ASAYİŞ - 16 Haziran 2016 Perşembe 16:48

Sinan Çetin'in 22 Yıl Hapsi İstenen Oğlu Rüzgar Çetin'in Yargılanmasına Devam Edildi

A
A
A
Sinan Çetin'in 22 Yıl Hapsi İstenen Oğlu Rüzgar Çetin'in Yargılanmasına Devam Edildi

Yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin’in tutuklu yargılandığı dava dosyasına giren bilirkişi raporunda Çetin asli kusurlu bulundu. Rapordaki, “Müşteki ve maktulün emniyet kemeri takmaları halinde ölüm ve yaralanmaların meydana gelmeyebileceği anlaşılmaktadır” ifadesi ise dikkat çekti.
İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Rüzgar Çetin cezaevinden getirildi. Kazada hayatını kaybeden polis memuru İsmet Fatih Alagöz’ün eşi Özlem Alagöz, ağabeyleri Mehmet Akif Alagöz ile Zafer Mustafa Alagöz  ve taraf avukatları da duruşmada hazır  bulundu. Sinan Çetin, oğlunun duruşmasına katılmadı. Rüzgar Çetin’in duruşma boyunca başı öne eğik duruşu dikkat çekti.
Duruşmanın başlamasının ardından sanık  vekilleri tarafından özel olarak aldırılan bilirkişi raporu okundu. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) görevli öğretim üyesi 2 trafik uzmanı tarafından hazırlanan raporda, sürücü Rüzgar Çetin’in alkollü olarak  araç kullandığı, olay mahalline geldiğinde sollama yasağını gösteren devamlı çizgiye rağmen önünde seyreden aracı solladığı anlatıldı. Çetin’in süratli ve alkollü olması sebebiyle kontrolü sağlayamayıp orta şeridi de aşarak aksi istikamette kendi şeridinde seyreden polis otosunun şeridine girerek çarptığı belirtilerek, “Bu hareketleri kanun gereği asli kusur kabul edildiği anlaşılmakla asli kusurlu görülmüştür” denildi.
Raporda, celse arası mahkemeye şikayetinden vazgeçtiğini içeren bir dilekçe sunan müşteki Emre Tetik’in, kendi şeridinde seyrederek kural ihlali yapmadığından kusursuz olduğu kanaatine varıldığı ifade edildi.
RÜZGAR ÇETİN ASLİ KUSURLU
Raporda ayrıca, şehit İsmet Alagöz ve müşteki sürücü Emre Tetik’in emniyet kemeri takmadıkları belirtilerek “Müşteki ve maktulün emniyet kemeri takmadıkları anlaşılmaktadır. Müşteki ve maktulün emniyet kemeri takmaları halinde ölüm ve yaralanmaların meydana gelmeyebileceği anlaşılmaktadır. Bu sebeple kazanın meydana gelmesinde sürücü Rüzgar Çetin tam kusurlu görülse de kazanın ölümle sonuçlanmasında maktul ve müştekinin yaralanmasına yol açtığı göz önüne alınırsa Rüzgar Çetin’in asli kusurlu olduğu ancak tam kusurlu olarak görülemeyeceği kanaatine varılmıştır” ifadelerine yer verildi.
“RAPORU KABUL ETMİYORUZ”
Raporun okunmasının ardından söz alan müşteki avukatları, raporu kabul etmediklerini belirterek, bu raporun dosyaya etki etmeyeceğini belirttiler. Avukat Yılmaz Abaşoğlu, “Kaza kameralara açık bir şekilde yansımıştır. Suçun sübut bulduğu kanaatindeyiz. Mağdur Emre Tetik’in şikayetten vazgeçmiş olması belirlenecek ceza açısından etkili olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Sanık avukatları ise rapora değinerek, bilinçli taksirin oluşmadığını öne sürdüler. Sanık avukatlarından Mehmet Uysal, “Ortada eğer taksirle işlenmiş bir suç söz konusu değildir. Ayrıca mağdur Emre Tetik’in şikayetinden vazgeçmiş olmakla suçun vasfı değişmektedir. Keşke maktulün kemeri takılı olsaydı” dedi.
ÇETİN: “KEŞKE YER DEĞİŞTİREBİLSEM”
Bunun üzerine İsmet Alagöz’ün eşi Özlem Alagöz, “Keşke alkol almasaydı bu kaza olmazdı” diye tepki gösterdi. Duruşmada söz verilen sanık Rüzgar Çetin ise, olay gecesi sarhoş olmadığını yineleyerek, “Sarhoş olsaydım aracımı kullanmazdım. Orada bırakır taksiye binerdim. Ben kimsenin canına zarar vermek istemezdim. Yer değiştirebilecek olsam yerimi değiştirirdim.  Bu kazada yaralanmış, üzülmüş kim varsa özür dilerim” dedi. Çetin’in ifadesinin ardından ağladığı görüldü.
TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, kusur durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumu’ndan rapor tanzim edilmesinin istenmesine karar verdi. Rüzgar Çetin’in ehliyet aldığı Yüksekova Trafik Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına hükmeden mahkeme, sanık Rüzgar Çetin tutukluluk halinin devamını kararlaştırarak duruşmayı erteledi.
