SPOR - 25 Mart 2020 Çarşamba 17:04

Mustafa Cengiz: "TFF süreci sağlıklı yönetmedi"

A
A
A
Mustafa Cengiz: "TFF süreci sağlıklı yönetmedi"

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Türkiye Futbol Federasyonu’nun koronavirüs tehdidi sonrası süreci iyi yönetemediğini söyledi.

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Türkiye Futbol Federasyonu’nun koronavirüs tehdidi sonrası süreci iyi yönetemediğini söyledi. Başkan Cengiz ayrıca Kulüpler Birliği’nde play-off veya liglerin tescili konusunda da bir görüşmenin yapılmadığını açıkladı.


Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, liglerin ertelenmesi ve futbol camiasına da sıçrayan koronavirüs salgını hakkında açıklamalarda bulundu. Cengiz, kulüp televizyonuna telefonla bağlanarak basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Test sonuçlarını hastanede bekleyen Başkan Yardımcısı Yusuf Günay’ın durumunun iyi olduğunu belirten Cengiz, "Test sonuçlarını bekliyor. 36 saat sürüyor sonucu. 5 gün içinde ciğerdeki sorunların gideceğini umut ediyor. Hocamızla da görüştüm, sağlığı çok iyi. Morali de iyi. Sevenleri sevinsin. Rakipler biraz daha fazla çalışsın sahaya dönünce. Bana gelince bende bir belirti yok. Ateş, öksürük yok. Bilinen belirtilerin hiçbiri yok. Test yapıldı. Yusuf Bey, ben, Kaan Bey test yaptık. Bunun sonuçlarını bekliyoruz. Bakanlıkların tedbirlerine uymamız gerekli. Çarşamba gününden itibaren Galatasaray olarak ’evde kal, evde çalış’ diyoruz. Bütün departmanlarımızı eve gönderdik. Bu bir pandemi. Bütün kıtaları kapsayan bir salgın. Bu salgından kaçış pek mümkün görünmüyor. Devletin ve Sağlık Bakanlığı’nın tedbirlerini alarak bunu atlatmak istiyoruz. Devlet yaşlıları korumayı çalışıyor onlar için elinden geleni de yapıyor" diye konuştu.



"Biz bir avantaj elde edelim demedik, erteleyin dedik"


Maçların iptal edilmesi için gerekli uyarılarda bulunduklarını dile getiren Cengiz, "Biz uyarılarımızı yaptık ama maalesef hala algı peşinde koşanlar, sanki biz maçları seyircili oynamak istiyoruz gibi algı oluşturdular. Devletimiz ne derse o olur. Ama bizim de bir önerimiz varsa bunu ifade ederiz. 12 Mart Perşembe günü devletimiz maçların seyircisiz oynanacağını söyledi. 11 Mart’ta ilk vaka çıktı. Çarşamba-Perşembe günü panik havası oluşturuldu. Devletimiz bu paniği önlemek için araştırmaları yapmaya başladı. Devletimiz seyircili oynanacağını söyledi. Bizim de o gün 14.30’da bir sponsorluk anlaşmamız vardı. Biz devletimiz seyircili oynanırsa dezenfekte yaparız paniğe gerek yok dedik. Provokasyonlara dikkat edin dedik. Camiaları birbirine düşürmeye çalışanlara dikkat edin. Spor bugün var yarın yok. En değerli olan insan hayatı. Biz tabi ki önce kendi milletimizi ve devletimizi düşünüyoruz. 12 Mart akşamı devletimiz bir karar aldı saat 19.00’da. Seyircisiz oynanacak dedi. Şaşırdık, çünkü öğlen TFF seyircili dedi akşam devlet seyircisiz dedi. O akşam devletimizle irtibata geçtik. Öneri olarak en az akredite 1500 kişi olacak. Protokol de 100 kişiydi. Beşiktaş’ın görevlileri ve yöneticileri de oradaydı. Bunu seyircisiz oynatma yerine erteleme istememizdeki neden ne olabilir. Puan mı? Asla. Bizim 8 maçımızın 5’i deplasman. Seyircisiz olursa bu bir avantaj. Biz böyle avantajları kullanmayız. Oyuncular maça çıkmama düşüncesiydi. Fatih hocamız futbolcuları tek tek ikna etti. Ertesi gün dedik ki bu kadar tehlike var ama buna kimse inanmadı. Biz bir avantaj elde edelim demedik, erteleyin dedik. TFF müthiş bir inatla ligin seyircisiz devam etmesini istedi. Bizden başka bunu konuşan da olmadı. Bir tek Bursaspor basketbol takımı bildiri yayınladı. En son Nihat Bey’i aradım. Futbolcuların isyanını biliyorsunuz, ertelenmesinde hayır var dedim. 1 ayda tamamlarız dedim maçları. Devletimiz bize ne zaman başlayabilirsiniz derse 1 ayda bitiririz dedim. Bu bir sağlık sorunu. Bu nedenle erteleme istedik" ifadelerini kullandı.



