GÜNDEM - 05 Aralık 2023 Salı 11:03

Depremzede Ahmed’e doğan umut güneşi: Kaybettiği bacaklarına protezle kavuştu

A
A
A
Depremzede Ahmed’e doğan umut güneşi: Kaybettiği bacaklarına protezle kavuştu

Asrın Felaketi 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde Hatay Kırıkhan ilçesinde 3 gün enkaz altında kalan, annesini, babasını ve 2 kardeşini kaybeden 13 yaşındaki Mutasim Al Ahmed, felaketin ardından iki bacağını birden kaybetse de, uzun tedavi süresi sonrası kendisine bütün masrafları ücretsiz karşılanarak takılan protez bacaklarla hayata yeniden tutundu.

Asrın felaketinde enkaz altında ailesini ve iki bacağını kaybeden depremzede Mutasim Al Ahmed, protez bacaklarla ayağa kalktı. Ahmed ile ilgili bilgi veren İrade Adımları Derneği Ortopedi Protez ve Ortez Teknikeri Şüheda Şimşek, yakınlarını ve bacaklarını kaybeden Ahmed’in tedavi süreciyle ilgili şunları söyledi:

“Mutasim Al Ahmed, 6 Şubat 2023’te Hatay’ın Kırıkhan’da meydana gelen depremde ailesini ve iki bacağını kaybetti. Henüz 13 yaşında bu kadar kayıp yaşamasına rağmen büyük bir umutla yola çıktı. İstanbul Sultangazi’de yaşayan amcası ile ilk muayenesini olmak için merkezimize 9 Haziran 2023 tarihinde geldi. Bilateral ampute olan hastamızın kas kuvveti, yük taşıma kapasitesi, fantom ağrısı, ağrı tipi ve şiddeti, güdüğün genel durumu değerlendirildikten sonra bilateral hastamıza uygun olacak protez ve uygulanılacak sistemi tespit ettik. Mutasim’in gözlerindeki umut ile bizde depremin yıktığı hayalleri yeniden inşa etmek için birlikte meşakkatli bir o kadar da güzel bir yola çıktık. Ekip arkadaşlarımızla beraber Mutasım’a ampute olan güdüklerin protezi benimseyebilmesi ve tahmin edilen güdük volüm değişiklikleri sürecinde poşetli pasif vakum sistemli protez yapılmasını uygun gördük.”

Depremzede Ahmed’e doğan umut güneşi: Kaybettiği bacaklarına protezle kavuştu

“Her adımında mutluluğu ve heyecanı gözlerinden okunuyordu”

Uyguladıkları yöntemle ilgili bilgi veren Şimşek, “Bu sistem ile Mutasim protez kullanmaya alışıp ve güdük şekli değişmeye başladığı zaman kendisi için daha güzel kullanacağı silikon linerli vakumlu sistem proteze geçiş yapmaya karar verdik. Prova için gelen Mutasim’ın heyecanı, sevinci gözlerinden okunuyordu. Biz de onun sevincine, heyecanına ortaktık. Mutasim’a test soketlerini denedik, o kadar istekliydi ki, protezin parçalarını test soketine sabitledikten sonra walker yardımıyla yürütmeye başladık. Hepimiz Mutasim’ın acıdan umuda doğru iradeli, bir o kadar güçlü adımlarına şahit olduk. Edindiği tecrübeler ve fizik tedavi sonucunda yeni test soketlerini daha iyi kullandı. Mutasim’ın protezleri üzerinde yapmış olduğumuz ayarlar neticesinde daha sağlıklı ve doğru adımlar atmaya başladı. Her adımında yüzündeki mutluluğu, heyecanı ve vermiş olduğu kayıpların acı tebessümü yüzünden okunuyordu” ifadelerini kullandı.

