SAĞLIK - 22 Ekim 2019 Salı 11:50

Gerekli önlemler alınmazsa, potansiyel osteoporoz adayısınız

A
A
A
Gerekli önlemler alınmazsa, potansiyel osteoporoz adayısınız

Dr.

Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Ortopedi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ramadan Özmanevra, osteoporoz veya halk arasında bilinen adıyla kemik erimesinin, düşük kemik kütlesi ve kemik mikro yapısının bozulması sonucu kemiklerde kırık olasılığının artması ile karakterize bir rahatsızlık olduğunu açıkladı.


Dr. Öğr. Üyesi Ramadan Özmanevra dünyada yaklaşık 200 milyon osteoporoz hastası olduğunu ve her yıl 1.5 milyon osteoporotik kırık vak’ası tedavisi yapıldığını dile getirdi. Bu vak’aların yarısından fazlasını omurga kırıkları oluştururken, bunu sırasıyla kalça ve el bileği kırıklarının takip ettiğini vurgulayan Ramadan Özmanevra, “El bileği kırıkları daha sık 50-60 yaş aralığında, omurga kırıkları 60-70, kalça kırıkları ise 70-80 yaş aralığında görülmektedir. Kadınlarda, erkeklere oranla 4 kat daha sık karşılaşılmaktadır” dedi.



“Tarama testi yapılmazsa hastalık gizlice ilerliyor”


Bu yaygın ve önemli sorunla ilgili olarak toplumun farkındalığını artırmak için tüm dünyada 20 Ekim’in “Dünya Osteoporoz Günü” olarak kabul edildiğini hatırlatan Özmanevra, osteoporozun kemiklerin daha hassas, gözenekli, güçsüz ve kırılgan olmasına yol açtığını belirtti. Özmanevra, genel olarak ileri yaş hastalığı olarak bilinmesine rağmen yetersiz beslenme, hareketsiz yaşam koşulları, genetik hastalıklar ve bazı hormonal bozukluklar sebebiyle erken yaşlarda da ortaya çıkabilen bu rahatsızlığın kırık oluşumuna ya da tarama testleri yapılana kadar bulgu vermeden ilerlediğinin altını çizdi. Özmanevra, hastalığı erken saptamanın son derece önemli olduğunu ve genellikle cerrahi müdahale gerektiren kalça kırıklarında operasyonun, riskli komplikasyonlar gelişmeden ivedilikle yapılmasının önemli olduğunu ifade etti. Omurgada oluşan kırıkların sırtta şiddetli ağrıya, kamburluğa ve boy kısalmasına yol açabildiğini kaydeden Özmanevra, komplikasyon oranı normal kırıklara göre daha yüksek olan osteoporotik kırık tedavisine yaklaşımın farklı olduğunu ve kaynamama ya da implant yetmezliğinin daha sık görüldüğünü açıkladı.



Osteoporoz dönemleri 50-70 ve 70 yaş üzeri olmak üzere ikiye ayrılıyor


Özmanevra, görülme sıklığı fazla olan bu metabolik kemik hastalığının, postmenapozal ve senil (yaşlılığa bağlı) olarak adlandırılan iki tipi bulunduğunu söyledi. Özmanevra, postmenapozal tipin 50 ile 70 yaş arasında görüldüğünü ve sıklıkla radius alt ucu (distal radius) ve omurga (vertebra) kırıklarına rastlandığını ifade ederken Senil tipin ise 70 yaş üzerindeki kişilerde kalça kırığı ile birlikte karşımıza çıktığını belirtti.



Tek bir sebebi yok, önlem almak şart


Özmanevra, osteoporoz gelişimine yol açan için risk faktörlerini; hareketsizlik, aşırı spor, aşırı zayıflık, düşük kalsiyum alımı, depresyon, sigara, alkol, yetersiz beslenme, ileri yaş, cinsiyet (kadınlarda daha sık görülüyor), aile öyküsü, eski kırıklar, uzun süre kortizon kullanımı, romatoid artrit, D vitamini yetmezliği ve bazı hormonal bozukluklar olarak sıraladı.



