EKONOMİ - 06 Eylül 2018 Perşembe 12:29

Avrupa’nın en hızlı büyüyen beyaz eşya şirketi Türkiye’de de büyüyor

A
A
A
Avrupa’nın en hızlı büyüyen beyaz eşya şirketi Türkiye’de de büyüyor

Avrupa’nın en hızlı büyüyen beyaz eşya şirketi Candy Hoover, Türkiye’yi en büyük ikinci üretim üssü olarak seçti.

Avrupa’nın en hızlı büyüyen beyaz eşya şirketi Candy Hoover, Türkiye’yi en büyük ikinci üretim üssü olarak seçti. 3 tesis ile bin 200 kişiye istihdam sağlayan ve Türkiye’nin en büyük 67. ihracatçısı olan şirketin Türkiye CEO’su Servet Akkaynak, "Candy Hoover Türkiye’ye güveniyor ve yatırım yapmaya devam ediyor. İtalyan-Türk sentezi bir şirket oluşturduk" dedi.



İtalyan beyaz eşya üreticisi Candy Hoover’ın Türkiye CEO’su Servet Akkaynak, beyaz eşya sektörü ve Candy Hoover için Türkiye’nin önemi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Akkaynak, "Türkiye Çin’den sonra dünyanın ikinci en büyük beyaz eşya üreticisidir. Konumu gereği özellikle Avrupa pazarları için Türkiye daha da önemli hale geliyor. Üretim, Ar-Ge ve işgücü gelişmişliğinin yanında yan sanayisi ile de dolaylı olarak 600 bin kişiye istihdam oluşturuyor. Türkiye’nin 6 ana beyaz eşya ürününde 2017 yılı üretimi 28,4 milyon adet ve bunun 20,6 milyon adeti ihraç ediliyor. Türkiye’de üretilen ürünlerin ana pazarı Avrupa’dır toplam ihracatın yüzde 73’üne tekabül ediyor ama bunun yanında Asya, Afrika ve Amerika’ya da ihracat yapılıyor. Avrupa’da en çok ihracat yapılan ana pazarlar ise yüzde 15 ile İngiltere ve yüzde 13 ile Almanya’dır. Bizim Candy Group olarak en güçlü olduğumuz ülkeler ise İngiltere, İtalya ve Fransa’dır" dedi.



"Hedef yıl sonuna kadar yüzde 30 büyümek"


Servet Akkaynak, şirketin Türkiye’deki üretim faaliyetlerine 2007 yılında pişirici cihazlar fabrikası ile başladığını ardından 2009 yılında İngiltere’de bulunan kurutma makinesi fabrikası da Türkiye’ye taşındığını belirterek, "Daha önce Çin’de bulaşık makinesi üretimi yapan Candy Group 2018 yılında bu üretimi de yeni kurduğu tesis ile Türkiye’ye kaydırdı. Yeni kurulan tesis Sanayi 4.0 prensiplerine göre faaliyet gösteriyor. Türkiye’de yalnızca Ar-Ge faaliyetlerine yaptığımız yatırım 25 milyon euronun üzerindedir. Şu an Candy Hoover Group üç üretim tesis ve bir pazarlama satış şirketi ile Türkiye’de 1200 kişiye istihdam sağlıyor, TİM verilerine göre 2017 yılında Türkiye’nin en büyük 67. ihracatçısı olduk. 2018 yılı sonuna kadar yüzde 30 büyüme hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.



Türkiye’yi en büyük ikinci üretim üssü olarak seçti


Akkaynak, "Türkiye, üretim tesisleri ile grubun en büyük ikinci üretim üssüdür. Hedefimiz Türkiye’yi grup için en önemli üretim merkezi haline getirmek" dedi.



"Küçük tedarikçileri bu süreçte koruyacağız"


Türkiye faaliyetlerinin ihracat ağırlıklı olduğu için kurdaki değişime karşı daha dirençli olduklarını belirten Akkaynak, "Kurdaki dalgalanmalar küçük tedarikçileri büyük üreticilere göre daha korumasız hale getiriyor. Binlerce kişiyi istihdam eden küçük tedarikçiler ülke ekonomisi için önemli biz de bu zor dönemde onların yanında olacağız. Küçük tedarikçileri bu dönemde özellikle koruyacağız. Hammadde ve yarı mamül girdilerinin maksimum seviyede yerlileştirilmesi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.