"4 kulüp maçların ertelenmesini istemedi"


Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’in erteleme ile ilgili Kulüpler Birliği’nden ıslak imzalı kağıt istediğini söyleyen Cengiz, "TFF bu süreci sağlıklı olarak yönetmedi. Nihat Bey’i aradığımda, ’Kulüpler Birliği ıslak imzalı karar getirmezse müdahil olmam’ dedi. Kulüpler Birliği Başkanı Mehmet Sepil’i aradım, yazı hazırlayalım dedim. Ancak Sepil, 4 kulübün imzalamadığını söyledi. Ben de imzalayan kulüpler imzalasın, öyle verelim dedim. Çok yazılıp, çizildi bunu belirteyim; Fenerbahçe erteleme istedi. İstemeyen 4 kulübü açıklayamam. Yiğidi öldür hakkını yeme. Fenerbahçe ertelenmesini isteyen takımlardandı. TFF ertelemeden yana bir aksiyonda bulunmadı. Sonra da umudumuzu kestik. Sağ olsun devletimiz, Cumhurbaşkanımız ve bakanlarımız araya girdi. Spor bakanımız federasyon başkanlarını çağırarak kararı verdi. Ölüm nereden gelirse hoş geldi sefa geldi dedim. Kimsenin burnunun kanamasını istemem. Bütün camialar için söylerim. Hepsinin iyiliğini isteriz. Dürüst mücadele içinde yarışmak isteriz. Öyle bir ortam oluşturdular ki sanki virüs Wuhan’da değil Türk Telekom Stadı’nda yayıldı. Bu kin, bu nefret neden? Bunu yapmayın. Keşke Fatih hocam, Abdurrahim, eşi, Göksel Gümüşdağ hastalanmasaydı da biz hiç puan almasaydık. Hiçbir şey insan hayatından değerli değildir" açıklamasını yaptı.



"Kulüpler Birliği’nde play-off konuşulmadı"


Mustafa Cengiz, Kulüpler Birliği’nin yaptığı telekonferans toplantısında play-off ya da liglerin tescil edilmesiyle ilgili bir konuşmanın geçmediğini de belirterek, "Başkanlarım herkes kendi görüşünü bildirdi. Orada alınan karar bir komisyon kurularak, TFF ile temasa geçip, liglerin devletin vereceği kararlar doğrultusunda bir an önce başlaması yönündeydi. 17 Nisan, 30 Nisan’a göre başlama tarihlerini konuştuk. Sonra o görüşmeden sonra ben bir uyudum. Sonra play-off dedikoduları çıkmış her yerde. Bütün alternatifler konuşulabilir ama bunlar o toplantıda konuşulmadı. Şu anda Kulüpler Birliği bir çalışma grubu kurarak TFF ile koordineli biçimde devlete bilgi aktarmaya çalışıyor" dedi.



"Yabancı futbolcularda bir panik yaşandı"


Yabancı futbolcuların mevcut durumda tedirgin olduklarını söyleyen Başkan Cengiz, "Yabancı futbolcularda bir panik yaşandı. Türkiye’nin durumunu takip ediyorlar. Türk oyuncular biraz daha rahat. Pazar günü hocamız maç sonu haklı olarak tepki verdi. Oyuncularımızın durumunu en iyi hocamız biliyor. Futbolcularımızda büyük rahatsızlık vardı. Kulüpler Birliği’nde de bu konuşuldu. Futbolcuların başkaldırdığını söylediler. Ben o kulüplerin isimlerini veremem. Bizim futbolcularımızda da bir tepki oluştu. Türk futbolcuları da tedirgin. Onların da aileleri var" ifadelerini kullandı.


