EKONOMİ - 12 Temmuz 2022 Salı 11:12

Kapatılan maden sahalarına 22 bin 100 zeytin ağacı dikildi

A
A
A
Kapatılan maden sahalarına 22 bin 100 zeytin ağacı dikildi

Muğla Milas’ta kapatılan maden sahalarının olduğu bölge ağaçlandırıldı.

Muğla Milas’ta kapatılan maden sahalarının olduğu bölge ağaçlandırıldı. 22 bin 100 zeytin ağacının ekildiği bölgede her yıl rekolteye göre değişmekle birlikte ortalama 40 ton zeytin elde ediliyor.



Muğla Milas’ta kapatılan maden sahalarının olduğu bölgeye binlerce zeytin ağacı dikildi. 22 bin 100 zeytin ağacının ekildiği bölgede her yıl ortalama 40 ton zeytin üretiliyor. Hasadı yapılan zeytinlerin 8 tonu ise soğuk sıkım zeytinyağı ve zeytinyağı sabunu üretimi için kullanılıyor. Ayrıca Muğla Milas’ta faaliyet gösteren Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri ise Türkiye’nin elektrik ihtiyacının ortalama yüzde 2,5’ini karşılıyor. Santrallerde ve diğer tesislerde istihdam edilenlerin yüzde 75’ini bölge halkı oluşturuyor. Bölgede yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren YK Enerji Genel Müdürü Mesut Serhat Dinç, "Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri, devletimiz tarafındın Muğla ili, Milas ilçesinde yerli linyit kömürü kullanarak elektrik üretmek amacıyla, sırasıyla 1987 ve 1995 yıllarında devreye alınarak faaliyete geçirildi. Her iki santralimizin en büyük özelliği, bu bölgede bulunan kömürün cinsi ve özelliklerinin dikkate alınarak kurulmuş olmasıdır. Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim Santralleri, 23 Aralık 2014 tarihinde 2,7 milyar dolarlık bedelle Cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirme ihalelerinden biri olarak kayıtlara geçti" dedi.



Dinç, "Yeniköy Termik Santrali, her biri 210 MW gücünde 2, Kemerköy ise yine her biri 210 MW olmak üzere 3 üniteden oluşuyor. Santraller Türkiye’nin elektrik ihtiyacının ortalama yüzde 2,5’ini karşılıyor. Yerli kaynakları kullanarak yaptığı üretimi ile elektrik piyasalarının hali hazırda stratejik oyuncularından birisi konumunda bulunan termik santraller, ülkemiz için stratejik öneme sahip tesisler kategorisinde yer alıyor" ifadelerini kullandı.



İstihdam ve bölgeye katkısı


Santrallerin Muğla’nın en büyük işverenleri arasında yer aldığına dikkat çeken Dinç, "Santrallerimiz ve linyit işletmemizde direkt ve yüklenicilerimizle birlikte toplam 3 bin 100 kişi istihdam ediliyor. Aileleri de hesaba katıldığında 12-13 bin kişinin hayatına dokunmuş oluyoruz. Santrallerde ve diğer tesislerde istihdam edilenlerin yüzde 75’ini bölge halkı oluşturuyor. Ayrıca zeytin toplama ve arkeolojik kazılarda da bölge kadınları istihdam edilerek dezavantajlı kesimlere destek veriyoruz" şeklinde konuştu.



Dinç, sözlerine şöyle devam etti: "Ülkemizin enerji dönüşümüne katkıda bulunmak amacıyla maden sahalarımızın bulunduğu alanlara toplamda 40 MW’lık iki ayrı güneş santrali kurmak için lisanslarımızı aldık. 20 MW’lık iki santralin kurulum çalışmalarına Kasım ayında başlayacağız. 2023 Haziran ayında da üretime geçmeyi planlıyoruz. Yatırım miktarı henüz kesinleşmedi ancak megavat başına 750 bin dolardan hesaplarsak toplamının 40 milyon dolarlık bir rakama ulaşacağını söyleyebiliriz. Ayrıca 2038 yılında bölgedeki kömür tamamen bittiğinde maden sahalarının önemli bir bölümüne o dönemin teknolojisine uygun olarak yenilenebilir enerji santralleri kurma planımız var. İlgili kurumlar izin verdiği taktirde bu planımızı da hayata geçirmek istiyoruz. Bugünden başlattığımız çalışmalarla 2040 vizyonumuzu “sıfır karbon ayak izi” olarak belirledik."



