GENEL - 19 Ekim 2016 Çarşamba 13:41

İsrail’de 21 gün gözaltında kalan Orhan Buyruk İstanbul’a döndü

A
A
A
İsrail’de 21 gün gözaltında kalan Orhan Buyruk İstanbul’a döndü

Kudüs ziyareti için gittiği İsrail’de gözaltına alınan Türk vatandaşı Orhan Buyruk, serbest bırakıldıktan sonra Türkiye’ye döndü. Yakınlarına sarılarak hasret gideren Buyruk, "Esir hayatı çok zor, 21 gün boyunca sıkıntılı günler geçirdim. Şuan sadece sevincimi paylaşmak istiyorum" dedi.
Kudüs’ü ziyaret etmek için gittiği İsrail’in Ben Gurion Havalimanı’nda 28 Eylül’de gözaltına alınan Orhan Buyruk, burada sorgulandıktan sonra "ajanlık" yaptığı suçlamasıyla gözaltına alınmıştı. Serbest bırakılan Orhan Buyruk, bugün İstanbul’a döndü. Telaviv’den İstanbul’a gelen Orhan Buyruk, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda babası Mehmet Buyruk, akrabaları ve arkadaşları tarafından karşılandı. Yakınlarına sarılarak hasret gideren Buyruk yaptığı açıklamada, "Esir hayatı çok zor, 21 gün boyunca sıkıntılı günler geçirdim. Şuan sadece sevincimi paylaşmak istiyorum" dedi.
Havalimanında hiçbir gerekçe gösterilmeden gözaltına alındığını anlatan Buyruk, "Ondan sonra sorgu merkezine götürdüler. 21 gün sorguda ve hücrede kaldım. Bir darp yok ama işkencenin farklı çeşitleri var psikolojik olarak. Ben Telaviv Büyükelçiliği’ne teşekkür ediyorum, benimle çok ilgilendiler. Ama malumunuz karşınızda bir devlet yok, bir terör devleti var. Kanun tanımıyor, yasa yok. Hiçbir şekilde görüştürmediler, sadece bir kez Büyükelçilik ile görüştüm. Ellerinde bir delil, bir suçlama yok. Gerekçe bizim Kudüs için yaptığımız çalışmalar. Biz devamlı Kudüs’e gittiğimiz için kendi ülkelerine gelen herkesi ajan gibi görüyorlar. 21 gün tutulduk, sorgulandık ve serbest bırakıldık" ifadelerini kullandı.
Baba Mehmet Buyruk ise, oğlunun serbest bırakılması için girişimlerde bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve basın mensuplarına teşekkür etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Dr. Ender Saraç’ın oğluna ‘cinsel istismar’ suçundan yargılanmasına devam edildi Dr. Ender Saraç’ın, 13 yaşındaki oğluna ‘cinsel istismar’ uyguladığı iddiasıyla yargılanmasına devam edildi. Davada ilk kez konuşan müşteki anne, ‘’Şikayetçi değilim çünkü böyle bir eylemi gerçekleştirdiğine inanmıyorum’’ dedi. Mahkeme, mağdur çocuk M.S.’ye 15 yaşından küçük olması ve kendisini temsil edemeyecek olması nedeniyle temsil kayyımı atanmasına hükmetti. Doktor Mehmet Ender Saraç hakkında, Beşiktaş’ta 2017-2021 yılları arasında 13 yaşındaki oğlu M.S.’ye ‘cinsel istismar’ uyguladığı iddiasıyla açılan davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 34.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Ender Saraç ile müşteki Benan Saraç hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları da katıldı. ‘’Evladımı böyle bir konuda yakacak bir anne değilim ben’’ Duruşmada ifade veren müşteki Benan Saraç, ‘’Çocuğum okula gitmeden ve öğretmenine anlatmadan birkaç hafta önce bana bahsetmişti. İnanmadım, sorguladım, konduramadım, böyle bir şeyin olabileceğini düşünmedim. Oğlumun da bu sinir ve hiddetle böyle bir şey yapmış olabileceğini düşündüm. Hasta raporu vardı evde dinleniyordu ama okula gitmek istedi, ben de izin verdim, kalbini kırmak istemedim. Okulunun rehberlik öğretmenlerinden bir telefon aldım. Gittim ve konuştuk, oğlumun durumu bana anlattığını söyledim onlara. Hemen şikayete gitmedim çünkü oğlumun babaya karşı sinirli olduğunu