EĞİTİM - 02 Ağustos 2024 Cuma 15:21

Ağrı Dağı’nın zengin florasından yararlanan üniversite, ürettiği ürünler ile ülke ekonomisine katkı sağlıyor

A
A
A
Ağrı Dağı’nın zengin florasından yararlanan üniversite, ürettiği ürünler ile ülke ekonomisine katkı sağlıyor

YÖK tarafından ’katma değeri yüksek tarımsal ürünler’ alanında ihtisas üniversitesi ilan edilen Ağrı Dağı eteklerindeki Iğdır Üniversitesi ürettiği ürünler ile hem üniversiteye hem de ülke ekonomisine ciddi gelir sağlıyor.


Ağrı Dağı’nın yüksek rakımlı ve çeşitli ekosistemleri, endemik bitki türleriyle dolu. Bu bitkilerden elde edilen özler ve bileşenler, sağlık ve kozmetik sektörlerinde kullanılabilecek değerli ham maddeler sunuyor. 2021 yılında Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) tarafından "Katma Değeri Yüksek Tarımsal Ürünler" alanında ihtisas üniversitesi ilan edilen Iğdır Üniversitesi bunu göz önünde bulundurarak çalışma başlattı. Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma öncülüğünde Kimya ve Kimyasal İşleme Teknolojileri Bölümü ve Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi Sorumlusu Öğretim Görevlisi Musa Karadağ sorumluluğunda başlatılan çalışmalar ile yöredeki bitkiler toplanarak işlendi. İşlenen ürünler başta kozmetik olmak üzere, sağlık, temizlik gibi birçok alanda kullanılmaya başlandı. Üniversitede üretilen yaklaşık 30 ürün ekonomiye de kazandırıldı. Üniversite bünyesinde üretilen ürünler satışa çıkarılarak hem üniversiteye hem de ülkeye ciddi ekonomik kazanç sağlıyor. Katma değeri yüksek tarımsal ürünler alanında ihtisas üniversitesi olmanın gereğini yaptıklarını söyleyen Kimya ve Kimyasal İşleme Teknolojileri Bölümü ve Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi Sorumlusu Öğretim Görevlisi Musa Karadağ, "İhtisaslaşma alanında 2024 yılına ulaştıktan sonra bir çok katma değeri olan ürün üretimini gerçekleştirmekteyiz. Özellikle bölgedeki tıbbi ve aromatik bitkilerden ve bölgede yetiştirilen bitkileri bir araya getirerek bunların ekstraktlarını, yağlarını uçucu bileşenleri elde ederek farklı ürün konfigürasyonları oluşturmaktayız. Bunları tabii ki hem ihtisaslaşan üniversitenin ürünlerini elde etmede hem de bölge ekonomisine ve ülkeye büyük bir katkı sağlamayı hedefliyoruz. Şu anda 30’un üzerinde ürün üretimi gerçekleştirdik. Bu ürünleri biz Iğdır Üniversitesi Araştırma Laboratuvarı döner sermayesi üzerinde hem üniversitemizin laboratuvarının giderlerini karşılamak için bir gelir getirmeyi planlıyoruz. Aynı şekilde Iğdır’ın ve Iğdır Üniversitesi’nin bölgede temsil edilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Üniversitemiz özellikle tarımsal ürünler üzerine ihtisaslaşan bir üniversitedir. Bu ihtisaslaşmanın da bize getirmiş olduğu birçok katkısı mevcuttur. Özellikle Iğdır’ın zengin bir floraya sahip olması Ağrı Dağı’nın geniş bir florasının olması geniş bir ürün yelpazesinin olmasını sağlamaktadır" dedi.


Amaçların ülke ekonomisine katkıda bulunmak olduğu belirten Karadağ, "Bizim temel hedefimiz kendi kendine yeten üniversite modelinin yanında ülke ekonomisine katkı sağlamak ve dışa bağımlılığı azalmaktır. Bu sadece bir alan ile alakalı değildir. Biz gıda, kozmetik, sağlık ve endüstriyel ürünler üzerine çalışmamızı sürdürüyoruz" dedi.


TÜBİTAK projelerini geliştirdiklerini açıklayan Karadağ, "Şu anda TÜBİTAK’ta öğrenci arkadaşlarımız ile beraber çalıştığımız farklı projelerimiz var. Bu projeler çerçevesinde katma değeri yüksek birçok ürün elde ettiğimizi söyleyebiliriz. İleriki bir süreçte bu alanı daha da geliştirerek hem üniversitemizin ürün çeşidini artırmak hem de ülke ekonomisine katkı sağlayarak Doğu Anadolu da öncü bir üniversite olarak kendi kendine yeten bir üniversite modeli yapmayı hedefliyoruz" dedi.


Öğrencilerin hem öğrendiğini hem de ürettiğini kaydeden Karadağ, “Burada öğrenci arkadaşlarımız ile berber 2209 projelerini geliştirerek hem ürün üreterek ülke ekonomisine katkı sağlıyor hem öğrenciler burada ürünlerini üreterek işi mutfağında öğreniyorlar. Bu hem öğrenci hem de bizim için avantajlıdır. Öğrenci mezun olduğunda endüstriyel alanda hazır bir eleman olarak yetişiyor. Bu alanda kendilerini geliştiren öğrenciler işlerini daha iyi yapabiliyorlar” dedi.