Santralin özelleştirilmesinin tamamlandıktan sonra 2019 yılında rehabilitasyon çalışmalarına başladıklarını belirten Dinç, "Alman GE ile yapılan anlaşma çerçevesinde toplam 280 milyon euroluk bir yenileme çalışması başlatıldı. Şu anda Kemerköy santralindeki iki ünitenin yenilenmesi bitirildi, üçüncü ünite için de çalışmalar sürüyor. Yüklenici firma ile yapılan sözleşme dışında; yangın algılama ve söndürme sistemleri için 4,5 milyon dolar, ayrıca ilerleyen zamanda 4,6 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirildi. Rehabilitasyon çalışmaları için ise 102 milyon TL’lik ek yatırım harcaması oldu. Rehabilitasyon çalışmaları sonucunda çevre emisyon kriterleri Avrupa standartlarına getirildi ve ünite başına kurulu güçte 20 MW kapasite artışı sağlandı. Rehabilitasyon öncesi ünitelerin kapasiteleri 210 MW olmakla birlikte yılların verdiği yaşlanma ve degradasyona bağlı olarak fiiliyatta 190 MWh bandında bir üretim söz konusuydu. Yenilenmenin ardından aktual üretim 230 MWh’a çıkarıldı. Yenilenen türbin, kazan boruları, yardımcı sistemler ve hayata geçen otomasyon sistemi ile ünite emre amadeliği de yüzde 5 oranında artırıldı. Yine rehabilitasyon öncesi eski ünitelerin ihtiyacı olan majör bakım aralığı da 12 aydan 18 aya çıkmış oldu. Bu yenilemelerle birlikte daha az kömürle aynı miktarda enerji üretilmeye başlandı. Kükürtdioksit (SO2) oranlarını 1000’den 400’e (mg/Nm3) indirildi, toz parçacıkları ise 100’den 50’ye (mg/Nm3) çekildi. NOx emisyonunu ise 800’den 200’e (mg/ Nm3) indi. Şu anda Türkiye’nin örnek gösterilecek modern ve çevreci termik santrali hayata geçirilmiş oldu" şeklinde konuştu.



Karbon ayak izi


Dinç, "Tüm santrallerimizde ve tesislerimizde çevre yönetim sistemi uygulanıyor. Üretim kaynaklı atıklar ile tüm evsel atıklar dönüştürülüyor. Su ve elektrik yönetim sistemi ile her geçen yıl ciddi tasarruf elde ediliyor ve yine her geçen yıl birçok kalemdeki tüketimimizi düşürüyoruz. Bu kapsamda Karbon Ayak İzi Standardı ISO 14064 ve Su Ayak İzi Standardı ISO 14046 belgelerine sahibiz. Ayrıca yine yıllık bazda sera gazı hesaplaması ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına beyanı yapıyoruz. Karbon ayak izimizi azaltmamız için, enerji verimliliği, iç tüketimin azaltılması gibi temaları ön plana çıkartan ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi belgelerini de almış durumdayız" dedi.