“Ne çok az ne de aşırı spor yapılmalı”


Fiziksel aktivitenin az olmasının osteoporoz için en önemli risk faktörü olduğunu ifade eden Özmanevra, bu hastaların bir kaç ay içinde kemik kütlelerinin yaklaşık %30’unu kaybettiğini ve eski düzeye ulaşabilmelerinin zaman alabildiğini söyledi. Aşırı sporun ise östrojen düzeyinde azalmaya sebep olarak kırık riskini arttırabildiğini dile getiren Özmanevra, diyet yapıldığında ise vitamin ve mineral takviyesi ile düzenli egzersizin kas ve kemikleri güçlendirmek için gerektiğini vurguladı.



“Çocukluk döneminde yeterli kalsiyum alımı çok önemli”


Çocukluk ve yetişme döneminde kalsiyum alımı ne kadar çok olursa yaşlanma ile ortaya çıkacak kırık riskinin de azalacağını söyleyen Ortopedi Uzmanı Özmanevra, sigara içmenin de osteoporoz riskini iki kat arttırdığının, kemik yapıcı hücreleri iş yapamaz duruma getirip, kemik kan dolaşımını da azalttığının ve besinlerle alınan kalsiyumun kemik koruyucu etkisini düşürdüğünün altını çizdi.



“Alkol kullanımı hem erkek hem de kadın için osteoporozu tetikliyor”


Özmanevra, aynı şekilde alkolün kalsiyumu düzenleyen hormonları etkileyerek kemik yapımını azalttığını ve osteoporoza zemin hazırladığını ve kadınlarda erken menopozun erkeklerde ise testosteron yetersizliğinin osteoporoza neden olduğunu açıkladı. Özmanevra, osteoporoz oluştuktan sonra hem sağlıkla hem de çevreyle ilgili faktörlerin (kas zayıflığı, denge ve koordinasyon bozukluğu, baş dönmesi, kısa süreli baygınlık atakları, bilinç kaybı vb.) kırık riskini beraberinde getirdiğini vurguladı.