Yeni ürünler ’Yapay Zeka’lı


Candy Hoover ile bilgiler veren Servet Akkaynak, "Group 1945 yılında İtalyan Fumagalli ailesi tarafından İtalya, Brugherio’da kurulmuş, 73 yıllık bir şirket. Şu an Avrupa’nın en hızlı büyüyen beyaz eşya şirketi. Candy Group global stratejisinde ’akıllı’ ürünleri birinci sıraya koydu ve şu an tüm ürünler internete bağlanabilir olarak üretiyor. Bunun yanında çamaşır ve bulaşık makinelerinde bir adım ileriye giderek yapay zeka da ürünlere entegre ediliyor" dedi.



Türk-İtalyan sentezi şirket kültürü


Akkaynak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Candy Hoover Group yatırımlarına Türkiye’de de devam ediyor. Grubun daha önceki yatırımlarından hareketle, Doğu bloğu ülkeleri olarak bilinen ülkelerde üretim yatırımı gündemlerinde değil çünkü kaliteli işgücü ve devlet teşvikine ulaşılamadı. Bu sebeple Türkiye’nin üretim açısından önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Şirketimizin 2019 yılı Türkiye ana hedefi üretimi ve ihracatı artırmak. Bunun yanında yeni akıllı ürünler üreten yeni bantların da devreye alınması planlıyoruz. Büyümelere paralel olarak şu an Türkiye’de 1200 kişi istihdam eden grubun bu rakamı da artırması bekleniyor. Burada hybrid bir kültür oluşturmayı hedefliyoruz, İtalyan ve Türk sentezi bir şirket kültürüyle ve ’Işık Eskişehir’den Yükselir’ sloganıyla ile yola çıktık".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Büyükşehir’den depreme karşı hayat kalkanı Bursa Büyükşehir Belediyesi, birinci derece deprem kuşağında yer alan Bursa’nın muhtemel depremin yıkıcı etkilerine karşı daha dirençli hale gelmesi için ‘Deprem Sığınma Ünitesi Projesi’ni hayata geçiriyor. Deprem anında insanların güvenli bir şekilde korunabilmesini amaçlayan proje, can kayıplarının önüne geçilmesi ve arama kurtarma ekiplerine zaman kazandırılmasını hedefliyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi, deprem öncesinde ve deprem anında da insan hayatını koruyabilmek için önemli bir projeyi hayata geçirdi. Deprem sırasında can kaybı yaşanmaması için ‘Deprem Sığınma Ünitesi Projesi’ni geliştiren Büyükşehir Belediyesi, çalışmayla deprem anında bireylerin güvenli nokta olarak sığınabilecekleri sığınma ünitelerini binalarda yaygınlaştırmayı hedefliyor. Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde geliştirilen projenin paydaşları arasında Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Ulutek Teknopark, Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB), İTÜDER, İşbir Yatak ve Gökçelik bulunuyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) tarafından düzenlenen ‘Deprem Sığınma Ünitesi Projesi’ çalıştayı, Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde akademisyenlerin, iş insanlarının, kamu kurumu ve sivil toplumu kuruluşu temsilcilerinin ve oda başkanlarının katılımıyla gerçekleştirildi. İnsan hayatını merkeze alan proje Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, depremin ne kadar önemli olduğunu bildiklerini, deprem öncesinde alınacak tedbirlerle can kayıplarının önüne geçilebileceğini vurguladı. Geliştirilen projeyle insan hayatını merkeze alan, ortak akla ve bilime dayanan güçlü bir sorumluluk çağrısı yaptıklarını söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, "Can güvenliği meselesine vicdanla ve kararlılıkla sahip çıkıyoruz. Türkiye’nin yüzde 92’si deprem bölgesidir. Türkiye nüfusunun ise yaklaşık yüzde 95’i deprem riski altındaki bölgelerde yaşıyor. Bursa’nın birinci derece deprem bölgesi olduğunu unutmamalıyız. Yapılacakların yanında toplumun bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi gerekiyor" dedi. "Bursa’daki yapıların yüzde 62’si kaçak" Denetim konusunda eksiklikler giderilmedikçe 20 yıllık binaların yıkılarak yenilerinin yapılmaya devam edileceğini ifade eden Başkan Mustafa Bozbey, "Bursa’daki yapıların yüzde 62’si kaçak yapılmış. Sadece konut değil, sanayi de kaçak yapılmış. Toplumsal dönüşümü sağlamalıyız. Aksi takdirde bir depremde yine hep beraber ağlayacağız. Deprem öncesinde yapıları güvenli hale getirmek zorundayız. 