TEKNOLOJİ - 01 Mart 2016 Salı 14:47

Yerli drone ve yerli yazılımla terörle mücadeleye destek

A
A
A
Yerli drone ve yerli yazılımla terörle mücadeleye destek

Türkiye’de yerli üretimi bulunmayan droneların hem yerli üretimi hem de yerli yazılımı yapan üniversite öğrencisi, üreteceği yerli drone ve yerli yazılım ile terör olaylarını en aza indirmeyi hedefliyor.

Küçük yaşından beri teknolojiye büyük ilgi duyan Proekip Teknoloji Genel Müdürü aynı zamanda Kastamonu Üniversitesi Fizik Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans öğrencisi Zehra Banu Hacıoğlu, 2012 yılında dünyada büyük gelişme gösteren dronelara merak sararak yerli drone üretimi için harekete geçti. 2015 yılında kurduğu şirket ile KOSGEB’den hibe desteği de almaya hak kazanan üniversiteli öğrencisi, üreteceği yerli drone ve yerli yazılım ile terör olaylarını en aza indirmeyi hedefliyor. Üniversitesi öğrencisi, ayrıca Türkiye’de henüz yerli üretimi bulunmayan droneların da yerli üretimini ve yerli yazılımını yaparak güvenlik, tıp, tarım ve sağlık başta olmak üzere birçok alanda daha aktif kullanılmasını amaçlıyor.

“YERLİ DRONE ÜRETİMİNİ, SERİ ÜRETİME GEÇİRMEK İSTİYORUZ”

Hacıoğlu, drone teknolojisinin dünyada ve gelişmekte olan ülkelerde fazlasıyla birçok alanda hizmet verdiğine dikkat çekerek, “Dronelar, gelişmiş ülkelerde ve yurtdışında, kargo şirketlerinde, tıpta, polis, asayiş ve güvenlikte, haritacılıkta, tarımda başta olmak üzere birçok alanda yaygın olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde ise, sadece fotoğrafçılık ve hobi alanında kullanılmaktadır. Biz, bu açığı görerek ülkemizde de droneların birçok alanda kullanılmasını sağlamak amacıyla drone üretimi, iskelet üretimi ve yazılım üretimi yapmaktayız. Amacımız, kendi özel tasarımız olan iskelet sistemlerini üretmek ve kendi özel yazılımlarımızı yapmaktır. Her ihtiyaca uygun droneları özel tasarımlarımızla ve yazılımlarımızla üretmek istiyoruz. Ayrıca bunların seri üretimine geçmek istiyoruz” dedi.

TEKNOLOJİYE OLAN İLGİSİ ONU, İŞ KADINI YAPTI

Küçüklüğünden itibaren elektronik cihazlara büyük ilgisinin olduğunu söyleyen Hacıoğlu, “Üniversite yıllarımda, elektrik ve elektronik ile ilgili dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmeye çalıştım. Droneların dünyada yaygınlaşmasıyla birlikte ilgim bu alana doğru kaymaya başladı. Dronelar, bugün dünyada haritacılıkta, arama kurtarmada, sağlıkta, tarımda ve bilimsel araştırmalar gibi birçok alanda yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır ve sürekli yeni sektörlere yayılmaktadır. Ülkemizde ise, genel anlamda hobi ve fotoğrafçılık faaliyetlerinde kullanılmaktadır. Dünyadaki gelişimleri takip ederek diğer faaliyet alanlarında da ülkemizde kullanılabileceği düşüncesiyle 2012 yılından itibaren dronelar üzerinde çalışmalar yapmaya başladım. 2015 yılında da KOSGEB girişimcilik sertifikasını aldım. 2015 yılı içerisinde iki proje ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teknik ve Girişimcilik Sermayesi programına başvurdum. Fakat beklediğim sonuçlara ulaşamadım. Kasım ayı içerisinde firmamı kurarak KOSGEB girişimcilik desteğine başvuruda bulundum ve projem desteklenmeye uygun görüldü” diye konuştu.

“ÖNCELİKLE KENDİ İSKELET SİSTEMLERİMİZİ VE BU SİSTEMLERE BAĞLI OLARAK ÖZEL DRONELARI GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ”

Türkiye’de drone parçalarının üretiminin henüz yapılmadığını söyleyen Hacıoğlu, “Yurtdışından gelen sistemlerin birleştirilmesiyle dronelar hazır hale getirilmektedir. Yurtdışından malzeme getirmek, gümrük vergileri ve gümrükte yaşanacak sorunlardan dolayı beraberinde birçok sorunu getirmektedir. Bu sorunu en aza indirebilmek ve dışa bağımlılığımızı minimize edebilmek ve tasarımlarda esnekliği sağlayabilmek için öncelikle olarak kendi iskelet sistemlerimizi ve bu sistemlere bağlı olarak da özel droneları geliştirmekteyiz. Ayrıca ihtiyaçlara göre yeni sensörler tarafımızca yapılan yazılımlar vasıtasıyla son kullanıcıya çözümler sunmaktayız. Yaptığımız çalışmalarla sürekli ürün yelpazemizi de geliştirmekteyiz” şeklinde konuştu.

