EĞİTİM - 19 Nisan 2017 Çarşamba 11:30

YGS’den kaçış yok, LYS’siz alternatif çok

A
A
A
YGS’den kaçış yok, LYS’siz alternatif çok

YGS’yi atlatan öğrenciler şimdi de önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan LYS için heyecanlı bekleyiş içine girdiler. Bu süreci en iyi şekilde değerlendirmek isteyen öğrencilere, Nişantaşı Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Mehmet Altuntaş birçok alternatif yol gösterirken önemli bilgilendirmelerde de bulundu.

Öncelikli olarak ÖSYM’nin yüksekokulların kapanması konusundaki duyurusu ile ilgili kafa karışıklığını gidermek isteyen Mehmet Altuntaş, “ÖSYM, yüksekokul bölümlerinin fakültelere aktarılacağına ve dolayısıyla aktarılan bölümlerin puan türlerinin de YGS’den LYS alt birimlerine geçirileceğine dair bir paylaşımda bulundu. Gerçi daha sonradan sadece bazı yükseköğretim programlarında böyle bir aktarım olacağı söylendi. Burada adayların karıştırdığı nokta, meslek yüksekokulları ile yüksekokulların aynı akademik birimler olarak düşünülmesidir. Fakat alakası yok. Meslek yüksekokulları 2 yıllık ön lisans eğitimi veren akademik birimlerdir, yüksekokullar ise 4 yıllık lisans eğitimi verir.

ÖSYM tarafından pazartesi günü yapılan açıklamada yüksekokulların kapatılarak yüksekokul lisans programlarının fakültelere devrolacağının belirtildiği ve daha sonra Yükseköğretim Kurulu tarafından bir düzeltme ile durumun netlik kazandığını belirten Altuntaş, “İlk açıklamada yüksekokulların kapatılacağı ve yüksekokullardan fakültelere devredilecek lisans programlarına yerleşmede LYS puan türünün geçerli olacağı anlaşıldı. Daha sonra yapılan basın açıklaması ile durumun asıl yüzü anlaşıldı. Bu aktarım işlemi, sadece iki farklı üniversitenin iki farklı bölümü -Perfüzyon ve Antrenörlük Eğitimi- için geçerli olacak. Bu iki bölümün yüksekokuldan fakülte bünyesine taşınmasından dolayı da bu iki bölüm özelinde sadece LYS ile tercih edebilme şansı getirilmiş olacak” diye konuştu.

“ARTIK SINAVSIZ GEÇİŞ SİSTEMİ ORTADAN KALKTI”

“Geçen yıllarda sınavsız geçiş sistemi ile önlisans programlarını tercih edebiliyorlardı, fakat bu yıl o sitem kalktı” diyen Mehmet Altuntaş, “Meslek Yüksekokulları YGS puan türü ile alıyor. Yani meslek yüksekokullarında okumak için ekstradan LYS’ye girmem bana ilave bir yeterlilik kazandırır. Ama ben illa tek tercihle meslek yüksekokulunu yazacağım diyorsanız YGS puanım yeterli oluyor. Fakat bu yıl değişikliğe giden bir sistem var. Sınavsız geçiş diye bir sistem vardı. Daha önceden meslek lisesi eğitimini tamamlayan öğrencinin sadece YGS’ye başvuru yapması yeterli idi. Başvuru yaptıktan sonra tercih döneminde iki yıllık bir önlisans programını sınavsız geçiş statüsü ile tercih edebiliyordu. Fakat o uygulama bu yıl kalktı. Yaklaşık 300-310 bin kadar öğrenci bu yıl üniversite okuyamayacak. Seneye tekrar hazırlanması gerekecek o öğrencilerin. Çünkü sınavsız geçiş ortadan kalktı. Artık 150 ve üzeri puan almış olmam lazım ki bir yükseköğretim ön lisans programını tercih edebileyim. LYS’ye ihtiyacım yok ama meslek yüksekokulunda okumak istiyorsam YGS puanına ihtiyacım var. O da 150 ve üzeri olmalı ki ben tercih edebileyim” diye konuştu.