Yeniköy Kemerköy Termik Santralleri’nin kurulduğu günden bu yana bölge halkıyla birlikte gelişimini sürdürdüğünün altını çizen Dinç, "İstihdamımızın yüzde 75’ini Milaslılar oluşturuyor ayrıca yine tüm satın almalarımızı Milas ve Muğla bölgesinde gerçekleştiriyoruz, yerelliğe büyük önem veriyoruz. Bunun yanı sıra santrallerimizin bulunduğu bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine de katkı sunuyoruz. Bölgedeki tüm köy muhtarlarıyla 7/24 iletişim halinde olduğumuz mesajlaşma grubumuz var. Muhtarlarımız bize anında ulaşabiliyor. Çevre okullarımızda çevre, iş güvenliği, yangınla mücadele ve acil müdahale eğitimleri veriyoruz, çalışanlarımızın ev kadını olan eşlerine Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü öncülüğünde meslek edindirme kursları düzenliyor, bu kurslardan edindikleri bilgilerle ürettikleri ürünleri satmaları için hayır panayırları yapıyoruz. Köylerin gelişimi için çevre köy muhtarlıklarına ihtiyaç durumunda makine ve malzeme temini sağlamak kaydıyla okul yolu, cami tadilatı, muhtarlık binası inşası, toplanma yeri kazandırmaya kadar çeşitli başlıklarda katkı sunmaya çalışıyoruz. Staj ve burs olanaklarımız sürekli olarak devam ediyor. Lise ve üniversite öğrencilerine katkı sunmak bizim de geleceğe daha güvenli bakmamızı sağlıyor" açıklamalarında bulundu.



"Kapatılan maden sahalarının olduğu bölgede 22 bin 100 zeytin ağacımız bulunuyor"


Şirketlerinin kendi talebi ve isteğiyle Orman Genel Müdürlüğü ile 2020 yılında “Ağaçlandırma İşbirliği Protokolü” imzalandığını hatırlatan Dinç, "Bu kapsamda ülke genelinde 2 milyon fidan dikimi gerçekleştirildi. Nihai hedefimiz ise bu sayıyı 5 milyona çıkarmak ki bunu da önümüzdeki yıllarda yapacağız. Ayrıca; Muğla - Milas Yeniköy Linyit İşletmesi Madencilik faaliyetleri kapsamında, madencilik faaliyetlerinin başlangıcından bu yana üst örtü dekapajı yapılan sahalardan taşınarak, dökümü tamamlanan sahalara belirli bir planlama dahilinde 1992 yılından itibaren ağaç dikimi yapılıyor. Toplamda 1992’den günümüze gelinceye dek 93 hektarlık maden faaliyet alanlarımızda 415 binin üzerinde akasya, zeytin, kızılçam, fıstık çamı, mavi selvi, sakız ağacı, incir ağacı dikimi yapıldı. Ayrıca yine kapatılan maden sahalarının olduğu bölgede 22 bin 100 zeytin ağacımız bulunuyor. Bu ağaçların hasadı yine bölgedeki köylülerimiz tarafından yapılıyor. Her yıl rekolteye göre değişmekle birlikte ortalama 40 ton zeytin elde ediliyor. Zeytinlerden ise 8 ton soğuk sıkım zeytinyağı ve zeytinyağı sabunu üretiyoruz. Bu ürünlerden ticari bir kazanç elde etmeyip şirket çalışanları ve diğer paydaşlarla paylaşıyoruz" diye konuştu.



"Zeytinyağına coğrafi işaret alındı"


Kapatılan maden sahalarındaki zeytinliklerden elde edilen zeytinyağlarının kısa bir süre önce Milas Ticaret ve Sanayi Odası tarafından coğrafi işarete layık görüldüğünü belirten Dinç, "Tüm dünyada ayrı bir yere sahip olan Milas zeytinyağları, Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret alarak önemli bir başarıya imza attı. Yeniköy Kemerköy zeytinyağları da AB tarafından verilen coğrafi işaretli zeytinyağları arasına girdi" dedi.



