ASAYİŞ - 26 Mart 2019 Salı 18:45

Metin Topuz’un casusluk davasına yarın devam edilecek

A
A
A
Metin Topuz’un casusluk davasına yarın devam edilecek

FETÖ ile irtibatı tespit edilince tutuklanan ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz’un ‘casusluk’ davası yarına ertelendi.

FETÖ ile irtibatı tespit edilince tutuklanan ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz’un ‘casusluk’ davası yarına ertelendi.


İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde casusluk suçlamasıyla yargılanan Metin Topuz’un duruşmasına öğle arasının ardından devam edildi. Duruşmada bir süre daha savunmasını yapan Topuz, hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile irtibatı olmadığını iddia etti. Sanık Topuz, “İddia edildiği gibi casusluk yaparak vatanıma, milletime ihanet etmedim. Bu örgütün düzenlediği seyahatlere katılmadım, bu örgütün hiçbir iletişim uygulanmasını kullanmadım, kendini bu örgüte üye olarak göstererek kimseyle bir ilişkim olmadı. Evim ve işim arasında mazbut bir hayat yaşıyorum. Uzun yıllardan beri aynı adresteyim ve aynı telefon numarasını kullanıyorum. Atatürk İlke ve İnkılapları ışığında bağımsız bir Türkiye savunucusuyum. Ben üzerime atılı suçları kesinlikle işlemedim. Ben aşağılık bir insan değilim. Üzerime atılı suçlar ben ve ailem için onu kırıcıdır. Eşimle emeklilik hayalleri kurarken bu felaket başıma geldi. Bu hain örgütle zerre kadar bir ilişkim yok, yüce adalete güveniyorum” dedi.


Sanık Metin Topuz bu sözlerinin ardından gözyaşlarına hakim olamadı. Topuz’un savunması sırasında ABD Başkonsolosu Jennifer L. Davis’ın de ağladığı görüldü. Sanık Metin Topuz, sözlü savunmasının bitmesinin ardından 26 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye sundu. Sanık savunmasının ardından mahkeme başkanınca sanık Metin Topuz’a sorular yöneltildi.



“Neden FETÖ’den mi alındım diye sordunuz”


Mahkeme Başkanı, Metin Topuz’a kendisini tutuklamak için gelen emniyet yetkililerine ‘FETÖ’den mi alındım sorusunu’ aktararak, neden böyle düşündünüz diye sordu. Metin Topuz ise o an ruh haliyle böyle bir cevap vermiş olabileceğini söyledi ve hatırlamadığını ifade etti.



“Nasıl DEA gibi bir birime geçebildiniz”


Mahkeme başkanı ardından sanık Topuz’a “Hangi yönünüz ön plana çıktı ki Konsoloslukta Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi (DEA) gibi bir birime geçebildiniz” sorusunu yöneltti. Sanık Metin Topuz, öğrenim hayatı boyunca İngilizce dersinin hep çok iyi olduğunu söyledi. Topuz ayrıca DEA çalışanların yükselebilmesi amacıyla kadroların önce içerden açıldığını söyleyerek, yabancı dilinin yeterli bulunduğunu ve işe kabul edildiğini ifade etti.



“ABD tutuklanmanıza neden bu kadar tepki gösterdi”


Topuz’un gözaltına alınması üzerine ABD ile Türkiye arasında vize krizi yaşandığını hatırlatan mahkeme başkanı, “Diplomatik bağışıklığınız yok, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısınız, ABD tutuklanmanıza neden bu kadar tepki gösterdi” sorusunu yöneltti. Sanık Topuz “25 yıldır görev yapıyorum. İşimde iyim ve dürüstüm. Bunun içindir. Bir nevi vefa gibi görebiliriz. Ben onların talimatıyla o görevlilerle görüştüm belki de kendilerini bir bakıma suçlu hissettiler bilmiyorum” cevabını verdi.



“ABD Zarrab ailesini 90’dan beri takip ediyor”


Dava dosyasında bulunan Rıza Zarrab’ın ABD’de tutuklanmasıyla ilgili WhatsApp konuşmaları hakkında da savunma yapan Topuz, “Zarrab ailesi 1990’dan beri DEA’nın radarındadır. Yasa dışı özellikle uyuşturucu ticaretinden kazanılan paraları Batı’dan Doğu’ya naklettikleri ve akladıkları iddia edilir. Zarrab ailesi bu yüzden DEA için önemlidir. Zarrab’ın tutuklandığını gazeteden okudum. ‘O İranlı konuşur’ diyorum mesajımda. 25 yıllık tecrübeme göre bunun gibi şahıslar kendilerine yöneltilen suçlama karşısında doğru olsun olmasın bildiklerini anlattıklarını, iftira attıklarını görürüz” şeklinde konuştu.


Sanık Metin Topuz’un savunmasının ardından mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”