EKONOMİ - 30 Eylül 2019 Pazartesi 13:27

Yurtdışına giden öğrencilerin yüzde 20’si Avrupa ülkelerini tercih ediyor

A
A
A
Yurtdışına giden öğrencilerin yüzde 20’si Avrupa ülkelerini tercih ediyor

Her yıl 50 bin öğrenci Türkiye’den eğitim için yurtdışına çıkıyor. Eğitim için gidilecek ülkelerde eğitim kalitesi, müfredat, denklik, yaşam koşulları ve eğitim sonrası çalışma hakları önem taşırken, son dönemde Avrupa ülkeleri yeniden kaliteli ve bütçe dostu okul seçenekleriyle öne çıkıyor.

Türk öğrenciler yurtdışında eğitim için en çok Avrupa ülkelerindeki üniversitelere gidiyor. UNESCO verilerine göre her yıl eğitim amacıyla yurtdışına çıkan 50 bin öğrencinin yüzde 20’si Avrupalı üniversiteleri tercih ediyor. Türk öğrencilerin artan ilgisi karşısında Avrupa’nın en çok tercih edilen dil okulu, lise, kariyer koleji, kolej ve üniversiteleri 12-18 Ekim 2019 tarihleri arasında İstanbul, Ankara ve İzmir’e geliyor. Her yaştan öğrenci ve mezunun ücretsiz katılabileceği fuar öncesinde Akare Yurtdışı Eğitim Fuarları Türk öğrencilerin en çok tercih ettiği ülkelerden İtalya, Polonya, Almanya ve Ukrayna’da eğitim almak isteyen öğrenciler için öne çıkan konulara değindi.

Tasarım, moda, sanat alanlarında İtalya ön planda
Akare’nin yaptığı analize göre; tasarım, moda ve sanat eğitimi için dünyada en daha fazla tercih edilen ülke İtalya, hem lisans hem de yüksek lisans için dünya sıralamasında ilk 1000’de yer alan pek çok üniversiteye ev sahipliği yapıyor. 58 tane devlet, 17 tane özel üniversitenin bulunduğu ülkeye üniversite eğitimi için gidecek öğrencilerin, Türkiye’de üniversite sınavında baraj puanı geçmiş olması gerekiyor. İtalya’da lisans düzeyinde mühendislik eğitimi 3 yıl sürüyor ve elde edilen diploma hem Türkiye’de hem de Avrupa genelinde geçerliliğe sahip oluyor.

Politecnico di Milano, Politecnico di Torino, Bocconi University, University of Rome Sapienza, Universita Cattolica del Sacro Cuore, Universit di Bologna İtalya’nın eğitim alınabilecek en iyi üniversitelerinin başında geliyor.

Polonya 80 bin yabancı öğrenciye ev sahipliği yapıyor
Polonya, 2019 senesi itibarıyla yaklaşık 80 bin uluslararası öğrenciye ev sahipliği yaparak, son yıllarda eğitim için Avrupa’da en çok tercih edilen ülkelerden biri konumuna yükseldi. Yaşam giderlerinin diğer Avrupa Birliği üyesi ülkelere kıyasla düşük olması ve ülkenin Avrupa Birliği üyeliğini elde etmesi uluslararası öğrencilerin Polonya’ya ilgisini artırıyor. Polonya Avrupa’da İngilizce’nin anadil olarak konuşulduğu ülkelerin ardından en fazla İngilizce eğitim programı sunan ülkelerden biri konumunda. Lise diplomasına sahip adayların pek çok bölümde sınavsız üniversite eğitimine başladığı ülke, Türkiye’deki üniversitelerinden mezun olan öğrencilerin sorunsuzca yüksek lisans eğitimine devam edebileceği bir eğitim sistemine de sahip. Özel eğitim kurumlarında yıllık harçlar bin 300 eurodan, devlet üniversitelerinde ise 2 bin eurodan başlıyor.