Ağrı Dağı’nın zengin florasından yararlanan üniversite, ürettiği ürünler ile ülke ekonomisine katkı sağlıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hülya Koçyiğit: "Berrin Menderes’i canlandırmak içimde ukde kaldı" Esenler Film Festivali kapsamında düzenlenen panelde konuşan usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Halit Refiğ’in yazdığı senaryoda Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini ancak "Şeytan Aldatması" filminin çekilemediğini belirterek, "Bu rol içimde ukde kaldı" dedi. 6. Esenler Film Festivali; sinemanın estetik, teknik ve düşünsel boyutlarını bir araya getiren çok yönlü programıyla üçüncü gününde de sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde "Onuruna Filmler" bölümü kapsamında bu yıl ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin adına verilen efsane yönetmen Halit Refiğ’in "Bir Türke Gönül Verdim" filmi izleyiciyle buluştu. Filmin ardından düzenlenen "Bir Yorgun Savaşçı: Halit Refiğ" başlıklı panelde, usta yönetmenin sinemaya yaklaşımı ve Türk sinemasındaki yeri; usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Gülper Refiğ ve Suat Köçer’in katılımıyla ele alındı. "Refiğ popüler kültüre hizmet etmiyordu" Halit Refiğ’i zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamı olarak tanımlayan Koçyiğit, "O sıradan bir yönetmen, günün popüler kültürüne hizmet eden bir sinemacı değildi. Hem ülkesi hem dünya için özgün fikirleri olan bir düşünce adamıydı. Ülkemizin yetiştirdiği nadide değerlerden biriydi. Sinema yoluyla insanlarla iletişime geçerek bütün erdemleri, güzel düşünceleri, saygıyı, sevgiyi vicdanı paylaşmak istedi. O yorgun bir savaşçıydı. Zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamıydı. O günlere değil, bugünlere seslenmek istedi" şeklinde konuştu. Usta yönetmenin öngörüsü sayesinde Altın Portakal aldığını anlatan Koçyiğit, ‘Karılar Koğuşu’ filminde Perihan Savaş’ın oynadığı Hanım karakterini beğendiğini; ancak usta yönetmenin Töze karakterinde ısrar ettiğini söyledi. Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini usta yönetmen ile paylaştığını ve Refiğ’in çok güzel bir senaryo yazdığından bahseden Koçyiğit, "Muhteşem bir senaryo yazdı. Ancak o dönem, ben de sinemacı olarak çaldığım kapılardan olumlu dönüş alamadım. Bu nedenle ’Şeytan Aldatması’ filmi çekilemedi ve içimde ukde olarak kaldı" dedi. "Agresif karakterler beni rahatsız ediyor" Türk sinemasında son dönemlerde yer alan karakterleri gerçekçi bulup bulmadığı sorusu üzerine, dizi izleyicisi olmadığını belirten Koçyiğit, "Kanallar arasında gezinirken gözümün takıldığı, şaşırdığım ve beğendiğim işler oluyor. Ancak günümüzde hayat şartları, insan ilişkileri, var olma kaygıları insanları o kadar bunaltmış ki; bu karakterlere de yansımış. Agresif, kıskanç, kavgacı, sürekli gizli işler peşinde olan karakterlerin izlenmesi beni rahatsız ediyor. Böyle olmamalı bence. Toplum içinde bu tarz insanlar olabilir; ama herkes böyle değildir" ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa Büyükşehir’den çiftçiye ‘çevreci’ destek Bursa Büyükşehir Belediyesi, tarımda verimliliği artıran suyu koruyan ve çevreye nefes aldıran projeleriyle örnek olmaya devam ediyor. Bursa’da her alanda çiftçiyi destekleyen projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, üretici maliyetlerinin düşürülmesi, suyun verimli kullanılması ve bereketli toprakların yeniden hayat bulması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’ye örnek proje Parklardan ve terminalden toplanan plastik atıkları, Damla Sulama Boru Üretim Tesisi’nde (Tarım Plast Fabrikası) modern teknolojilerle işleyerek damla sulama borusu olarak çiftçinin hizmetine sunan Büyükşehir Belediyesi, geliştirdiği çevreci ve doğa dostu projelerle Türkiye’ye örnek olmaya devam ediyor. Hem çiftçi hem çevre dostu Tarım Peyzaj AŞ’nin hayata geçirdiği ‘Eskiyi Getir, Yeniyi Götür’ projesiyle 17 ilçede ömrünü tamamlamış plastik borular toplanarak yenisiyle değiştiriliyor. Proje çerçevesinde kilosu 10 liradan hesaplanan plastik borular, yüzde 30 fire uygulanarak yeni damla sulama hortumu alımında çiftçiye sağlanan yüzde 50 hibe desteğine ek olarak fiyattan düşülüyor. Böylece üreticilerin yeni borulara çok daha uygun ve erişilebilir fiyatlarla ulaşması sağlanıyor. 110 bin kilogram plastik geri dönüşüme kazandırıldı Böylece hem atıklar geri dönüşüm sürecine dahil ediliyor hem de üreticilere ekonomik katkı sağlanıyor. Proje kapsamında şimdiye kadar 110 bin kilogram hurda damla sulama borusu toplanarak geri dönüşüm sürecine kazandırıldı. Geri dönüşümü teşvik eden uygulamayla üreticilerde çevre bilincinin artırılması, hava ve toprak kirliliğine karşı duyarlılığın güçlendirilmesi ve modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.