ASAYİŞ - 08 Aralık 2025 Pazartesi 16:09

Kayıp baş arama çalışmalarında acılı baba, Vali Erin’e sarılarak gözyaşlarına boğuldu

A
A
A
Kayıp baş arama çalışmalarında acılı baba, Vali Erin’e sarılarak gözyaşlarına boğuldu

Isparta’da yanmış bir aracın yanında başsız halde bulunan, evli ve 2 çocuk babası Ferdi Özdemir’in kayıp başını bulmak için yürütülen arama çalışmaları 3’üncü gününde de devam etti. Jandarma ekipleri, bölgede kadavra köpekleri ve komando birlikleriyle geniş çaplı arama çalışması yürüttü. Aileye taziye ziyaretinde bulunan Isparta Valisi Abdullah Erin, ziyaret sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bu cinayet aydınlatılıncaya kadar bize uyku haram. Bu insanlık dışı eylemi gerçekleştirenleri yakalayıp adalete teslim etmek bizim vicdani borcumuzdur" dedi.



Olay, 5 Aralık Cuma günü sabah saatlerinde Isparta’nın Keçiborlu ilçesine bağlı Aydoğmuş köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, dağlık alanda yanmış bir aracın yakınında hareketsiz yatan bir kişiyi gören vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye jandarma ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen ekiplerin yaptığı incelemede, baş kısmı olmayan bir erkek cesedi olduğu tespit edildi. Yapılan araştırmada cesedin, köyde kayıp olarak aranan 39 yaşındaki çoban Ferdi Özdemir’e ait olduğu belirlendi. Yakınlarının bölgeye getirilerek teşhis yapmasıyla kimlik doğrulandı. Jandarma ekipleri, Özdemir’in başının gövdesinden ayrıldığını tespit ederken, bölgede geniş güvenlik önlemleri alındı. Ferdi Özdemir’in cenazesi, olay yerindeki incelemelerin ardından otopsi için morga kaldırıldı.



Bir önceki akşama ait görüntüler ortaya çıktı


Öte yandan, Özdemir’in olaydan önceki son görüntüleri de ortaya çıktı. Özdemir’in dün saat 19.55’te köyde bir markete girerek alışveriş yaptıktan sonra marketten ayrıldığı görüldü. Geceyi dağda geçirdiği belirlenen Özdemir’in ölümüne ilişkin araştırmaların sürdüğü kaydedildi



Köydeki evlerde arama çalışmaları başlatıldı


Cesedin kayıp baş kısmını bulmak için jandarma ekipleri sabah saatlerinde kadavra köpekleriyle arama çalışması başlattı. Öğle saatlerinde arazi aramaları tamamlanırken, öğleden sonra köyde şüpheli görülen bazı evlerde aramalar yapıldı. Arama çalışmalarının sürdüğü belirtilirken, olayla ilgili 4 şüpheli gözaltına alındı.



Ailenin cenaze törenindeki feryatları yürekleri dağladı


Cenazesi, dün Keçiborlu ilçesine bağlı Aydoğmuş köyünde kılınan cenaze namazının ardından köy mezarlığına defnedildi. Törende, Özdemir’in annesinin oğlunun tabutuna sarılarak gözyaşları içinde isyan etmesi yürekleri dağladı. Baba Ramazan Özdemir ise cenaze sırasında ağlarken baygınlık geçirdi. Öte yandan, cinayete kurban giden Ferdi Özdemir’e yapılan otopside ise göğsünde 3, bel kısmında ise 2 bıçak yarası tespit edildi.



"Vücut bütünlüğü bozularak hunharca işlenen bir cinayete kurban gitti"


Aileye taziye ziyaretinde bulunan Isparta Valisi Abdullah Erin, ziyaret sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, "Hepimizi derin bir yasa boğan, üzüntüye sürükleyen menfur bir olay meydana geldi. Ferdi kardeşimiz, vücut bütünlüğü bozularak hunharca işlenen bir cinayete kurban gitti. Ayın 5’inde gelen ihbar üzerine, jandarma bölgesinde yaşanan olayla ilgili güvenlik güçlerimiz gerekli araştırma ve inceleme çalışmalarına başladı. Emniyet birimlerimizle iş birliği içinde, ayrıca Ankara’dan talep ettiğimiz uzman JASAT ekipleriyle birlikte çalışmalar yoğun bir şekilde sürdürülüyor. Olayın ardından yapılan ilk değerlendirme ve incelemeler sonucunda şu anda 4 kişi gözaltına alınmış durumda. Soruşturmalar, adli mercilerde savcılarımızla birlikte, tüm ihtimaller titizlikle değerlendirilerek yürütülüyor. En kısa sürede bu menfur cinayetin faillerini Allah’ın izniyle yakalayıp adalete teslim edeceğiz ve bu cinayetin hesabını vermelerini sağlayacağız" dedi.



