ÇEVRE - 27 Mart 2021 Cumartesi 13:18

Van Gölü’nde keşfedilen balığa ‘Vangölü Küçük Mercan’ adı verildi

A
A
A
Van Gölü’nde keşfedilen balığa ‘Vangölü Küçük Mercan’ adı verildi

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nde inci kefali dışında yaşayabilen yeni tür balığa ‘Vangölü Küçük Mercan’ ismi verildi.

Dünyanın en büyük sodalı gölü olarak bilinen Van Gölü’nde, yaklaşık 13 metreyi geçen bir mikrobiyalit üzerinde yaşayan 5-6 santimetre boylarında yeni bir balık türüne rastlanmıştı. Van İl Jandarma Komutanlığı Sualtı Timleri, 2018 yılında bir eğitim dalışı esnasında mikrobiyalit üzerinde bir balık fark etmişti.

Van Gölü’nde keşfedilen balığa ‘Vangölü Küçük Mercan’ adı verildi

Sualtı Timleri, durumu Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş’a bildirmesinin ardından tür üzerinde bir araştırma yapıldı.

Yaklaşık 3 yıl önce keşfedilen ve üzerinde birçok bilimsel araştırmalar yapılan balık hakkında Van’ın merkez Edremit ilçesindeki Jandarma Sosyal Tesisinde bir program düzenlendi. Yeni keşfedilen ve adına ‘Vangölü Küçük Mercan’ adı verilen bağın tanıtımı yapıldı.

İnci kefalimize kardeş geldi

Konuya ilişkin konuşma yapan Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, Van Gölü’ndeki endemik tür olan inci kefaline kardeş geldiğini belirtti. Vali Bilmez, “Van Gölü’nde sadece inci kefali balığının yaşadığı, başka bir canlının yaşamadığı ama iki yıl önce dalış yapan jandarma ekiplerimiz, aşağıda oluşan mikrobiyalitlerinin üzerinde yeni bir balık türünün olduğunu tespit etti. Bunun üzerine Van YYÜ, Hacettepe Üniversitesi ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesindeki akademisyenler çalıştı ve bu çalışmaların soncunda bu balık tescil edilerek dünya literatürüne girdi. Bu yaşaması üremesi hepsi mercanın etrafında gerçekleşmektedir. Bu mercan balığımızı insanlar görmek için artık Van Gölü’ne dalış yapmak isteyecekler. Van Gölü zaten turizm için bir cazibe merkeziydi. Gölün derinliklerinde bulunan mercanlar artık ayrı bir çekim merkezi oldu. Bu bağlın keşfedilmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi.

Van Gölü’nde keşfedilen balığa ‘Vangölü Küçük Mercan’ adı verildi

Yeni tür tescillendi

Daha sonra bir konuşma yapan Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, daha önce Van Gölü’nde inci kefali harici yeni bir balık türünün yaşadığını paylaştıklarını anımsattı. Arada geçen süre içinde balıkla ilgili detaylı çalışma yaptıklarını ifade eden Akkuş, “Hacette Üniversitesindeki hocamızla beraber yaptığımız çalışma iki hafta önce dünyanın saygın bilimsel bir dergisinde yayımladı. Bilimsel olarak da Van Gölü’nde inci kefali harici yeni bir türün olduğu tescillenmiş oldu.

Van Gölü’nde keşfedilen balığa ‘Vangölü Küçük Mercan’ adı verildi

Artık bu bilgi Van Gölü ile ilgili literatürü baştan sona değiştirmiş oldu. Çünkü iki sene öncesine kadar Van Gölü’nde hep tek tür balık yaşadığını söylüyorduk. Ancak inci kefaline yeni bir kardeş balık geldi. ‘Vangölü Küçük Mercanbalığı’ olarak adlandırdığımız bu balıkla gölde incimizin yanında bir de mercanımız oldu” diye konuştu.

