ASAYİŞ - 07 Aralık 2025 Pazar 22:48

Çocukların motosiklet yolculuğu acı sonla bitti: 1 ölü, 1 yaralı

A
A
A
Çocukların motosiklet yolculuğu acı sonla bitti: 1 ölü, 1 yaralı

Isparta’nın Yalvaç ilçesinde motosikletin gidon hakimiyetini kaybederek yola savrulan 11 yaşındaki çocuk ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken, yolcu konumunda bulunan 11 yaşındaki arkadaşı yaralandı.


Kaza, Isparta’nın Yalvaç ilçesine bağlı Taşevi köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 11 yaşındaki Bolat Emir Büyükköse’nin kullandığı plakasız motosiklet, sürücünün gidon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak yola savruldu. Kazada Büyükköse ağır yaralanırken, arkasında yolcu olarak bulunan 11 yaşındaki Kadirhan B. de yaralandı. İhbar üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından yaralılar ambulansla Yalvaç Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ağır yaralı Bolat Emir Büyükköse, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kadirhan B.’nin ise hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Yağmur yağdı, fiyatı 300 liradan 100 liraya düştü Bursa’nın dağ ilçelerinde yağmurdan sonra bollaşan kanlıca (melki) mantarının kilosu 100 liraya kadar geriledi. Orhaneli, Büyükorhan, Keles ve Harmancık ilçelerinin mahallelerinde sonbahar aylarında kendini gösteren melki mantarı, bölge halkına ek gelir sağlıyor. Genci yaşlısı ekimde başlayan mantar sezonunda ormanlık alanlardan, yüksek kesimlerden topladıkları mantarları ilçe merkezlerinde, yol kenarlarında satarak para kazanıyor. Kasımda kilosu ortalama 300 liradan satılan, kalitesine göre 250 ila 350 lira arasında değişen kanlıca mantarı son dönemde etkili olan yağışlarla bollaştı. Orhaneli ilçe merkezinde neredeyse her köşe başında kanlıca mantarı tezgahı görülüyor. İki kasa içinde mantar satan emekli Aziz Kaya, "Ormanlık bölgelerden topluyorum. Bir ay önce yeni çıktığında kilosu 300 liraydı şimdi 100 liraya düştü. O zaman günde 6-7 kilogram topluyordum şimdi 15-20 kilogram topluyorum. Yağmurla bollaştı mantar, bulması da toplaması da kolay oldu. Çok var toplayıp satan, herkes ekmek parasını kazanmaya çalışıyor" dedi. Kaya, yağmurun mantarın irileşmesini sağladığını belirterek, doğada toplarken 400 gramlık bir mantar bulduğunu anlattı. Kanlıca mantarının faydaları Bağışıklık sistemini güçlendiren kanlıca mantarı, yüksek antioksidan özelliğine sahip. Kolesterolü düşüren melki mantarı, kalp sağlığını destekliyor, kon şekeri seviyesini koruyor. şeker hastalığıyla mücadelede fayda sağlıyor. İltihap gideren, kemik sağlığını koruyan kanlıca mantarı, kemik erimesi hastalığına karşı iyi geliyor, cildin yaşlanmasını önlüyor. İçeriğinde bulunan B vitamini ile zinde tutan kanlıca mantarı, günün stresini atmada yardımcı oluyor, zengin lifler ile sindirim sistemine fayda sağlıyor.
