GENEL - 04 Ocak 2012 Çarşamba 15:13

ANADOLU`DA ÖNCÜ TÜRKLERİN İLK İZLERİ

A
A
A
ANADOLU`DA ÖNCÜ TÜRKLERİN İLK İZLERİ

İstanbul Üniversitesi tarafından yürütülen kazılarda, İslami usullere göre gömülmüş öncü göçebe Türklerin 10. veya 11. yüzyıla ait sağlam durumdaki iskeletleri ortaya çıkarıldı.
NTV Tarih Dergisi’nin Ocak sayısında yer alan habere göre, Amasya yakınlarında İslami usullere göre gömülmüş öncü göçebe Türklerin 10. veya 11. yüzyıla ait sağlam durumdaki iskeletleri ortaya çıkarıldı. Amasya kent merkezinin 25 km. güneybatısında, Çekerek Irmağı’nın 2 km. kuzeyinde ve verimli Geldingen Ovası’nın batı yakasındaki Oluz Höyük’te beşinci yılını tamamlayan sistematik arkeolojik kazılar devam ediyor. Bölgede, sayısı şu ana dek 99’a ulaşan mezarın bulunduğu ve İslami geleneklerle gömülmüş
bireylerin oluşturduğu bir mezarlık alanı saptandı. Helenistik ve Pers dönemleri kültür katlarını tahrip ederek yapılmış gömülerin bulunduğu mezarlık alanı, henüz sınırları ve kesin birey sayısı belirlenememiş olan üç seviyeden oluşuyor.
Üçüncü seviye, yani en alttaki mezarlarda ise hem çocuklar hem de yetişkin bireyler bulunmaktadır. Üst seviye mezarları ile bireylerin yatış yönü ve duruşu, İslami tarz gömü geleneği ile benzerlik gösteriyor.
HÖYÜĞÜN EN İLGİ ÇEKEN MEZARI; 6 YAŞINDAKİ BİR KIZA AİT İSKELET VE YANINDAKİLER
Höyüğün en ilgi çeken mezarı, 6 yaşındaki bir bireye ait iskelet ile yanındaki buluntular oldu. İslami tarzda defnedilmiş bir kız çocuğuna ait iskeletin kulak hizasında tunç küpeler, göğüs kısmının sağ tarafında ise tunç fibula (çengelli iğne) bulunduğu bildirildi. Sol kulak küpesi basit bir halka şeklinde sağ kulak küpesi ise diğerine benzer bir halkaya takılmış muska biçiminde, alt kısmında sarkaçları olan, ortası delik ve içi boş bir gövdeden oluşuyor. Döküm tekniğiyle yapılmış muska biçimli gövdenin
yüzeyinde 8 formunda yuvarlak hatlı motiflerle bezemeler var. İlk araştırmalar sonucu Anadolu’da bir benzeri saptanamayan küpe, genel görünümüyle İslam sanatı geleneklerinde üretilmiş bir takı izlenimi veriyor.
Yaşanılan coğrafyadan miras alınan Anadolu’nun Müslüman olmayan kentli ve taşralı öğeleri ile ortak bir yaşam tarzının geliştirilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumu kiremitli mezarlar örneklemektedir.
Küpeleri ve fibulası ile defnedilen kız çocuğu bu duruma çarpıcı bir örnektir. Söz konusu buluntular bireyin İslami gömü geleneği dahilinde uygulanmış eski geleneklerini yansıtmaktadır.
Oluz Höyük ıssızlaştıktan yaklaşık 1000 yıl sonra, 10. ya da 11. yüzyıllarda oluşmaya başlayan mezarlığın sahiplerinin höyükte yaşamadığı, söz konusu yüzyıllara ait herhangi bir mimari kalıntı ya da taşınabilir bulgu ele geçmemiş olmasından anlaşılmaktadır.
Bu arkeolojik gerçeklik, mezarlığın sahibi olan insanların kim olduğu, nerede yaşamış ve nereden gelmiş oldukları sorularını da gündeme getiriyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Digiturk - BAU iş birliğiyle medya ve yayıncılık eğitimi başlıyor Digiturk, medya sektörüne nitelikli çalışan kazandırmak için hayata geçirdiği beIN AKADEMİ programını bu yıl Bahçeşehir Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenecek. beIN AKADEMİ’nin 2024 programı imza töreni, Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş kampüsünde Digiturk Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Grup Başkanı Erem Demircan, Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof Dr. Tunç Bozbura ile Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Suher’in katılımıyla gerçekleşti. Başvurular sonrasında yapılan değerlendirme ile seçilecek öğrenciler; ses, kamera ve ışık, vision mixer ve playout sunucusu operatörü, yayın sürekliliği yönetimi ve MCR, video düzenleme ve motion grafik olmak üzere toplam altı kurstan birine kayıt yaptırarak medya ve yayıncılık sektörüne ilk adımlarını atacaklar. Erem Demircan: “Hem Yapay Zekaya Hem de İnsana Yatırım Yapıyoruz” İmza töreninde konuşan Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Grup Başkanı Erem Demircan şunları söyledi: “Dünyanın ve Türkiye’nin en büyük spor ve eğlence platformlarından biri olarak, dünyadaki trendleri yakından takip ederek hem insana hem de yapay zekaya yatırım yapıyoruz. Teknoloji ve içeriğe yapılan yatırımlarla, tüm global platformların ülkemize geldiği bir dönemde spor abone tabanını yüzde 80, toplam abone tabanını ise yüzde 50 oranında büyüttük. Tüm bu büyüme ise kurum bünyesinde iyi eğitimli çalışan ihtiyacını doğurdu. Bu ihtiyaç neticesinde ise beIN AKADEMİ fikri ortaya çıktı. 