UYGULAMALI EĞİTİM SAYESİNDE GELEN BAŞARI…

Nişantaşı Üniversitesi Meslek Yüksekokulu olarak biz uygulamalı eğitimden yanayız” diyerek uygulamalı eğitimin öneminden bahseden Altuntaş, “2010- 2011 akademik yılı ile birlikte yükseköğretim hayatına meslek yüksekokulu olarak başladık. Yani bizim en büyük kazancımız yükseköğretim faaliyetlerine meslek yüksekokul tabanından başlamamız. Biz kuruluştan itibaren dedik ki meslek yüksekokulumuzda bir program açacaksak onu sektör destekleri ile açmamız lazım. Sektör temsilcilerine, odalara, birliklere gittik ve dedik ki sektörün neye ihtiyacı var, bu doğrultuda almış olduğumuz cevaplar üzerine programlar açtık ve aynı şekilde de eğitim programlarını buna göre dizayn ettik. Hem teorik bilgileri aktardık hem de yine sektörün ihtiyacına uygun uygulamalı olarak eğitimler verdik. Bunun sonucunda da öğrencilerimiz mezun olduktan çok kısa süre sonra iş sahibi oldular. Sektör ile işbirliği çerçevesinde program açmamız, eğitimimizin içerisinde uygulamalarımızın olması, öğrencileri isteğe bağlı ve zorunlu staj eğitimlerine yönlendirmemiz iyi bir eğitim programını sağlıyor. O da öğrencilerin sürdürebilir şekilde istihdam edilmesine katkı sağlıyor” dedi.

“BİRİNCİ VE İKİNCİ ÖĞRETİM ARASINDA HİÇBİR FARK YOK”

İkinci öğretime karşı bir ön yargı olduğunu fakat birinci öğretim ile aralarında hiçbir eğitim farklılığı olmadığına da değinen Altuntaş, “Öğrenciler birinci öğretim ile ikinci öğretim diplomasının farklı olduğunu düşünüyorlar. Hâlbuki böyle bir şey yok. İki programın birinci ve ikinci öğretimleri aynı eğitimi veriyor. Aynı eğitimi tamamlıyor ve aynı uygulamayı yapıyor. Dolayısıyla öğrencilerin aldığı eğitimde de, elde ettiği diplomada da, kazandığı yeterlilikte de bir fark yok. Hatta ikinci öğretimde okuyan öğrenciler birinci öğretim ders saatlerinde çalışıyorlar ve ikinci öğretim ders saatlerindeki eğitim ücretlerini karşılıyorlar. Gündüz çalışıp akşam aynı eğitimi almaları eğitimle istihdamı birlikte sağladığı için tümden bir fayda sağlıyor öğrenciye” ifadelerini kullandı.

“YATAY VE DİKEY GEÇİŞ İMKÂNLARI GÖZ ARDI EDİLMEMELİ!”

Son olarak da üniversitelerde yatay ve dikey geçiş imkânlarının da önemli olduğuna ve bu noktada birçok fırsat verildiğine dikkat çeken Altuntaş, “Üniversitelerde yatay ve dikey geçişler önemli bir açılımdır. Eskiden baktığımızda tercih sıralamalarında önce lisansları yazıp sonra ön lisansları sıralıyorlardı. Artık böyle bir şey yapmalarına gerek yok çünkü artık genişletilmiş ve alternatifi olan dikey geçiş imkânları var. Örneğin iki yıllık dış ticaret programı okuyan bir öğrenci, mezuniyetle birlikte dikey geçiş sınavına girerek uluslararası ticaret ve finansman okuyabilir ve 4 yıllık lisans mezunu olabilir. Ya da bir dönem kazandığım programı okudum fakat başka bir program okumak istiyorsam yatay geçiş imkânından yaralanabilirim. Eğer öğrenci yüz üzerinden altmış not ortalaması yakalarsa bir yarıyıl okuyup ikinci dönemin başında eşdeğer önlisans programa yatay geçiş yapabilir. Bunun yanı sıra ortalamayı yakalayamadın ama YGS’de diğer istediğiniz programın Türkiye’deki en düşük puanı kadar puanın varsa yine yatay geçiş başvurusunda bulunabilirisin. İstemediğin bölümden istediğin bölüme geçiş yapabilirisin. Bu sayede de birçok alternatifimizi değerlendirmiş oluruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.
 