Bilim dünyasında çok çok büyük bir etki uyandırdı

Van Gölü’nün çok özel bir ekosisteme sahip olduğunu ve 800 bin yıl önce oluştuğunu dile getiren Akkuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Van Gölü tabanındaki tektonik faaliyetlere bağlı olarak tatlı su çıkışlarının olduğu bir göl. Tatlı su çıkışlarının olduğu yerde tatlı su kalsiyumca zengin, göl suyu karbonatlarca zengin. Kalsiyum ve karbonatın birleşmesi sonucu mikrobiyalitler dediğimiz çok özel yapıtlar Van Gölü’nde oluşuyor. Dünyanın en büyük mikrobiyalitleri ya da Van Gölü mercanları dediğimiz bu yapıların en büyükleri Van Gölü’nde bulunuyor. Yeni türümüz de belki de dünyanın en dar habitatlarından biri olan Van Gölü mercanlarının üzerinde yaşıyor. Şu ana kadar Van Gölü’nde iki farklı noktada mikrobiyalitlerin üzerinde yaşadığı bu balığın yaşadığı alan tespit edildi. Balığımız boyut olarak 5 santimetre boyunda fakat etki olarak bilim dünyasında çok çok büyük bir etki uyandırdı. İnci kefalinden farklı olarak bütün yaşam döngüsü Van Gölü’nde oluyor.”

Van Gölü’nde keşfedilen balığa ‘Vangölü Küçük Mercan’ adı verildi

Van Gölü’nde sadece mikrobiyalitlerin üzerinde yaşıyor

Van Gölü mercanlarının üzerinde yaşadığı için “Vangölü Küçük Mercan Balığı” olarak isimlendirmeyi uygun gördüklerini söyleyen Akkuş, “Mikrobiyalitler Van Gölü tabanındaki tatlı su çıkışlarının olduğu yerde oluşuyor. Bir ekosistem içerisinde ayrı bir eko sistem meydana geliyor. Balığımız Van Gölü’nde şu an mikrobiyalitlerin üzerinde yaşıyorlar. Bizler balığı halk arasındaki kullanımıyla Van Gölü Küçük Mercan balığı olarak isimlendireceği. Bilimsel çalışmalarımız da ise Van Gölü mikrobiyalit balığı olarak kullanacağız” şeklinde konuştu.

Van Gölü’nde keşfedilen balığa ‘Vangölü Küçük Mercan’ adı verildi

Çalışmada emeği olan akademisyen ve Jandarma Komutanlığı Sualtı Timlerine verilen plaketle son bulan tanıtım programına Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Emin Bilmez’in yanı sıra, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Yüksel Yiğit, kurum amirleri ve akademisyenler katıldı.