Erken teşhis, tedaviden daha önemli


Özmanevra, erken teşhisin hayat kurtarıcı bir işleve sahip olduğunu belirterek, “Osteoporoz oluştuktan sonra tedavi etmekten çok; gelişmesini önlemek temel amaçtır. Erken teşhis için özellikle 50 yaşını geçen kadınların osteoporoz taramasından geçmesi önem arz etmektedir. Bu tarama, kemik mineral yoğunluğunun ölçümü, bazı kan tetkikleri ve gerekirse radyolojik tetkikleri içermekte ve kısa sürede tanı konulabilmektedir“ ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul CarrefourSA 60’ıncı Gurme mağazasını açtı CarrefourSA, 2025 yılının son günlerinde önemli bir yatırımı hayata geçirdi. Marka, 60’ıncı Gurme CarrefourSA mağazasını İstanbul Anadolu Yakası’nda hizmete açtı. Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA, 2025 yılının son yatırım hamlesini gerçekleştirdi. CarrefourSA’nın premium gıda deneyimini merkezine alan Gurme CarrefourSA Mağazası, CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu ve icra kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen açılışla İstanbul Anadolu Yakası’nda hizmete girdi. Yatırımlarına devam eden marka, 2025 sonu itibarıyla 77 ilde bayileri de dahil bin 250’den fazla mağazaya ulaşarak çok kanallı ve segment bazlı büyüme stratejisini istikrarlı biçimde güçlendirdiğini açıkladı. Yapılan açıklamaya göre, toplam 650 metrekarelik alan üzerine kurulan yeni mağaza, modern marketçilik mimarisiyle tasarlandı. Mağaza, geniş ürün yelpazesinin yanı sıra hızlı ve pratik alışveriş imkânı sunan "Hızlı Kasa" noktalarıyla müşteri deneyimini en üst seviyeye taşıyor. Gurme konseptinin vazgeçilmezi olan taze ürün gruplarında; uzman kasapların hazırladığı et ve kasap reyonu, günlük balık, zengin şarküteri seçenekleri ile taze meyve-sebze bölümleri öne çıkıyor. Mağaza, tüm bunlara ek olarak sağlıklı yaşamı odağına alan, organik ve vegan beslenmeyi tercih eden tüketiciler için oluşturulan özel ürün seçkisiyle de fark olulturuyor. Mağaza içerisinde konumlanan kahve noktası ise dünya kahvelerinden yerel tatlara kadar uzanan geniş seçenekleri bir araya getiriyor. Markanın evcil hayvan odaklı yeni büyüme stratejisinin bir parçası olan "Petfood" alanı da mağazadaki yerini aldı. Gurme CarrefourSA; zengin içecek yelpazesi, kozmetik, deterjan ve kuru gıda reyonlarıyla bir evin tüm ihtiyaçlarını "gurme" kalitesiyle karşılıyor. "Katma değerli yatırımlara 2026 yılında da devam edeceğiz" Yılın son günlerine yaklaşırken premium segmentte önemli bir yatırıma imza atmanın gururunu yaşadıklarını belirten CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu, "Gurme CarrefourSA, stratejik büyüme yolculuğumuzda önemli bir yatırım adımı. Değişen tüketici beklentilerini yakından takip ederek, katma değer oluşturan konseptlere odaklanıyoruz. Seçkin ürün gamı, dünya mutfaklarından özel lezzetleri ve gastronomi odaklı alışveriş deneyimiyle öne çıkan mağaza, misafirlerimize fark oluşturan bir mağazacılık anlayışı sunuyor. Gurme mağazalarımızla hem premium segmentteki varlığımızı güçlendiriyor hem de kârlı ve sürdürülebilir büyüme hedefimizi destekliyoruz. Bu noktada rahatlıkla söyleyebiliriz ki, 2025 yılı boyunca hayata geçirdiğimiz yatırımlar, uzun vadeli vizyonumuzun ve Türkiye perakende sektörüne duyduğumuz güvenin en somut göstergesi. Biz, 32 yıldır olduğu gibi ‘Ne Lazımsa CarrefourSA" anlayışını rehber kabul ederek 2026 yılında da müşteri deneyimini odağımıza alacak, markamızın farkını her noktaya taşımaya devam edeceğiz" dedi.