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı ile birlikte Bursa’nın ‘Kent Anayasası’nı oluşturuyoruz. Toplumun da bu çalışmalara sahip çıkması gerekiyor" diye konuştu. "Bursa ovası her yıl 6 santim çöküyor" Kentsel dönüşüm projelerine hız verdiklerini anlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Yakın zamanda bir bilim insanımız ‘Bursa Ovası her yıl 6 santim çöküyor’ bilgisini paylaştı. 10 yılda Bursa Ovası 60 santim çöktü. Bunun sebebi üniversitelerimiz tarafından araştırılmalıdır. Bizim ise bilim insanlarının göstereceği yönle beraber ovanın çöken kısımlarını ya planlama dışına almamız ya da alternatif çözüm üretmemiz gerekir" dedi. "Depremi korkmadan, bilinçlenerek karşılamalıyız" Deprem öncesinde afet konteynerlerini dağıtmaya devam ettiklerini, mahallelerdeki afet gönüllülerinin de güçlü bir şekilde yetiştirilmesi gerektiğini belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Depremi önleyemediğimize göre hazırlıklarımızı yapmalıyız. Toplanma alanlarını tüm yönleriyle belirlemeliyiz. Bursa’da da beklenen bir deprem var. İstanbul merkezli de olabilir. Sındırgı’daki depremler Bursa’yı etkiliyorken, İstanbul merkezli bir depremin Bursa’yı etkilememesi düşünülemez. Deprem gerçeğini unutmadan ama korkmadan, bilinçlenerek karşılamalıyız. Bu açıdan projenin değerli olduğunu düşünüyorum. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Bireylerin hayatta kalmasını maksimum düzeye çıkarmayı hedefliyoruz" Proje hakkında bir sunum yapan BURKENT Genel Müdürü İnan Keser, deprem bölgesinde yer alan Bursa’da muhtemel bir can kaybı yaşanmaması için kısa vadeli acil eylem projesi geliştirdiklerini söyledi. Projenin aşamaları hakkında bilgi veren Keser, "Projeyle, deprem anında bireylerin hayatta kalmasını maksimum düzeye çıkarmayı hedefliyoruz. Evlere yerleştirilen sığınma ünitesiyle, insanların depremde güvenle sığınabileceği ortam oluşturuyoruz. Bir ev eşyası gibi tasarlamayı hedefledik. Her evde mutlaka iki kişilik bir yatak yeri var. Her eve uygulanabilmesi için bu gerçekle projenin tasarımını yaptık. Sığınma ünitesi 800 kilo ağırlığında ve 400 ton taşıma kapasitesine sahip. İçerisindeki hacmi 3-4 kişiye kadar yeterli. Birçok teste tabi tuttuk" dedi. "Binlerce insanı kurtarma imkânına kavuşabiliriz" İnsanların en çok ünitenin binaya ekstra ağırlık bindirip bindirmediğini merak ettiğini belirten Keser, ‘Herkes evine alsa binaya olumsuz etki oluşturur mu?’ sorularıyla karşılaştıklarını dile getirdi. Bununla ilgili birçok hesaplama yaptıklarını söyleyen Keser, "Öyle bir ek yük oluşturmadığını, yüzde 1 bile etkisi olmadığını gördük. Herkesin ulaşabilmesi için en ekonomik ve düşük maliyetle proje üretmemiz gerekiyor. Bu konuda kamunun elini taşın altına koymasını bekliyoruz. Proje, sadece binalarda değil tüm alanlarda uygulanabilir. Bu proje yaygınlaştırılırsa arama kurtarma işlemleri için de zaman kazanmış olabiliriz. Belki de ünitelerin içerisinde kalan binlerce insanı kurtarma imkânına kavuşabiliriz. Projeye destek olan tüm kurumlara teşekkür ediyoruz" dedi. Program, konuşmaların ardından masa toplantılarıyla devam etti.
İstanbul Türkiye Fair Play ödüllerini kazananlar belli oldu Türkiye’de Fair Play olgusunun benimsenip, yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla geleneksel olarak gerçekleşen Türkiye Fair Play ödüllerini kazananlar belli oldu. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Fair Play Komisyonu tarafından geleneksel olarak yapılan Türkiye Fair Play ödüllerini kazananlar belli oldu. Fair Play Komisyonu üyeleri ve jürisi tarafından çok sayıda aday arasından seçilen 22 kişi ve kurum ödüle layık görüldü. 