Maden sahalarında kömür çıkartılmadan önce Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde arkeolojik kazılar yapıldığını söyleyen Dinç, "Bugüne kadar yapılan kazılarda erken tunç, geç geometrik, arkaik, klasik, helenistik, erken Roma, Doğu Roma dönemlerine ait farklı tiplerde 75 adet mezar, dört adet zeytinyağı işliği ve iki adet konut tabanı bulundu. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile 24 Nisan 2015 tarihinde yapılan protokolle birlikte kazı çalışmaları kapsamında mevcut durumda YK Enerji tarafından 18 arkeolog, 75 işçi istihdam ediliyor. Bu istihdamın önemli bir bölümünü köylü kadınlar oluşturuyor. Bu kazılarda bulunan eserler, kazı evinde analiz edildikten sonra birleştirilerek Ören’de kurulan Ören Arkeopark açık hava müzesine taşınıyor. Anıtsal nitelikte mezarların, mimari yapıların ve bölgenin arkeolojik mirasını yansıtan ünik örneklerin yer aldığı Milas Ören Arkeopark Alanı, bünyesinde barındırdığı eserlerle birlikte tarihin tam 7 ayrı dönemine ve 4 bin 500 yıllık bir zaman dilimine ev sahipliği yapıyor. Taşıma işlemleri tamamlanınca Arkeopark Alanı’nda, etnografik ev şeklinde düzenlenecek olan karşılama merkezi, güvenlik üniteleri ve zeytinyağı atölyesi canlandırma alanı bulunacak" ifadelerini kullandı.



"Enerjide dışa bağımlılığı azaltıyoruz"


Dinç, "Enerjide dışa bağımlılığı, Türkiye’nin elektrik üretiminde sunduğu yüzde 2,5’lik katkı payı ile doğru orantılı olarak yüzde 2,5 engelliyor diyebiliriz. Farklı açıdan bakacak olursak aynı elektriğin modern bir doğal gaz kombine çevrim santralinde ideal şartlarda üretilmesi için yıllık yaklaşık olarak 1,3 milyar metreküp doğal gaz yakılması gerektiğini söyleyebiliriz. Bu da günümüz rakamlarına göre yıllık 1 milyar dolarlık bir doğal gaz ithalatını engellediğimiz anlamına geliyor. Kömür santralleri kapatılsın yerine 1000 MW’lık güneş santrali yapılsın, bin 200 megavatlık rüzgar yapılsın deniyor. Bir yılın 8 bin 760 saat, bir güneş santrali yılda bin 500 saat, kömür santrali ise 7 bin 500 saat çalışıyor. Termik santraller düğmeye bastığınızda size 7/24 elektrik sağlayabiliyor. Kömür santrali kapatın dediğimiz noktada bu arzı ikame etmek için ya nükleer ya da doğal gaz santrali yapılması gerekiyor" dedi.



"Kömür stoğu bitiyor"