Dronelara konulacak grim sistemi sayesinde her türlü kameranın droneların üzerine monte edilebileceğine dikkat çeken Hacıoğlu, şöyle konuştu: “Şu anda yanımda gördüğünüz drone, 8 motorlu bir otokopter olup iki kilometre menzile ve yüksüz bir saat kadar uçabilme yeteneğine sahiptir. Ayrıca 50 kilograma kadar yük taşıma kapasitesine sahiptir. Son kullanıcının isteği doğrultusunda bu değerler değişebilmektedir. Drone üzerine monte edebileceğimiz grim sistemi sayesinde her türlü kamera ile sorunsuz bir çekim ve sorunsuz bir uçuş gerçekleştirilebiliyor. Bizden talep edilmesi durumunda bu sisteme termal kamera, infrared kamera ultrasonik veya rüzgar sensörü gibi birçok sensör ilave edip programlayarak spesifik sistemler üretebilmekteyiz.”

“YURTDIŞINDA DRONELAR, GÜVENLİKTE AKTİF OLARAK KULLANILIYOR”

Yurtdışında polis veya askerler tarafından suçluların takip ve tespiti alanında droneların aktif şekilde kullanıldığına işaret eden Hacıoğlu, şunları kaydetti: “Bu droneların avantajı çok fazla yer kaplamaması ve kısa sürede uçuşa hazır hale gelebilmesidir. Ayrıca droneların kullanılması için bir uzmanlık da gerektirmemesi kullanımını daha etkin kılıyor. Bunların da dışında en önemlisi de fiyatlarının avantajlı olmasıdır. Her karakolda ve ekip arabalarında kolaylıkla bulundurulabilir. Arazi tarama faaliyetlerinde termal kamera ile donatılmış sistem sayesinde verimli bir şekilde kullanılacağı aşikardır.”

Türkiye’nin, politik konumu itibariyle terör tehdidi altında olduğunu vurgulayan Hacıoğlu, “Asayiş kuvvetlerimiz termal kameralı dronelar kullanarak suçluları tespit edebileceklerdir. Bununla ilgili yazılımlarımız mevcuttur. Biz, KOBGEB desteğini alarak bu droneların iskeletlerini kendi tasarımlarımızla üretmek istiyor ve ülkemize yerli üretimle de katkıda bulunmak istiyoruz. Bu yaptığımız otokopter, 2 kilometre havalanabiliyor ve 2 kilometre uzaklığa kadarda gidebiliyor. Bu otokopterin altına yerleştireceğiniz termal kamera sayesinde suçluları, havadan rahatlıkla görebilirsiniz ve kaçmalarına da engel olabilirsiniz. Termal kameralar kullanılarak ülkemiz sınırlarındaki kaçakları, kaçakçılığı ve kaçak girişleri engelleyebiliriz. Droneların, diğer insansız hava araçlarından farkı düşük maliyette olup her türlü karakollarla özellikle sınır karakollarıyla ekip arabalarında konuşlandırılabilir” ifadelerini kullandı.