"Bu cinayet aydınlatılıncaya kadar bize uyku haram"


Erin, "ilk günden itibaren ilçe kaymakamımızla birlikte ailenin yanındayız. Bugün de Ramazan amcaya ve ailesine başsağlığı dileklerimizi ilettik. Bu cinayet aydınlatılıncaya kadar bize uyku haram. Bu insanlık dışı eylemi gerçekleştirenleri yakalayıp adalete teslim etmek bizim vicdani borcumuzdur. Ailenin yüreğine bir nebze olsun su serpebilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız" ifadelerini kullandı.



"Tüm ihtimaller titizlikle değerlendiriliyor"


Çalışmaların çok yönlü şekilde yürütüldüğünü belirten Erin, "Tüm ihtimaller değerlendiriliyor. Hem iletişim kayıtları hem telefonlar hem de olayın meydana geldiği bölgedeki baz istasyonu verileri inceleniyor. Rahmetlinin irtibatta olduğu ve ticaret yaptığı kişiler, köydeki ilişkiler ve akla gelebilecek bütün ihtimaller araştırılıyor. Ancak bu verilerin toplanması, netleştirilmesi ve analiz edilmesi biraz zaman alıyor. Şu anda takip ettiğimiz bir süreç var. İlk etapta gözaltına alınan kişiler mevcut, soruşturmanın gidişatına göre yeni gözaltılar da olabilir. Bu konuda, savcılarımızın yürüttüğü soruşturmanın ortaya çıkaracağı sonuçları bekleyeceğiz" şeklinde konuştu.