Uluslararası akademik kalite değerlendirme raporlarına göre ilk 1000 üniversite arasında 26 üniversiteye ev sahipliği yapıyor. Polonya’nın öne çıkan 5 üniversitesi ise şöyle: Jagiellonian University, University of Warsaw, AGH University of Science & Technology, Warsaw University of Technology, Adam Mickiewicz University Poznan.

Almanya mezun öğrenciler için 18 ay çalışma izni veriyor
Avrupa’da en çok üniversiteye sahip olan Almanya, akademik eğitim alınabilecek 10.000'den fazla bölüm sunarak her öğrencinin kendi yeteneklerine uygun bölümleri seçebilmesi için fırsat sağlıyor. Özellikle mühendislik alanında mezun olduktan sonra 18 aya kadar verilen çalışma izniyle Türk öğrenciler için büyük bir kariyer fırsatı sunuyor. YÖK denkliğiAlmanya'nın tüm devlet üniversitelerinde geçerli. Alman devlet üniversitelerine başvuru yapabilmek için temle kural ise Türkiye’de üniversiteye giriş sınavına girerek Almanya’da okumayı planladığınız bölümün aynısını veya benzerini kazanmak.

Dünya sıralamasında en iyi 1000 içinde 44 üniversiteye sahip Almanya’da üniversitelerin yıllık harç bedelleri 200 ile 1.500 Euro arasında değişiyor. Almanya’nın öne çıkan ilk 5 üniversitesi: Heidelberg Üniversitesi, Münih Üniversitesi, Münih Teknik Üniversitesi, Karlsruhe Üniversitesi, Humboldt Berlin Üniversitesi