Hatay Kameralara yakalanan bisiklet hırsızına "Yazık yaşın genç diye şikayetçi olmadık, bir an önce iş bul ve çalış" diyerek nasihat etti Hatay’da apartmanın bodrum katında bulunan bisikleti ve eşyaları çalan hırsız, güvenlik kameralarına yakalandı. Kızına ait bisikletin çalındığını anlayıp kısa sürede bulan vatandaş Rasim Savyun, "Hırsıza genç olduğunu ve çalışıp azimle bir işe girebileceğini, helalinden ekmek parasını kazanabileceğini söylemek istiyorum" dedi. Antakya ilçesi Altınçay Mahallesi’nde bir apartmana telefonla konuşuyor gibi yaparak dikkat çekmeden giren hırsız, bodrum katta bulunan bir bisikleti ve eşyaları torbaya koyarak çaldı. Anbean güvenlik kamerasına yansıyan görüntüleri izleyen apartman sakini Rasim Savyun, kızına ait bisikletin hırsız tarafından çalındığını fark etti. Yaklaşık 45 dakika çevreyi gezen Savyun, başka bir apartmanın önünde olduğu kızına ait bisikleti gördü. Kızının bisikletini alarak eve gelen Savyun, polis ekiplerine şikayetçi olmayacağını ifade ederek hırsıza nasihatte bulundu. "Yazık yaşın genç diye şikayetçi olmadık, bir an önce iş bul ve çalış" Kızının bisikletini bulan ve hırsıza seslenen Rasim Savyun, "Ben kendi aracımı apartmanın önünde temizliyordum. Hırsız telefonla konuşarak sanki apartmandan birisini tanıyormuş gibi içeriye girdi. İçeriye girdikten sonra bisiklet ve birkaç eşyayı çuvalla birlikte alıyor. Eşyaları aldıktan girdiği gibi apartmandan çıkıyor. Elektrik süpürgesini bırakmak için bodrum kata indiğimde bisikletin olmadığını fark ettim. Ondan sonra hemen dışarıya çıkıp çevreye baktım. Sonra kamera kayıtlarını izlediğimde hırsızın girdiğini fark ettik. Hırsız olaydan 45 dakika sonra yakınlarda başka apartmana girerken bisikleti apartmanın önüne bırakıp üstüne kendi montunu koydu. Uzaktan bakınca bizim bisiklet olduğunu anladım. Bisikleti almaya giderken o anda hırsız kaçtı. Önceden polisleri aradım ve yardımcı oldular. Bisikleti bulduğumu söyleyince şikayetten vazgeçtim. Bu bölgede depremden önce çok hırsızlıklar oluyordu ama sonrasında ilk defa hırsızlık oldu. Hırsıza genç olduğunu ve çalışıp azimle bir işe girebileceğini, helalinden ekmek parasını kazanabileceğini söylemek istiyorum. Yazık yaşın genç diye şikayetçi olmadık. Bence bir an önce iş bul ve çalış" ifadelerini kullandı.
Adana Türkiye’nin ’2053 Karbon Nötr’ hedefinde hidrojen teknolojileri öne çıkıyor Türkiye’de enerji dönüşümünün en kritik başlıklarından biri olan hidrojen teknolojileri, sanayiden ulaşıma kadar pek çok alanda karbon salınımını azaltacak bir çözüm olarak öne çıkmaya başladı. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ) Sürdürülebilir Kampüs Koordinatörü Doç. Dr. Tuğçe Demirdelen, "Türkiye, 2053 karbon nötr hedefine giderken hidrojeni kilit noktalarından birine koydu. Hidrojeni belki de doğal gaza eşdeğer, alternatif kaynak olarak görmek istiyorlar. Japonya şu anda çok ön planda, ülkemizin de geç kalmaması ve rekabetçi yol alması açısından hızlıca yol alması gerekiyor" dedi. Çevre dostu yapısı ve yüksek verim potansiyeli sayesinde "geleceğin yakıtı" olarak nitelendirilen hidrojen, hem kamu hem özel sektörde yürütülen Ar-Ge çalışmalarıyla hızla yaygınlaşıyor. Son yıllarda yapılan yatırımlarla birlikte hidrojen üretimi, depolanması ve taşınmasına yönelik teknolojilerde önemli ilerlemeler kaydedildi. Özellikle yeşil hidrojen üretimi, yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonu sayesinde sürdürülebilir bir enerji modeli sunuyor. Ulaşım sektöründe hidrojenle