GÜNDEM - 07 Temmuz 2020 Salı 14:49

Yunanistan’dan gelen ilikle hayata tutunan Kuzey Deniz gözyaşlarıyla taburcu oldu

A
A
A
Yunanistan’dan gelen ilikle hayata tutunan Kuzey Deniz gözyaşlarıyla taburcu oldu

Adana'da Yunanistanlı Andreas’tan alınan ilik nakledilen lösemi hastası 3 yaşındaki Kuzey Deniz Şengezer, yaklaşık 2 aylık tedavinin ardından taburcu oldu. Aile sevinçlerini dile getirirken, minik Kuzey’in doktorlarından Prof. Dr. Hatice İlgen Şaşmaz ise mutluluktan gözyaşlarını tutamadı.

Özgül ve Gürcan Şengezer (31) çiftinin oğulları Kuzey Deniz, geçen yıl mayıs ayında ateşlendi. Hastaneye kaldırılan minik Kuzey'in 'Akut Lenfoblastik Lösemi'ye yakalandığı belirlendi. Şengezer çifti, kemoterapi tedavisi gören oğulları Kuzey'in hastalığının tek çaresinin kök hücre nakli olduğunu öğrendi.

Yunanistan'ın Girit Adası'ndaki Hanya kentinde yaşayan Andreas'ın iliğinin Kuzey'e yüzde 90 uyumlu olduğu tespit edildi. Ancak korona virüs salgını nedeniyle uçuş seferlerinin kaldırılması, naklin iptaline sebep oldu. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı ve İstanbul Üniversitesi Kök Hücre Bankası'nın girişimleri sonucu Andreas'ın iliği karayoluyla önce İstanbul'a, ardından Adana'ya getirildi.

Nakil öncesi güvenlik önlemi amacıyla bağışçı Andreas da 14 gün karantinaya alındı. Andreas'ın korona virüs testlerinin negatif çıkması üzerine Kuzey Deniz Şengezer'in doktoru, Adana Acıbadem Hastanesi Çocuk Hematolojisi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Antmen transplantasyona hazır olan minik Kuzey'e 170 derecenin altında dondurulan kök hücreleri nakletti.
Yaklaşık 2 aydır hastanede kalan minik Kuzey, bugün süper kahraman kıyafeti giyerek taburcu edildi. Doktorları Kuzey’in taburcu olması nedeniyle ufak bir kutlama gerçekleştirdi.

“Yeni bir hayata başlamasını sağlayacağız”

Çocuk Hematolojisi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Antmen, Kuzey’in ilik nakil serüvenini anlatarak, “Nakilden sonra büyük bir bekleme, enfeksiyondan korunma dönemi başladı. Bir takım beklenen komplikasyonlar çıktı. 2 hafta da virüs enfeksiyonu tedavisini bekledik. Hepsini atlatarak Kuzey mutlu, mesut ve neşeli bir şekilde evine göndereceğimiz duruma geldi. Herkese teşekkür ediyorum. Akut Lenfoblastik Lösemi çok önemli bir rahatsızlık. Biz Kuzey’i sürekli takip edeceğiz, kemik iliği kontrolünü yapacağız ve bu sürecin sonunda onun yeni bir hayata başlamasını sağlayacağız” diye konuştu.

Doktoru mutluluktan gözyaşlarını tutamadı

Kuzey’in doktorlarından Prof. Dr. Hatice İlgen Şaşmaz ise mutluluktan gözyaşlarını tutamayarak, “Kuzey Deniz’in macerası 1 yıl önce başladı. Lösemi bir insanın başına gelebilecek en ağır hastalıklardan bir tanesi. Kuzey Deniz, en zor şartları atlatarak taburcu olmayı başardı. Biz tam Kuzey’i taburcu edecekken başımıza bir enfeksiyon tablosu çıktı. Özellikle bu yurt dışı nakillerde karşılaştığımız bir sorun. Kuzey Deniz bu tedaviye de yanıt verdi ve bugün onu koruyucu ilaçlarıyla taburcu edeceğiz” ifadelerini kullandı.