ŞEYDA CEYLAN GÖRGENÇ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Dedelerinden miras kalan 20 geleneksel oyunla kış gecelerini geçiriyorlar Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Osmanlı döneminden günümüze miras kalan ve "Birikme Geceleri" olarak adlandırılan geleneksel orta oyunu kültürü, köylülerin yoğun katılımıyla yeniden hayat buldu. İlçeye bağlı Sürmeli köyünde düzenlenen etkinlikte, kış aylarının uzun ve zorlu geçtiği eski dönemlerde sosyal etkileşimi artırmak amacıyla başlatılan "Birikme Geceleri" geleneği sergilendi. Sürmeli ve Delice Bayramlı köyleri başta olmak üzere çevre köylerden gelen gençlerin bir araya geldiği gecede, dedelerinden devraldıkları mirası yaşatan gençler izleyicilere keyifli anlar yaşattı. 20 geleneksel oyun sahnelendi Teknolojinin henüz yaygınlaşmadığı, elektrik ve televizyonun bulunmadığı dönemlerde gaz lambası ve mum ışığında gerçekleştirilen bu eğlenceler, günümüzde de aslına uygun şekilde sahneye taşındı. Etkinlik kapsamında; arı, asenya, daktilo, güvey kuyma, meme, motor tamiri, av, sınır taşı, çift sürme, yüzük, helva satma, semer dikme, sepetçi, karakol, düğün okuma, ateş, tavuk çalma, kabak, masal satma ve hoça gibi yaklaşık 20 farklı geleneksel oyun oynandı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği ve geç saatlere kadar süren etkinlikte, köylüler hem eğlendi hem de kültürel bağlarını güçlendirdi. "Bu bizim kültürümüzün bir parçası ve yaşatmaya kararlıyız" Birikme geleneğinin, kültürün bir parçası olduğunu vurgulayan Sürmeli Köyü Muhtarı Erkan Akıllı, "3 köyümüzde kış aylarında birlik, beraberlik ve kaynaşmayı sağlamak amacıyla dedelerimizin zamanında yapılan bu geceleri yeniden başlatmak istedik. Eskiden elektrik, televizyon, telefon yoktu. İnsanlar her akşam bir evde toplanır, kendi imkanlarıyla oyunlar üretir, kış gecelerini böyle geçirirdi. Bu bizim kültürümüzün bir parçası ve yaşatmaya kararlıyız" dedi. Komşu Delice Köyü Muhtarı Muzaffer Yalçın ise birikme gecelerinin birlik ve beraberliğin simgesi olduğunu belirterek, "Bu gelenek Mudurnu ilçesi ve köylerinde yıllar önce yaygın olarak yapılırdı. Şimdi yeniden bu kültürü canlandırmak için kolları sıvadık" diye konuştu.
Yozgat Yozgat Şehir Stadyumu, Bakan Osman Aşkın Bak’ın katılımıyla açıldı Yapımı tamamlanan Yozgat Şehir Stadyumu, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın katılımıyla açıldı. Açılışta konuşan Bakan Bak, "Bizler şanslıyız çünkü sporun içerisinden gelen bir Cumhurbaşkanımız var" dedi. Yozgat’ta Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından inşa edilen 8 bin taraftar kapasiteli Yozgat Şehir Stadyumu, bugün düzenlenen törenle hizmete açıldı. Açılış törenine Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak da katıldı. Bak, burada yaptığı konuşmasında sporun içerisinden gelen bir cumhurbaşkanına sahip oldukları için şanslı olduklarını dile getirerek, "Yozgatspor varken İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü’nden buraya bir sporcu göndermiştik. Yozgatspor o dönem güzel işler yapmıştı. Büyük kulüpleri burada mağlup etmişti. Yozgat’ta bir spor ve futbol kültürü var. Güreş ve futbol kültürü var. Bugün yiğitlerin harman olduğu Yozgat’ta güzel bir spor tesisinin açılışındayız, güzel bir eserin açılışındayız. Bizler şanslıyız çünkü sporun içerisinden gelen bir Cumhurbaşkanımız var. Spora değer veren, gençlere değer veren, spor yatırımlarını destekleyen, Türkiye’nin dört bir yanında modern stadyumların yapılmasını sağlayan. Bugüne kadar UEFA ve FİFA standartlarında 41 stadyum yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Pek çok kapalı spor salonu, olimpik yüzme havuzları, atletizm pistleri. Türkiye’de bir spor tesisleri devrimi var" dedi. Ankara stadyumu 2026 ortasında hizmete açılacak Bakan Bak, Türkiye’nin 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapacağını hatırlatarak yatırımların hızla sürdüğünü ifade etti. Bu çerçevede Ankara’da yapımı süren stadyumun 2026 yılı ortalarında hizmete açılacağının müjdesini veren Bak, "Cumhurbaşkanımızın bize talimatı var. ’Gençlere spor yapacakları alanlar yapın, amatör sporlara destek olun’ şeklinde. Sporun içerisinden gelmiş, geçmişte futbol oynamış bir cumhurbaşkanımız var. Yapılan bu tesislerin neticesini görüyoruz. Türkiye, 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı İtalya’yla birlikte organize edecek. Bunun için de yatırımlarımız devam ediyor. Ankara’da yapılan stadyum bitmek üzere. Teknik özellikleriyle dünyada üçüncü olacak. İnşallah 2026 yılının ortalarında onu da hizmete açacağız" ifadelerini kullandı. Açılış sonrası Bakan Bak, sahayı gezerek top sektirdi. Bozokspor Kulüp Başkanı Alparslan Akyüz, Bakan Osman Aşkın Bak’a 66 numaralı Bozokspor forması hediye etti. Ardından açılışı yapılan sahada oynanan 3. Lig Bozokspor-Sebat Gençlikspor müsabakası seyredildi.