Şu anda var olan bazı yasal sorunlar nedeniyle 2,5 yıldır yeni kömür sahası oluşturamadıklarını belirten Dinç, sözlerini şöyle tamamladı: "Hem orman bölgesiyle ilgili hukuki süreç devam ediyor hem de zeytin yasası ile ilgili değişiklik yapılması gerekiyor. 1938 yılında çıkan zeytinciliği koruma yasasına 1995 yılında zeytin sahalarının üç km civarına herhangi bir sanayi tesisi yapılamaz diye bir madde eklenmiş. Zeytinhaneler ya da zeytincilik dışında herhangi bir sanayi tesisi yapılamıyor. Buna karşın devletimiz bu santralleri kurmuş ve işletmiş ancak bu yasa şu anda bizim elimizi kolumuzu bağlıyor. En azından yerli kömürle üretilen elektrik santraller için değişikliğe gidilmesi ihtiyacı hissediyoruz. Aynı sorunu yaşayan başka santraller de var. Eğer bu sorunlar çözülmezse bu santraller üretimini durdurmak zorunda kalacak. Bugün karar çıksa yeni kömüre ulaşmak için en az 14-15 aylık bir süre gerekli. Bu şekilde giderse muhtemelen aşama aşama üniteler devre dışı olacak sonra santral tamamen üretimi durduracak. Zaten yapılan hesaplamalara göre, bu bölgedeki kömür stoğu 2040 yılında bitecek. O döneme kadar bu santrallerin çalışması büyük bir önem taşıyor."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Seyyar balon satıcısı başına gelen talihsiz olayla ilgili konuştu Eskişehir’de geçtiğimiz ay elinden kaçırması sonucu ağaca takılan onlarca uçan balonunun oluşturduğu ilginç görüntüyle ilgili konuşan seyyar satıcı Eyüp Ketenci, "Yaklaşık 2 bin 500 lira zarara uğradım. Artık balonları elime daha sıkı bağlıyorum" dedi. Ekmek parası kazanmak için gayret gösteren seyyar balon satıcısı Eyüp Ketenci, geçtiğimiz ay kentin en işlek noktalarından olan Porsuk Bulvarı üzerinde kaza eseri elindeki bütün uçan balonları kaçırmıştı. Bunun sonucunda havalanan onlarca balon bölgedeki bir ağaca takılı kalırken, satıcı tüm çabalarına rağmen mallarını geri alamamıştı. İlginç görüntüler oluşturan talihsiz olayla ilgili konuşan Ketenci, balonlarını bir çocuğa satış yaparken elinden kaçırdığını ve yaklaşık 2 bin 500 lira zarara uğradığını söyledi. Balonları havalandıktan sonra büyük bir üzüntü yaşadığını da sözlerine ekleyen emektar vatandaş, artık ürünlerini eline eskisinden sıkı bağlayarak daha tedbirli davrandığını belirtti. "Bir çocuğun eline balonu bağlayacakken benimkiler çekip gitti" Eskişehir’de seyyar olarak balon satarak geçimini sağlayan Eyüp Ketenci, "Bir tane çocuk gelimişti, ona balon verecektim. Sonra ipi onun eline bağlayacakken benim balonlarım çekip gitti. Geri de alamadım, nasıl alacaksın? Uçar gider. Hiç girişimde bile bulunmadım. Ama çok üzüldüm. Aşağı yukarı 2 bin lira zararım oldu. Çevredeki insanlar da ’Yazık olmuş’ deyip geçtiler. Ama olabiliyor yani böyle. O günden sonra balonları daha sıkı, iyice bağlamaya başladım. Şimdi eskisi gibi ipleri bırakmıyorum, koparıyorum ve öyle müşteriye veriyorum" dedi.
İstanbul Eyüpsultan Belediyesi’nden arama kurtarma eğitimi Eyüpsultan Belediyesi Eyüp Sultan Afet Yönetim Birimi (ESAY) Arama Kurtarma eğitmenleri, İSKİ Genel Müdürlüğü çalışanlarına eğitim verdi. Çalışmalar hakkında bilgi alan Eyüpsultan Belediye Başkanı Dr. Mithat Bülent Özmen, “Burada bir hedefimiz var, 2025 Ocak ayına kadar arama kurtarma ekibimiz ESAY’ımız ikinci seviyeye geçerek ikinci yıldızlarını takacak” dedi. Eyüpsultan Belediyesi tarafından, muhtemel deprem ve diğer doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak amacıyla kurulan ESAY Arama Kurtarma Birimi katıldığı saha operasyonları dışında AFAD tarafından akredite eğitmen olarak kurum ve STK’ların arama ekiplerine eğitim vermeye devam ediyor. Eyüpsultan Belediye Başkanı Dr. Mithat Bülent Özmen, son olarak İSKİ personeline verilen eğitimleri yerinde izledi. Göktürk’te bulunan Afet Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen çalışmada, teorik ve