“Azmi ve mücadelesi hepimize örnek oldu”

Şimşek depremzede Mutasım’ın yeniden ayağa kalabilmek için gösterdiği çabayı şöyle açıkladı:

"Doktor, fizyoterapistler ve protez ve ortez teknikerleri ile birlikte Mutasım’ın yürüyüş ve protezi ile alakalı değerlendirmeler sonucunda nihai soketine geçmeye karar verdik. Mutasim her seferinde aynı heyecan ve hiç tükenmeyen umuduyla geliyordu. Karbon soket daha hafif daha dayanıklı olması sebebiyle Mutasim için yürümek daha kolay olmuştu. Mutasimin protezleri üzerindeki ayarları tamamlandıktan sonra 3 Kasım 2023 tarihinde kozmetik yapma aşamasına geçildi. Alınan ölçülere göre iki tarafında kozmetiği tamamlandı ve yürüyüş egzersizlerine devam edildi. Mutasim umudu, azmi ve vermiş olduğu mücadele hepimize hayatın her zorluğuna karşı ayakta dimdik durabilmeye güçlü bir örnekti."

Depremzede Ahmed’e doğan umut güneşi: Kaybettiği bacaklarına protezle kavuştu

“Üç gün boyunca enkazı çıplak ellerimizle kazdık”

Mutasim’in amcası Ammar Al Ahmed, deprem esnasında yaşadıklarıyla ilgili bilgi vererek, “Deprem olduğunda İstanbul’daydım. Tüm iletişim ağları kesilmişti ve depremin ilk saatlerinde onlara ulaşamadık. Hataya hemen gittik ve kardeşimin tüm ailesi enkazın altında olduğunu öğrendik. Üç gün boyunca enkazı çıplak ellerimizle kazdık. Destek ve kelepçe desteklerini ulaştıktan sonar Mutasim’i ve babasını enkazın altından çıkartabildik. Fakat babası komada 22 gün kaldıktan sonar hayatını kaybetti. Mutasım ise bir bacağı ampute edildi diğer ise çok kötü bir şekilde yaralıydı. Doktorlar da Mutasim’i kurtarmak için diğer bacağı da ampute etmeye karar verdiler" dedi.

Büyük bir mücadeleyle yeniden ayağa kaldırıldı

“Mutasim, kardeşimden kalan tek mirasımdır. Elbette, onun gibi özel ihtiyaçları olan biriyle uğraşmak zor olabilir” diyen Ammar Al Ahmed, şunları söyledi:

“Şu anda, günlük görevlerini yerine getirmesine yardımcı oluyorum, tuvalete gitme ve temizlik gibi. Gelecekte kendi kendine yetebilmesini umuyoruz, böylece okula gitmek ve diğer insanlarla etkileşimde bulunmak gibi şeyleri yapabilir. Özelikle protezlerini taktıktan sonra kendi kişisel ihtiyaçlarını tek başına yerine getirmesi hem kendine hem de bizlere iyi olur. Mutasim’i hep hareketli sandalyede görüyordum. Protezi taktıktan sonra onu ayakta görmek benim için büyük bir mutluluk. Aylardır çaba sarf ettik. İrade Adımları Derneği ekibi de aylardır Mutasim ile yürümeye çalıştılar ve tüm vücut kaslarını güçlendirip ayağa kaldırdılar.”

Kalbi durmuş

Deprem anını ve yaşadıklarını anlatan 13 yaşındaki Mutasim Al Ahmed, başından geçen hüzün dolu anları şöyle anlattı:

“Depremden yarım saat önce uyudum. Uyumak için başımı yastığa koydum. Hafif bir titreme hissettim. Bu sefer "normal" dedim. Sonra Çok sallandı. Evin çok sallanmaya başlaması dışında hiçbir şey görmedim. Gözlerimi açtım ve ailemin geldiğini gördüm. Odada ve sonra duvarları yıkmaya başlamasından başka bir şey görmedim. Bina çöktü ve sonra burada molozların altında birkaç gün geçirdim. Onlara karşı hiçbir şey hissetmedim. Sadece bir saat gibiydi. Hastaneye gittim, depremden sonra bir ay kaldım, sonra amputasyon için ilk ameliyatta olduğum için ailemin öldüğünü öğrenmedim. Doktor amcama, amputasyondan dolayı kalbimin ilk kez durduğunu, sonra tekrar çalışmaya başladığını, eğer bir daha güçlü bir şok olursa eninde sonunda durabileceğini ve ölebileceğimi söyledi. Bir ay sonra kimse bana bunlardan bahsetmedi, öğrendiğimde biraz üzüldüm, sonra yavaş yavaş durumu kabullenmeye başladım, hepsi bu.”