Ukrayna’da lise diplomasıyla üniversiteye başlanabiliyor
Özellikle eğitim alanında yaptığı yatırımlarla öne çıkan Ukrayna, Türk öğrencilerin üniversite eğitimi için yoğun olarak tercih ettiği ülkelerden biri haline geldi. üniversitelerin birçoğu Avrupa Üniversiteler Birliği üyesi olduklarından, Ukrayna üniversitelerinden alınan diplomalar Avrupa ülkelerinde geçerliliğe sahip. Öğrenciler aynı zamanda Avrupa ülkelerindeki üniversitelere yatay geçiş de yapabiliyor. Türkiye'de uygulanan TYT ve AYT sınavlarına girmeksizin sadece lise diplomasıyla istenilen bölümde eğitim alınabilirken, yüze yakın Ukrayna üniversitesi YÖK tarafından da tanınıyor. Yıllık 1.500-4.500 ABD doları arasında değişen eğitim ücretleri, aylık ortalama 300 ABD doları civarındaki düşük yaşam maliyetleri, binlerce uluslararası öğrencinin ilgisini Ukrayna’ya çekiyor. Ukrayna’nın öne çıkan ilk 3 üniversitesi; Karazin Kharkiv Ulusal Üniversitesi, Kiev Ulusal Taras Schevchenko Üniversitesi, Kiev Politeknik Üniversitesi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Kızını ve torununu öldüren sanığa 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis Eskişehir’de kızını ve 7 yaşındaki torununu silahla vurarak öldüren sanığa mahkeme heyeti indirim uygulamadan 2 kez ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Öte yandan öldürüldüğü yerde minik Ata Alp’in kalan gözlüğü, yakınlarına verilmesine karar verildi. Adana’dan Eskişehir’ gelerek kızı Merve Karabaş’ı (31) ve kaçmaya çalışan 7 yaşındaki torunu Ata Alp Karabaş’ı sokak ortasında silahla vurarak öldüren 60 yaşındaki Osman Nuri Keskin’in yargılandığı davada karar duruşması Eskişehir 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Eskişehir H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan sanık Osman Nuri Keskin Mahkeme salonunda cezaevi görevlilerince hazır edildi. Duruşmaya, Gülhan Karabaş, Ahmet Karabaş, Rafet Karabaş hazır olduğu görüldü. "Kızımı ve damadımı öldüreceğim torununu da kaçıracağım’ dedi" Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan Adana’nın Seyhan ilçesinde oturan ve sanık Osman Nuri Keskin’in komşusu olan, tanık sıfatıyla dinlenen Gülcan İ. (56), "Komşum tanırım. Hatice Keskin ile görüşürdüm, merhabamız vardı. Aile yaşantılarını bilmem ama Hatice hanımın küs olduğunu biliyorum. Osman abi karısıyla konuşmak istedi aradım karısı konuşmadı. Sonra da Osman abi, ‘Kızımı ve damadımı öldüreceğim torununu da kaçıracağım’ dedi. Ne zaman Eskişehir’e gittiğini bilmiyorum, bu konuşma olayın gerçekleştiği tarihten yaklaşık bir hafta önce oldu. Merve’nin ev adresini bilmiyorum. Merve annesi için benim adresime çiçek yollamıştı. Ben çok yalvardım ‘Kendinize zaman verin’ dedim. İlk başta ciddiye almadım bunu yapacağına. Daha sonra belki yapar diye apartmanda arkasından söyledim. Yapmasın diye yalvardım. Sanığın Eskişehir’e geleceğinden haberim yoktu" diye konuştu. "Kesinlikle tasarlayarak böyle bir eylem yapmadım" Mahkemede son sözü sorulan sanık, "Tanık beyanını kabul etmiyorum. Böyle bir sözde bulunmadım. Yemin ederim ki öyle bir şey yok, kesinlikle böyle bir şey tasarlamadım. O an ne yaşadığımı bilmiyorum. Kesinlikle tasarlayarak böyle bir eylem yapmadım" diyerek kendini savundu. Merve Karataş’ın kayınvalidesi Gülhan Karabaş, "İndirimsiz bir şekilde cezasını bulmasını istiyorum" derken, eşi Ahmet Karabaş mahkeme heyetine, "Adaletinize güveniyorum" dedi. Sanığa 2 kez ağırlaştırımış müebbet hapis cezası verildi Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Osman Nuri Keskin’e, kadın olan alt soyu maktul Merve Karabaş’a yönelik "Tasarlayarak Kadın Olan Alt Soyuna Karşı Kasten Öldürme" ve çocuk olan alt soy maktul Ata Alp Karabaş’a yönelik olarak "Çocuk Olan Alt Soyuna Karşı Kasten Öldürme" suçlarından 2 kez ayrı ayrı ağırlaştırmış müebbet hapis cezası