İstanbul Sultanbeyli Belediyesi kışa hazır Sultanbeyli Belediyesi, kış hazırlıklarını tamamladı. Tüm önlemleri aldıklarını belirten Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, "60 araç, 309 personel ve 2 bin 500 ton tuz stokumuzla ekiplerimiz göreve hazır." dedi. Sultanbeyli Belediyesi, kış aylarında yaşanabilecek olumsuz hava şartlarına karşı hazırlıklarını tamamladı. Kış hazırlıklarını yerinde denetleyip saha personelleriyle bir araya gelen Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, güçlü bir ekip ve tam teçhizatla sahada olacaklarını belirtti. " 300 personelimiz, 60 aracımızla birlikte kışa hazırız" Tüm olumsuz şartlara karşı ekipmanlarla bütün önlemlerin alındığını söyleyen Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, " 300 personelimiz, 60 aracımızla birlikte kışa hazırız. Meteorolojiden gelen bütün bilgilere göre de kendi planlarımızı yapıyoruz. Fen işlerimiz başta olmak üzere tüm belediye personelimiz, birim müdürlerimiz sahada hazır bir şekilde kışı ve karı karşılamaya hazırız. Sultanbeyli, 7/24 vatandaşlarımızın çağrılarına cevap verecek bir şekilde hazır. Vatandaşlarımızın herhangi bir olumsuzluğa karşı bize bilgi verdikleri anda her zaman yanlarında olduğumuzu bilmelerini isteriz. 7 gün 24 saat vatandaşımızın hizmetindeyiz." dedi. "Sultanbeyli kışı rahat geçirecek, kışın keyfini çıkaracak" Kış şartlarında en önemli ayrıntılardan birinin buzlanma olduğunun altınız çizen Başkan Tombaş, "Buzlanmalara karşı da Sultanbeyli Belediyesi olarak 2 bin 500 ton tuzla ve depolardaki stok tuzlarımızla buzlanmaya karşı hazırız. Sultanbeyli kışı rahat geçirecek, kışın keyfini çıkaracak." ifadelerini kullandı.
Sakarya Annesinin yuvadan attığı leyleğe, mahalleli anne ve baba oldu Sakarya’nın Kocaali ilçesinde annesinin yuvadan attığı leylek, bir mahalle sakininin sahip çıkmasıyla hayata tutundu. "Ateş" adı verilen leylek, kendisine bakan vatandaş ve mahalle sakinleri tarafından adeta bir bebek gibi büyütülüyor. Annesi tarafından iki kez yuvadan atılan ve sürtünmelere bağlı olarak kanatlarında oluşan yaralar sebebiyle uçamayan leylek, Bezirgan Mahallesi’nde yaşayan Mehmet Topçu tarafından koruma altına alındı. "Ateş" adı verilen leylek, kendisine bakan vatandaş tarafından adeta bir çocuk gibi büyütülerek hayata tutundu. 80 hanelik mahallenin yeni üyesi olarak görülen leylek, özgürce dolaştığı sokaklarda insanların sevgi ve ilgisini de topluyor. Yemekten zevk aldığı balık ile tavuk ciğeri gibi hayvansal gıdalarla beslenen ve göçmen bir kuş türü olan leylek, uçamadığı için kendisine sahip çıkan Mehmet Topçu tarafından kış ayında soğuktan zarar görmemesi için hazırlanan sobalı sıcak odasında kalıyor. "Kapıda dolaşırken görünce aldım ve bakmaya başladım" Leyleğin kendisiyle buluşmasının hatırasını anlatan Mehmet Topçu, "Caminin üzerinde leylek yuvası vardı ve 3 yavruydu. Sebebini bilmiyoruz ama annesi bu hayvanı yuvadan attı. Muhtarımızın direktifleriyle sepetli araçla yuvaya koyduk ama ikinci gün annesi yuvadan tekrar attı ve bizim kapıya geldi. Sabah saatlerinde kapıda dolaşırken görünce aldım ve bakmaya başladım. İlk bulduğumda zayıf ve bitkin durumdaydı, kanatlarında kırıklar vardı. Yuvadan düştüğü için sürtünmeden dolayı kanatlarında yaralar açılmıştı. Bu yaban hayvanı biz hangi besinlerden faydalanacağını bilemedik ve denemeye başladık. Balık, tavuk ciğeri gibi hayvansal gıdalara olan ilgisini anladık" dedi. "Buranın doğasını mı sevdi, bizi mi sevdi bilemiyorum gitmedi" Leyleğin sağlığına kavuştuğunu fakat gitmediğini aktaran Topçu, "Bakım sonrasında leylek ayaklandı ve yürümeye başladı, bir iki metre havalanıp uçmaya başladı. Buranın doğasını mı sevdi, bizi mi sevdi bilemiyorum gitmedi ve burada kaldı. Bunlar