GENEL - 13 Eylül 2017 Çarşamba 14:16

HAVELSAN’ın ürettiği Türkiye’nin ilk milli sivil uçuş simülatörü THY bünyesinde

A
A
A
HAVELSAN’ın ürettiği Türkiye’nin ilk milli sivil uçuş simülatörü THY bünyesinde

Türk Hava Yolları (THY), yapımı tamamlanan yeni Uçuş Eğitim Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi.

Türk Hava Yolları (THY), yapımı tamamlanan yeni Uçuş Eğitim Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi. HAVELSAN ile yapılan iş birliği çerçevesinde hayata geçirilen Türkiye’nin ilk milli sivil uçuş simülatörü de hizmete girdi.


Türk Hava Yolları, modern havacılığın ihtiyacını karşılamak için önemli bir projeyi hayata geçirdi. Son teknolojinin tüm imkanlarını yapısında barındıran yeni "Uçuş Eğitim Merkezi" gerçekleştirilen törenle hizmete açıldı. Yeni eğitim merkezi ile Türk Hava Yolları, bölgenin eğitim merkezi olma yolunda önemli bir adım atmış oldu. Açılışın yanı sıra HAVELSAN ile yapılan işbirliği kapsamında hayata geçirilen Türkiye’nin ilk milli sivil uçuş simülatörü de hizmete alındı.



“HAVELSAN yeni bir başarı öyküsü yazmıştır”


Törende konuşan HAVELSAN Yönetim Kurulu Başkan Vekili Taner Düvenci, “HAVELSAN Türk Silahlı Kuvvetleri’nin eğitimine katkı sağlayan son teknoloji simülatörlere ilave olarak ülkemizin dünyaya açılan markası olan THY için yapmış olduğu Boeing 737 simülatörüyle yeni bir başarı öyküsünü yazmıştır. Bu öyküyü alın teriyle projeyi gerçekleştiren yöneticisinin, mühendisinin, teknisyen ve onları idare eden desteği sağlayan HAVELSAN personelinin olduğu kadar, proje süresince yakın işbirliği gördüğümüz THY personeli de dahildir” diye konuştu.



“Uçuş emniyetinde dünyada akla gelen en önemli şirketlerden biri olmak hedeflerimiz”


Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, “Türkiye her alanda çıtayı yükseltirken Sayın Cumhurbaşkanımız hep milli ve yerli duruşun önemine dikkat çekti. HAVELSAN’ın ortaya koyduğu büyük bir cesaretle bu işleri sahiplenip bize gelip toplantı yaptığımızda kararlı bir şekilde bize geldiler. ‘Biz bu işin altından kalkarız, biz bu işi yapmaya talibiz’ dediler. Bu işte herkesin emeği var. Özellikle eğitim konusunun da bizim açımızdan önemli olduğunu ifade etmeliyim. Kalite anlayışımızı, yolcularımız için konfor ve güven anlayışımızı her geçen gün arttırmanın sırrı eğitim faaliyetlerindeki isabetli attığımız adımlardır. Bu adımları sıklaştırmak uçuş emniyeti konusunda dünyada akla gelen en önemli şirketlerden biri olmak öncelikli hedeflerimizden biridir” ifadelerini kullandı



‘Seri üretime geçilmeli’ vurgusu


Milli simülatörün önemine vurgu yapan İlker Aycı, “Burada ilk milli sivil simülatörümüzü de bugün binamızın içerisine yerleştirmek suretiyle HAVELSAN ile birlikte önemli bir adımı daha attık. Bu proje tamamlanmış değildir. Biten ten prototiptir. Asıl olan artık bizim peynir ekmek gibi yapar hale getirip sanayileşmiş bir ticari mal haline dönüştürmektir. Yani seri üretime geçmektir. Seri üretimi olmayan bu prototiplerin daha başlangıç olduğunu ifade etmem lazım. Daha önümüzde alacağımız yollar var, atacağımız adımlar var” dedi.



İlk deneme uçuşunu İlker Aycı yaptı


Konuşmaların ve protokol üyelerinin katılımıyla kesilen kurdelenin ardından ilk milli simülatör devreye alındı. Simülatörün içerisine giren Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, kaptan koltuğuna oturarak deneme uçuşu yaptı.



Kapasitede yüzde 48’lik artış gerçekleşti


Atatürk Havalimanı, Florya yerleşkesinde 1993 yılından beri uçuş eğitim hizmeti veren Türk Hava Yolları, yeni Uçuş Eğitim Merkezi yatırımıyla mevcutta 10 adet olan donanımlı uçuş simülatörü sayısını 14’e, 58 olan sınıf sayısını ise 90’a çıkarmış oldu. Temin aşamasındaki 10 adet simülatör ile de kısa bir sürede 24 adet tam uçuş simülatörüne ulaşılması hedefleniyor. Yeni eğitim merkeziyle birlikte bin 520 olan kişi kapasitesinde de yüzde 48’lik bir artış gerçekleşti. Böylece yeni eğitim merkezinde aynı anda 2 bin 260 uçuş personeli eğitim hizmetlerinden faydalanabilecek.



Akıllı bina olarak dizayn edildi


İhalesi 22 Nisan 2016 tarihinde yapılan 55 bin 369,48 metrekare yerleşke alanı içerisinde 26 bin 500 metrekare kapalı alana sahip merkezde, güç kaynağı dinamik UPS ile kesintisiz eğitim hizmeti sağlanırken; otomasyon sistemi ile akıllı bina konseptinde tüm noktalar ve tüm cihazlar izlenebilir ve kontrol edilebilir duruma getirildi. Türk Hava Yolları’nın yeni Uçuş Eğitim Merkezi milli havayolunun bünyesinde görevli 4 binin üzerinde kokpit personeli ile 10 binden fazla kabin personelinin eğitim faaliyetini uluslararası standartlara uygun şekilde yürütürken kapasitesinin yüzde 40’ını da diğer ulusal ve uluslararası havayolu şirketlerinin eğitim taleplerini karşılamaya ayırabilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."