"İnsanlar birkaç saatini ayırıp bağış yapabilir"

Gazetecilere sevinçlerini anlatan baba Gürcan Şengezer ise mutlu olduklarını ve insanların bağış yapması gerektiğini belirterek, “Hocamızın ve ekibinin hakkını ödeyemeyiz. İnsanlar bağış yapmalı. Bu çok önemli. Biz bugün bu sevinci yaşıyorsak herkes yaşayabilir. İnsanlar birkaç saatini ayırarak bağış yapabilirler” şeklinde konuştu.

Anne Özgül de zorlu bir süreçten geçtiklerini kaydederek, “Şükürler olsun naklimiz başarılı geçti. Çok mutluyuz. Hocalarımız hep yanımızdaydı. Tek istediğim, tek duam oğlumla sağlıklı bir şekilde evimize gidebilmekti. Bu duyguyu anlatamam. Çok teşekkür ediyorum” dedi.

Süper kahraman kıyafeti giyen Kuzey Deniz Şengezer de eve gidip arkadaşlarıyla oyun oynamak istediğini belirterek, “Bugün taburcu oluyorum o nedenle bu kıyafeti giydim. Mutluyum. Arkadaşlarımla oyun oynayacağım. Parkta salıncağa bineceğim. Bisikletime bineceğim. Evde yemeğimi yiyeceğim. Çok seviyorum doktorlarımı onlara teşekkür ederim” diye konuştu.

Konuşmaların ardından doktorlar Kuzey Deniz Şengezer ve ailesini hastaneden uğurladı. Bu sırada hastanede bulunan vatandaşların camlardan Kuzey ve ailesini izlemeleri dikkat çekti.