“Hayatımı mümkün olduğu kadar eskisi gibi yaşamaya çalışıyorum”

Depremde anne-baba ve 2 kardeşini kaybeden Mutasim Al Ahmed, yaşadığı acılara karşı metanetini şöyle ifade ederek konuşmasını bitirdi:

“İskenderun’a gidiyorum ve bir sürü arkadaşım var, 10-20’den fazla arkadaşım akşam veya öğleden sonra yürüyüşe çıkıyoruz. Hayatımı mümkün olduğu kadar eskisi gibi yaşamaya çalışıyorum.”

Veysel Korkmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Doğu Ekspresi Erzurum’da mola verdi Son yıllarda oldukça fazla ilgi gören ve biletleri aylar öncesinden tükenen Turistlik Doğu Ekspresi, bu yılki ilk kış seferinin Erzurum durağında dört saatlik mola verdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürlüğü Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 dönemi ilk seferine başladı. Ankara Tren Garı’ndan bu sezonun ilk seferine başlayan Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle uğurlanmıştı. Turistik Doğu Ekspresi bölge turizmine ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyor ve geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Turistik Doğu Ekspresi’ne katılımın yoğun olduğu belirtiliyor. Erzurum’da dört saatlik mola Her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 sezonunda da yolcularına Doğu Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerini keşfetme imkanı sunması hedefleniyor. Turistik Doğu Ekspresi kapsamında tren; Erzincan, Erzurum, Sivas ve Kars gibi önemli duraklarda planlı molalar veriliyor. Yaklaşık 1.360 kilometrelik güzergahta, duraklamalar dâhil yaklaşık 33 saat süren bu özel yolculuk boyunca misafirler; karla kaplı dağlar, derin vadiler ve tarihi yapılar eşliğinde unutulmaz manzaralara tanıklık ediyor. Bu yılın ilk seferi olması nedeniyle Erzurum Garı’nda bir karşılama programı yapıldı. Trenden inen yolculara karanfil verildi, Erzurum Halk Oyunları ekibi gösteri yaptı, yolculara ayran aşı çorbası, kadayıf dolması, kahve ve çay ikramı yapıldı. Tren Erzurum Garı molasının ardından seferini tamamlamak üzere son durağı olan Kars yönüne doğru hareket etti. Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer, Turistik Doğu Ekspresi yolcularını Erzurum’da en iyi şekilde misafir etmek için çaba harcadıklarını söyledi. Gençlere çekilişle Doğu Ekspresi turu 8 adet konforlu yataklı vagondan ve 1 adet yemek vagonundan oluşan Turistik Doğu Ekspresi, tren başına 160 yolcu kapasitesiyle hizmet sunuyor. Böylece yeni sezonda 10 bin 800 seyahat tutkununa, Anadolu’nun büyüsünü yaşatma imkanı sağlanacak. Doğu Ekspresi; Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saat; Kars - Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saat duruşlarla, yolcularına şehirlerin tarihini, kültürünü ve lezzetlerini tanıma fırsatı veriyor. Ayrıca, popülerliği giderek artan Turistik Doğu Ekspresi’ni gençlerin deneyimlemesine imkân sağlamak üzere U-FEST kapsamında çekilişler gerçekleştiriliyor, Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler de bu eşsiz yolculuğu ücretsiz olarak hediye ediliyor.