2019 yılında yapılan projenin ilk etabına katılan ve eğitimini tamamlayan 20 öğrenciden 4 arkadaşımız, bizimle çalışmaya başladı. Projenin 6 modülden oluşan ikinci aşamasını bugün Türkiye’nin sayılı üniversitelerinden Bahçeşehir Üniversitesi ile beraber duyurmaktan büyük memnuniyet duyuyor, Pandemi sonrası süreçte genişletme kararı aldığımız projemize katkılarından dolayı Bahçeşehir Üniversitesi’ne bir kez daha teşekkürlerimizi iletiyoruz.” Prof. Dr. Tunç Bozbura: “Öncü Projelere İmza Atıyoruz” Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof Dr. Tunç Bozbura, yapılan iş birliğiyle alanda profesyonelleri yetiştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Topluma fayda sağlamak amacıyla uzun yıllardır birbirinden değerli ve öncü projelere imza attıklarını belirten Bozbura, “BAUSEM, BAU İletişim Fakültesi ve beIN MEDIA GROUP olarak sektöre nitelikli iş gücü yetiştirmek amacıyla fark oluşturacak bir program oluşturduk. ‘Sahadan Stüdyoya, Sporun Her Alanında Uzmanlar Yetiştiriyoruz’ sloganıyla yola çıktığımız bu program, sporun geniş ve çeşitli yelpazesinde profesyonelleşmeyi amaçlayan değerli katılımcılarımızın yolunu aydınlatmak için tasarlandı. Spor, sadece fiziksel bir etkinlik değil, aynı zamanda iletişim, medya, yönetim ve birçok farklı alanda kariyer fırsatları sunan dinamik bir sektördür. Bu program, katılımcılarımıza bu fırsatları keşfetme ve kendi yeteneklerini en iyi şekilde geliştirme imkanı sunmayı hedefliyor” şeklinde konuştu. Kemal Suher: “Teori ve Pratik Harmanlanacak” BAU İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Suher, söz konusu iş birliğinin medya sektöründe uzmanlaşmak isteyen öğrencilere iyi bir fırsat sunduğunu söyledi. Suher, “Üniversite-endüstri iş birliğinin en güzel örneklerinden biri olan akademi, teori ve pratiği harmanlayarak spor medyasına sağlam adımlarla giriş yapmak isteyen gençlerin hayallerini gerçeğe dönüştürüyor. Medya dünyasında kalifiye eleman yetiştirmek için kapılarını açıyor. BAU İletişim Fakültesi ve BAUSEM (Bahçeşehir Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi) iş birliğiyle sunulan çeşitli sertifika programları kapsamında, spor medyasına ilgi duyan herkes adım atabilecek” dedi. 12 haftalık eğitim modeli Mayıs ayında başlaması planlanan altı kurs, 18 saat teori ve 20 saat pratik çalışma olmak üzere toplam 12 hafta sürecek. Bahçeşehir Üniversitesi’nin ev sahipliği yapacağı programlarda, medya sektöründen deneyimli profesyonellerin yanı sıra üniversite öğretim görevlileri de ders verecek. Programa ek olarak, katılımcılar Digiturk’ün stüdyolarında uygulamalı eğitim alma fırsatını da yakalayacak ve sektördeki en son teknolojiye erişebilecekler.
Ankara Başkenti vuran sel iki evi kullanılamaz hale getirdi Ankara’da şiddetli yağışın neden olduğu sel sebebiyle iki evi su bastı. İçerisindeki eşyalarla birlikte sular altında kalan evler kullanılamaz hale geldi. Ankara’da günlerdir etkisini sürdüren şiddetli yağış ve fırtına Sincan’da da etkisini hissettirdi. Sağanak sebebiyle oluşan sel suları Fatih Mahallesi’ndeki iki apartman dairesi bastı. Sular altında kalan evler, içerisindeki eşyalarla birlikte kullanılamaz hale geldi. Maddi hasarın oluştuğu evlerdeki sel suları ise ekiplerin ve vatandaşların yoğun çabası sonucu saatler sonra tahliye edilebildi. Mağdur ev sahipleri ise yetkililerden yardım istedi. “Tüm gün lağım suyunu boşaltmakla uğraştık” Mağdurlardan Duygu Şahin, “Tuvaletten su sesi duymaya başladım. Müdahale etmeye çalışırken banyodan ve klozetten de su gelmeye başladı. Bütün giderlerden evi su bastı. Psikolojimiz bir anda altüst oldu. Bütün eşyalarımız telef oldu, kullanılabilir halde değil. Bugün hiç uyumadım. Tüm gün lağım suyunu boşaltmakla uğraştık. Komşularımız yardım etti. Zor bir durumdu. Evime, çocuklarıma ve eşyalarıma çok üzüldüm. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Parkelerimiz, kapılarımız mahvoldu. Yetkililerden yardım bekliyoruz” dedi. “Evin içi şu anda pislik dolu” Yardım beklediğini dile getiren Yusuf Koçar, “Evimizi su bastığını söylediler. Geldiğimizde suyun diz boyu seviyesinde olduğunu gördük. Yapacağımız hiçbir şey yoktu. Mahalleli kovalarla suları dışarıya atmaya çalıştı ama çare olmadı. Sular gelmeye devam etti. Evin içi şu anda pislik dolu. Kullanılabilecek hiçbir şey yok. Kıyafetlerimizden tutun eşyalarımıza kadar her şey mahvoldu. Ev kullanılamaz halde. İçeride koku da var. Kanalizasyon kapaklarını açtıktan sonra sular boşaldı ama 2 saat sürdü. Büyüklerimizden yardım bekliyoruz. Geceyi akrabalarımızın yanında geçirmek zorunda kaldık” diye konuştu.