Umutcan İşledici - Elif Ayşenur Bay

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Pembe Zakkum çiçeklerinden görsel şölen Adana’nın Kozan ilçesinde her yıl nisan ve mayıs ayında açmaya başlayan zakkum çiçekleri dağlarda görsel bir şölen oluşturuyor. Memi Mahallesi’nde dağ yamaçlarını saran zakkumların çiçek açmasıyla kartpostallık görüntüler ortaya çıktı. İlçede açık hava stüdyosuna dönen yamaçlar fotoğraf ve doğa tutkunlarının akınına uğruyor. Dağ yamacında ormanlık alanda yetişen zakkum çiçekleri pembe ile yeşilin buluşmasıyla farklı bir güzellik ortaya çıkarıyor. Çocukları ile birlikte fotoğraf çekimi ve öz çekim için bölgeye geldiklerini aktaran Bestami Akgöç, "Her yıl baharda bu güzel şöleni izlemeye geliyoruz. Türkiye’nin dört bir yanından buraya fotoğraf çektirmeye geliyorlar. Bu çiçek zehirli ama görüntüsü çok güzel. Kuran’da da ismi geçen bir çiçek. Ölüm çiçeği, cehennem çiçeği olarak biliniyor. Bunu koparmıyoruz ve sadece görsel güzelliği ile fotoğraf çektirmeye geliyoruz. Doğa harika herkesi buraya bekliyoruz. Belediyemizde destek verirse burası doğa turizmine kazandırılır diye düşünüyoruz” dedi. Ailesi ile bölgeye gelen Reyhan Akgöç ise, "Babam ile fotoğraf çekimi için geldim. Her yıl buraya geliyorum ve pembe çiçekler çok güzel" diye konuştu. Doğaya hayran kaldığını ve Mersinden bölgeye geldiğini söyleyen Seda Can Ulaş, “Fotoğraf çekimine geldik. Harika bulduk. Keşfedilmeye değer" ifadelerini kullandı.
Trabzon Yeni Zigana Tüneli 4 mevsim sürücülere kesintisiz ulaşım sağlıyor Türkiye ve Avrupa’nın en uzun, dünyanın ise 3. en uzun tüneli olan Trabzon-Gümüşhane karayolu üzerindeki Yeni Zigana Tüneli hizmete girmesinin üzerinden geçen 1 yılda kesintisiz ulaşım imkanı sağlarken, 15 binin üzerinde araç tüneli kullanarak geçiş yaptı. Yapımına Nisan 2016’da başlanan tünel, 3 Mayıs 2023’te hizmete girmişti. Sürücülerin korkulu rüyası haline gelen Zigana Geçidi’nde keskin virajlar ve rampaların yanı sıra kar, sis, taş düşmeleri gibi risklerin bulunduğu Trabzon-Gümüşhane karayolu Zigana Tüneli’nin hizmete girmesiyle sorunları ortadan kaldırmış oldu. Doğu Karadeniz ve Kafkasları, Ortadoğu ve İran’a bağlayan Trabzon-Gümüşhane karayolu üzerinde bulunan Tarihi İpek Yolu güzergahındaki Yeni Zigana Tüneli açılışının ilk senesinde 15 binden fazla aracın geçişine ev sahipliği yaptı. Gümüşhane’nin Torul ilçesi Köstere köyü mevkisi ile Trabzon’un Maçka ilçesi Başarköy köyü arasında her biri 14,5 kilometre uzunluğunda inşa edilen çift tünelle Türkiye ve Avrupa’nın en uzun, dünyanın ise 3. en uzun tüneli olan Yeni Zigana Tüneli ile Trabzon-Gümüşhane arasında mesafe yaklaşık 30 dakika azaldı. Zamandan 60 milyon TL’ye yakın, akaryakıttan 150 milyon TL’ye yakın olmak üzere 200 milyonun üzerinde tasarruf da sağlayan tünel, ayrıca karbon salınımının da azaltılmasına katkı verdi. Keskin virajlar ve rampalar projeyle ortadan kalktı Türkiye’nin en uzun karayolu tüneli olan Zigana Tüneli hizmete girmesiyle Gümüşhane, Trabzon Limanı’na daha da yaklaştı ve yolun geometrik standardı daha da yükselmiş oldu. 100 kilometre olan güzergah 10 kilometre kısaltarak 90 kilometreye düşürülürken, özellikle kış aylarında yağışın ve karın yoğun olduğu geçitte keskin virajlar ve rampalar da bu projeyle ortadan kalktı. Zigana Tüneli ile birlikte sürücülere konforlu, güvenli ve ekonomik bir ulaşım imkanı sağlanırken, dik yamaçlardan taş düşmesi gibi olayların da yaşandığı Trabzon-Gümüşhane karayolunda yeni Zigana Tüneli ile bu problemler tarih oldu. Yeni Zigana Tüneli’nin hizmete açılmasıyla binlerce aracın geçiş sağladığı Zigana Geçidi artık sessizliğe bürünürken, sürücüler Zigana Tüneli ile 4 mevsim rahat ve konforlu ulaşım yaşamaya başladı. “Çok çilemiz vardı” Zigana Tüneli ile artık rahat bir ulaşım sağladıklarını belirten