göç hayvanları anne ve kardeşleri gidince buda yalnız kaldı. Uçmaya bile hevesi yok yer bizimle beraber yaşamaya devam ediyor. Bakımını üstlendik, gerekli her türlü ihtiyacını karşılıyorum. Bunların sıcak ülkelere gittiği yerlerdeki havayı burada sağlamaya çalışıyorum" diye konuştu. "Bizim çocuğumuz gibi bakıyoruz, biz ona o bize alıştı" Leyleğe soğuktan zarar görmemesi için sobalı özel alan oluşturduğunu belirten Topçu, "Havaların soğuk gitmesiyle birlikte bizde önlemimizi aldık. Sobasını kurduk, hayvan bakım merkezleri gibi doğada barınması için her türlü imkanı sağlamaya çalışıyoruz. Bu zamana kadar Kocaali İlçe Tarım Müdürlüğü’nden geldiler zabıta ekipleri eşliğinde hayvanın sağlık durumunu kontrol edip yeniden bana iade ettiler. Bizim çocuğumuz gibi bakıyoruz, biz ona o bize alıştı ve onu bırakmak istemiyoruz. Yaşaması için her türlü imkanı sağlıyorum, sağlayacağım. Adını ‘Ateş’ koyduk ilerde çocuklar değiştirir mi bilemem" şeklinde konuştu. "Bu leylek mahallemizin bir bireyi oldu" Kocaali ilçesi Bezirgan Mahalle Muhtarı Murat Ali Duman, "Şu anda mahallemiz 80 hane ve leyleğimizde bizim misafirimiz. Allah razı olsun Mehmet ağabeyimiz bu leyleğe sahip çıktı. Onun öncülüğünde misafirimize iyi bir şekilde bakıyoruz. Bu leylek mahallemizin bir bireyi oldu. Mahalledeki tüm vatandaşlar bu hayvanı seviyor, leylekte bizi sevdi. Mahalle halkı bu konuda çok duyarlı. Leylek mahalleyi bizden daha iyi biliyor, rahat bir şekilde geziyor ve kimse karışmıyor. Mahalle halkıda gereken ilgi ve bakımı gösteriyor" ifadelerini kullandı.
İstanbul İstanbul Erkek Lisesi’ndeki kavga ile ilgili 20 öğrenciye disiplin cezası İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 25 Kasım 2025 tarihinde İstanbul Erkek Lisesi erkek pansiyonunda öğrenciler arasında çıkan kavga iddiaları üzerine başlatılan idari soruşturmanın tamamlandığını açıkladı. Açıklamada olaylara karışan 20 öğrenciye disiplin cezası verildiği belirtildi. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Geçtiğimiz Kasım ayında İstanbul Erkek Lisesinde bazı öğrencilerin karıştığı ve kamuoyuna yansıyan olaylara ilişkin idari süreç tamamlanmış ve 29 Aralık 2025 tarihinde toplanan Fatih İlçe Öğrenci Disiplin Kurulunca rehberlik, psikososyal destek ve disiplin süreçleri birlikte ele alınarak konu titizlikle değerlendirilmiştir. İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz koordinasyonundaki değerlendirme süreci boyunca öğrencilerin psikososyal durumları en üst seviyede gözetilmiş ve "mahremiyet korunması, masumiyet karinesi ve eğitim hakkının kesintisiz sürdürülmesi" hususları, temel ilke olarak benimsenmiştir. Disiplin işlemleri, fiil-ceza dengesi ve ölçülülük ilkeleri çerçevesinde "eğitsel, onarıcı ve sağaltıcı" bir yaklaşımla yürütülmüştür. Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin "Disiplin Cezasını Gerektiren Davranış ve Fiiller" başlıklı 164. Madde çerçevesinde söz konusu olaylarla ilişkisi tespit edilen, sistematik şiddet uygulayan; 2 öğrenciye "Örgün Eğitim Dışına Çıkarma", 11 öğrenciye "Okul Değiştirme", 7 öğrenciye ise "Okuldan Kısa Süreli Uzaklaştırma" hükümleri içeren, sistematik şiddet olaylarına karışan toplamda 20 öğrenciye disiplin cezaları uygulanmasına karar verilmiştir. Adı geçen lisemizde rehberlik çalışmaları, güvenli okul ikliminin korunması amacıyla halen devam etmekte olup eğitim öğretim süreçlerinin tüm yönleriyle huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesine dönük her türlü tedbir okul yönetimince kararlılıkla uygulanmaktadır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur" ifadelerine yer verildi.