biliyordum, sonra mecburen şikayetçi oldum çünkü oğlumun yanında olmak zorundaydım. Sanki çocuğuma bunu ben yaptırmışım gibi ithamlarda bulundu karşı taraf, evladımı böyle bir konuda yakacak bir anne değilim ben, öyle olsa ben ilk gün şikayetimi zaten yapardım’’ dedi. ‘’Şikayetçi değilim çünkü böyle bir eylemi gerçekleştirdiğine inanmıyorum’’ İfadesine devam eden müşteki Benan Saraç, ‘’Konu rehberliğe kadar gidince mecburen şikayetçi oldum, bir yandan da evladımı sorgulamaya devam ettim. Evladımı kaybedemem. Özellikle yönlendirici de olmadım. Ergenlik çağında olması, babayla tartışmalarımızdan etkileniyor olması da hep aklımdaydı. En nihayetinde bana oğlum gerçeği itiraf etti ağlayarak. Böyle bir olayın yaşanmadığını söyledi, babaya karşı çok büyük hayal kırıklığı içerisindeydi evladım çünkü çocukların önünde baba, bana şiddet uyguluyordu. Ben hiçbir zaman darp raporu almadım, olayın basına yansımasını istemedim. Bunun üzerine Üsküdar’daki Çocuk Şubeyi arayıp oğlumun bana söylediklerini anlattım ve tekrar ifade verdik. Çocuklarımı ne para ne de boşanma davası için kullanmadım, külliyen yalandır. Ayrıca, sanık hakkında ‘cinsel istismar’ konusunda şikayetçi değilim çünkü böyle bir eylemi gerçekleştirdiğine inanmıyorum’’ ifadelerini kullandı. Duruşmada tanık olarak dinlenen rehber öğretmen, ‘’Ben 5. ve 8. sınıfların psikolojik danışmanıydım. Odamdayken öğrencim M.S. geldi. Elinde bir kağıt vardı, ‘sağlık raporumu nereye bırakayım’ dedi. Ben de İlknur hocaya iletmesini söyledim. Bana başka bir şey daha söylemek istediğini belirtti, babasının evde çıplak gezdiğini, jel kullandığını söyledi. Sonra annesine telefon ettim. Öğrencimiz annesiyle birlikte saat 14.00’te tekrar geldiler. Anne ve çocukla görüştükten sonra okuldan çıktılar’’ şeklinde konuştu. ‘’Çok haksız bir iftiraya uğradım’’ Şiddet uyguladığı hususunun kesinlikle yalan olduğunu belirten sanık Ender Saraç ise ‘’Çocuklarıma bir fiske dahi vurmadım. Evde çıplak dolaştığımla ilgili beyana gülüp geçiyorum. Evde tuvalet ve banyoda dahi her yerde 7/24 kamera vardır. Çok haksız bir iftiraya uğradım. Maddi ve manevi zarar gördüm. Bütün imkanlarımla çocuklarıma seferber oldum. Ciddi şekilde zarar gördüm. Bir an önce beraat edip gerçek hayatıma dönmek istiyorum” dedi. Mağdur çocuğa temsil kayyımı atanacak Ara kararını açıklayan mahkeme, mağdur çocuk M.S.’ye 15 yaşından küçük olması ve kendisini temsil edemeyecek olması nedeniyle temsil kayyımı atanmasına ve M.S.’nin bir sonraki celse dinlenilmesine hükmederek duruşmayı erteledi. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, mağdur M.S.’nin 5 Aralık 2023’de öğrenim gördüğü okul idaresinin tutmuş olduğu tutanakların polise bildirilmesiyle soruşturmaya başlandığı aktarıldı. Hazırlanan iddianamede, mağdur M.S.’nin şeref ve namusunu ilgilendiren bir konuda şüpheli Mehmet Ender Saraç’a iftira atmasını gerektirir ciddi bir neden bulunmaması, aralarında daha önceden husumet olmaması, mağdurun olayı okuldaki öğretmenlerine anlatmış olması, annenin sonradan olaya dahil olması ve öğretmenlerine açılan çocuğun ifadelerinin yönlendirme etkisinde olduğu ya da kurgudan ibaret olduğu ihtimalinin olmaması, bu gerekçeyle ise mağdurun ilk verdiği ifadenin samimi ve gerçeği yansıtır mahiyette olduğuna kanaat getirildiği kaydedildi. Hazırlanan iddianamede şüpheli Mehmet Ender Saraç’ın ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 12 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.