SAĞLIK - 18 Mart 2015 Çarşamba 13:15

Türk Dizileri Sakal Ekimi Talebini Artırdı

A
A
A
Türk Dizileri Sakal Ekimi Talebini Artırdı

Estecenter Plastik Cerrahi ve Saç Ekimi Merkezi Genel Koordinatörü İbrahim Çevik, sakal ekimine olan talebin arttığını belirtti.
Sakal ekiminin doğuştan (köselik) ya da farklı sebeplerden dolayı sakalların çıkmamasından dolayı sakal ekimi uygulandığını söyleyen İbrahim Çevik, “Nedeni ne olursa olsun sakalı çıkmayanlarda, köse olanlarda, sakal bölgesinde meydana gelen yanık ve yaralanma sonucu sakal kaybı olan bölgelere sakal ekimi uygulanmaktadır” dedi. Saç ekiminde olduğu gibi sakal ekiminde de genel de ense bölgesindeki saç köklerinin tercih edildiğini kaydeden Saç Ekimi Merkezi Genel Koordinatörü İbrahim Çevik, “Fakat en doğal sonucu elde etmek için sakal ekimi yaptıracak kişinin ekim yapılacak sakal bölgesi az ise (500-1000 arası greft) ihtiyacı olanlarda yine çene alt bölgesindeki sakal alınarak ekim yapılabilmektedir. Göğüs bölgesinden kıl kökleri alınarak da sakal ekimi yapılmaktadır. Omuz kol ve bacaktan da alınarak sakal ekimi yapılabilmektedir. Koltuk altı ve genital bölgeden de kıl kökleri alınarak uygulama yapılabilir. Biz koltuk her iki bölgeyi sakal nakli için uygun bulmuyoruz” dedi.
Uluslararası Saç Cerrahisi Derneği’nin (ISHRS) 2008 yılındaki yaptığı istatistiğe göre, özellikle saç nakli konusunda kamuoyunun bilgisinin artmasıyla Türkiye ve Ortadoğu bölgelerinde sakal ekimine olan talepte yüzde 100 oranın üstünde bir artış olduğunun gözlendiğini dile getiren İbrahim Çevik, “Türk dizilerinde son yıllarda rol alan oyuncuların sakallı olması ve bu dizilerin Ortadoğu ve Balkanlarda seyredilmesi sonucu sakala olan ilgiyi büyük oranda artırmıştır. Saç ekiminde olduğu gibi sakal ekiminde de genelde fue tekniği uygulanmaktadır. Günümüzde Avrupa ve Amerika’da yoğun bir şekilde saç ekiminde olduğu gibi sakal ekiminde de fut tekniği uygulanmaktadır. Biz, sakal ekiminde gold fue tekniğini uygulamaktayız. Nedeni;Gold Fue tekniğinde saç köklerinin alınacağı bölgeden saçlar kısaltılmadan alım işlemini yapmaktayız. Bu uygulama sayesinde kişi sakal ekiminden bir gün sonra işine ya da sosyal hayatına dönebilir” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Avrupa’nın elektrikli otomobilde en hızlı büyüyen pazarı Türkiye oldu Avrupa elektrikli otomobil pazarına ilişkin güncel veriler, Türkiye’nin 2025 yılı Ocak-Kasım döneminde tam elektrikli otomobil satışlarında en hızlı büyüyen pazar olduğunu ortaya koydu. Türkiye, 11 ayda 164 bin 665 adet satış rakamı ile Avrupa’da 32 ülke içerisinde 4. sıradaki yerini sağlamlaştırdı. EBS Danışmanlık tarafından Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) verileri esas alınarak hazırlanan rapora göre Türkiye, yıllık satış artış hızında da Avrupa’nın en hızlı büyüyen pazarı oldu. Verilere göre Avrupa genelinde (Türkiye dahil) elektrikli otomobil satışları söz konusu dönemde yüzde 30,87 oranında artarken, Türkiye’de bu artış oranı yüzde 111,40 seviyesine fırladı. Türkiye böylece, kendi yerli markası Togg’un da başarılı üretim planlaması ile büyüme hızında tüm Avrupa ülkelerini geride bıraktı. Kasım ayı satışlarında ise