SAĞLIK - 13 Aralık 2019 Cuma 12:52

Göz kapağı düşüklüğü estetik problem oluşturuyor

A
A
A
Göz kapağı düşüklüğü estetik problem oluşturuyor

Doç.

Doç.Dr. Barış Yeniad, göz kapağı düşüklüğü konusunda önemli bilgiler verdi


Göz Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Barış Yeniad, “Gerçek anlamda göz kapağı düşüklüğüne “ptozis” denir ve her yaş grubunda rastlanabilen, göz kasının zayıflamasına veya hiç çalışmamasına bağlı olarak ortaya çıkan bir göz hastalığıdır. Doğumsal olarak göz kasının hiç gelişmediği durumlarda (konjenital ptozis) bebek bir veya her iki göz kapağı düşüklüğü ile doğar. Bu durumda en kritik soru “göz kapağı göz bebeğini kapatıyor mu ?” olmalıdır. Eğer cevap “evet” ise gözün tembel kalma olasılığı olduğundan göz kapağı acilen düzeltilmeli ve görme ekseni açık hale getirilmelidir. Sonradan gelişen ptozis, sıklıkla göz kapağını kaldıran kasın yaşa bağlı zayıflaması ile görülür. Göz kapağı giderek artan oranda düşer ve görmeyi engeller hale gelir. Yapılacak cerrahi ile göz kapağı seviyesi göz kası güçlendirilerek eski haline getirilir. Göz kapağı cildinin sarkmasına bağlı olarak gelişen göz kapağı düşüklüğü ise gerçek anlamda bir düşüklük değildir. Göz kapağını kaldıran kas sağlamdır, ancak cilt fazlalığına bağlı olarak cilt sarkar, kirpiklerin üzerine doğru gelir, hatta ilerleyen durumlarda görmeyi engeller. Alt göz kapaklarının altındaki torbalar da buna eşlik eden yaygın bir problemdir” dedi.


Bu semptomların kişiyi daha yaşlı veya daha yorgun gösterdiğini ifade eden Dr. Yeniad, “Görmeyi etkileyen ciddi göz kapağı sarkıklığında kişi kendini, görmek için başını geriye doğru eğmiş ya da sık sık kaşlarını kaldırmış olarak bulabilir. Sabah kalktığında hasta göz kapağını açmakta zorlanır ve ağırlık hisseder. Günün ilerleyen saatlerinde yorgunluk ve görme alanını arttırmak için devamlı alın bölgesindeki kasları kullanmasına bağlı olarak göz ve baş çevresinde ağrı hissedilir. Sıklıkla alın bölgesindeki kırışıklıklar artar. Göz kapağındaki sarkıklığı ve fazla torbalanmayı önlemek için yapılan cerrahi “Blefaroplasti” olarak adlandırılır. Lokal anestezi altında sadece kapakların uyuşturulması ile yapılan bu cerrahide hasta aynı gün evine gidebilir ve cerrahi sonrasında gözün kapatılmasına gerek yoktur. İyi bir cerrahi ile görme açısından hiçbir riski olmayan blefaroplasti operasyonunda temel amaç, fazla cilt ve yağlardan kurtulurken kişinin mizacını ve yüz şeklini değiştirmeden daha genç bir görünüm kazandırmak olmalıdır” diye konuştu.