saha eğitimlerinden oluşan “Hafif Seviye Arama Kurtarma” ve “Kentsel Arama Kurtarma” eğitimleri verildi. “Hedefimiz ekibimizin ikinci yıldızı takması” Eğitim çalışmasını yakından takip eden ve çalışmalar hakkında bilgi alan Başkan Özmen, Eyüpsultan Belediyesi’nin arama kurtarma istasyonunda yetkin ve profesyonel bir ekiple, yetkin ve profesyonel anlayışla çalıştığı için mutlu olduğunu belirtti. Arama kurtarma çalışmalarının yanı sıra verilen eğitimlerin de önemine dikkat çeken Özmen, “Ekibimiz sadece arama kurtarma çalışması yapmakla kalmıyor, talepte bulunan birçok kurumu, kamu kurumunu da eğitime tabi tutuyor. Bugün de burada İSKİ bulunuyor. Arama kurtarma süreçleri birinci yıldız, ikinci yıldız ve üçüncü yıldız olmak üzere üç seviyeden oluşuyor. Biz birinci yıldızdayız. Burada bir hedefimiz var, 2025 Ocak ayına kadar arama kurtarma ekibimiz ESAY’ımız ikinci seviyeye geçerek ikinci yıldızlarını takacak. Daha sonra da ağır seviye düzeyinde olan üçüncü seviyede akredite olan, o yetkinliğe sahip bir ekibi Eyüpsultan’a kazandırmış olacağız” şeklinde konuştu. “Arkadaşlarımla gurur duyuyorum” Konuşmasında, “Hiç ihtiyacımız olmasın” temennisinde de bulunan Başkan Özmen, “Sadece bir enkazdan birini kurtarmak olarak düşünmeyin. Ani gelişecek bütün olaylarda nasıl tepki vereceklerini, nasıl aksiyon alacaklarını ortaya koyan, bunu öğreten ve çok ağır sınavlardan geçip akredite olunan bir süreçten söz ediyoruz. O yüzden arkadaşlarımla gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.
İzmir Açıldığında protokol camisi olacaktı, 7 yılda tamamlanamadı İzmir Konak’ta bulunan ve yapımına 2017’de başlanılan Nevvar Salih İşgören Ulu Cami’nin inşaatı aradan geçen 7 yılda tamamlanamadı. Ege Bölgesi’nin en büyük protokol camisi olması planlanan ibadethanenin inşaatı uzun süredir yerinde sayarken, bölge esnafı yetkililerin duruma el atarak bir an önce caminin tamamlanmasına destek olmalarını istedi. İzmir’in Konak ilçesi Mersinli bölgesinde 14 bin metrekarelik alanda yer alan Nevvar Salih İşgören Ulu Cami’nin yapımına, Nevvar Salih İşgören Vakfı tarafından 2017 yılında başlandı. 43 metre kubbe genişliğinin yanı sıra 92 metre uzunluğunda 4 minareye sahip, Osmanlı ve modern mimari izlerini taşıyan caminin 2022’de ibadete açılması hedefleniyordu. Ancak Ege Bölgesi’nin en büyük protokol camisi olması planlanan 15 bin kişi kapasiteli camide uzun süre önce inşaat çalışmaları durdu. Yapılan onca masrafın ve milli servetin ziyan olduğunu belirten bölge esnafı, yetkililerin duruma el atarak caminin tamamlanmasına destek olmaları gerektiğini söyledi. “Diyanet İşleri Başkanlığının bir an önce bu camiyi bitirmesini istiyoruz” Kaba inşaatı 2019 yılında tamamlanan camiyle ilgili görüşlerini dile getiren bölge esnaflarından 37 yaşındaki Zeynel Akçam, “Buranın 2017 yılında temeli atıldığında bölge esnafı olarak çok sevinmiştik. Neden çok sevindik; dibimizde bir cami olsun istedik. Burada bize en yakın cami 500 metre ileride. Biz çok uğraştık burası yapılsın 5 vakit namazımızı kılalım orada ama bir türlü nedense tamamlanamadı bu cami. Nevvar Salih İşgören Vakfı’nın projeyi bitirmiş olduğunu öğrendik sonradan. Esnaflar olarak Diyanet İşleri Başkanlığının bir an önce bu camiyi bitirmesini istiyoruz. Müslüman bir ülkede yaşayan vatandaşlar olarak bu camiyi böyle görünce vicdan azabı çekiyoruz. 2020 yılında Diyanet’e ‘bu cami neden tamamlanmıyor’ içerikli dilekçe yazdım, cevap gelmedi. Bölge esnafı olarak bu caminin bir an önce tamamlanmasını istiyorum” dedi. Caminin aynı zamanda bir yaşam alanı olarak tasarlanması, içerisinde sosyal donatı alanları, konferans salonları, kütüphaneler, etüt merkezleri gibi birçok bölümün olması planlanıyordu. 2017 yılında yapımına başlanılan ve 2022 yılında ibadete açılması planlanan Ulu Cami üzerinden geçen 7 yılda tamamlamadı.