“KEŞKE SENİ TOPRAĞIN ALTINA KOYSAYDIM”
Kararın açıklanmasının ardından şehit polisin eşi ve kardeşleri tepki gösterdi. Aile “Seni anan doğurmasaydı bu kaza olmayacaktı. Benim 2 çocuğum babasız kaldı. Keşke senin annen,baban,deden arkandan ağlasaydı. Keşke seni toprağın altında koysaydım da ilk toprağı üstüne ben atsaydım” diye bağırarak duruşma salonundan çıktı.
KAZANIN ARDINDAN TUTUKLANMIŞTI
Ünlü yönetmen Sinan Çetin’in işletmeci oğlu Rüzgar Çetin, Beşiktaş’ta lüks marka aracıyla, karşı yönden gelen polis aracıyla çarpışmış, araçtan fırlayan polis memuru İsmet Fatih Alagöz kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Olayda bir polis memuru da yaralanmıştı. Kaza esnasında alkollü olduğu öğrenilen Çetin, olayın ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Rüzgar Çetin’in “Bir kişinin ölümüne, bir kişinin yaralanmasına neden olmak” suçlarından 3 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Neden olmasın" dedi, 45 yaşında üniversite hayaline kavuştu Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitim gören 45 yaşındaki Gönül İnan, yıllar boyunca içinde büyüttüğü üniversite hayalini ertelemesine rağmen vazgeçmedi. 3 çocuk annesi İnan, 45 yaşında girdiği sınavı kazanarak üniversite sıralarındaki yerini aldı. Trabzon’da yaşayan 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Gönül İnan, bir arkadaşının "Neden olmasın" sözüyle cesaret buldu. Bu teşvikle üniversite sınavına girmeye karar veren İnan, zorlu hazırlık sürecini ev ve çocuk sorumluluklarıyla birlikte yürüttü. "Kadın isterse her yaşta başarır" sözünü yaşayarak gösteren Gönül İnan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandı. Birinci sınıfta eğitime başlayan Gönül İnan, genç arkadaşlarıyla aynı sırayı paylaşmaya başladı. Derslere olan ilgisi, disiplini ve kararlılığı takdir toplayan İnan, yarım kalan hayalini tamamlayarak pek çok kadına umut oldu. Yıllarca çocuklarının okul heyecanını yaşayan Gönül İnan, şimdi kendi sınav stresini, ders telaşını ve başarı sevincini yaşıyor. "Çocuklarım çok büyük destekçim oldu" Çocuklarından birinin Ankara’da psikoloji, diğerinin Samsun’da makine mühendisliği en küçük çocuğunun ise ilkokulda eğitimine devam ettiğini belirten Gönül İnan, "Televizyonda yaşı büyük hanımların bir girişimde bulundukları gördüğüm zaman hayranlık duyuyordum. Tekrar üniversite sınavlarına girmeme vesile olan aslında arkadaşım Gülcan. Deneyelim bence yapabiliriz dedi. Bende çok ümitle olmayarak deneyelim dedim. Sonuçlar açıklandığında kazandığımı gördüm. Asıl hedefim aslında Almanca öğretmenliğiydi. Almanya geçmişim olduğu için bir şeyler başarırım diye düşündüm. Maalesef Trabzon’da Almanca öğretmenliğine dair bir bölüm olmadığı için İngilizce’yi tercih ettim. Bir baktım ki sıradayım. Nasip oldu şu anda İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyorum. Çocuklarım çok büyük destekçim oldu. Kızım Ankara’da psikoloji okuyor, oğlum Samsun’da makine mühendisliği okuyor. Onlarla istişare ediyorum. Aslında onlar biraz benim velim gibi oldular. Kayıt işlerini hep kızım yaptı. Normalde veliler çocuklarını kaydeder bizde ters oldu. Artık üniversite hayatından bahsediyoruz. Vizyonu açık gençlerle tanışmak benim için çok güzel bir duygu. Hep çok saygılılar. Güzel anlaşıyoruz, ben hepsini ayrı ayrı seviyorum. Çocuklarım uzakta olduğu için hepsini evladım yerine koydum. Onların da beni sevdiğini görüyorum" dedi. "Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum" Sınıf arkadaşlarının motive edici cümleler kurduğunu kaydeden İnan, "İlk sınıfa girdiğim an biraz sessizdim analiz ettim ama sonra günler geçtikçe baktım gençlerde benim için ‘Bu yaştan sonra nereden geldi’ şeklinde bakmadılar. Bir ara ümitsizliğe kapıldım; ’Acaba yapabilecek miyim?’ ’Her şeyi unuttum tekrar baştan hatırlayamıyorum’ gibi baktım motive edici cümleler kurdular. ’Olur mu abla devam et iyi gidiyorsun’ şeklinde bu bana çok iyi geldi. Benim de çocuklarım uzakta olduğu için empati yapıyorum. Bir anne olarak düşünüyorum. Her zaman bir sıkıntınız olduğunda beni arayabilirsiniz diyorum. Öğrenmenin ve eğitimin yaşı yoktur. Hiçbir zaman geç değil. Ev hanımlarına sesleniyorum tabii ki evi toparlamak düzeltmek güzel şey ama her gün aynı iş aynı hiç kimse madalya takmıyor. Bu işler bitmiyor, kendi kültürünüzü geliştirin. Mutlu olduğunuz şeyleri yapın. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır derler en azından çabalıyorum. Henüz bir plan yapmadım ama tercümanlık veya öğretmenlik yapabilirim. Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum. Benim için bu bile yeterli" şeklinde konuştu. "İyi ki benim annem" Gönül İnan’ın Ankara’da Psikoloji eğitimi gören kızı Cemre İnan ise "Çok gururlu ve mutluyum. İyi ki benim annem. Başaracağını biliyordum. Güveniyordum o yüzden şaşırmadım. Her zaman yanında bulunacağım. Sınıf arkadaşları ile diyaloglarına şahit oldum. Bu beni çok mutlu etti. Hepsi çok değerli ve kıymetli insanlar. İyi ki annemin yanındalar. Aynı sınıfta annemle eğitim görseydik eğlenceli olabilirdi" diye konuştu. "Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor" Gönül İnan’ın sınıf arkadaşı Arda Akgün de, "Bu kadar genç öğrencinin arasında bizim iki katımız yaşa sahip bir öğrencinin olması elbette alışagelmiş bir durum değil. Hepimiz bu duruma şaşırmıştık ancak Gönül ablanın bize olan tutumu, bize yaptığı ablalık görevi gerçekten bizim için çok değerli. Kendisi tüm sınıf tarafından sevilen çok önemli bir insan. Kendisini çok seviyoruz. Derslerde de çok aktif. Buraya bir öğrenci bilincinde gelmiş. Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor. Öğrenme hırsı bizimki gibi kendisini çok taktir ediyorum" ifadelerini kullandı.
Samsun Dünya halıları bu koleksiyonda Samsun’da görev yapan bir öğretmen, 25 farklı ülkeden topladığı 150 duvar halısından oluşan koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Müzik öğretmeni olarak görev yapan Seçkin Esen (55), şimdiye kadar edindiği kazanımını farklı bir amaç uğrunda kullanıyor. Dünyanın birçok kıtasına giderek kültürel değeri olan duvar halılarını toplayan Esen, 25 farklı ülkeden onlarca halı satın aldı. Halıları koleksiyon hâline getiren Seçkin Esen, yurt içi ve yurt dışından topladığı 150 halıdan 40’ına hikâye yazarak proje oluşturdu. Geçen yıl 120 halısını Mersin’de sergileyen Esen, koleksiyonuna dünyadan birçok halı daha ekledi. Esen ayrıca göz bebeği olarak gördüğü halıların satılık olmadığını ancak sürekli olarak koleksiyonunu genişlettiğini sözlerine ekledi. Müzik Öğretmeni Seçkin Esen, "Koleksiyonumuzu imkânlar dâhilinde genişletmeye çalıştık. Yine yurt dışından bulduk, yurt içinden bulduk, yurt dışından gelenleri bulduk ve koleksiyonumuz genişledi. 25 tane daha koleksiyonumuza halı kattık. 150’ye yakın halımız var. Çok değerli duvar halılarımız mevcut. Bu halıları ülkemize yakışan bir şekilde sergiye çıkaracağız. Koleksiyonu gelecek kuşaklara aktarılacak bir miras olarak değerlendiriyoruz. Yani bir araba olsa, ev olsa, tarla olsa değer verebiliriz. Bizim için ülkemizde böyle bir çeşitliliğin olması, böyle bir koleksiyonun olması her şeyden daha değerli" dedi. "Japonya’dan Almanya’ya, Çin’den İspanya’ya birçok ülkenin halısı bu koleksiyonda" Doğudan başlayarak birçok kıtadan o yöreye ait duvar halılarını topladığını dile getiren Esen, "Halı koleksiyonuna doğudan başladık biz. Öncelikle Türk cumhuriyetlerinden, Çin’den, Japonya’dan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan oralardan duvar halıları aldık. Daha sonra İran, Irak kısmından aldık. Savaştan önce gittiğimizde Ukrayna’dan aldık. İtalya’dan var, İspanya’dan var, Hindistan’dan var, Almanya’dan var. Yaklaşık 25 ülkeden halı topladık. Koleksiyondaki halılarda değişik güzellikte ve ender olan halılar var. Türkmenistan’dan ipek dokuma halılar ender halılardır. Bizi bilenler çeşitli ülkelerden önce halının fotoğrafını atıyor. Kriterlerimize uyuyor mu, ender mi bunlara bakıp sonra da gidip alıyoruz" diye konuştu. "Koleksiyondaki tüm halılar benim göz bebeğim" Tüm halılarını göz bebeği olarak gördüğünü de sözlerine ekleyen Esen, "Tüm halılar benim göz bebeğim. Oğlum da tüm bu eserlere, mirasıma sahip çıkacak" dedi. Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda lisans, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde de yüksek lisans yapan Seçkin Esen, en büyük hobisinin duvar halılarını izlemek olduğunu sözlerine ekledi.