Yılmaz Sönmez - Yunus Tuğrul
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Başkan Gürhan Akdoğan: "Bursa ovası da, sanayisi de sahipsiz değildir" Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, 1977 yılında yapılan tarımsal arazilerin ve özellikle Bursa ovasının korunması hakkındaki protokolle 20 bin hektar alandan geriye, 9 bin hektarın kaldığını söyledi. ADD Bursa Şubesi, Bursa’da sanayileşme ve kentleşme çerçevesinde çevresel etkileri hiçe sayan, doğayı tahrip ederek kent ve toplum çıkarları yerine, bireysel çıkarları hedefleyen gündemdeki bazı projeler hakkın basın mensuplarıyla bir araya geldi. Nilüfer Karaman Dernekler Yerleşkesinde konuşan ADD Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, "Yıllarca anlattık, olmadı. Her şeyi rant gören anlayışla vahşice çarpık kentleşme ve çarpık sanayileşme ile mücadele ettik. ’Bursa ovasını yok ediyorsunuz’, ’Sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda doğayı çevreyi koruyarak sanayileşmeyi, kentleşmeyi birlikte planlayalım’ dedik yine olmadı. Onlarca sanayileşme ve kentleşme sempozyumları düzenledik, raporlar hazırladık, kent yağmasına, ova talanına karşı davalar açtık ama bir türlü dinlemediler. 1977 yılında yapılan tarımsal arazilerin ve özellikle Bursa ovasının korunması hakkındaki protokolde korunacak ova koruma alanı 20 bin hektar olarak belirlenmiş olmasına rağmen ova korunamamış, meydana gelen sanayileşme ve yerleşim sebebiyle ova koruma alanı 11 bin 245 hektara kadar küçülmüştür. Bu duruma rağmen yapılan araştırmalar (2011 yılında belirlenen ova koruma alanı 9 bin 163 hektar) Bursa ovasının kan kaybetmeye devam ettiğini, günümüzde 9 bin hektarın da çok altına düştüğünü göstermektedir. Bursa ovasının elimizde 9 bin hektarı kalırken onu da sulayamıyoruz. Bursa 2020 yılı çevre düzeni planın da bugüne kadar yaklaşık 300 adet plan değişikliği yapılmıştır. Bu değişiklikleri yapan kurumlar sırasıyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Bursa İl Özel İdaresi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi ile ilçe Belediyeleri ve meclisleridir" dedi. "Tarım arazileri her geçen gün küçülmektedir" Dünyada yaşayan insanların nüfusu 2000 yılında 6 milyar iken, şimdi 7,8 milyara ulaştığını belirten Akdoğan, "19. yüzyıl başlarında 1,5 milyar olan dünya nüfusunun, 2050 yılında 10 milyara çıkacağı tahmin edilmektedir. 1950 yılında 21 milyon olan nüfusumuz, 2023 yılında 4 kat artarak 85 milyona ulaşmıştır. Yaşadığımız uygarlık, doğal kaynakların yanlış kullanımı ve doğal yaşam alalarına verilen zarar sebebiyle tehlikeye girmiş durumdadır. Kapasitenin üzerinde kullanımının sonucunda dünya, aşın bir baskıyla karşı karşıyadır. Endüstri devriminden günümüze dek geçen süre içerisinde dünya nüfusu sekiz katına çıkmıştır. Son 100 yıl içinde, endüstriyel üretim 100 kat artmıştır. İnsan etkinliklerinin ve nüfusun bu inanılmaz artışı çevre üzerinde önemli ölçüde olumsuz etkiler oluşturmuştur. Bursa’da ise tarım arazisi 2016 yılında 417 bin 420 hektarla toplam arazinin yüzde 38,34’ünü oluştururken, 2022 yılında 369 bin 727,80 hektara düşerek yüzde 33,36’ ya gerilemiştir. Yani son 16 yılda 47 bin 692,20 hektar tarım arazisi, tarım dışına çıkarılmıştır. Tarım dışına çıkarılan bu arazilerin büyük bir kısmı da yerleşim yerlerine ve sanayi alanına dönüşmüştür. Bursa toplam tarım alanının yüzde 79’luk kısmı sulamaya uygun olmasına rağmen, yüzde 42’lik kısmı sulanabilmektedir. Sulamaya uygun alanın ise yüzde 53’ü sulanmaktadır. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da hala tarımsal sulama suyunun yüzde 68’i açık sulama sistemleri ile, sadece yüzde 32’si kapalı basınçlı sistemlerle sulanacak arazilere ulaştırılmaktadır" dedi. Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da plansız ve ağırlıklı dışa bağımlı bir sanayileşme söz konusu olduğunu belirten Akdoğan, "Bugün Bursa’da, faaliyette ve alt yapı çalışmaları devam eden, 17 adet Organize Sanayi bölgesi (OSB), 3 adet Özel Endüstri Bölgesi (ÖEB), 8 adet Sanayi Bölgeleri (SB), 24 adet Küçük Sanayi Sitesi (KSS) toplam 52 adettir. Yaklaşık olarak toplam 5 bin 200 hektarlık bir alan kullanan Organize Sanayi Bölgelerinde, 153 bin civarında kişi istihdam edilmektedir. Bursa’da yeterince sanayi bölgesi oluşmuştur. Dağınık ve plansız sanayileşme, tarım arazilerinin yok edilmesi ve gecekondulaşma gibi kentsel sorunları da beraberinde getirmiştir. Artık, mevcut kapasite kullanımları da değerlendirildiğinde, yeni sanayi bölgelerinin açılmasına izin verilmemelidir. Sanayi Bölgeleri, Sanayi Siteleri dışında endüstriyel tesislerin kurulmasına ve çalışmasına izin verilmemelidir. Organize sanayi bölgelerinin büyük bir bölümünde, sonradan OSB olmasından kaynaklı olarak, alt ve üst yapı sorunları hala sürmektedir. Parsel bazında yüzde 30 boş kapasitesi olan Organize Sanayi Bölgelerinin, yüzde 62’sinde Arıtma tesisi yoktur. yüzde 85 inde itfaiye teşkilatı, yüzde 92’sinde Sağlık Merkezi, yüzde 70’inde PTT ve Okul gibi tesisler bulunmamaktadır. Sınırları içerisinde, sanayi bölge ve sitelerini yoğun şekilde barındıran Kestel, Nilüfer ve Osmangazi ilçelerinin durumu ise vahimdir. Bu ilçeler adeta SOS vermektedir" diye konuştu.