KENT HABERLERİ - 08 Mart 2016 Salı 10:43

Yaşlı kadın 18 yıldır diyalize giriyor

A
A
A
Yaşlı kadın 18 yıldır diyalize giriyor

Böbrek hastası 80 yaşındaki Hafize Ankaralı 18 yıldır diyaliz merkezinde tedavi görüyor. 18 yıldır Dünya Kadınlar Günü'nü diyaliz merkezinde geçiren yaşlı kadın, kendisini 13 yıldır diyaliz merkezine getirip götüren Pendik Belediyesi personelinin de ikinci oğlu olduğunu söylüyor.

18 yıl önce yakalandığı böbrek hastalığı nedeniyle diyalize girmek zorunda kalan 80 yaşındaki Hafize Ankaralı, 18 yıldır Dünya Kadınlar Günü'nü diyaliz merkezinde geçiriyor. Yaşlı kadın, 13 yıldır Pendik Belediyesi ekipleri tarafından diyaliz merkezine getirilip götürülüyor. Belediyenin Sosyal İşler Müdürlüğü'ne bağlı olarak faaliyet gösteren Engelli ve Hasta Nakil Aracı, Hafize Nine'yi haftada üç kez evinden alıp diyaliz merkezine bırakıyor.

PENDİK BELEDİYESİ, YAŞLI KADINA 13 YILDIR HİZMET VERİYOR
18 yıldır böbrek hastası olan Hafize Ankaralı, 5 yıl boyunca kendi imkanlarıyla gittiği diyaliz merkezine böbrek hastalığından dolayı hareket edemez hale gelince Pendik Belediyesi imdadına koştu. 80 yaşındaki Hafize Ankaralı, 13 yıldır Pendik Belediyesi’nin sağladığı araçla haftada 3 gün Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde diyalize gidiyor. Beş yıl önce eşini kaybeden Hafize Ankaralı’yla oğlu Şaban Ankaralı ilgileniyor.
18 yıldır böbrek hastası olan Hafize Ankaralı kendisini çeken kameramana, "Beni 80 yaşında şöhret yaptınız. Bana aylık bağlayacaksınız" diyerek şakalaşmayı da ihmal etmiyor.

3 torunu olduğunu ifade eden Ankaralı, “5 yıl kendim gittim. 13 yıldır ise belediye beni götürüyor. Sabah alıyor, akşam getiriyor. Haftada 3 gün diyalize giriyorum. Araç alıp bırakıyor. Zor oluyor. Önceden kendim gidip geliyordum. Bacağımdan dolayı gidemiyorum” dedi.

Hafize Nine, hastalığına rağmen yine de yüzünün güldüğünü söyleyen muhabire, "Ne yapalım? Ağlayalım mı" diyerek cevap verdi. 8 Mart Dünya Kadınlar günü için de kameralara el sallayan Hafize Nine, "Biz önceden böyle günleri bilmezdik" dedi.

İçerisinde bulunduğu duruma şükreden Hafize Ankaralı, "Bizden daha da kötüleri var" diyerek haftada 3 gün girdiği diyaliz sonrası moraran kolundan dolayı çok acı çektiğini ifade etti.