Okay Reis, “Güzel bir tünel oldu. Önceden Zigana Dağını kullanıyorduk. Zorlu bir yoldu. Şimdi ise duble yolda gidiyoruz” derken, Yunus Ayar ise Trabzon-Gümüşhane karayolunun tünel ile kısaldığını kaydederek “Zaman zaman tüneli kullanıyoruz. Yolumuz kısaldı. Daha rahat bir yolculuk yapıyoruz. Zorluk kalmadı. Eski Zigana yolunda zorlu çekiyorduk. kardan dolayı buz oluyordu. Sürekli inip çıkamıyorduk. Şimdi çift şeritli yok. Hem biz hem araçlarımız rahatladı” şeklinde konuştu. Özellikle kış aylarında zorluk yaşadıklarını vurgulayan Erkan Yılmaz da “Çok güzel bir yol oldu. Hem yolumuz kısaldı hem de kış aylarında zorluk çekiyorduk. Araçlarımız kardan dolayı kayıyordu. Artık tünele giriyorsun 10 dakikada Torul’dan çıkıyorsun” diye konuştu. Zigana Geçidi’nde kış aylarında araçlarına zincir bağlayarak yola çıktıklarını dile getiren Abdurrahman Köprü ise “Gümüşhane Zigana dağı yolunu çok kez kullandım. Artık çok rahat. Önceden zincir bağlayıp yola çıkıyorduk. Yapanlardan Allah razı olsun. Önceden çok çilemiz vardı” ifadelerini kullandı.
Van Urartuların mühendislik harikası 2 bin 800 yıllık Keşiş Gölü eski günlerine kavuşuyor Urartu Kralı tarafından 2 bin 800 yıl önce yaptırılan Keşiş Gölü, karların erimesi ve son yağışların etkisiyle tekrar canlanarak yaban kuşlarına ev sahipliği yapmaya başladı. Son 4 yıldır ülke genelinde yaşanan kuraklık, birçok göl ve barajlar kurumaya neden olurken, bu göllerden biri de milattan önce 685-645 yıllarında hüküm süren Urartu Kralı II. Rusa tarafından Erek Dağı’nın eteklerinde akarsu vadisinin önünü kapattırmasıyla oluşturulan Turna (Keşiş) Gölü idi. Geçtiğimin son yıldır yaz mevsimlerinin yağışsız ve kurak geçişi sebebiyle kurumaya yüz tutan Gürpınar ilçesi sınırları içerisinde bulunan ve Erek Dağı eteklerindeki 2 bin 500 rakımlı Keşiş Gölü, karların erimesi ve son yağışların etkisiyle tekrar canlanarak göçmen kuşların konaklama ve üreme alanı oldu. “Suları çok verimli kullanmamız lazım” Konuyla ilgili bilgi veren Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Van Gölü havzası son yılların en yağışlı dönemini geçiriyor. Bu yağışların neticesinde havzada yıllarca karada olan sulak alanların birçoğu artık suyla buluştu. Özellikle Karasu Sulak Alanı olsun, diğer sulak alanları olsun ve şu andaki bulunduğumuz Erek Dağı’nın doğusundaki keşiş Gölü olsun buraların hepsinin suyla dolduğunu görüyoruz. Bu çok çok sevindirici bir durum. Çünkü dünyadaki her şey su ile başladı, su varsa devam edecek. Bu suları bizim çok verimli kullanmamız lazım. Özellikle şehir merkezinden geçerek Van Gölü’ne dökülen Akköprü Deresi’nin yıllardır hiç olmadığı kadar gürül gürül aktığını görüyoruz. Artık yağışların azaldığı ve daha çok güneşli havaların olduğu yaz mevsimine giriyoruz. Bu sebepten dolayı özellikle gölet ve barajlardaki suyu peyder pey çok yavaş bir şekilde kullanılması lazım. Van Gölü’ne giden her bir damla su kullanılabilir su olmaktan çıkıyor. Göletlerde, barajlarda ve sulak alanlarda biriken suların mümkün olduğunca bu alanlarda tutularak yavaş bir şekilde Van Gölü’ne bırakılması lazım. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki yıllar yine böyle yağışlı geçer ve havzada yıllardır kuru olan sulak alanlar daha da bol su ile dolar” dedi. “Buradaki suyun varlığı havza için ümit veriyor” Şu andaki bulundukları alanın Erek Dağı’nın doğusundaki Keşiş Gölü olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Geçen sene buralara geldiğimiz zaman gölünün kıyı çizgisinin çok daha gerilerde olduğunu ve içerisindeki adacıklar olduğunu görüyorduk. Şu anda su neredeyse yol kenarında kadar gelmiş durumda. Bu durum adeta Keşiş Gölü’nün etrafına da yansımış. Biyoçeşitliliği çok daha canlı, etraf kuş sesleriyle dolu. Buradaki suyun varlığı havza için ümit veriyor” diye konuştu.