KOSGEB’İN VERDİĞİ DESTEKLE SERİ ÜRETİME GEÇECEK

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Kastamonu Şube Müdürü Nevzat Erol ise, şunları söyledi: “KOSGEB olarak girişimcilerimizin ve KOBİ’lerimizin yanında olmaya ve onların gerçekleştirmeye düşündükleri fikirlere katkı sağlamaya devam ediyoruz. Kastamonu’da çok sayıda girişimcimiz, çok değişik iş fikirleriyle işlerini kurdular. KOBİ’lerimizde, diğer proje ve programlarımızla desteklerini almaya devam ediyorlar. Bu anlamda biz, özellikle inovatif yenilikçi fikirlerle bize gelen arkadaşlarımızın gerçekleştirdiği iş fikirlerini önemsiyoruz. Bu bağlamda bayan girişimci arkadaşımızın iş fikrini de son derece inovatif çalışma olarak değerlendirdik. Bu yüzden KOSGEB destek kapsamına aldık. Bayan girişimcimizden 50 bin TL hibe, 100 bin TL’de faizsiz kredi boyutuyla yeni girişimci destek programından yararlanarak işletmesini kurdu. Bugün burada belki gelecekte çok büyük üretimler yapabilecek olan, Türkiye’de marka değeri olabilecek olan bir işletmenin ilk soluklarını görüyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Depremde tamamen yıkılan Emek Mahallesi, inşa çalışmalarıyla yeniden ışıl ışıl Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan ve depremde yaşanan yıkımlarla yerle bir olan Emek Mahallesi, enkazın kaldırılmasıyla boş araziye dönmüştü. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çalışmalarıyla Emek Mahallesi, binalarla doldu ve ışıl ışıl çehreye kavuştu. Kahramanmaraş merkezli depremde en çok yıkımın olduğu Hatay’da binlerce bina yerle bir olurken yaklaşık 25 bin insan hayatını kaybetti. Asrın felaketinin en çok hasara uğrayan ilçesi olan Antakya kent merkezi, depremden sonra enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kısa sürede çalışmalara başlamıştı. Depremzede vatandaşların yuvalarına kavuşmaları için gece gündüz emek veren ekiplerin çalışmalarıyla Antakya kent merkezi adeta yeni baştan inşa edildi. Depremden önce gecekondu ve harabe evlerin olduğu Emek Mahallesi’nde; asrın inşasının ardından modern, estetik ve sağlam görünümlü yeni konutlar yapıldı. Depremin ardından enkazın kalkmasıyla çorak araziye dönen mahalle, inşa çalışmalarının ardından afetzede vatandaşlarını bekleyen sıcak yuvalara dönüştü. "Enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü, devletimiz gücünü burada göstererek evlerimizde ışıklar yanmaya başladı" Depremle birlikte boş araziye dönen mahallesinin yeniden inşa edildiğini söyleyen Emek Mahallesi Muhtarı Celal Sarı, "Cumhuriyet Caddesi üzerindeyiz ve arkamda bulunan yerde Emek Mahallesi. Deprem olduktan sonra bu mahallede hiçbir şey kalmamıştı. Binalarımızın çoğu ağır hasarlı veya yıkılmıştı. Mahallemde de birçok can kaybı da oldu. Mahallemizde birçok yerde sadece ağaçlarımız kalmıştı. Depremden sonra mahallemiz enkazla doluydu ve sonra enkaz kaldırılmıştı. Enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü. Sadece sağlam kalan ağaçlarımızdı. Devletimizin gücünü burada görülmektedir. Evlerimizin ışıkları yanmaya başladı. Allah da en kısa zamanda mahalle sakinlerimizle birlikte oturmamızı nasip etsin. İnşallah böyle acılarda yaşamayız. Bu mahalleyi deprem dümdüz boş araziye çevirdi. Devletimizin gücü o kadar güzel ki burada yapılan işler anlatmakla bitmez. Sadece görmeleri gerekiyor. Emek Mahallesi’ne gelin bakın neler yapıldığını görün. Sayın Cumhurbaşkanıma teşekkür ederim. Depremden önce burası gecekondu ve harabe evler vardı, şimdi ise her şey yapıldı ve dört dörtlük oldu" ifadelerini kullandı.
Kocaeli YEDEP 2026 proje teklif çağrısı yayımlandı: Başvurular 1-31 ocak tarihleri arasında alınacak Kocaeli’de Yerel Destek Programı kapsamında 2026 Yılı Proje Teklif Çağrısı ilan edildi. Sivil toplumun güçlendirilmesi ve katılımcı yerel yönetim anlayışının yaygınlaştırılmasını hedefleyen program için STK’lara yönelik bilgilendirme ve eğitim süreci başlarken, başvurular 1 Ocak’ta başlayacak ve 31 Ocak’ta sona erecek. Yerel Destek Programı (YEDEP) 2026 çağrısı, önceki yıllarda olduğu gibi kentlilik bilincinin artırılması ve katılımcılığın güçlendirilmesi ana temasıyla hayata geçirilecek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli Kent Konseyi ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle sürdürülen program kapsamında; gönüllülüğün teşvik edilmesi, toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi, yerel değerlerin korunması ve tanıtılması, sürdürülebilir kalkınma ve kapsayıcılığın desteklenmesi öncelikli alanlar arasında yer alıyor. 2022 yılından bu yana kesintisiz devam eden YEDEP ile kentte daha bilinçli, katma değeri yüksek ve iş birliğine dayalı projelerin hayata geçirilmesi amaçlanıyor. STK’lara yönelik bilgilendirme ve eğitimler düzenlenecek Proje teklif çağrısının ilan edilmesiyle birlikte, Kocaeli genelinde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına yönelik bilgilendirme ve eğitim toplantıları düzenlenecek. Toplantılarda programın kapsamı, hedefleri ve başvuru süreçleri detaylı şekilde anlatılacak, katılımcılara rehberlik sağlanacak. Eğitimlerin yer ve tarihleri, STK’lara SMS ve e-posta yoluyla duyurulacak. YEDEP 2026 için son başvuru tarihi 31 Ocak 2026 olarak belirlendi. Sivil toplum kuruluşları proje başvurularını, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren online olarak yapabilecek. Kimler başvurabilir? YEDEP 2026’ya başvuracak kuruluşların; kar amacı gütmeyen tüzel kişiliğe sahip STK (dernek, vakıf, federasyon veya konfederasyon) olması, Kocaeli’de faaliyette bulunması, son yıla ait beyannamesini vermiş olması, Sivil Dünya Kocaeli platformuna kayıtlı bulunması gerekiyor. Program kapsamında küçük, orta ve büyük ölçekli olmak üzere üç ayrı destek alanı bulunuyor. Küçük ölçekli projeler için STK’nın 2026 yılı veya öncesinde kurulmuş olması, orta ölçekli projeler için STK’nın 2024 yılı veya öncesinde kurulmuş ve mali, proje ile idari kapasite açısından deneyimli olması, büyük ölçekli projeler için ise STK’nın 2023 yılı veya öncesinde kurulmuş ve yeterli deneyime sahip olması şartı aranıyor.