13 yıldır kendisine eşlik eden görevlilere ise artık kendi oğluymuş gibi hitap eden Hafize Nine, diyalize gitmediği günlerde ise vaktini evinin önünde oturarak geçiriyor. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bıçaklı cinayetin zanlısı tutuklandı Zonguldak’ta Serkan Akdal’ın hayatını kaybettiği bıçaklı olayın şüphelisi Murat Dereli, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan Murat Dereli, sabah saatlerinde geniş güvenlik önlemleri altında Zonguldak Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık sorgusunun ardından kasten öldürme suçlamasıyla mahkemeye çıkarılan Dereli hakkında tutuklama kararı verildi. Dereli, adliyeye sevk edildiği sırada olay anına ilişkin olarak "3 kişi bana saldırdı, kendimi savunmak için vurdum. Yoksa ben ölecektim" ifadelerini kullandı. Soruşturma kapsamında, olay öncesinde taraflar arasında alacak verecek meselesi bulunduğu, tartışma yaşandığı ve karşılıklı küfürleşme olduğu ileri sürüldü. Murat Dereli’nin, Serkan Akdal tarafından aşağılandığını iddia ettiği öğrenildi. Yapılan incelemede, Murat Dereli’nin 2004 yılında eniştesini öldürdüğü gerekçesiyle hapis cezası aldığı, 2012 yılında cezasını tamamlayarak serbest kaldığı belirlendi. Dereli’nin geçmişte Anavatan Partisi’nde Zonguldak Merkez İlçe Başkanlığı görevinde bulunduğu, yakın dönemde ise farklı bir siyasi parti adına il başkanlığı görevine getirildiğini duyurduğu sosyal medya paylaşımlarının bulunduğu kaydedildi. Olay, dün akşam saatlerinde Zonguldak Valiliği önünde meydana geldi. Serkan Akdal ile Murat Dereli arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Dereli’nin bıçak kullandığı, Serkan Akdal’ın ağır yaralandığı tespit edildi. Akdal, sağlık ekipleri tarafından kaldırıldığı Atatürk Devlet Hastanesi’nde yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Olayın ardından kaçan Murat Dereli, Yayla Mahallesi’nde saklandığı ağaçlık alanda yakalanarak gözaltına alınmıştı. (OA-
İstanbul Bursa uçağında hayatını kaybedenlerin yakınlarından yürek burkan istek Bundan tam 50 yıl önce İzmir-İstanbul seferini yaparken Marmara Denizi’ne düşen ve enkazına bugüne kadar ulaşılamayan "Bursa" adlı uçağın enkazının bir YouTuber tarafından görüntülenmesi, kazada yakınlarını kaybeden aileler için umut ışığı oldu. İzmir - İstanbul seferini yapan Bursa isimli uçak 1975 yılında inişe geçtiği esnada Marmara denizine düştü. 42 kişinin hayatını kaybettiği facianın ardından 50 yıl geçmesine rağmen sadece 5 kişinin cansız bedenine ulaşılabilmişti. Aileler, cenazelerine kavuşma ve bir anıt mezar talebiyle yetkililere seslendi. Kule Hatası İddiaları ve 50 Yıllık Ulaşılmazlık 1975 yılında yaşanan trajedide, inişe hazırlanan Bursa uçağı, pistteki başka bir uçak nedeniyle pas geçmek zorunda kalmış ve Marmara Denizi’ne düşmüştü. Uçakta kayıtlı 41 yolcu ve kayıtsız 1 yaşındaki kızıyla birlikte toplam 42 kişi bulunuyordu. Dönemin zorlu şartları ve derinlik nedeniyle enkazına ulaşılamayan kaza, yarım asırdır Türkiye’nin çözülemeyen sırlarından biri olarak kaldı. Geçtiğimiz günlerde YouTuber Nedim Kuru tarafından enkazın yeri ve parçalarının görüntülenmesi, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından haberleştirilerek büyük yankı uyandırdı. Eşini Kaybeden Zehra Nebioğlu: "Felç Geçirdim, Tek Dileğim Eşime Ulaşmak" Kazada hayatını kaybeden, dönemin Malatya Belediye Başkanının oğlu ve iş insanı Bedir Nebioğlu’nun yakınları, yaşadıkları büyük acıyı anlattı. Eşi Bedir Nebioğlu’nu kaybeden Zehra Nebioğlu, eşinin kendilerini özlediği için bir gün erken geldiğini ve acı haberi öğrendiğinde felç geçirdiğini dile getirdi. Zehra Nebioğlu, yaşadığı acı dolu günlerden bahsederek "Eşim İzmir’e gitti. Bizi özlediği için bir gün önce geldi. Gece yatıyordum. Herkes toplanmış. Benim kapılarımı kapatmış. Uyandım. Herkesin bana bakıyor. Denize düştü dediler. Çok güzel yüzüyordu (eşim). Fakat bu olmadı. Ben felç geçirdim. İnşallah ben ölmeden o da gelse dedim. DNA yapılır. Kızım var onun DNA örneği alınır. Çıksın. Çok istiyorum. Orda çok ağlayacağım ama bir taraftan da sevineceğim. Nebioğlu, o dönem açmak istediği davanın ise "yaşa, işe para veriyorlar" denilerek engellendiğini ve sembolik bir paranın bölüşülerek verildiğini belirtti" dedi. Kızı Banu Nebioğlu’nun Tek İsteği: Bir Baba Mezarı Kaza anında henüz 3 yaşında olan ve babasını hiç hatırlamayan Banu Nebioğlu, artık 53 yaşında olmasına rağmen babasına bir mezar dahi yapamamış olmanın derin üzüntüsünü yaşıyor. Aktif bir iş insanı ve Malatyaspor Başkanı olan babası Bedir Nebioğlu’nun, ailesine sürpriz yapmak için uçak biletini 1 saat öne çektiğini ve bunun felakete yol açtığını söyledi Banu Nebioğlu, 50 yıllık acısını anlatırken "Ben babamı kaybettiğimde 3 