Ordu HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: "Terörsüz Türkiye süreci yeni ve çok daha avantajlı bir süreç" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, ‘Terörsüz Türkiye’ projesini desteklediklerini belirterek, sürecin geçmişe kıyasla daha avantajlı olduğunu söyledi. Arslan, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) süreçte üstlendiği rolün, Türkiye açısından son derece kıymetli olduğunu vurguladı. Genel Başkan Mahmut Arslan, Ordu’da bir otelde düzenlenen programda, ‘Terörsüz Türkiye’ projesine dair açıklamalarda bulundu. Terörsüz Türkiye projesinin ülke gündeminin önemli başlıklarından biri olduğunu ifade eden Arslan, "Bu süreç hepimizi hem heyecanlandıran hem de zaman zaman endişeye ve tereddüde düşüren bir süreçtir. Ancak mevcut tabloya baktığımızda, bu sürecin geçmişe göre çok daha avantajlı olduğunu görüyoruz" dedi. "Çözüm süreci provokasyonlarla yarım kaldı" HAK-İŞ’in 2013 yılında başlatılan çözüm sürecinde aktif rol aldığını hatırlatan Arslan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyarak yola çıkılan çözüm süreci maalesef provokasyonlar nedeniyle yarım kaldı. Amerika ve Batı’nın müdahaleleri, PKK ve uzantılarının bu oyunlara gelmesi süreci akamete uğrattı" diye konuştu. "Bölge halkı terörden en çok zarar gören kesim" Çözüm sürecinde ‘akil insanlar’ heyeti kapsamında Doğu Anadolu Bölgesi’nde görev aldıklarını dile getiren Arslan, "Üç ay boyunca bölge halkıyla birebir çalıştık. O dönem de gördük ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımız terörden en çok zarar gören kesim oldu. Terör örgütünün baskısı nedeniyle insanlar özgürce yaşayamadı, bu da ülkemize büyük kayıplar yaşattı" ifadelerini kullandı. "MHP’nin bugünkü rolü sürecin başarısı açısından kıymetli" Mevcut sürecin en önemli avantajlarından birinin siyasi tablo olduğunu belirten Arslan, "Özellikle geçmişte çözüm sürecine itiraz eden ve bugün bu sürecin başlatıcıları arasında yer alan Milliyetçi Hareket Partisi’nin rolünün farklı bir noktada olması, Türkiye açısından son derece kıymetlidir. Bu durum sürecin başarıya ulaşması için önemli bir fırsattır" dedi. "TBMM’nin inisiyatif alması önemli bir kazanım" Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) süreçte aktif rol üstlenmesini de önemli bir avantaj olarak değerlendirerek, "O günlerde en çok yapılan eleştiri, Meclis’in devre dışı bırakılmasıydı. Bugün ise TBMM’nin terörsüz Türkiye konusunda inisiyatif alması çok önemli bir kazanımdır. Neredeyse bir siyasi parti hariç, tüm partilerin komisyonda yer alması son derece değerlidir" şeklinde konuştu. "Bu fırsatı kaçırmamalıyız" Komisyona katılmayan siyasi partilerin endişelerinin de saygıyla karşılanması gerektiğini belirten Arslan, "Katılmayan partilerin Türkiye için endişe duyması ve görüşlerini dile getirmesi de kıymetlidir. Esas olan, komisyondaki yapının büyük çoğunluğunun bu süreci desteklemesidir. Bence buradan bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.