Operasyon sonrasında 1 hafta boyunca aralarla soğuk kompresin iyileşmeyi hızlandırdığını kaydeden Dr. Yeniad, “İki hafta içinde kapaktaki şişlik ve morlukların büyük çoğunluğu geçer. Hastalar bu süre içinde ağır efor gerektiren işlerden uzak durmalıdır. Günlük rutin işler ise hemen operasyon sonrasında yapılabilir. Blefaroplasti operasyonu tüm dünyada en sık uygulanan cerrahi işlemlerden biridir. Hastaların memnuniyeti yüksektir. Riski düşük bir operasyon ile genç bir görünüm elde etmek hastaların bu cerrahiyi seçmesinin en önemli sebebidir. Zaman içinde yaş alma devam ettiğinden yıllar içinde oluşan fazla cildin tekrar aynı işlem ile giderilmesi mümkündür” açıklamalarında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun İlkadım’dan geleceğe temiz miras: 204 bin kilo atık toplandı Samsun’un İlkadım Belediyesi, gelecek nesillere daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakmak amacıyla yürüttüğü sıfır atık çalışmaları kapsamında, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık topladı. Atık oluşumunu en baştan azaltmayı, oluşan atıkları kaynağında ayrıştırmayı, mümkün olanların geri kazanımını hedefleyen ve çöpe giden atığı en aza indirmeyi amaçlayan İlkadım Belediyesi, sıfır atık çalışmalarına kararlılıkla devam ediyor. Atık toplama faaliyetlerine kararlılıkla devam eden İlkadım Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğünce, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık malzeme toplandı. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Gelecek nesillerimize daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakabilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. Toplanan atıkların uygun şartlarda saklanarak geri dönüşümünün ya da imhasının sağlandığını söyleyen Başkan İhsan Kurnaz, "Doğal kaynakların korunması, enerji ve ham madde tasarrufu sağlamak, çevre kirliliğinin azaltılması, iklim değişikliğiyle etkin mücadele ve geri dönüşümün ekonomiye katkısını da göz önünde bulundurarak sıfır atık çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçe genelinde yürüttüğümüz sıfır atık çalışmaları kapsamında 4 bin 620 kilogram ambalaj, bin 600 kilogram atık pil, 2 bin 121 kilogram atık yağ, 2 bin 259 kilogram atık ilaç ve 194 bin kilogram atık tekstil ürünü topladık. Topladığımız ürünlerden geri dönüşüme kazandırılacak olan atıkları geri dönüşüme kazandırıyor, imha edilmesi gereken atıkları ise bu konuda yetkili firmalara göndererek imha edilmesini sağlıyoruz. İlkadım’da sıfır atık ve temiz çevre konularında daha da önemli adımlar atacağız" diye konuştu. Sıfır atık ve geri dönüşüm konularında vatandaşların daha duyarlı olmaları, atıklarını bilinçli bir şekilde ayrıştırarak ilgili atık toplama kutularına bırakmaları gerektiğini hatırlatan Başkan İhsan Kurnaz, "Sıfır atık bilincinin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir çevre hedeflerimiz doğrultusunda İlkadım Belediyesi olarak, içerisinde ’Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ projesinin de yer aldığı ’Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi’ projemiz devam ediyor. Projemiz için aldığımız hibelerle 4 adet sıfır atık toplama aracını belediyemiz envanterine aldık. Çevre dostu projelerle hem doğal kaynaklarımızın korunmasına katkı sağlamak, gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak, belediyemizin atık toplama kapasitesini artırmak ve geri dönüşüm faaliyetlerimizi daha sistemli ve hızlı yürütebilmek için de hibe başvurularımız var. Daha temiz bir gelecek için vatandaşlarımızın da desteğiyle daha sürdürülebilir bir çevreye kavuşacağız" şeklinde konuştu.
Bolu Bu kareler film setinden değil, ilkokuldan Bolu Köroğlu İlkokulu’nda okul binasının iç kısmında bulunan atıl alanda "Yaşayan Müze" projesi hayata geçirildi. 2. sınıf öğrencileri, yeni oluşturulan bu alanda Bolu’nun geçmişini, kültürünü ve mutfağını canlandırarak ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkardı. Çıkınlar Mahallesi’nde bulunan Köroğlu İlkokulu’nda, Yerli Malı Haftası ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli etkinlikleri kapsamında dikkat çeken bir projeye imza atıldı. 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar ve velilerin iş birliğiyle, okul binasının iç kısmında bulunan ve bugüne kadar atıl durumda olan üstü kapalı boş alan, etkinlik alanına dönüştürüldü. Okula kazandırılan bu yeni sosyal alanda, 2. sınıf öğrencileri ve Sınıf Öğretmeni Esengül Acar koordinesinde "Yaşayan Müze" etkinliği düzenlendi. Miniklerden geçmişe vefa Okulun mimarisine kazandırılan yeni alanda kurulan müzede, 1970 ve 1980’li yılların Bolu yöresel kıyafetlerini giyen minik öğrenciler, adeta zamanı geriye sardı. Öğrenciler, hazırlanan özel dekorlar eşliğinde buğday öğütme, yün eğirme, halı dokuma ve yöresel çeyiz hazırlama gibi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarını uygulamalı olarak canlandırdı. Miniklerin performansı, veliler ve öğrenciler tarafından ilgiyle izlendi. Yöresel lezzetler tanıtıldı Etkinlikte kültürel canlandırmaların yanı sıra gastronomi şöleni de yaşandı. Öğrenci ve velilerin imece usulüyle hazırladığı Bolu mutfağının demirbaşları; keşli cevizli erişte, kızılcık tarhanası, kabaklı gözleme, kanlıca mantarı, kaşık sapı, acem pilavı, lahana sarması ve Kıbrıscık kürülü sergilendi. Okulun yeni atmosferinde sunulan ikramlar, ziyaretçilere eski günleri hatırlattı. Etkinliğe katılan Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü, okula kazandırılan alanda kurulan stantları tek tek gezdi. Öncü, yöresel kıyafetler içindeki öğrencilerle sohbet ederek, sergiledikleri performanslardan dolayı tebrik etti. "Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız" Etkinliğin yürütücüsü Köroğlu İlköğretim Okulu 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar, etkinlik öncesinde yaptığı açıklamada, "2025 yılının Aile Yılı olduğunu vurgulamak için velilerimizle birlikte Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında, Yerli Malı Haftası etkinlikleri çerçevesinde Bolu’muzun tarihi ve kültürel yönlerini tanıtmak amacıyla Yaşayan Müze sergimizi hazırlamış olduk. Hazırlamış olduğumuz bu sergide Bolu’muzun tarihi, yöresel yemekleri ve kıyafetleri tüm okulumuzun öğrencilerine tanıtılmıştır. Şimdi burada öğrencilerimiz, serginin bütün bölümlerini sizlere canlandıracaklar. Bir kısmı yöresel türkülerimizi söyleyecek, yöresel yemeklerimizin tanıtımı yapılacak. Eskiden değirmenlerde buğday öğütülürdü, bunu canlandıracaklar. Yün eğirecekler, halı dokuyacaklar. Eskiden yöresel çeyiz sermelerimiz olurdu, onları canlandıracağız. Aklımıza gelebilecek Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız. Bu etkinliği okulumuzda ilk kez yapıyoruz. Okulumuzun tüm öğrencilerinin yararlanması, Bolu’muzun tarihi kıyafetlerini ve yöresel yemeklerini görmeleri ve öğrenmeleri amacıyla, okulumuz genelini kapsayacak şekilde bu etkinliği düzenledik. Bu konuda destek olan bütün velilerime teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.