GÜNDEM - 26 Şubat 2024 Pazartesi 09:41

Fedakar anne, iki evladını karton ve plastik malzeme toplayarak okutuyor

A
A
A

Hatay’da yaşayan 53 yaşındaki Semira Kartonoğlu, 5 yıldır gece gündüz demeden sokaklardan topladığı karton ve şişeleri satarak üniversitedeki 2 çocuğunu hem okutuyor hem de aile ekonomisine katkı sağlıyor.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok hasara uğrayan Hatay’da, binlerce ev ve bina yerle bir oldu. Depremin vurduğu Hatay’da yaşanan yıkım nedeniyle binlerce insanın hayatı olumsuz etkilenmişti. Asrın felaketine Antakya ilçesi Orhanlı Mahallesi’nde yakalanan Semira Kartonoğlu, depremden ailesiyle birlikte yara almadan kurtuldu. 53 yaşındaki Kartonoğlu’nun eşi Aladdin Kartonoğlu ise 1 buçuk yıl önce beyin kanaması geçirmesi nedeniyle konuşmakta ve çalışmakta güçlük çekiyor. Kocasının yerine çalışan Semira Kartonoğlu, aile ekonomisine katkı sağlamak ve üniversitede okuyan 2 çocuğunu okutmak için gece gündüz karton ve plastik malzeme topluyor. Biri evli diğer ikisi üniversiteye giden toplamda 3 çocuğu olan Kartonoğlu, çocuklarının geleceği için yağmur çamur demeden emek veriyor. Yaptığı davranışla takdir toplayan kadın, çevresine de örnek oluyor.

Fedakar anne, iki evladını karton ve plastik malzeme toplayarak okutuyor

“Çocuklarımın eğitimi için gece gündüz karton topluyorum”

Depremde yağmurda ve sokakta kaldıklarını ifade eden Semira Kartonoğlu, “Karton topluyorum, topladığım kartonları desteliyorum. Yaptığım iş çok zor. Kocam konuşmakta güçlük çekiyor ve çalışmıyor. Kocam beyin kanaması ve damar tıkanıklığı nedeniyle 2 gün yoğun bakımda kaldı. Bu nedenle de konuşmada zorluk çekiyor. 2 kız, 1 erkek çocuğum var. Erkek çocuğum hukuk bölümü, kız çocuğum ise kimya mühendisliği okuyor. Çocuklarımın eğitimi için gece gündüz karton topluyorum” dedi.

Fedakar anne, iki evladını karton ve plastik malzeme toplayarak okutuyor

Çocuklarımı okutmak ve ailemi geçindirmek için 5 yıldır karton topluyorum”

Aile ekonomisine destek olmak ve çocuklarını okutabilmek için karton ve plastik malzeme topladığını ifade eden Kartonoğlu, “Çok uzun zamandır bu işi yapıyorum. Kocam 1,5 yıl önce beyin kanaması geçirmesi sebebiyle konuşamıyor ve çalışamıyor. Çocuklarımı okutmak ve ailemi geçindirmek için 5 yıldır karton topluyorum. Bu iş çok zor ve kolay değil. Toplaması zor. Karton, şişe elime ne gelirse topluyorum. Sokaklarda karton varsa günde 10 kilo topluyorum ama bazen de eve boş geliyorum. Kartonları topladıktan sonra bunları düzenleyip desteliyorum. Sonra bunları alan yere satıyorum” ifadelerini kullandı. 