İstanbul Bakan Yerlikaya: "Kabine dönemimizde 58 farklı ülkeden kırmızı bültenle aranan 588 suçlu Türkiye’ye getirildi" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, ‘’Kabine dönemimizde Türkiye’ye getirilen 588 suçludan 243’ü Gürcistan’dan ülkemize getirilmiştir. Tiflis ziyaretimden sonra ise Gürcistan’dan ülkemize 54 şahsın teslimi gerçekleşmiştir. Bu sayılar, Gürcistan’la olan stratejik ortaklığımızın, suç ve suçluyla olan mücadeledeki kararlılığımızın en güçlü göstergesidir. Bugüne kadar suç ve suçluya sınırlarımız içerisinde nasıl alan bırakmadıysak, sınırı aşan suçlulara da asla nefes aldırmayacağız’’ dedi.İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Beşiktaş’ta bulunan Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde Gürcistanlı mevkidaşı Gela Geladze ile bir araya geldi. Programa ayrıca iki ülkeden temsilciler ve bazı davetliler katıldı. Toplantıda iki ülke arası ilişkiler ve bölgesel gelişmeler ele alındı. Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Gürcistan’la komşu olmanın ötesinde tarihi, kültürel ve stratejik ortaklık konusuna önem verdiklerini belirtti. Bakan Yerlikaya, Gürcistan’ın da yine aynı iradeyi ve samimi duruşu sergilediğine dikkat çekti.Gürcistanlı mevkidaşının iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesine katkıda bulunduğunu belirten Bakan Yerlikaya, ’’Bilhassa geçtiğimiz ay, askeri kargo uçağımızın Gürcistan topraklarında yaşadığı elim kazanın ardından Bakan, kaza mahalline arama-kurtarma ekiplerini süratle sevk etmiştir. Ayrıca kendisi, bizzat orada bulunarak süreci yönetmiş ve eş zamanlı olarak bizleri bilgilendirmiştir. Sayın Geladze ve tüm Gürcistan makamlarına da bu zor zamanda gösterdikleri samimi ve dostane yaklaşım için tekrardan şahsım ve milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle, şehitlerimize bir kez daha Yüce Allah’tan rahmet diliyorum’’ ifadelerini kullandı.‘’Türkiye Interpol, Europol ve dost ülkelerin emniyet birimleriyle birlikte çalışan dünyadaki en etkin ülkelerden biridir’’Konuşmasına geçtiğimiz eylül ayında Tiflis’e yaptığı ziyaretle devam eden Bakan Yerlikaya, ‘’Bugün yaptığımız toplantılarda, ülkelerimizin huzur ve güvenliğini tehdit her türlü suç ve suçluyla mücadele ana gündem maddemizdi. Biliyoruz ki, sınır aşan suçlarla mücadele ancak sınır aşan bir iş birliği iradesiyle nihai sonuca ulaşabilir. Bu doğrultuda, bütçe görüşmelerinde ifade ettiğim gibi Türkiye Interpol, Europol ve dost ülkelerin emniyet birimleriyle birlikte çalışan dünyadaki en etkin ülkelerden biridir. Kabine dönemimizde 58 farklı ülkeden kırmızı bültenle aranan 588 suçlunun Türkiye’ye getirilmesi bunun en somut örneğidir. Gürcistan da bu iş birliğimizin en verimli seyrettiği dost ülkelerdendir’’ dedi.‘’Kabine dönemimizde Türkiye’ye getirilen 588 suçludan 243’ü Gürcistan’dan ülkemize getirilmiştir’’Gürcistanlı makamlarla, suç ve suçluları yakalamaya yönelik yapılan ortak çalışmaların önemine değinen Bakan Yerlikaya, ’’Nitekim, kabine dönemimizde Türkiye’ye getirilen 588 suçludan 243’ü Gürcistan’dan ülkemize getirilmiştir. Tiflis ziyaretimden sonra ise Gürcistan’dan ülkemize 54 şahsın teslimi gerçekleşmiştir. Bu sayılar, Gürcistan’la olan stratejik otaklığımızın, suç ve suçluyla olan mücadeledeki kararlılığımızın en güçlü göstergesidir. Bugüne kadar suç ve suçluya sınırlarımız içerisinde nasıl alan bırakmadıysak, sınırı aşan suçlulara da asla nefes aldırmayacağız. Er ya da geç; tıpkı diğer suçlularda olduğu gibi hepsini yakalayıp, adalete teslim edeceğiz. Bugün kıymetli dostum Geladze ile suçla mücadelede ve suçluların iadesi noktasında ortak irademizi daha da güçlendirerek yolumuza devam edeceğimizi ifade etmek isterim‘’ diye konuştu.