Kayıp baş arama çalışmalarında acılı baba, Vali Erin’e sarılarak gözyaşlarına boğuldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Belediye başkanının sopayla gençleri dövdüğü iddia edildi Nevşehir’in Derinkuyu ilçesine bağlı Yazıhüyük beldesinde bir halı saha maçı sonrası yaşanan olayda, CHP’li Yazıhüyük Belediye Başkanı Birol Demirdelen’in misafir oyuncuları sopayla darp ettiği iddia edildi. Olay anına ilişkin cep telefonu görüntüleri ortaya çıktı. Alınan bilgiye göre, Niğde’ye bağlı Kildere beldesinden bir grup genç, halı saha maçı yapmak üzere Yazıhüyük beldesine geldi. Maçın ardından iki grup arasında tartışma çıktığı, kavganın büyümesi üzerine bazı kişilerin halı sahanın yanındaki kafeteryada bulunan bir odaya kilitlendiği öne sürüldü. İddiaya göre, olay yerine gelen CHP’li Yazıhüyük Belediye Başkanı Birol Demirdelen, zabıta ekiplerine kapının açılması talimatını verdi ve içeride bulunan misafir oyuncuları sopa ile darp etti. Darp edilenlerden birinin ilk müdahalenin jandarma tarafından yapılarak hastaneye sevk edildiği, ardından ambulansın da olay yerine çağrıldığı bildirildi. Yaşadıklarını anlatan Yasin Şahin, "Geçtiğimiz Cuma günü Yazıhöyük kasabasına halı saha maçına gittik. Yazıhöyük Belediye Başkanı daha önceden tasarlayarak ve planlayarak bizi darp etti. Kardeşimin kaburga kemikleri ve burnu kırıldı. Benim de burnum, elmacık kemiğim ve parmaklarım kırıldı. Vücudumun birçok yerinde et ezilmesi var" dedi. Belediye başkanının kendilerini soyunma odasına kilitlediğini iddia eden Şahin, "Yaklaşık 50 -60 kişilik grubu içeri alarak ‘bunları öldürün, sağ çıkartmayın’ diye talimat verdi. Olay yerine jandarma ekipleri ulaşmamış olsaydı, bizi orada öldüreceklerdi" diye konuştu. Yazıhöyük Belediye Başkanı Birol Demirdelen de sosyal medya hesaplarından yazılı bir açıklama yaparak, kendisine karşı itibar suikastı yapıldığını savundu. Demirdelen, "Olayı yatıştırmak için oraya gittim. Benim girmem esnasında arkamdan kalabalık bir grup kapıyı zorlayarak içeri girdi. Kalabalığın içinde elinde sopa olan birisinin elinden sopayı aldım. Kamuoyuna sunulan görüntülerden dolayı suçlanmamı kabul etmiyorum. Bütün gayret ve mücadelem olayın büyümemesi içindi" dedi.
Ankara Öğretmene ve akrana şiddeti uzmanı değerlendirdi Uzman eğitimci ve yazar Şemsettin Ceran, okullarda öğretmene şiddet ve akran zorbalığına karşı çözüm önerilerini sunarak, "Birinci defa suç işlendiği zaman verilecek ceza çözüm değil. Bu yüzden ben okul disiplin kurulunun kaldırılmasını ve onun yerine değerlendirme kurulunun kurulmasını öneriyorum" dedi. Uzman eğitimci ve yazar Şemsettin Ceran, geçtiğimiz günlerde Ankara’da ve İstanbul’da okullarda yaşanan akran zorbalığı ve öğretmene şiddet konularına değindi. Ceran, Ankara’da bir lisede öğretmenleriyle dalga geçen ve saygısızca davranışlarda bulunan öğrencilerin ve İstanbul Erkek Lisesi’nde bir grup öğrencinin, 9. sınıf öğrencilerini okul kampüsündeki yatakhanede darp etmesi üzerine İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. Ceran, okullarda öğretmene şiddet ve akran zorbalığının vahim duruma ulaştığını, sorunun sadece liselerde değil, ortaokullarda da yaygınlaştığını belirtti. Bu iki konunun çözülmediği sürece okullarda eğitim öğretimin sağlıklı yürütülmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Ceran, öğretmenine hakaret eden, akranlarına zorbalık yapan çocukların, hayatı gırgır, şamata ve şov olarak gören, değerlerinden uzak, ruhsuz kimseler olduğunu ifade etti. ’Mevcut Ortaöğretim Kurumları Disiplin Yönetmeliği’nin öğrencileri bu tarz eylemlerinden caydıracak, farkındalık kazandıracak durumda olmadığının da altını çizen Ceran, cezaların ceza olmadığını, tam aksine bir ödül niteliğinde olduğunu vurguladı. Ceran, suça karışmaya meyilli öğrencilerin mizaçları gereği, yine okulda ve çevresinde arkadaşlarını rencide etmeye devam edeceklerini ifade etti. Ceran, mevcut disiplin cezalarının bu sıkıntıların çözümü olmadığını, bunun yerine bu suçları işleyen öğrencilere farkındalık kazandıracak, rehabilite edecek, onları hayatın gerçekleriyle tanıştıracak yeni uygulamaların getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. "Mevcut sistem sadece ceza veriyor" Uzman eğitimci ve yazar Şemsettin Ceran, okullarda suça karışmış öğrencilere verilen cezaların caydırıcı olmadığını ve bu cezaların sadece ’ceza’ olarak kaldığını belirterek, "Disiplin kurulları, soruna karışan öğrencilere gerekli cezaları veriyor. Ancak mevcut sistem sadece ceza veriyor. Diyelim ki kınama cezası veriyor, okuldan uzaklaştırma cezası veriyor. Ya da okul değişikliği cezası veriyor. Ama bu cezalar maalesef öğrenci için bir ödül niteliği taşıyor. Çünkü