Türkiye, 17 bin 892 adet elektrikli otomobil satışı ile Avrupa 5. sırada yer aldı. Kasım ayındaki yıllık artış oranı yüzde 37,95 olarak kaydedildi. Elektrikli otomobillerin toplam otomobil satışları içindeki payına bakıldığında Türkiye’de Ocak-Kasım döneminde pazar payı yüzde 17,55 olarak tespit edildi. Bu oranla Türkiye, Avrupa’daki 32 ülke arasında 17. sırada konumlandı. Avrupa ortalaması ise yüzde 18,81 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’de 2026 yılında elektrikli araç tercihinin yüzde 20’lerin üzerine çıkması bekleniyor. Raporda Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa toplam satışlarda ilk üç sırayı alırken, Türkiye’nin toplam adet bazında bu ülkeleri takip ettiği belirtildi. Pazar payında ise Norveç, Danimarka ve İzlanda gibi ülkeler yüksek penetrasyon oranlarıyla listenin üst sıralarında yer aldı. Uzmanlar, Türkiye’de elektrikli otomobil satışlarının güçlü artışında, yerli üretim etkisi, genişleyen model çeşitliliği, teşvik yapısı ve kullanıcı ilgisinin yükselmesinin etkili olduğuna dikkat çekti.
Samsun OMÜ’de hizmet içi eğitim programı düzenlendi Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’nca kalite yönetimi çalışmaları kapsamında planlanan hizmet içi eğitim programı düzenlendi. OMÜ Merkez Kütüphane’de gerçekleştirilen ve kullanıcı geri bildirimleri doğrultusunda düzenlenen eğitimlerle, kütüphane hizmetlerinin daha etkin, sürdürülebilir ve kullanıcı odaklı yürütülmesi hedeflendi. Eğitim programının açılış konuşmasını yapan OMÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Uğur Donbay, hizmetlerin etkinlik ve verimlilik esasına göre yürütülmesinin, birim içi iş akışlarının iyileştirilmesinin ve hizmet kalitesinin artırılmasının önemine vurgu yaptı. Programın ilk oturumunda ’Kullanıcı Hizmetleri Süreci’ eğitimi, Kullanıcı Hizmetleri Birim Sorumlusu Kütüphaneci Yeliz Yılmaz Akal tarafından verildi. Eğitimde, kütüphanede sunulan kullanıcı hizmetleri ve bu hizmetlere ilişkin süreçler bütüncül bir yaklaşımla ele alındı. Ardından düzenlenen ’Otomasyon Sistemi ve Kişisel Verilerin Korunması’ eğitimi, Teknik Hizmetler Akademik Danışmanı Öğr. Gör. Şengül Hayırcı tarafından sunuldu. Oturumda, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında kütüphane otomasyon sistemleri, bilgi ve iletişim teknolojileri ile veri yönetimi süreçleri hakkında bilgilendirme yapıldı. Programın devamında, ’Akademisyen ve Öğrenciyle İletişim’ eğitimi, Kullanıcı Hizmetleri Akademik Danışmanı Öğr. Gör. İbrahim Ethem Olukcuoğlu tarafından gerçekleştirildi. Bu bölümde, akademisyen ve öğrenci profilleri, iletişim biçimleri ve kullanıcı karakter analizleri üzerinden kütüphane hizmetlerinin daha etkili sunulmasına yönelik yaklaşımlar paylaşıldı. Eğitimlerin son bölümünde ise ’Protokol ve Nezaket Kuralları’ eğitimi, Daire Başkanı Uğur Donbay tarafından verildi. Oturumda, kurumsal temsil, hizmet sunumunda iletişim dili ve davranış standartları üzerinde duruldu. Eğitim programının sonunda yapılan değerlendirmede, personelin farkındalığının artırılması, hizmet süreçlerinin geliştirilmesi ve kalite yönetimi anlayışının kurumsal düzeyde güçlendirilmesinin amaçlandığı ifade edildi.