verdi. Ayrıca sanığa ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçundan ise 2 yıl 6 ay hapis cezası ve 80 gün adli para cezası verildi. Cezalarda mahkeme tarafından herhangi bir indirim uygulanmadı. Öte yandan minik Ata Alp’in gözlüğünün ve diğer eşyaların mirasçılarına verilmesine karar verildi. "Alabileceği en ağır cezayı aldı bu konuda içimiz biraz daha rahat" Duruşma sonrası açıklamada bulunan Karabaş ailesinin Avukatı Hediye Gökçe Baykal, "Karışık duygular içerisindeyim. Sanık Osman Nuri Keskin 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Ve mahkeme hiçbir indirim sebebi uygulamadı bu cezada. 2 kayıp, 2 giden can var. Biri kadın biri çocuk, onun için ‘sevinçliyiz’ diyemiyoruz maalesef ama bir teselli bulduk diyelim en azından. Vicdanımız biraz daha rahatladı. Ağırlaştırılmış hapis müebbet hapis cezası almasını zaten istiyorduk ama indirim sebepleri uygulanmaması hususunda biz de beyanlarda bulunduk. Çünkü birisi öz kızı birisi öz torunu. Bu sebeple daha önce tasarlayıp buraya geldiğine dair çok delil var. Bir gün öncesinden gelip orada keşif yaptığına ilişkin, iş yerine gittiğine ilişkin. Kaldı ki bugün dinlenen tanık beyanında ‘gideceğim öldüreceğim’ şeklindeydi. Merve açısından tasarlayarak öldürme, Ata Alp açısından sadece çocuğa karşı öldürme verdi mahkeme. Ama alabileceği en ağır cezayı aldı bu konuda içimiz biraz daha rahat diyebilirim. Bundan sonra istinaf süreci var ama orada da kararın bu şekilde çıkacağını düşünüyorum. Cezada indirimin yapılmaması bundan sonraki failleri de engelleyeceğini düşünüyorum. Tekrar aileye baş sağlığı diliyorum, bundan sonraki süreci de takip edeceğiz" dedi. "En ağır cezayı aldığını düşünüyorum" Merve Karabaş’ın kayınbabası Rafet Karabaş (56), "Bu süreçte çok üzüldük bir daha böyle bir cinayet işlerinin hiçbir kız evladımız, erkek evladımız, torunlarımıza yaşamaması dileğiyle bu acıların son bulmasını istiyoruz. En ağır cezayı aldığını düşünüyorum buradaki diğer avukatlarımıza da çok teşekkür ederim" diye konuştu. Ata Alp’in babaannesi Gülhan Karabaş ise, "Hepinizin eline emeğine sağlık. Hepinize çok teşekkür ederim. Giden gelmiyor ama bu da bir nebze ferahlatıyor. Çok üzüntülüyüz" dedi. Olay geçmişi Olay, 13 Haziran 2024 tarihinde Emek Mahallesi Yanartaş Sokak’ta gerçekleşmişti. Adana’dan Eskişehir’e gelen Osman Nuri Keskin (60), kızı Merve Karabaş’ı (31) ve 7 yaşındaki torunu Alp Ata Karabaş’ı sokak ortasında tabancayla vurarak öldürmüştü. Osman Nuri K.’nın eşiyle boşandığı dönemde kızıyla yaşadığı sorundan dolayı cinayeti işlediği öğrenilmişti. İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı polis ekiplerince yakalanarak adliyeye sevk edilen cinayet zanlısı, tutuklanarak Eskişehir H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderilmişti.
Ankara Bakan Memişoğlu: "Bu ülkenin üçte birinin sigara içmesini bir Sağlık Bakanı olarak istemiyorum" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Bu ülkenin üçte birinin sigara içmesini bir Sağlık Bakanı olarak istemiyorum. Bu vatandaşlarımızın en büyük risklerinden birisi kiloyla beraber. Onun için gelin Türkiye’yi Avrupa’nın en çok sigara içen ülkesi olmaktan çıkaralım" dedi. Ankara Sincan ilçesinde inşa edilen Mareşal Çakmak Sağlıklı Hayat Merkezi ve 9 No’lu Aile Sağlığı Merkezi’nin açılışı gerçekleştirildi. Açılışa, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Ankara Valisi Vasip Şahin, Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan, Ankara İl Sağlık Müdürü Ali Niyazi Kurtcebe ve çok sayıda vatandaş katıldı. Açılış konuşmasını yapan Memişoğlu, Türkiye’deki sağlık merkezlerine ilişkin bilgi vererek, "Türkiye’de şu anda 18 bin 300 aile sağlığı merkezimiz var. 29 bin 800 aile sağlığı hekimimiz var ve 973 tane sağlıklı hayat merkezimiz var. 954 tane kamu hastanemiz var. Birinci basamakta da bin 202 tane tesisimizin inşaatını planladık ve sürdürüyoruz. Son bir yılda 302 tane aile sağlığı Merkezini hizmete aldık. 