artık bu cezayı alan öğrenciler, arkadaşları içinde mimleniyor. Kabadayı ve elebaşı konumuna geçiyor ve ona daha da fazla zarar veriyor. Bundan dolayı benim teklifim çok farklı. Artık birinci defa suç işlendiği zaman verilecek ceza çözüm değil. O halde ne yapmamız gerekiyor? Bunun için ilk olarak çocuğun suçunu değerlendirmek lazım. Bu yüzden ben okul disiplin kurulunun kaldırılmasını ve onun yerine değerlendirme kurulu kurulmasını öneriyorum. Değerlendirme kurulunda bu tarz öğrenciler geldiği zaman onlara ilk önce ceza vermemek lazım. Öncelikle öğrenciler, değerlendirme kurulunda 3 farklı seçenekle karşı karşıya kalacak. Eğer öğrencinin psikolojik sorunları varsa psikiyatristlere gidip tedavi olunması istenecek. Öğretmene şiddet ya da arkadaşına şiddet uygulamışsa ya da akranına zorbalık yapmışsa bu tarz hareketler yapan öğrencileri de uygulama merkezi dediğimiz merkezlere gönderilecek. Burada farkındalık kazanacak, kişilik bulmaya çalışacak ve bir şekilde uyum sağlamasını öğrenecek. Eğer çocuk ondan sonra yine aynı hareketleri yapmaya devam ederse, o zaman da çocuğun örgün eğitimi ile ilişiği kesilecek" diye konuştu. "Öğrenciler rehabilite edilecek, tedavi edilecek ve ondan sonra okula gelecek" Okullarda suça karışmış öğrencilerin topluma kazandırılması için çeşitli yerlerde sosyal projelere katılmasını sağlamayı hedeflediklerini vurgulayan Ceran, "Öğrenciler rehabilite edilecek, tedavi edilecek ve ondan sonra okula gelecek. Mesela yaşlı bakım evleri. Suça karışan çocuk 10-20 gün yaşlı bakım evlerinde yaşlılara hizmet edecek. Onların psikolojisini, onların geldiği noktayı, kendisinin de en son oraya geleceğini farkında olması için kendine bir farkındalık oluşturacak ya da hastanelerin onkoloji ve psikiyatri bölümünde hastalarla ilgilenecek, hayatı anlayacak. Kendisinin de bir gün oralara düşebileceğini, orada da insanların yaşadığını, yani kendisinin bu şekliyle kalmayacağını, yaşlanacağını idrak edecek. Bir diğeri de özel eğitim okullarıdır. Özel öğrencilerimiz, güzel yavrularımız var. Onlarla beraber vakit geçirmelerini, onlarla arasındaki şeyin ne olduğunu, duygusal bir bağ kurmasını, insan olmasını hatırlatacağız. İşin özü bu. İnsan olmasını, şuurlu bir insan olmasını, değerlere saygılı bir insan olmasını, erdemli bir insan olmasını öğreteceğiz. Bir de bu süreçte mutlaka Türk tarihini, Orta Asya’dan başlayıp günümüze kadar olan Türk tarihini okumasını öneriyoruz. Eğitim evde başlar ama maalesef velilerimiz bazen duyarsız kaldıkları için, sosyal medyaya daldıkları için, çocuklar da sosyal medyaya daldıkları için evde bir ilgisizlik söz konusu. Bu da maalesef aile hayatımızı olumsuz yönde etkiliyor, iletişimi olumsuz yönde etkiliyor" şeklinde konuştu.
Ankara Bakan Fidan: "Türkiye, Suriye’nin yeniden inşa edildiği bu günlerde de kardeşlerinin yanındadır" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Suriye halkının iradesiyle, çok daha güzel günlerin Suriyeli kardeşlerimizi beklediğine yürekten inanıyorum. Türkiye, Suriye’nin yeniden inşa edildiği bu günlerde de kardeşlerinin yanındadır" dedi. Bakan Fidan, Suriye’de Hürriyet Günü’nün birinci yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Bakan Fidan, mesajında şu ifadeleri kullandı: "Suriyeli kardeşlerimizin özgürlük mücadelesi verirken yaşadığı acıları, her türlü baskıya rağmen sergiledikleri onurlu duruşu asla unutmuyoruz. O karanlık günlerde kaybettiklerimizin anısını ve şehit olan kardeşlerimizin hatırasını yüreğimizde taşıyoruz. Suriye halkı, 14 yıl boyunca, zulmün karanlığına karşı insan onurunu koruyan bir ışık yaktı. Türkiye olarak bize düşen bu ışığın sönmemesi için yardım etmek, gerektiğinde evimizi ve ekmeğimizi paylaşmaktı. Bu onurlu mücadelenin yüküne omuz vermekten şeref duyduk. Geriye dönüp baktığımızda, tarihin doğru tarafında durduğumuzu görüyor, mazlumdan ve haklıdan yana olmanın gururunu yaşıyoruz. Yıkık şehirlerin sessizliği, savaşın kaybettirdikleri ve yerinden edilen insanların gözyaşları bu coğrafyanın geleceği değildir. Nitekim, Suriye hükümeti yıllar süren yıkımın yaralarını hızla sarmak için takdiri hak eden yeni bir mücadeleye girişmiştir. Yarınlarına sahip çıkmak için kararlılıkla mücadele eden Suriye halkının iradesiyle, çok daha güzel günlerin Suriyeli kardeşlerimizi beklediğine yürekten inanıyorum. Türkiye, Suriye’nin yeniden inşa edildiği bu günlerde de kardeşlerinin yanındadır. Zulme karşı direnenlerin, toprağı uğruna bedel ödeyenlerin, evsiz kalanların, sevdiklerini kaybedenlerin hatırasını saygıyla anıyorum. Allah, isimli isimsiz tüm şehitlerimize rahmet eylesin ve gönlümüzde müstesna bir yere sahip olan Şam-ı Şerif’i yeniden huzur ve selametle buluştursun."