Futbolcuların kontratları ile ilgili çalışma yapılması gerektiğini belirten Cengiz, "Her şey tarih endeksli. Biz istersek maçları bir ayda bitiririz. Ancak burada önemli bir konu var. Mayıs’ta sonlanan kontratların liglerin bitiş tarihine endekslenmesi gerekir. TFF’nin bu konuda çalışma yapması lazım. Yoksa ciddi sorunlar çıkar. UEFA ciddi çalışıyor" dedi.



"Ben haklı çıkmaktan utanıyorum"


Başkan Cengiz, yayın sırasında Fenerbahçe Kulübü’nün bir futbolcu ve bir sağlıkçının koronavirüs testinin pozitif olduğunu açıklaması üzerine, "Ben haklı çıkmaktan utanıyorum. Bize algı oluşturuyor diyenler acaba utanıyor mu? Biz tek başımıza mücadele verdik ama kimse inanmadı. Umarım bizi eleştirenler de utanır. Virüse karşı bu bir savaş. Türk insanının bünyesinin bunu rahatlıkla halledeceğine inanıyorum. Doktor ve bilim adamların yönergelerine uyalım" yorumunu yaptı.



"Futbolculara uyarılar yapıldı"


Florya’da herkese test yapıldığını vurgulayan Cengiz, "Hemen hemen Florya’da çalışan herkese test yapıldı. Yener İnce hocamız süreci çok iyi yönetti. Sosyal medyada yazanlar var. Bunlar yazıyor. Benim için de yazmışlar, hanım bana test mi açıklandı diyor. Biz sporculara programlar gönderdik. Hiçbir seyahatte bulunmamaları ikinci emre kadar evlerinde spor yapmalarını istedik. Tek tek söyledik. Sporcularımız ve futbolcularımız buna uyuyor. Hocamız 2-3 gün içinde inşallah Florya’ya döner. Biz devletimizden işaret bekleriz. Onlar işaret vermedikçe harekete girmeyiz" dedi.