Fedakar anne, iki evladını karton ve plastik malzeme toplayarak okutuyor

Ramazan İlın - Ayşe Güler Tokdemir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yıldız Sarayı’nı 1 haftada 40 bine yakın kişi ziyaret etti Milli Saraylar Başkanlığına bağlı Yıldız Sarayı, halka açıldığı 20 Temmuz 2024 Cumartesi gününden bu yana ziyaretçi akınına uğradı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açılan Sarayı, 1 haftada 39 bin 385 kişi gezdi. Uzun yıllar devam eden restorasyon, konservasyon ve peyzaj çalışmalarının ardından ziyarete açılan Yıldız Sarayı’nda, ‘Büyük Mabeyn Köşkü’, Çit Kasrı, ’Küçük Mabeyn Köşkü’ ve ’Has Bahçe’ başta olmak üzere birçok yapı ve alan tarihinde ilk kez görüldü. Sultan II. Abdülhamid’in hayatına, kişiliğine ve liderliğine ışık tutan eserler, ilk defa ’müze’ olarak sergilendi. Sultan 2. Abdülhamid ile özdeşleşen, büyüklüğü ve zenginliğiyle benzersiz olarak tarif edilen kütüphane de, yerli ve yabancı turistler tarafından büyük ilgi gördü. Beşiktaş’ın Yıldız tepesinde kurulan ve asıl şeklini Sultan 2. Abdülhamid döneminde alan Yıldız Sarayı, bir hafta gibi kısa sürede ‘şehrin en çok gezilenleri’ arasındaki yerini aldı. Kapılarını dünyaya kapattıktan yaklaşık 1 asır sonra ziyarete açılan sarayı, her gün ortalama 6 bin kişiyi ağırladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın duyurusuyla 1 Eylül’e kadar ücretsiz gezilebilmesi, ziyaretçi sayısının artışında etkili oldu. Sarayı 1 haftada 39 bin 385 kişi ziyaret etti. Yıldız Sarayı’nda ilk defa açılan Büyük Mabeyn Köşkü de dikkat çekti. Zaman zaman uzun kuyruklar oluştu Çit Kasrı’nda oluşturulan Sultan 2. Abdülhamid Müzesi önünde de zaman zaman uzun kuyruklar oluştu. Milli Saraylar koleksiyonlarından seçilen, Sultan Abdülhamid’e ve dönemine tanıklık eden eserler, tarih ve sanat meraklılarının beğenisini topladı. Tarihte ‘Hamid Bahçesi’ olarak adlandırılan, bitki çeşitliliği, doğal nehir görünümündeki göleti ve peyzaj tasarımıyla hayranlık uyandıran bahçe de, ziyaretçilere huzur dolu anlar yaşattı. Pazartesi dışında her gün ziyaret edilebiliyor Sultan 2. Abdülhamid’in kütüphanesine tahsis edilen ’Silahhane’ bölümü de büyük beğeni topladı. Tarihinde ilk kez gezilebilen kütüphanede ziyaretçiler, nadir eser arasında bambaşka bir atmosferi teneffüs etme imkanı buldu. Osmanlı Devleti’nin son sarayı, tarihte derin izler bırakan olayların tanığı Yıldız Sarayı, pazartesi dışında her gün ziyaret edilebiliyor.
Ankara Tarladan sofraya Çubuk turşusunun hikayesi Ankara’nın Çubuk ilçesinde 25 farklı çeşidi üretilen turşu, ilçenin önemli gelir kaynakları arasında yer alıyor. Çubuk ilçesinde yetiştirilen salatalıklarla hazırlanan coğrafi işaretli turşu damakları çatlatıyor. İlçedeki 25 çeşit turşudan biri olan salatalık turşusunu kendi ürünleri ile üreten Çubuk Ev Tipi Turşu Üretim Tesisi, bu lezzetin meraklıları için kapılarını İHA’ya açtı. Tarladan tenekeye Çubuk Belediyesi fidanlığında mart ila nisan ayının sonunda ekilen salatalıklar 4 aylık bir süre sonunda hasada hazır hale geliyor. Coğrafi işarete sahip olan Çubuk turşusu için yerinde yetiştirilmesi gereken salatalıklar, organiğe en yakın şekilde üretiliyor. Hasadın ardından Çubuk Ev Tipi Turşu Üretim Tesisine getirilen salatalıklar burada önce elek makinesinden geçiriliyor. Salatalıklar bu makinede 0,1 ve 2 olarak adlandırılan boyutlara göre ayrılıyor. Küçükten büyüğe göre kasalara doldurulan salatalıkların sonraki durağı yıkama ve fırçalama makinesi oluyor. Burada kasalardan tekneye boşaltılan salatalıklar fırça ve su ile temizlenerek banda çıkarılıyor. Ardından salatalıkların turşunun suyunu içine çekmesi için gerekli olan iğneleme işlemine geçiliyor. Ardından salatalıklar tekrar boş bir tekneye düşüyor ve tenekeye konarak bir dizi işlemden geçecek kurulum aşamasına geçiliyor. Kurulum aşaması Bütün bu işlemlerin ardından salatalıkların 1 ay boyunca bekleyecekleri tenekenin kurulum aşaması başlıyor. Burada turşunun en önemli malzemelerinden biri olan sarımsak, defne yaprağı, acı biber ve tadına en önemli katkıyı sağlayan çiçekli dereotu, salatalıklarla beraber tenekeye koyuluyor. Ardından içinde 2 yıl öncesinden alınıp bekletilen üzüm sirkesi ve tuz olan suyu tenekeye aktarılarak bir gün boyunca fermente olması için ağzı açık şekilde bırakılıyor. Sunum aşaması Ardından tenekelerde bir ay boyunca bekletilen salatalıklar, tuzunun seyreltilmesi için tekneye boşaltılarak yıkanıyor. Damak çatlatan Çubuk Turşusu, farklı boyutlardaki kavanozlara tek tek yerleştirilip ağzı kapatılarak yurt içi ve yurt dışı siparişlere hazır hale geliyor. Test aşaması Turşular yola çıkmadan önce gıda teknikerleri tarafından, turşuların Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine uygun olup olmadığının kontrol edildiği test aşamasından da geçiyor. Burada önce coğrafi işaret belgesi denetiminden geçen turşular daha sonra tuz tayini, asetik tayini ve pH tayinine tabi tutuluyor. Bunun üzerine tüketim aşamasında herhangi bir sorunun olmadığının anlaşılmasının ardından turşular kamyonlara yüklenerek dağıtıma çıkıyor. Şanlıurfa’dan Ankara’ya salatalık hasadı için gelen bir işçi İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Şu anda 45 ila 50 dönüme bakıyoruz. Başka yerde biber ve fasulye var. Onları ayrı gruplar topluyorlar. Sabah 08.00’de başlıyor, 12.00’de bırakıyoruz” ifadesini kullandı. Çubuk turşusu üreticilerinden Satı Özkan ise “Çubuk turşusu salatalıkları doğal. Tarladan geliyor, yıkanıyor, eleniyor, iğneleniyor. Özelliği tamamen doğal olması. Sevgimizi katarak yapıyoruz burada turşuları. İçine sarımsak, dereotu, defne yaprağı, karabiber, acı biber. Turşu Çubuk’ta yaşayan vatandaşlar için önemli gelir kaynağı” dedi. Turşu satılan bir mağazaya alışveriş yapmaya gelen Bengüsü Taylan, “Buranın turşularının çok meşhur olduğunu duydum. Tadım yapmıştım daha öncesinde, çok beğendim. O yüzden turşum bittiğinde Çubuk’a gelip turşumu alıp geri gidiyorum. Salatalık ve karışık turşusunu çok seviyorum. Turşu suyunu çok seviyorum. Bağışıklık sistemini düzelttiği söyleniyor. Sindirime de iyi geliyor. Sıklıkla tüketmeye çalışıyorum. Daha çok sirkeli olanı yedim ve onun verdiği mayhoşluk daha iyi geliyor. Bu mükemmel lezzeti deneyip görmeliler” diye konuştu.