çalışan araç projeleri test aşamasına gelirken, ağır sanayide karbon ayak izini düşürmeye yönelik pilot uygulamalar da devreye alındı. Japonya’nın ön planda olduğu projelerde uzmanlar, Türkiye’nin coğrafi konumu ve yenilenebilir enerji potansiyeli sayesinde hidrojen ekonomisinde bölgesel bir merkez olabileceğini belirtiyor. Kamu kurumları, üniversiteler ve özel sektör iş birliğinde yürütülen projeler, önümüzdeki yıllarda enerji arz güvenliğini artırmayı ve dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyor. "En büyük strateji hidrojen teknolojilerinin gerçekleştirilmesiyle ilgili" Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ) Sürdürülebilir Kampüs Koordinatörü Doç. Dr. Tuğçe Demirdelen, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Demirdelen, "Dünyada gerek otomotiv sektörü, gerek enerji sektörü hidrojeni kullanma amacında. 2053 karbon nötr hedefimiz doğrultusunda hidrojeni ana kaynak olarak gözlemlemekteyiz. Özellikle Japonya’da otomotiv sektöründe araçların elektrikten daha çok hidrojene döneceği, hidrojenin de yeşil hidrojen ile adlandırdığımız su ve benzeri kaynaklardan elde edilen hidrojen olarak gözlemlenmekte. Dünya hidrojene giderken en büyük strateji hidrojen teknolojilerinin gerçekleştirilmesiyle ilgili. En büyük kaynaklarımız elektrolizörler, depolamalar ve yakma teknolojileri olarak ortaya çıkmaktadır" ifadelerini kullandı. "Karbon yoğunluklu sektörlerde de kullanılabilecek" Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanma açısından yüksek kapasiteye sahip olduğuna değinen Doç. Dr. Demirdelen, şunları kaydetti: "Biz ülke olarak yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanma açısından yüksek kapasiteye sahip bir ülkeyiz. Güneş, rüzgar ve benzeri kaynakları hidrojene ayrıştırmada kullanacağımızı görüyoruz. Su kaynakları açısından şu anda fakirleşmeye doğru gitsek de normalde kaliteli su kaynaklarına sahip olduğumuz için hidrojenin su ile elektrolizörlerden çıkacak hidrojen de bir diğer özelliğimiz olacak. Aynı zamanda ülkemizde elektrolizörler ile ilgili çalışmalar yapılmakta. Eğer elektrolizörler ile alakalı çalışmayı iyi aşamada gerçekleştirirsek demir-çelik gibi karbon yoğunluklu sektörlerde bunu kullanabileceğimizi düşünüyorum." "Hidrojenin kullanılması karbon açısından daha verimli" Türkiye’nin 2053 karbon nötr hedefi doğrultusunda hidrojeni kilit noktaya koyduğunu belirten Doç. Dr. Demirdelen, "Türkiye, 2053 karbon nötr hedefine giderken hidrojeni kilit noktalarından birine koydu. Hidrojen teknolojisi maliyet de gerektiriyor. Bunu yaparken ilk başta elektrolizör teknolojisiyle başlandı. Daha sonra teknolojiyi geliştirerek çimento, demir-çelik ve tekstilin belirli sektörlerinde deneme aşamalarında. Bunları doğal gaza belki eşdeğer, alternatif kaynak olarak görmek istiyorlar. Karbon nötr yolunda doğal gaz da yüksek karbon emisyonu yayan bir kaynak. Hidrojenin kullanılması karbon açısından daha verimli. Elektrikli araçlara geçtik, kendi yerli milli araçlarımızı yapıyoruz. Elektriğin de şebekesel bir sınırı var. Batarya ömrü, geri dönüşümü ile alakalı sorunlar olabilir. Burada da hidrojen yakıtlı taşımacılık sisteminin devreye gireceğini düşünmekteyiz. Hidrojen teknolojisini biraz daha ön plana çıkartmalıyız. Hidrojen teknolojileri şu anda birçok ülkede ciddi bir çalışma halinde. Japonya şu anda çok ön planda. Almanya’da çalışmalar sürüyor. Ülkemizin de geç kalmaması ve rekabetçi yol alması açısından hızlıca yol alması gerekiyor" ifadelerini kullandı.