Mustafa Cengiz, Albarak’ın Sivasspor maçı dönüşünde rahatsız olduğunu da belirterek, "Sivas’tan gelirken Abdurrahim’in şiddetli rahatsızlığı vardı. Gribal bir rahatsızlık olarak yorumlandı. Sonra Beşiktaş maçına geldi. Beşiktaş maçından sonra pazartesi günü ’Rize maçı ile ilgili futbolcuların bir tepkisi var. Bir toplantı yapalım’ dedik. Fatih Hoca ile Abdurrahim yan yana oturdu. Kadere de inanmak gerekir" açıklamasını yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kaza süsü verilen cinayette sanıklar hakim karşısına çıktı AK Parti Develi İlçe Başkan Yardımcısı Eyüp Aslantürk’ü kaza süsü vererek öldüren sanıkların yargılanmasına başladı. Sanık B.E., "Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi" dedi. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G. ile tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada savunma veren tutuklu sanık B.E. annesi hakkında asılsız ve çirkin sözler sarf ettiğini öne sürdüğü maktulü, kardeşi K.S.Y, bacanağı F.P. ve arkadaşı B.G. ile evinden alıp, korkutup bırakmayı amaçladığını söyledi. Olay günü, K.S.Y, F.P. ve B.G. ile maktulün evinin bulunduğu yere bırakıp iş yerine döndüğünü ifade eden B.E, diğer 3 sanığın evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiğini, tanınmamak için kar maskesi takarak eve gittikleri ve maktulü aldıklarını ifade etti. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanık ile yolda karşılaştıkları iddia eden B.E, "Maktulü bağ evine götürdük. Bende kar maskesi yoktu. Maktul beni tanıdığı için aracımdan inmedim, yüzümü görmesini istemedim. B.G. veya F.P. maktulün nefes almadığını söyledi. Baktım, nabzı atmıyordu. Daha önceden hastanede çalışmamdan dolayı bildiğim için, maktulü sert bir yere yatırarak kalp masajına başladım ve suni teneffüs yaptım. Kardeşim de ara ara bana yardım etti. Kaburgasındaki kırık kalp masajı esnasında oldu. Kendisini darp ettiğimiz iddiası doğru değildir. Panik yaptığımız için 112’yi aramak aklımıza gelmedi. Bulunduğumuz yer Erciyes yoluna yakın olduğu için aracıyla oraya bırakalım dedim. Farlarını açık bırakalım, trafik yoğun olduğu için yoldan geçenler görür yardım eder diye düşündük. Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi. Biz şehir merkezine döndük" dedi. Sanık K.S.Y. ise maktulün annesi hakkında ağza alınmayacak laflar sarf ettiğini öne sürerek, maktulü korkutmak amaçlı bu eyleme giriştiğini, ancak olay bu noktaya geldiği için de pişman olduğunu belirtti. Sanıklar F.P. ve B.G. de maktulü kendilerinin öldürmediğini ve kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğini öne sürerek, beraatini ve tahliyesini talep etti. Tutuksuz sanıklar M.T. ile kocası A.T. de herhangi bir dahilleri olmadıkları olayı daha sonra öğrendiklerini iddia ederek beraatlarını talep etti. Maktul Eyüp Aslantürk’ün eşi A. Aslantürk ise karşı tarafın aile dostu olduğunu ve aralarında bir husumet bulunmadığını söyledi. Eşinin son zamanlarda karşı tarafın bir yakınıyla gönül ilişkisi olduğunu kaydeden A. Arslantürk, "Eşimin kalp rahatsızlığı vardı. Daha öne kalp krizi geçirmişti. Son zamanlarda tavırları da değişmişti. Karşı tarafın bir yakınıyla görüşüyordu. Hayatında başka kadınlar da vardı. Telefonunda uygunsuz resimler gördüm. Bunu daha sonra çocuklarıma da anlatım. Netleştirip ona göre yoluma bakacaktım. İlk kez burada anlatıyorum. Şikayetçiyim" diye konuştu. Müşteki iki kardeş de sanıklardan şikayetçi olduklarını belirterek, adaletin yerini bulmasını istedi. Mahkeme başkanı tarafından yeniden söz verilen sanıklar ise maktulün kalp rahatsızlığı ve gönül ilişkisine ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını anlattı. Duruşma eksiklerin giderilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. Olay Hacılar ilçesi Erenler Caddesi’nde 50 SF 514 plakalı otomobille geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybettiği zannedilen Eyüp Aslantürk’ün (57) ölümüyle ilgili şüphe üzerine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. 5 ay süren detaylı soruşturma sonucu 4’ü tutuklu 6 şüpheli hakkında iddianame düzenlendi. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar B.E, K.S.Y, F.P. ve B.G’nin ’tasarlayarak öldürme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya azmettirme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye azmettirme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye azmettirme’ suçlarından cezalandırılmaları talep edildi. Tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. için de ’tasarlayarak öldürmeye yardım etme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya yardım etme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye yardım etme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye yardım etme’ suçlarından ceza talep edilen iddianame, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanık, müşteki ve tanık beyanlarına yer verilen iddianamede, Eyüp Aslantürk’ün ölümüyle ilgili detaylı bilgiler yer aldı. Hazırlanan iddianamede sanık M.T’nin maktulün ailesini misafir ettiği olay gününde sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G.’nin eylemi gerçekleştirmek üzere harekete geçtikleri belirtildi. İddianame şu bilgilere yer verildi: "4 sanığın B.E’nin kullandığı araçla güvenlik kameralarına yakalanmamak için arka yollardan maktulün evinin bulunduğu yere gittiği, plan doğrultusunda sanıklardan K.S.Y.’nin evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiği tespit edilmiştir. 3 sanığı evin arka kapı tarafına bırakan B.E.’nin aracıyla iş yerine geri döndüğü, evin kapısını açan maktulü darbeden kar maskeli 3 sanığın maktulün ağzını bez ve koli bandıyla, ellerini de plastik kelepçeyle bağladığı belirlenmiştir. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanığın B.E.’nin nişanlısının üzerine kayıtlı parselde bulunan bağ evine gitmek üzere yola çıktığı, yolda sanıklardan B.E.’nin de aracıyla kendilerine katıldığı, sanıkların maktulü bağ evinin kömürlük olarak kullanılan deposuna götürdüğü tespit edilmiştir. Sanıkların sandalyeye oturttukları maktulü ağzı bağlı olarak darp ettikleri, göğsünde kaburga kırıkları oluşacak şekilde darp edilen maktulün olay yerinde hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Sanıkların olaya trafik kazası süsü vermek amacıyla maktulü öldürdükten sonra aracının şoför koltuğuna taşıdığı, F.P.’nin maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y.’nin oturduğu, B.E.’nin aracıyla takip ettiği, F.P.’nin vitesi boşa alarak araçtan indiği ve aracı iterek su kanalına doğru yönlendirdiği tespit edilmiştir. Aracın çok fazla ilerlemeden durduğu, sanıkların diğer araç ile olay yerinden ayrıldığı belirlenmiştir."