Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba, Et ve Süt Kurumu tarafından büyük market zincirlerine kurulacak reyonlarda halka ucuz ve sağlıklı et sunacaklarını söyledi. Konu ile ilgili açıklama yapan Yrd. Doç. Dr. Tuğçe Naime Gedik, "Et hepimizin bildiği gibi belli miktarda almamız gereken bir ürün ve kaliteli bir protein diye geçmektedir. Bunun dışında esansiyel dediğimiz önemli aminoasitleri ve vitaminleri içermektedir. Bu yüzden et kalitesi dediğimizde çok farklı terimler ortaya çıkabilmektedir. Bakanlık şu anda piyasada etin biraz yüksek fiyatlı olmasından kaynaklı olarak minimize etmeye çalıştı. Bu amaçla çeşitli ülkelerden ithal et çalışmalarına başlanmış durumda. Yurt dışında hayvanlar Türk Gıda Kodeksi'ne uygun olarak ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın belirlediği standartlara göre kesilecek. Daha sonra uygun şartlarda dinlendirilecek. Dinlendirildikten sonra soğuk zincirle gemilerle ülkemize gönderilecek. Et ve Süt Kurumu bu konuda görevlendirildi. Et ve Süt Kurumu'nda reyonlarda yerini alacak ve çeşitli firmalarda, mağazalarda reyon kiralayarak satışa sunulacak" ifadelerini kullandı.
"Veteriner Hekimler tarafından tüm kontrolleri yapılıyor"
İthal etlerin sağlık açısından endişe oluşturan kontrollerine değinen Gedik, " İthal etlerin veteriner hekimler tarafından Deli Dana(BSE) Hastalığı açısından kontrolleri yapılıyor. Bu kontroller yapıldıktan sonra hayvanlardaki mühürlere dikkat ediliyor. Aşıları yapılmış mı, uygun şartları sağlıyorlar mı, ateş ya da diğer hastalıkları var mı? Bunlar araştırılıyor. Veteriner hekimler tarafından onaylandıktan sonra Türkiye'ye gelmeden önce uzamanlar tekrar kontrol ediyorlar ve hayvanlar daha sonra kesim aşamasına geliyor" dedi.
Neden et ithal ediyoruz?
Türkiye'de hayvancılığın geliştiğini vurgulayarak etin ithal edilmesinin sebeplerine değinen Gedik, "Bakanlığın amacı şu anda çok yüksek fiyatta olan etin bu şekilde fiyatının düşürülerek sofralara daha sık bir şekilde gelmesini sağlamak. Peki neden et ithal ediyoruz? Aslında bol miktarda Türkiye'de imkânlarımız ve üreticilerimiz de var. Fakat yeterli miktarda yem yok. Daha doğrusu yemin fiyatı yüksek. Etle birlikte yem ithalatı da başladı. Arpa buğday gibi ürünler de ithal edilecek. Bununla ilgili de yetkili bir kurum olacak. Yem fiyatları yüksek olduğu için üretici hayvanlara yem vermekten çekiniyor. Çünkü harcadığı yeme karşılık hayvanı satarken bunu karşılayamayacağını düşünüyor. Dolayısıyla üretici zor durumda kalabilir. Bu şimdilik bir çözüm gibi gözüküyor. Daha sonra tabi ki kendi üreticimize destek vererek, yem fiyatlarını da düşürülmesi gerektiğini düşünüyorum" açıklamalarında bulundu.
"Et oda sıcaklığında çözülmemesi gerekiyor"
Et seçiminde ev hanımlarına ipuçları vererek nasıl muhafaza edilmesi gerektiğine dair önerilerde bulunan Gedik, “Hepimizin bildiği gibi duyusal analiz yöntemleri var. Bir markete veya kasaba gittiğimizde ilk önce dikkatimizi çeken etin rengi oluyor. Kahverengileşmiş ya da morarmış etleri almak istemeyiz. Tabi ki bu doğru bir yaklaşım. Etin kendine has bir kokusu bulunmakta. Bu kokunun dışındaki kokuları kabul edilebilir görememekteyiz. Et ne çok sert ne çok yumuşak olmalı, hafif sulu olmalı, etin üstüne baskı yaptığımızda belli bir tepki verebilecek kıvamda olmalıdır. Etleri muhafaza ederken küçük küçük parçalara ayırıp kullanacağımız kadarını poşetlere koymalıyız. Henüz kullanılmayacak olan etler buzluğa koyulmalıdır. Dondurduktan sonra da oda sıcaklığında çözülmemesi gerekiyor. Çözdürürken buzluktan buzdolabına koyarak yavaş yavaş çözdürmemiz gerekiyor” diye konuştu.