yaşındaydım. Şu an 53 yaşındayım. Olayın üzerinden 50 sene geçti. Ama sanki cenazeyi görmediğimiz için inanamıyorsunuz. Biz cenazemizi yıkayıp kefenleyip toprağa koyamadık. Benim araştırmalarıma göre baştan sona kule hatası var. Çok çok derinde olması bizim lehimize bir şey. Çünkü derinleştikçe oradaki suyun soğukluğu arttıkça bence kemikler, yok olmuyor. Herkesin cenazesinin bulunabileceğini düşünüyorum. Banu Nebioğlu en büyük isteğinin anıt mezar yapılması olduğunu belirterek "Bizim isteğimiz bir anıt mezarımızın olmasını istiyorum. Ben babamı hiç tanımadım. Hiç kokusunu, sesini hiç hatırlamıyorum. Tanımadığım bir adamı her gün resminden seviyorum. Resmiyle konuşuyorum. Anıt mezarı neden olmasın. Cenazelerimize ulaşılsın. Bir anıt mezarımızı olsun istiyoruz" dedi. (SB-
Ankara Ankara Valiliği: "Kimsesizlerin Kimsesi Olma Projesi kararlılıkla devam ediyor" Ankara Valiliği, evsiz ve kimsesiz vatandaşların korunması, insan onuruna yakışır yaşam koşullarına erişiminin sağlanması ve toplumsal hayata yeniden kazandırılması amacıyla "Kimsesizlerin Kimsesi Olma Projesi"nin kararlılıkla ve aralıksız devam ettiğini açıkladı. Ankara Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, "Devletimizin sosyal devlet anlayışı doğrultusunda; evsiz ve kimsesiz vatandaşlarımızın korunması, insan onuruna yakışır yaşam koşullarına erişiminin sağlanması ve toplumsal hayata yeniden kazandırılması amacıyla yürütülen çalışmalar kararlılıkla ve aralıksız biçimde sürdürülmektedir. Bu anlayışın sahadaki en güçlü yansımalarından biri olan ’Kimsesizlerin Kimsesi Olma Projesi’, Valiliğimiz, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığımız tarafından 2010 yılından bu yana Ankara genelinde kesintisiz olarak uygulanmaktadır. Proje ile, sokakta yaşayan vatandaşlarımızın güvenli barınma imkanlarına erişimi sağlanırken; geçici çözümlerle yetinilmeyerek kalıcı ve sürdürülebilir sosyal destek mekanizmaları devreye alınmaktadır. Her yıl kış döneminde titizlikle yürütülen proje kapsamında; barınma, beslenme, kişisel bakım ve temizlik hizmetleri sunulmakta, yaşlı, engelli ve hasta bireyler uygun bakım ve rehabilitasyon kuruluşlarına yönlendirilmektedir. Çalışabilir durumda olan vatandaşlarımızın ise sağlık hizmetlerine erişimi sağlanmakta, istihdama katılımlarını destekleyici adımlar atılmaktadır. Yıllar içerisinde proje kapsamından faydalanan kişi sayılarında süreklilik sağlanmış; pandemi süreci dâhil olmak üzere tüm olağanüstü koşullarda dahi devletimizin sosyal hizmet kapasitesi kesintisiz şekilde sürdürülmüştür. Bu süreçte Valiliğimiz hiçbir vatandaşını yalnız bırakmamış; zor zamanlarda da devletin şefkatli yüzünü sahada güçlü biçimde hissettirmiştir. Son 7 yılda toplam 5236 vatandaşımıza bu proje kapsamında hizmet verilmiştir" denildi. "Halihazırda sözleşme imzalanan 3 otelde 293 vatandaşımız barındırılmaktadır" Açıklamada, "2025-2026 kış dönemi uygulaması 01 Kasım 2025 tarihinde başlatılmış olup, halihazırda sözleşme imzalanan 3 otelde 293 vatandaşımız barındırılmaktadır. Bu vatandaşlarımıza üç öğün sıcak yemek, temizlik ve berber hizmeti ile diğer günlük ihtiyaçları karşılanmaktadır. Ayrıca proje kapsamında görev yapan saha ekiplerince her gün akşam saatlerinde Ankara genelinde düzenli taramalar yapılmakta; metruk alanlar, parklar ve AŞTİ başta olmak üzere yoğun kullanım alanlarında tespit edilen kimsesiz vatandaşlarımızla birebir görüşmeler gerçekleştirilerek kendi rızaları ve gönüllülük esası çerçevesinde barınma hizmetlerinden faydalanmaları sağlanmaktadır. Son günlerde bazı basın yayın organlarında yer alan, Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi’nde (AŞTİ) çok sayıda evsiz vatandaşımızın barındığına yönelik iddialar abartılı olup; gerçeği yansıtmamaktadır. Valiliğimiz koordinesinde düzenli olarak yürütülen denetimler kapsamında; 15.12.2025 ve daha sonraki günlerde terminalde gerçekleştirilen tarama faaliyetleri neticesinde, bahse konu yerde kaldığı tespit edilen 10 vatandaşımızla görüşülerek kendilerine konaklama hizmeti sağlananacağı belirtilmiştir. Sunulan barınma imkânını kabul eden 5 vatandaşımız otele yerleştirilmiştir. Buna karşın, sunulan hizmetten yararlanmak istemediklerini beyan ederek memleketlerine geri dönmek isteyenlere yol giderleri ve diğer ihtiyaçları karşılanmış olup, israrla terminalde kalmayı tercih eden 3 vatandaşımızın durumları ise ekiplerimizce yakından takip edilmektedir. Valiliğimizce "Kimsesizlerin Kimsesi Olma Projesi" kapsamında, devletimizin koruyucu, kuşatıcı ve sosyal niteliği sahada somut bir şekilde hayata geçirilmektedir. Herkesin devlet güvencesi altında olduğunun açık bir göstergesi olan çalışmalar güçlü ve kararlı bir şekilde sürdürülecektir" ifadelerine yer verildi.