2024 yılında gerçekleştirdikleri fair play davranışı, tanıtımı ile fair playe layık görülen kişi ve kurumlar ödüllerini 23 Aralık Salı günü İstanbul Ataköy Olimpiyatevi’nde saat 17.30’da başlayacak törende alacak. Fair Play ödülü kazanlar arasında Umut Ünlü, Daniele Santarelli, Alperen Şengün, Toprak Razgatlıoğlu, Yusuf Dikeç, Recep Uçar, Kuzey Tunçelli, Gençlerbirliği Kadın Futbol Takımı, Öznur Cüre, Ata Atakul, Gülşah Sırakaya, Denizli Çamlık FK, Sakine Küçükakyüz, Melihşah Katman, Ejder Sözen, Ragıp Vural Tandoğan, Alp Pehlivan, Sakarya Harmanlıkspor, Selçuk Erdoğan, Boyabat Eğitim Spor Kadın Futbol Takımı gibi önemli kişi ve kulüpler yer alıyor. Törende ayrıca Beden Eğitimi Öğretmeni Ferhunde Tuba Üstünkal ve Tekirdağ Yeniçiftlik Nizamettin Demirdöven İlkokulu da toplumsal fair play ödülü alacak. Olimpiyatevi’nde gerçekleşecek törende 2024 yılında Avrupa ve Dünya Fair play ödülü kazanan ve ödüllerini yurt dışında alamayan kişi ve kurumlarla, 3. Dünya Fair Play fotoğraf yarışmasında dereceye giren isimleri ödülleri verilecek.
Ankara ‘Sincan Roman Kahramanları Festivali’ sokaklarda renkli görüntüler oluşturdu Sincan Kaymakamlığı ile Sincan Belediyesi himayesinde ve Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün katkılarıyla düzenlenen ‘Sincan Roman Kahramanları Festivali’nin ikincisini düzenlendi.Sincan Belediyesi, ‘Sincan Roman Kahramanları Festivali’nin ikincisini düzenledi. Düzenlenen festival kapsamında 2 bini aşkın 7-17 yaş aralığındaki Roman Kahramanları Korteji’nin bando takımı öğrencileri ilk olarak kurgu kitaplarından bazı kahramanların kılığına bürünerek esnafı ziyaret etti. Kitapların afişlerinin pankartı eşliğinde, kitapta yer alan kahramanların cümlelerini söyledi . Öğrenciler çeşitli kitapları esnafa hediye ederek, bu kitapların okunması için esnaftan söz istedi. Düzenlenen etkinlikle beraber edebiyat ve kitabın sokağa taşınması amaçlandı. İnsanlara kitaplar hatırlatarak, okuma kültürünün yaygınlaşmasına dikkat çekildi."Okumaya teşvik için tiyatro ve koro ile örnek bir Sincan oluşturacağız"Okumanın önemine dikkat çeken ve Sincanlıları okumaya teşvik eden Sincan Kaymakamı Levent Kılıç, "Sabah bana verilen bilgiye göre bu festival dünya rekoruymuş. Milli Eğitimi Müdürlüğümüz ile gurur duyuyorum. Kolay bir süreç değil bu. Trafiği tıkadık, yolları kapadık. Okumaya teşvik için tiyatro ve koro ile de örnek bir Sincan oluşturacağız. Kitap okuyarak uyanık ve Türk gençliğine layık olacağız" diye konuştu."Okuma alışkanlığını büyüklere de aşılamamız gerekiyor"Sincan’da okuma alışkanlığını küçüklerden ziyade büyüklere de tavsiye ettiklerini vurgulayan Kılıç, "Sincan’da 100 bin üzerinde öğrencimiz var. Okuma alışkanlığının sadece küçüklere değil büyüklere de aşılamamız gerekiyor. Çocukların sosyalleşmesi adına yaptığımız etkinliğe katılımınız için teşekkür ederim" şeklinde konuştu."Daha güzel etkinlikler yapacağız"Sincan’da daha kapsamlı ve daha farklı etkinlikler de düzenleyeceklerini ifade eden Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürü Alican Kılıç ise, "Yaklaşık 1 saattir bir aradayız. Öğrenciler soğuk havaya rağmen kostümüyle bizlere farklı an yaşatıyorlar. Çocukluğumuza götüren kahraman rollerine büründüler. Kurum üst yöneticilerini ziyaret ettiler. Daha güzel etkinlikler yapacağız. Sabah makamımızda bulunan bu çocuklar belki de devlet büyüğü ile ilk kez yan yana gelme heyecanını bir daha yaşamayacak" ifadelerine yer verdi.Festival Direktörü Feray Koçak’tan edinilen bilgiye göre 45 okuldan 2 bin 230 öğrenci ve veliler ile birlikte toplamda 3 bin kişi Sincan sokaklarında renkli görüntüler oluşturdu. Festivalde konuk olarak Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koray Üstün , Başkent Üniversitesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Aslı Aytaç ve Doç. Dr. Emine Tuğcu , Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Galip Çağ , Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yöneticileri yer aldı.