida Keyif ürünlerinde ortalama yüzde 10 enerji azatımı sağlamış bulunmaktayız. Çocuklara yönelik dondurmalarımız 2014 yılından bu yana porsiyon kontrollü ve porsiyon başına 110 kcal ya da daha düşük kaloriye sahiptir.

Sürdürülebilir ambalaj:
Ar-Ge ekiplerimiz ürün ambalajlarımız için inovatif çözümler üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyor. Örneğin; ‘dünyanın ilk geri dönüştürülebilir çorba ambalajı’nı Türkiye’de geliştirmeyi başardık. Knorr çorba ambalajlarımız artık BPA’sız ve geri dönüştürülebilir şekilde üretiliyor. Çok katmanlı yapısıyla geri dönüştürülmesi en zor ambalajlardan birinde bunu başardık ve dünyaya örnek olduk. 2021’de tüm poşet ambalajlarda yüzde 100 geri dönüştürülebilir olacağız. Dondurmada ise yüzde 97 oranında geri dönüştürülebilir ambalaj kullanıyoruz. Her geçen yıl Lightweight gibi teknolojilerle özellikle ev tipi dondurma kaplarımızda kullandığımız plastiği azaltıyoruz. Çay ambalajlarının yüzde 100’ü geri dönüştürebilirdir. 2021’de demlik ve bardak poşet çaylarımızda kullandığımız filtre kağıdında, doğada çözünebilir bitki bazlı çay kağıdına geçme planımız bulunuyor.

Gıda israfını azaltmak
Konya Dondurma Fabrikası, Sıfır Atık Yönetmeliği’nce Sıfır Atık Yönetim Sistemini kurarak Sıfır Temel Belgesi almaya hak kazandık.

2013’ten beri hızlı tüketim ürünleri sektöründe bir ilk olarak, Türkiye’deki 6 fabrikamız ve 2015 yılından beri ofislerimiz, depolarımız ve Ar-Ge merkezlerimiz ‘çöplüğe sıfır atık’ statüsünde çalışıyor.

Lipton ile Rize’de; 2012’de katı atık toplama, 2013’te atık su arıtma tesislerini açtık.

Gıda atığının ev dışı tüketimde çok önemli olduğunu biliyoruz. UFS Academy ile farkındalığı artırmak üzere çalışacağız".

Muhammed Fırat Aksoy

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Isparta Başkan Başdeğirmen: "Verdiğimiz bir sözü daha yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz" Isparta Çünür Mahallesi’nde dün hizmete giren yeni otogar için açılış töreni düzenlendi. Açılış töreninde konuşan Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, “Verdiğimiz bir sözü daha yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Eski otogarın bulunduğu alana da yeraltı otopark, üzeri meydan ve kütüphane yapıyoruz” dedi. Isparta Bahçelievler Mahallesi’ndeki Isparta Şehirlerarası Otogarı’ndan dün son sefer yapıldı. Çünür Mahallesi’ndeki yeni otogar da dün hizmete açıldı ve ilk otobüs seferleri gerçekleştirildi. İlk seferlerin gerçekleştiği yeni otogarın bugün de resmi açılış töreni yapıldı. Mehteran gösterisi ile başlayan törene Vali Aydın Baruş, AK Parti Isparta Milletvekili Mehmet Uğur Gökgöz, Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen ve eşi Şadiye Başdeğirmen, AK Parti İl Başkanı Furkan Cem Er, MHP İl Başkanı Önder Topçu, İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Ali Ertuğrul, ITSO Başkanı Metin Çelik, Ticaret Borsası Başkanı Hüdai Şahin, ilçe ve belde belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, esnaf ve vatandaşlar katıldı. Verdikleri bir sözü daha yerine getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, eski otogarın şehrin ortasında kaldığını ifade etti. Hiçbir yatırımın yarım kalmayacağı yönünde verdikleri söz olduğunu ve bugün de yeni otogarın faaliyete sunulduğunu aktaran Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, “Yarım kalan yatırımları tamamlayarak buraya kadar geldik ve yeni otogarı açmaktan son derece memnun olduk. Mevcut eski otogarımız şehrin içinde kaldı, trafikte zorlanılıyordu. Öncelikle yeni otogar alanımızı faaliyete geçirdik, buranın faaliyete geçirilmesine katkı sunan belediye meclisi üyelerime, personelime emek veren herkese teşekkür ediyorum” görüşlerinde bulundu. Yeni otogarın hazırlanmadan önce hem otobüs işletmecileriyle hem de esnafla bir araya geldiklerini ve projenin kendilerinin istedikleri şekilde değiştirilerek hayata geçirildiğinden bahseden Başkan Başdeğirmen, “Esnafımızın istediği şekilde burayı düzenledik. Sonucunda da esnafımız memnun oldu. Herkes çok mutlu. Yaptığımız işin kabul görmesi çok önemli” dedi. “Eski otogar alanında 86 bin metrekarelik meydan düzenlemesi ve yaşam merkezi yapacağız” Boşaltılan otogarın yeriyle ilgili de hayata geçirecekleri projeye ilişkin bilgiler veren Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, boşalan otogar alanının bulunduğu bölgede yeraltı 3 katlı otopark ve üzerinde de 2 bin öğrencinin ders çalışabileceği bir kütüphane ile etkileşim merkezi yapılacağını açıkladı. Başdeğirmen, “Böcüzade Parkı ile birleştirerek toplam 86 bin metrekarelik alanda meydan düzenlemesi ve yaşam merkezi yapacağız. Vatandaşımızın rahat nefes alabileceği meydanlar oluşturmaya çalışıyoruz. Bu dönemimizde Isparta’da 3-4 tane büyük meydan oluşacaktır. Otogar alanımızdaki otopark kısmı 30 bin metrekare, bu alanda da her türlü etkinliği yapma imkânımız olacaktır. Isparta’mıza hayırlı ve uğurlu olsun” şeklinde konuştu. Açılış töreninde konuşan Isparta Valisi Aydın Baruş, ise yeni yapılan otogarla Isparta hem misafirlerini güzel bir şekilde ağırlayacak hem de vatandaşlarına yaşam merkezi sunmanın gururunu yaşayacak dedi. Vali Baruş, “Isparta her yıl dışarıdan misafir ağırlayan bir il. Modern bir otogara çok ihtiyacımız vardı. Şehir içinde kalmış otogar bu ihtiyaca cevap veremez hale gelmişti, oradaki esnafımız da bu durumdan muzdaripti. Yeni yapılan yatırımla Isparta hem misafirlerini güzel bir şekilde ağırlayacak hem de vatandaşlarına bir yaşam merkezi sunmanın gururunu yaşayacak. Bir otogarı, bir sanayi sitesini şehir dışına taşımak çok önemli problemler doğurur. Önemli olan bu problemi hemşehrisiyle vatandaşıyla birlikte anlaşarak uzlaşarak aşmak. İşte belediye başkanımız bunu başarmış. Bu nedenle belediye başkanımızı tebrik ediyoruz. Esnafımızı mağdur etmeden vatandaşlarımıza olumsuzluğa neden olmadan bu problemi çözmüşler. Eski otogarın bulunduğu alanın hem otopark hem kütüphane hem de bir meydan olarak kullanılacak olması Isparta için çok güzel bir tasarım. Bu tesiste esnafımıza bol kazançlar diliyorum, hayırlı olsun” dedi. Konuşmaların ardından dua edildi, yeni otogarın açılış kurdelesi kesildi. Yapılan açılış töreninin ardından protokol üyeleri yazıhane ve işletmeleri ziyaret ederek, yeni otogarın hayırlı olması temennisinde bulundular.