461 aile sağlığı merkezimizin de inşaat devam etmekte. Bizim hedefimiz bin aile sağlığı merkezini bitirip 18 bin 300’ün üzerine eklemek ve şu anda 2 bin 889 olan aile hekimine düşen kişi vatandaş sayısını da 2 bin bandına kadar düşürmek" şeklinde konuştu. "Vatandaşlarımızın aile hekimine ulaşmasını istiyoruz" Vatandaşların önce aile hekimine gitmesi gerektiğini vurgulayan Memişoğlu, "Aile hekimliği en yakın hekiminiz ve sağlık biriminiz. Vatandaşlarımızın aile hekimine ulaşmasını sağlatmaya, onların hastalanmadan bu tür sağlık merkezlerine gelmesini istiyoruz. Çünkü son bir senedir yaptığımız çalışmalarla tam 15 milyon vatandaşımız hiç aile hekimine gelmemişti ve biz şu anda şimdiye kadar hiç aile hekimliğine gelmemiş vatandaşımızı aile hekimleriyle buluşturuyoruz. Toplumun da birinci basamağı ve koruyucu hekimliğe ve sağlıklı kalmaya yönelik politikalar uygulamaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Sağlıklı hayat merkezlerine gidilmesinin önemini vurgulayan Memişoğlu, "Vatandaşlarımızdan şunu istiyoruz; 8 bin 300 tane Türkiye genelinde olan aile sağlığı merkezlerimize lütfen gitsinler, hastalanmadan gitsinler. Sadece ilaç yazdırmak için ve hastalandıkları için değil, sonrasında bedenlerini ve sağlıklı kalmalarını sağlamak için gitsinler" diye konuştu. Bakan Memişoğlu, birçok işlemin sağlık merkezlerinde sunulduğunu belirterek, diyetisyenden fizyoterapiste, psikologdan çocuk gelişimcilerine kadar pek çok alanda vatandaşların hizmetinde olduğuna dikkati çekti. "Toplumun maalesef üçte birine yakın kısmı bugün tütün kullanıyor" Bakan Memişoğlu, tütün ürünlerinin bırakılması gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Vatandaşlarımız da kendi sağlığının kıymetini bilecekler. Toplumun maalesef üçte birine yakın kısmı bugün tütün kullanıyor. Tütün dediğiniz, sigara dediğiniz elektronik dediğiniz puf dediğiniz her şey maalesef insan bedenine, sağlığına zararlı. Türkiye maalesef akciğer kanserinde dünyanın ilk üçünde. KOAH dediğimiz nefes alamama problemleri yaşlı grubumuzun büyük kısmında var. En büyük sebepleri bu hastalıkların sigara ve tütün bağımlılığı. Toplum olarak her birimiz mücadele etmemiz lazım. Ben sigara içen vatandaşlarımızın yüzde 99,9’unun sigarayı bırakmak istediğini biliyorum. Biz bu vatandaşlarımıza yardım etmek için hazırız. Hatta bunların özellikle bizim sağlık tesislerimize gelme konusunda tereddüt. Yaşadıklarını bildiğim için mobil sigara poliklinikleri oluşturduk parklarda kalabalık alanlarda ama bugün hem aile hekimliklerimizle hem sağlıklı yaşam merkezlerimize sigara bırakma poliklinikleri açtık neden açtık Orada siz sigarayı gerçekten bırakabilirsiniz ilacınızı da doktor gözetiminde kendisini yetiştirmiş olan hekim arkadaşlarımızın yardımıyla sigarayı bırakın. Size ilaçları ücretsiz veriyoruz, takibinizi ücretsiz veriyoruz. Lütfen bütün vatandaşlarımıza bunu istirham ederek söylüyorum; Sigara içmek hayatta en büyük sizin kabahatiniz ve zararınız oluyor." "Bu ülkenin üçte birinin sigara içmesini bir Sağlık Bakanı olarak istemiyorum" Türkiye’yi Avrupa’nın en çok sigara içen ülkesi olmaktan çıkarmak istediğini aktaran Memişoğlu, "Bu ülkenin üçte birinin sigara içmesini bir Sağlık Bakanı olarak istemiyorum. Bu vatandaşlarımızın en büyük risklerinden birisi kiloyla beraber. Onun için gelin Türkiye’yi Avrupa’nın en çok sigara içen ülkesi olmaktan çıkaralım" diye konuştu. Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan ise Sincan’ın Ankara’nın en hızlı büyüyen ilçesi olduğunu söyleyerek, sağlık alanında çalışmalarını sürdürmeye devam edeceklerini aktardı. Açılış konuşmalarının ardından kurdele kesimiyle sağlık merkezinin açılışı yapıldı.